Kategori: Roman

Tahsin Yücel – Gökdelen

Bağlı değildi, sağında solunda bir sürü koltuk varken, odadaki tek tahta iskemlenin üstünde, kımıldamadan oturmasını söyleyen de olmamıştı, o gene de hep aynı yerde, aynı tahta iskemlenin üstünde, kımıldamadan oturuyor, korku ve şaşkınlık içinde karşısındaki adamlara bakıyordu. Geniş omuzları, kısa boyları, kapkara saçları, dar alınları, kalın kaşları, küçücük, yuvarlak gözleri, eğri burunları, sarkık bıyıkları ve […]

Banana Yoshimoto – Mutfak

Çok uzun zamandan beri romanda anlatmak istediğim bir şey vardı ve ne pahasına olursa olsun bunu anlatıncaya kadar yazmaya devam etmeyi istiyordum. Bu kitap işte o ısrarcılığın sonucunda ortaya çıktı. Büyüme ve engellerin aşılması kişinin ruhuna çizilidir. Sert ya da yumuşak geçen günlük kavgalarımda daha iyi bir duruma geldiysem biliyorum ki bu sadece pek çok […]

Honoré de Balzac – Eugenie Grandet

Balzac, yirmi yaşında bir gençken, Paris’te bir lavanarasında yan aç, günde iki frankla iki yıl yaşadı. Bu durumda annesi babası onun bir edebiyatçı olabileceğini kanıtladığını düşündüler. Aksi halde onu bu çılgın düşünden kurtarıp avukatlık mesleğine yönelteceklerdi. O sıralarda Balzac’in bütün umutlarının ve düşüncelerinin üzerinde odaklattığı klasik bir trajedi olan Cromwelidi. Gelecek kuşaklar, yapıt üzerinde Balzac’ın […]

Italo Calvino – İkiye Bölünen Vikon

Türklerle savaş vardı. Dayım, Terralbalı Medardo vikontu Bohemya Ovası’nda Hıristiyanların ordugâhına doğru at sürüyordu. Peşinden de emir eri Curzio gidiyordu. Leylekler alçaktan uçuyor, beyaz sürüler oluşturarak, donuk, dingin havayı yarıyorlardı. — Niye bu kadar çok leylek var, diye sordu Medardo, Curzio’ya. Nereye gidiyorlar? Savaşa katılmış olan komşu dükleri hoşnut etmek için henüz gönüllü yazılmış olan […]

Italo Calvino – Bir Kış Gece Eğer Bir Yolcu

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu ilk olarak 1979 Haziranında Ei- naudi Yayınevi tarafından yayımlandı. Kitabın çıkmasından sonra Calvino pek çok gazete ve dergiyle söyleşi yaptı. Kitabın yapısı ve anlamı üzerinde düşünmek ve tartışmak için en doğru fırsat ona eleştirmen Angelo Guglielmi tarafından sunuldu: Calvino 1979 Aralık ayında Alfabeta aylık dergisinde “Eğer Bir Kış Gecesi […]

Italo Calvino – Örümceklerin Yuvalandığı Patika

Bu, yazdığım ilk roman; birkaç öyküm bir yana bırakılırsa, yazdığım ilk şey olduğunu bile söyleyebilirim. Şimdi elime aldığımda, nasıl bir etki yaratıyor üzerimde? Onu kendi yapıtlarımdan biri gibi değil de, daha çok, Ikǚ inci Dünya Savaşı sona erdikten sonra, bir çağın genel ikliminden, ahlaki bir gerilimden, bizim kuşağımızın benimsediği bir edebiyat beğenisinden anonim olarak doğmuş […]

Sylvia Plath – Sırça Fanus

Garip, boğucu bir yazdı. Rosenberg’leri elektrikli sandalyede idam ettikleri yaz. Ve ben New York’ta ne aradığımı bilmiyordum. İdamlar beni çileden çıkarır. Elektrikli sandalyede idam edilme düşüncesi midemi kaldırır hep. Oysa o aralar gazetelerde okunacak başka bir şey yoktu – her köşebaşında ve havası tozla yerfıstığı kokusundan ağırlaşmış her metro çıkışında bana bakıp duran patlak gözlü […]

Suzanne Portnoy – Kasap Fırıncı Şamdancı

Rio’nun Yeri’nde Bir Aperatif Bay New York, İskoçyalı Antonio Banderas, Fransız Jigolo, Danimarka Pastası, Tantracı Andy, Operacı… Onları nadiren isimleriyle çağırırım. Arkadaşım Michelle ben onlarla üç kez yatmadan bir isme sahip olmamaları gerektiğini söyler. Aslında ona göre, birçoğu isimsiz kalmaya mahkûm. Fakat ben erkek arkadaş peşinde değilim. Seks peşindeyim. Bu benim hafta sonu kaçışım. İşte […]

