Kategori: Polisiye

Donna Leon – Operada Cinayet

Temsilin devam etmek üzere olduğunu bildiren üçüncü zil, Teatro La Fenice’nin fuayeleriyle barlarında hafifçe çınladı. Dinleyiciler sigaralarını söndürdüler, kadehlerindeki içkileri yudumladılar, sohbetlerine son verip ağır adımlarla içeri girmeye başladılar. Perde arasında pırıl pırıl aydınlatılmış olan salon, yerlerine dönenlerin uğultusuyla doldu. Bir mücevher pırıldadı, vizon bir etol çıplak bir omza yerleştirildi, minik bir toz zerresi saten […]

Marquis de Sade – Dolandırıcılar

Birçok dikkatsiz kadın, kendilerine bir sevgili bulmaksızın ve kocalarını da karşılarına almaksızın, her türlü cilveleşme yöntemine açıktırlar. Ama bu yöntemle kendilerini bekleyen kaşınılmaz sondan daha tehlikeli bir sona sürüklerler. Bu bağlamda, sözünü açtığımız bu konuya en çok uyacak olay ise kuşkusuz Languedovc markizinin başına gelenlerdir. Aklı bir karış havada, delidolu, neşeli ve açık görüşlü nazik […]

Mark Gimenez – Avukat

Aziz Aloysius Çocuk Araştırma Hastanesi Ithaca, New York 02:55 Kadına gözlerini dikmiş bakıyordu; yüzündeki ifade sert ve kararlıydı. Kadının da bildiği gibi bunu onaylamıyordu. “Bana o şekilde bakmaktan vazgeç, Luigi. Ben deli değilim.” Ön girişte bulunan bekleme odasındaydılar, burası belli bir sıcaklıktaydı ve dışarıdan gelebilecek soğuğa ve mikroorganizma kaynaklı kirleticilere karşı arındırılmış durumdaydı. Parkasındaki kar […]

Mark Billingham – Ölüm Mesajı

Onları gördüğü ilk anda, polis olduklarını anlamıştı aslında; duruşlarındaki ciddiyet, yüzlerindeki endişeyle karışık resmiyet, midesine bir yumruk gibi inmişti. Kadın olanın gösterdiği sandalyeye yığılır gibi kendini bırakırken, ciğerlerindeki nefesin tükendiğini hissetti. Kurumuş ağzını tükürüğüyle ıslattı ve yuttu. İki polisin kendilerini rahat ettirmeye çalıştığını ama başarılı olamadıklarını gördü; adamlar boğazlarını temizlediler ve sandalyelerini biraz öne çektiler. […]

Mark Benecke – Ölümün İzleri

Uzun yıllardır birlikte çalıştığım, Adli Bilimler alanında çok değerli çalışmalara imza atan, kendisinden çok şey öğrendiğim değerli meslektaşım, önemli bilim adamı Dr Mark Benecke’in kriminal kitaplar dizisinden Ölümün İzleri adlı kitabının Türkçe çevirisini elime aldığımda anlatılan akıl almaz ve heyecanlı soruşturmaları bir nefeste okuyuverdim. Toplum içinde infial yaratan birçok olayın neden ve nasıllarını yıllar süren […]

Mario Puzo – Sicilyalı

MICHAEL CORLEONE, Palermo’da uzun, tahta bir iskele üzerinde durmuş, Amerika’ya gitmek üzere okyanusa doğru yelken açan büyük gemiyi izliyordu. Bu gemiye binmiş olması gerekiyordu fakat babasından yeni talimatlar gelmişti. Burada geçirdiği yıllarda onu koruyan ve şimdi de bu iskeleye getiren, küçük balıkçı teknesindeki adamlarına el salladı. Bu balıkçı teknesi, okyanus gemisinin arkasında annesinin peşindeki bir […]

Mario Puzo – Baba

AMERİGO Bonasera New York Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda oturmuş, adaletin yerine getirilmesini bekliyordu, kızınız insafsızca yaralayan onun şerefiyle oynayan kişilerden adaletin eliyle intikam almış olacaktı. İnsana ürküntü verecek kadar iriyarı bir adam olan yargıç kara cübbesinin kollarını yukarı sıvadı; sanki kürsünün önünde duran iki delikanlıyı dövmeye hazırlanıyordu. Yüzü açık bir nefretle buz gibiydi. Amerigo […]

