Georges Pachymeres – Bizanslı Gözüyle Türkler

IV.yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve XV. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam eden Bizans İmparatorluğu ve Türkler arasındaki ilişkiler, Türk tarihi için çok önemli bir dönemi kapsamaktadır. Pachymeres’in 1255-1308 yılları arasında Anadolu’da cereyan eden olayları anlatan ve bu dönemi de içine alan “Relations Historiques” adlı eserinde Türklerle ilgili birçok bilgi bulunmaktadır. Pachymeres 27 Temmuz 1302’de gerçekleşen […]

Andre Gide – Ahlaksız

Bu kitap neyse, odur. O, acı küllerle dolu bir meyvadır; kavurucu bölgelerde yetişen ve susuzluğa daha dayanılmaz bir yakıcılık ekleyen, ama altın sarısı kumlar üzerinde güzellikten de yoksun olmayan çölün Ebu Cehil karpuzları gibidir. Kahramanımı örnek olarak verseydim, kabul etmek gerekir ki, hiç de başarılı olamazdım; Michel’in macerasıyla birkaç kişinin isteyerek ilgilenmesi, iyiliklerinin bütün gücüyle […]

Georges Bataille – İç Deney

“İç Deney”, Georges Bataille’ın “Erotizm” adlı yapıtından sonra Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabı. İç Deney, Bataille’ın bir yapıtının ismi olmasına karşın, aynı zamanda onun felsefik tavrını özetlemektedir. Aslında Bataille’ın tüm yapıtlarını bir iç deneyim olarak görmek olanaklıdır. Bataille’ı okumak için, iç deneyin onun için ne anlama geldiğini açığa çıkarmak gerekir. İnsan sıradan günlük yaşamının içinde birden […]

Georges Bataille – Gözün Hikâyesi

Gözün Hikâyesi’nden bir yıl önce, W.C. başlıklı bir kitap yazmıştım, küçük bir kitaptı bu. Daha çok da çılgın bir anlatı. W.C. ne kadar hüzünlüyse, Gözün Hikâyesi de o kadar hoppadır. W.C.’nin elyazması yandı, şimdiki üzüntüm düşünülürse bu bir kayıp değildi: Bu bir korku çığlığıydı (kendimden duyduğum korku, ahlâksızlığım için değil, o günden beri düşünürüm aklımın […]

Georges Bataille – Göğün Mavisi

Az ya da çok, hayatın çeşitli gerçeklerini ortaya çıkaran öykü ve romanlara bağlıdır herkes. Bazen kendinden geçmiş bir halde okunan bu öykülerdir sadece, insanın kaderiyle yüzyüze gelmesini sağlayabilen. Bu öykülerin nasıl yaratıldığını ve romanın yenilenmesi ya da daha iyiye gidebilmesi için gerekli olan çabaları nasıl yönetebileceğimizi araştırmalıyız tutkuyla. Aslında herkesin aklını meşgul eden şey, bilinen […]

Georges Bataille – Edebiyat ve Kötülük

Benim bağlı olduğum kuşak, doğrusu oldukça firtınalı bir dönemde yaşadı. Edebiyat dünyasına gözlerimizi açtığımızda, ortalık gerçeküstücülüğün çalkantısıyla 1 sarsılıyordu. Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda taşkın bir duygu egemendi ortama. Edebiyat da, kendine çizilen sınırlar içinde neredeyse boğulmak üzereydi. Adeta bir devrimin tohumlarını barındırıyordu içinde. Okuyacağınız incelemeyi gerçekleştiren insanın, şu anda olgunluk çağını sürmekte olduğunu hatırlatmak […]

George Vernadsky – Moğollar ve Ruslar

Moğol dönemi, Rusya tarihinin bütün seyri boyunca en önemli devirlerinden biridir. Moğollar, Rusya’nın tamamına bir yüzyıl kadar hâkim oldular ve XIV. Yüzyılın ortalarında Batı Rusya’daki gücü dağıldıktan sonra bile, Doğu Rusya üzerinde –daha hafif bir şekilde olmakla beraber– kontrollerini bir yüzyıl daha sürdürdüler. Bu, bütün ülkenin, özellikle de Doğu Rusya’nın tüm siyasî ve sosyal yapısında […]

George Sarton – Antik Bilim ve Modern Uygarlık

Türk okuyucuları, yayımcıların (veya yayın piyasasının) makul bir tercüme politikası olmadığı için, bir takım tuhaflıklara kurban gitmiş, daha rakamları tanımadan karmaşık denklemleri çözmek zorunda bırakılmıştır. Örneğin bilim tarihi sahasında, henüz temel bir eser tercüme edilmemiş olduğu halde, Thomas S. Kuhn ve Paul Feyerabend gibi bilim tarihinden yararlanarak bilim felsefesi yapan filozofların eserleriyle tanışmış ve bilimin […]