Italo Calvino – San Giovanni Yolu

Çocukluğumda, İtalya’nın kalanından değişik sayılacak küçük bir kentte büyüdüm: San Remo’da o zamanlar henüz yaşlı İngilizler, Rus grandükleri, sıra dışı ve kozmopolit kimseler yaşardı. Benim ailem de, gerek San Remo için, gerek o zamanın İtalya’sı için alışılmadık türdendi: Annemle babam gençliği geride bırakmış kimselerdi, bilim adamıydılar, doğaya taparlardı, özgür düşünüşlüydüler, kişilikleri birbirinden çok ayrıydı, her […]

Italo Svevo – Zeno’nun Bilinci

İtalo Svevo’nun Avrupa yazınındaki yerini belirtmek için adının Proust ve Joyce ile birlikte anıldığını söylemeliyiz. Gerçekten de, anıların yitik zamanının peşisıra gidişi, yitik zamanı yeniden yaratma çabası — kendi deyişiyle “Aralık ayında Mayıs güllerini isteyişi”—, kendine özgü bir zaman ve uzamın boyutları içinde benliğinin ve bilincinin derinlerine inişi bu yazarları anımsatır; ama yakından bakıldığında, benzerlikleri […]

İvan Gonçarov – Oblomov (İletişim)

İlya İlyiç Oblomov bir sabah, Gorohovaya Sokağı’nda, neredeyse bir taşra kasabasının nüfusu kadar kiracısı olan apartmanlardan birindeki dairesinde, yatağında uzanıyordu. Otuz iki, otuz üç yaşlarındaydı Oblomov. Orta boyluydu. Hoş görünüşlüydü. O anda onun hiçbir şeyi umursamadığı, hiçbir şeyin onu tedirgin etmediği; koyu gri gözlerinin belirsiz bir dalgınlıkla, sürekli duvarlarda, tavanda kaygısızca dolaşıp durmakta olmasından belliydi. […]

İvan Gonçarov – Oblomov

Bu kitapta önemli olan Oblomov değil, Oblomovluktur. Dobrolyubov Rus edebiyatının hiçbir kahramanı, ne Raskolnikov, ne Miskin, ne Prens Andrey, eski Rus insanını, hatta bütün Doğuluları Oblomov kadar açıklıkla, en özlü yanıyla temsil etmez. Doğu, belki de ilk defa olarak Gonçarov’un bu büyük eserinde kendi kendini tanımaya, Batı’dan farkını anlamaya başlamıştır. Oblomov klasik kahramanlar gibi genel […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – Arefe

“Babalar ve Çocuklar” dışında Turgenyev’in hiçbir yapıtı, 1860 yılı başlarında “Rus Habercisi” dergisinde yayımlanan “Arefe” kadar çeşitli değerlendirmelere, ateşli tartışmalara yolaçmadı. Şaşılacak bir şey yok bunda. Çünkü bu romanda ortaya konulan sorunların düşünsel derinliği ve önemi, sadece Turgenyev’in yaratıcılığında değil, bütün o dönemin edebiyatında seçkin bir yer tutmaktadır. Turgenyev Rus Edebiyatına, gerçekliğin karanlık ve kaba […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – Duman

10 Ağustos 1862 günü öğleden sonra saat dörtte Baden-Baden’de, ünlü “Conversation”un 1 önünde büyük bir kalabalık toplanmıştı. Hava çok güzeldi. Her yanda –yemyeşil ağaçlarda, güzelim kentin pırıl pırıl evlerinde, kıvrım kıvrım yükselen dağlarda– güler yüzlü güneşin dolu dolu sunduğu bir bayram sevincinin esintisi vardı; her şey sanki içtenlikle, güvenle, sevgiyle gülümsüyor ve bu belirgin olmayan […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – Babalar ve Oğullar

Toz içinde kısa bir palto ve kareli pantolon giymiş kırk yaşlarındaki beyefendi, 20 Mayıs 1859 günü … şosesindeki hanın alçak sundurmasına şapkasını giymeden çıkarak, çenesinde beyazımsı tüyleri ve küçücük donuk gözleri olan genç ve tombul yanaklı uşağına, “Hâlâ görünmedi mi Pyotr?” diye soruyordu. Kulağında firuze taşlı küpesi, pudralanmış, renk renk boyalı saçları, saygılı hareketleriyle, kısacası […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – İlk Aşk

Misafirler dağılalı çok olmuştu. Saat yarımı çaldı. Odada ev sahibi ile Sergey Nikolayeviç bir de Vladimir Petroviç kaldı. Ev sahibi zile basarak gelen uşaklara sofrayı kaldırmasını söyledi. Sonra koltuğuna iyice yerleşerek cigarasını yaktı. — Söz sözdür, dedi. Hepimiz ilk aşkımızın hikâyesini anlatacaktık. Hadi sizden başlıyalım bari Sergey Nikolayeviç . Sarışın, toparlak, yumuk yüzlü Sergey Nikolayeviç […]