Hayattaki -demek istediğim, gerçek hayattaki- en kırılgan şeylere dair inanç öylesine güçlüdür ki, en sonunda bu inanç kaybolup gider. Her geçen gün kaderinden daha çok hoşnutsuz olan müzmin hayalperest insanoğlu kullanmaya yöneltildiği nesneleri, kayıtsızlığının yoluna çıkardığı veya en azından şansını (ya da şans dediği şeyi!) denemeyi reddetmeyip çalışmayı kabul ettiğinden, hemen hemen her zaman kendi […]
André Breton – Nadja
Sürrealizmin yazın ve sanat alanında etkisinin görünmediği ender ülkelerden biridir Türkiye. Bir Türk gerçeküstücülüğü hiçbir zaman olmamıştır. Sürrealizmi, sanat alanında, biraz başkaldırı, biraz aykırılık, biraz değişiklik, biraz gerçeküstücülük olarak görenler (aslında onun felsefesinden hiç mi hiç haberi olmayanlar), örneğin Garip şiirini, Sait Faik’in son öykülerini ve benim kuşağımın ilk öykülerini, günümüzün biraz fantastik, biraz fantezi […]
André Bonnard – Antik Yunan Uygarlığı 2
Tragedya kutsanmış ya da tertemiz arı sularla yazılmaz. Kan ve gözyaşı ile yazıldıklarını söylemek ise fazla beylik kaçar. Tragedya dünyası bir ölçüde düşsel bir dünyadır; Atinalı şairler, bu dünyayı, hem köylü hem denizci bu halkın iki yüzyıl boyunca yaşamış olduğu gerçeklik hakkında edindiği acı deneyimden hareketle yine halk için yaratırlar. Solon’un zamanında Atina halkı önce […]
Andersen – Seçme Masallar I
Hans Christian Andersen 1805’te Danimarka’da Odonse’de fakir bir kunduracının oğlu olarak doğmuş, 4/8/1875’te Kopenhag’da ölmüştür. Andersen’in bir şair, hem de büyük bir şair olduğundan şüphe edilmemeli. Cansızların dilini anlayarak, eşyayı konuşturacak kadar büyük bir şair olan Andersen, eline aldığı her konuyu kendi iç soluğu ile doldurmayı, yaşatmayı bilmiş, onları insanlaştırmış, aramıza katmıştır. Şairin bu yanı […]
Anatole France – Thais
Anatole France’ın romanları genel ikle yergi, insan sevgisi ve kuşkucu (sceptique) felsefe gibi üç öğenin birleşmesinden oluşur. Thais romanında ise bu üç öğeye bir dördüncüsü, psikanaliz* eklenir. Roman baskı altına alınmış cinsel arzuların ve rüyanın incelemesini yapar ve yorumunu sunar. A. France, Thais’i yayımladığında, kendi otuz üç, Freud*** kırk beş yaşındaydı ve Avusturyalı psikanalist Rüyaların […]
Anadolu Medeniyetleri
Hititler kendilerini ba ş ka isimle anmalar ı na ra ğ men, ülkelerine Hatti ülkesi demeleri ve din ile ilgili tabletlerde rahibin Hatti dilinde konu ş tu ğ unu belirtmeleri bu etkiyi göstermektedir. Ayr ı ca özel isimlerin bir ço ğ u da Hatti dilinden gelmektedir. Hatti uygarl ı ğ ı na ait en önemli […]
Bela Horvath – Anadolu 1913
Yüzyılımızın başları… Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu, bir dönemin son tanıkları olarak yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Orta ve Doğu Avrupa halklarının, Balkan ve Ortadoğu halklarının ulusal kimlik ve bağımsızlık mücadeleleri, bu iki eski rakibi birbirine yaklaştırıyor. Bu rüzgârlar en fazla Budapeşte ve İstanbul’u etkiliyor. Tarih, dil ve kültür yakınlığının iki halkın da geleneklerinde fazlasıyla yeri […]
Amit Goswami – Kendini bilen evren
Kuantum mekaniği bize daha geniş bir perspektif, algılayışımızı yeni bir aleme genişleten yeni bir bağlam vermektedir. Doğayı ayrı biçimler, dalgalar ya da parçacıklar olarak görebilir ya da tamamlayıcılığı keşfedebiliriz: Dalgaların ve parçacıkların, aynı şeye özgü olduğu fikrini. Rüzgarları, dalgaları, gelgitleri ve yerçekimini dizginledik sayılır. Sevgi enerjilerini dizginlemeye başlayabilir miyiz? Tüm potansiyelimize, yani kuantum ve klasik […]
Amit Chaudhuri – Akşamüstü Ezgisi