Andre Clot – Muhteşem Süleyman

GÜZELİM YÜZYILIN ŞAFAĞINDA 1453: II. Mehmet İstanbul’u fetheder. 1492: Kristof Kolomb, Amerika’yı keşfederken Katolik krallar da Granada’yı Müslümanlardan kurtarırlar. 1519: Şarl-ken Almanya İmparatoru seçilir. 1520: Luther aforoz edilir… Batı aleminin yeniçağa adım atışını belirlemek üzere başlangıç yapacağımız tarih ve olay hangisi olursa olsun, bunların hepsini birden kavrayan bir olguyla karşı karşıyayız: Avrupa’yı XIV. ve XV. […]

André Breton – Sürrealist Manifestolar

Hayattaki -demek istediğim, gerçek hayattaki- en kırılgan şeylere dair inanç öylesine güçlüdür ki, en sonunda bu inanç kaybolup gider. Her geçen gün kaderinden daha çok hoşnutsuz olan müzmin hayalperest insanoğlu kullanmaya yöneltildiği nesneleri, kayıtsızlığının yoluna çıkardığı veya en azından şansını (ya da şans dediği şeyi!) denemeyi reddetmeyip çalışmayı kabul ettiğinden, hemen hemen her zaman kendi […]

André Breton – Nadja

Sürrealizmin yazın ve sanat alanında etkisinin görünmediği ender ülkelerden biridir Türkiye. Bir Türk gerçeküstücülüğü hiçbir zaman olmamıştır. Sürrealizmi, sanat alanında, biraz başkaldırı, biraz aykırılık, biraz değişiklik, biraz gerçeküstücülük olarak görenler (aslında onun felsefesinden hiç mi hiç haberi olmayanlar), örneğin Garip şiirini, Sait Faik’in son öykülerini ve benim kuşağımın ilk öykülerini, günümüzün biraz fantastik, biraz fantezi […]

André Bonnard – Antik Yunan Uygarlığı 2

Tragedya kutsanmış ya da tertemiz arı sularla yazılmaz. Kan ve gözyaşı ile yazıldıklarını söylemek ise fazla beylik kaçar. Tragedya dünyası bir ölçüde düşsel bir dünyadır; Atinalı şairler, bu dünyayı, hem köylü hem denizci bu halkın iki yüzyıl boyunca yaşamış olduğu gerçeklik hakkında edindiği acı deneyimden hareketle yine halk için yaratırlar. Solon’un zamanında Atina halkı önce […]

Andersen – Seçme Masallar I

Hans Christian Andersen 1805’te Danimarka’da Odonse’de fakir bir kunduracının oğlu olarak doğmuş, 4/8/1875’te Kopenhag’da ölmüştür. Andersen’in bir şair, hem de büyük bir şair olduğundan şüphe edilmemeli. Cansızların dilini anlayarak, eşyayı konuşturacak kadar büyük bir şair olan Andersen, eline aldığı her konuyu kendi iç soluğu ile doldurmayı, yaşatmayı bilmiş, onları insanlaştırmış, aramıza katmıştır. Şairin bu yanı […]

Anatole France – Thais

Anatole France’ın romanları genel ikle yergi, insan sevgisi ve kuşkucu (sceptique) felsefe gibi üç öğenin birleşmesinden oluşur. Thais romanında ise bu üç öğeye bir dördüncüsü, psikanaliz* eklenir. Roman baskı altına alınmış cinsel arzuların ve rüyanın incelemesini yapar ve yorumunu sunar. A. France, Thais’i yayımladığında, kendi otuz üç, Freud*** kırk beş yaşındaydı ve Avusturyalı psikanalist Rüyaların […]

Anadolu Medeniyetleri

Hititler kendilerini ba ş ka isimle anmalar ı na ra ğ men, ülkelerine Hatti ülkesi demeleri ve din ile ilgili tabletlerde rahibin Hatti dilinde konu ş tu ğ unu belirtmeleri bu etkiyi göstermektedir. Ayr ı ca özel isimlerin bir ço ğ u da Hatti dilinden gelmektedir. Hatti uygarl ı ğ ı na ait en önemli […]

Bela Horvath – Anadolu 1913

Yüzyılımızın başları… Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu, bir dönemin son tanıkları olarak yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Orta ve Doğu Avrupa halklarının, Balkan ve Ortadoğu halklarının ulusal kimlik ve bağımsızlık mücadeleleri, bu iki eski rakibi birbirine yaklaştırıyor. Bu rüzgârlar en fazla Budapeşte ve İstanbul’u etkiliyor. Tarih, dil ve kültür yakınlığının iki halkın da geleneklerinde fazlasıyla yeri […]