Mario Mazzanti – Şah Mat

Gazete bayisinin içindeki genç adam, kendisine doğru gelmekte olan Adriana Maggesi’ye göz ucuyla baktı. Her akşam olduğu gibi bu farklı yürüyüşü daha uzaktayken tanımıştı: Neredeyse edepli denebilecek, hatta ona çekici gelen temkinli ve sakin adımlar. O akşam da her sefer olduğu gibi genç adama gözlerinin rengini gösterecek ve parfümünü hissettirecek kadar yakından geçecekti… Bir an […]

Maria Lang – Gelin Çiçeği Cinayeti

AYLARDAN hazirandı, günlerden de cuma. Vakte gelince, Dina Richardson’un herkesçe kuşkuyla karşılanan ifadesine bakılırsa, Priest ve River sokaklarının kesiştiği yerde adı çağrıldığında saat tam üçe on vardı. Şaşıran genç kız dönmüş ve çevresine bakınmıştı. «O, Anneli! Sen misin, canım? Ben de seni düşünüyordum Nereden geliyorsun? Nasılsın? Sinirli misin?» Skoga sakinleri bu güzel arkadaşlığa yirmibeş yıldır […]

Maj Sjowall, Per Wahloo – Balkondaki Adam

SAAT 2.45; Güneş doğmak üzere. Taşıtların gürültüsü ancak yarım saat önce kesilmiş, en geç kalan akşamcıların mırıltıları da son bulmuştu. Arazözler arkalarında ıslak lekeler bırakarak caddelerden geçtiler. Bir cankurtaran uzun ve dümdüz caddeyi büyük bir hızla arkasında bıraktı. Daha sonra beyaz çamurlukları, anteni ve kapılarının üstünde beyaz harflerle POLİS kelimesi yazılı olan siyah bir araba […]

Lisa Gardner – Kızım İçin Son Kez

Kimi seviyorsun? Herkesin cevap verebileceği türden bir soruydu bu. Hayata ışık tutan, geleceği şekillendiren, insanın geçirdiği günlere yön veren cinsten. Gayet basit, zarif, herkesi etkisi altına alan bir soru. Kimi seviyorsun? O sürekli bu soruyu sorup dururken ben cevabın belime takılı olan polis kemerimde, bedenimi sımsıkı saran zırhlı yeleğimin güven duygusunda, kaşlarımın üzerine kadar indirdiğim […]

Lilian Jackson Braun – Kırmızı Gören Kedi

Jim Qwilleran, Basın Kulübü’nün yemek salonundaki iskemlelerden birine kendini atarcasına bıraktı. Gür bıyıklarının aşağıya doğru kıvrımı yüzündeki somurtuk ifadeyi daha da derinleştiriyordu. Üzerindeki sıkıntının nedeni ne on sent artan içki fiyatları ne bulunduğu ortamdaki kasvetli ışıklandırma ne o iç karartıcı tahta döşemeler ne Cuma’dan kalma balık kızartmasıyla Cumartesi’den kalma bira kokusu karışımı ne de bir […]

Lawrence Block – Polisiye Roman Okuyan Hırsız

“Fena bir Baskın değil” dedi. “Doğru dürüst bir de Ateş yoktur sanırım.” İtalikleri duymamıştım. Bunlar sesli vurgulama değil, kitap adlarıydı ya da daha doğrusu kitap adlarının kısaltılmışı. Ateş’in ‘A’sı ve ‘Baskın’ın B’ siydi söz konusu kitaplar ve sonuncusunun bir nüshasını tezgâhın üstüne bırakmıştı ki, bunun bana bir ipucu vermesi gerekirdi. Ama vermedi ve italikleri de […]

Lawrence Block – Herkes Ölür

(Arka kapak) Bir silah patlaması duyuldu. Mick’in üstüme yüklenmesiyle arkaüstü düşmüş, akımdaki sandalyeyi paramparça etmiştim. Ben tahta kırıklarının üstünde, Mick de benim üstümde yatıyordu. Elinde bir silah vardı ve kapı eşiğinden gelen otomatik silah ateşine karşılık olarak ateşleyip duruyordu. Kafamın üstünden uçan bir şey görür gibi oldum. Büyük bir gürültü oldu, dalgalar halinde şok titreşimleri […]

Lawrence Block – Bir Dizi Ölü Adam

Yaşlı adam ayağa kalkarak kaşığını su bardağının alt kısmına vurduğu sırada saat dokuz civarında olmalıydı. Adamın çevresindeki konuşmalar dindi. Tam bir sessizlik olana kadar bekledi, sonra gözlerini odada dolaştırmak için uzun bir dakika daha bekledi. Vurduğu bardaktan küçük bir yudum su içti, bardağı önündeki masaya koydu ve avuç içleri masanın üzerinde olacak biçimde ellerini bardağın […]