Kapı çalıyor. Müzik öğretmeni içeri giriyor. Her zamanki gibi gülümsüyor. Tüm bedeni gülümsüyor. Karmaşık bir melodi mırıldanıyor dışarıda rüzgâr, ışık ve yağmur, toprağı gölgelerden oluşan bir değirmen gibi öğütüyor. İçeride, serin odada, annem ve müzik öğretmeni halının üzerine oturmuş, her zamanki gibi, misafir odasındaki sedirlerle, masalarla, tablolarla ve biblolarla çevrelenmişler. Annem harmonyum çalıyor; şarkı söylemeye […]
Amin Maalouf – Yüzüncü Ad
Canavar′ın yılına girmemize daha dört uzun ay var, oysa gelmiş dayanmış bile kapıya. Gölgesi, yüreklerimizi ve evlerimizin pencerelerini örtüyor. Çevremdeki insanlar başka şeyden söz edemez oldular. Yaklaşan yıl, ön belirtiler, kehanetler… Gelsin! diyorum kimi zaman kendi kendime; boşaltsın artık mucize ve felaketlerle dolu heybesini! Sonra cayıyorum bu düşünceden; tüm o güzel yıllara geri gidiyorum belleğimde, […]
Amin Maalouf – Tanios Kayası
“Uğruna şu düşsel Alleghany ve Lübnan dağlarının dikildiği halk bu!.. Hangi iyi kollar, hangi güzel çağ geri verecek bana uykularımın ve en küçük devinimlerimin kaynağı olan bu bölgeyi?” Benim doğduğum köyde kayaların birer adı vardır. Gemi Kayası, Ayı Kafası Kayası, Pusu Kayası, Duvar Kayası, hatta İkizler Kayası vardır. Bu sonuncusuna Gulyabani Memeleri de denir. Asker […]
Amin Maalouf – Semerkant
Ve şimdi, bakışlarını Semerkant üzerinde gezdir! O, yeryüzünün kraliçesi değil mi? Tüm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu? Edgar Allan Poe (1809 -1849) Atlantik’in dibinde bir kitap var. Anlatacağım, işte onun öyküsü. Belki nasıl sonuçlandığını biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazdı, bazı yapıtlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912’yi 15 Nisan 1912’ye bağlayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland açıklarında […]
Amin Maalouf – Ölümcül Kimlikler
1976’da Lübnan’ı terk edip Fransa’ya yerleştiğimden beri, son derece iyi niyetli olarak, kendimi “daha çok Fransız” mı, yoksa “daha çok Lübnanlı” mı hissettiğim ne kadar çok sorulmuştur bana. Cevabım hiç değişmez: “Her ikisi de!” Herhangi bir denge ya da haktanırlık endişesi yüzünden değil, ama cevabım farklı olsaydı, yalan söylemiş olurdum. Beni bir başkası değil de […]
Amin Maalouf – Işık Bahçeleri
3. yüzyılda yaşayan Mani, Manicilik dininin kurucusudur. Kurduğu din, İsa, Buda ve Zerdüşt’ün düşüncelerinin kaynaştırılmasından meydana gelmiştir. Mani, eski çağın bütün bilgeliğini bütün insanlara seslenen, evrensel ve tek bir dinle birleştirmek istiyordu. (…) “Semerkant”, “Afrikalı Leo” ve “Tanios Kayası”nın yazarı, Goncourt Ödülü sahibi Amin Maalouf, dini ve düşünceleri bütün baskılara karşın “doğru” ve “iyi” insanlarda […]
Amin Maalouf – Doğu’nun Limanları
Bu öykü bana ait değil, bir başkasının yaşamını anlaƨyor. Kendine özgü sözcükleriyle, onları sadece belirsiz veya tutarsız bulduğumda düzelƫm. Kendine özgü gerçekleriyle, bütün gerçekler birbirine eşdeğerde. Ara sıra bana yalan söylemiş midir? Bilemem. Ama herhalde kendisi hakkında, sevdiği kadın hakkında, buluşmaları, şaşkınlıkları, inançları, düş kırıklıkları hakkında söylememişƟr. Bunun kanıƨ elimde. Ama yaşamının her aşamasında kendi […]
Amin Maalouf – Çivisi Çıkmış Dünya
Pusulasız bir halde girdik yeni yüzyıla, Daha ilk aylardan başlayarak, dünyanın hepten çivisinin çıktığını düşündüren kaygı verici olaylar meydana geliyor; üstelik bunlar birçok alanda birden gerçekleşiyor – entelektüel dünyanın, finans dünyasının, iklimin, jeopolitiğin, etiğin çivisi çıkmış durumda. Şurası da bir gerçek ki arada sırada umulmadık, yararlı dönüşümlere de tanık olunuyor; o zaman da açmaza sürüklendiklerini […]