İran edebiyatında Avrupai anlamda hikâyeciliğin kurucusu olarak kabul edilen Sâdık Hidâyet’in Hacı Aga adlı noveli bu üretken ve çok yönlü yazarın, yazı hayatının ikinci döneminde ortaya çıkardığı yapıtlarından biridir. Rıza Şah’ın (Rıza Han veya Büyük Rıza Şah) saltanatının son yılları ile oğlu Muhammed Rıza Şah’ın (Pehlevî) saltanatının ilk yıllarındaki dönemde, çıkarcı ve sermayedar tüccar kesimi […]
Sâdık Hidâyet – Diri Gömülen
Soluğum kesiliyor, gözlerimden yaş akıyor, ağzım acı mı acı, başım dönüyor, yüreğim sıkışık, bedenim yorgun, ezik ve gevşek. Bilinçsizce yatağa düşmüşüm. Kollarım enjeksiyon iğnesinden delik deşik. Yatak ter ve ateş kokusu veriyor. Yatağın yanına konmuş küçük masa üzerindeki saate bakıyorum. Cumartesi, saat on. Ortasına elektrik ampulü asılmış odanın tavanına bakıyorum. Duvar kâğıdının üzerinde pembe ve […]
Sâdık Hidâyet – Aylak Köpek
İlk kez 1942 (Hicri şemsî 1321) yılında Tahran’da basılan Seg-i vilgerd (Aylak Köpek), İkinci Dünya S avaşı’nın getirdiği yıkımla S âdık Hidâyet’in yaşam ve toplum görüşünün çok olumsuz bir havaya büründüğü, inziva ve intiharın kaçış yolu olarak gösterildiği, mutluluğu bu dünyada bulmanın mümkün olmadığının sık sık ele alındığı yedi hikâyeden oluşan bir kitaptır. Kitaba adını […]
Sâdık Hidâyet – Alacakaranlık
İran edebiyatında modern öykünün kurucusu sayılan Sâdık Hidâyet, yedi öyküden oluşan Alacakaranlık adlı yapıtında, diğer öykülerinde olduğu gibi yine 1930’lu yıllar İran’ının geri kalmışlık ve yönetim sorunlarını dolaylı olarak dile getirir. “S.G.L.L.” adlı ilk öyküsünde Jules Verne’den de etkilenerek, okuyucu şaşırtıcı bir mekân yaratmayı başarır. Bu bilimkurgu öyküsünde, hiçbir zaman etkisinden kurtulamadığı Hayyam’m kimi fikirlerinden […]
Sabri Kaliç – Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihi hiç sevmezdim. Ta ki 14 yaşında Reşat Ekrem Koçu’nun “Tarihimizde Garip Vakalar” adlı kitabını okuyana kadar. Kendi döneminde bazı çevreler tarafından “tarihi magazinleştirmek”le suçlanan ve bu nedenle kıymeti kendinden menkul akademisyen çevreler tarafından hakir görülen bu adam bana bir anda, tek kitapla sevdirdi tarih okumayı. Sonraları uzun uzun düşününce neden olduğunu anladım: O güne […]
Sabri Kaliç – Tarihe Adını Yazdıran 100 Büyük Romancı
Dünyada yapılmış ve yapılacak her liste, her zaman tartışmaya açıktır. Bu nedenle, kitapta yer alan veya yer almayan isimlerin sorgulanması doğaldır. Ama herhangi bir konuda liste hazırlayan biri bu eleştiriyi baştan zaten kabul eder… Listemizde özellikle dikkat etiğimiz bazı kıstaslar vardı: Örneğin Avrupa kökenli yazarların gereğinden fazla olmamasını istedik. Avrupa’nın yanı sıra Güney Amerikalı ve […]
Sabri F. Ülgener – Zihniyet ve Din – İslam, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlâkı
Elimizdeki kitapla zihniyet araştırmamızın ikinci bölümü tamamlanıyor. Birincisinin epey gerilerde kalan bir geçmişi vardır : “İktisadî İnhitat Tarihimizin Ahlâk ve Zihniyet Meseleleri” 1951’de yayın dünyasına gözlerini açtı 1 ). İnhitat devri ile (eskisinde inhitat dediğimize yeni baskısında çözülme deniyor) Osmanlı ülkesi dahil bütün bir bölgenin kaderini tayin edecek olan önemli bir kayma ve değişme üstünde […]
Şaban Kuzgun – Dört İncil, Farklılıkları ve Çelişkileri
Hristiyan Batı dünyasında on asırdan beri İslâmiyet ve İslâmî ilimlerle ilgili yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bilhassa XVII. yüzyıldan itibaren hızını arttırarak yürütülmekte olan bu çalışmalar, Kur’an-ı Kerim, Hadis-i Şerifler ve Hz. Muhammed’in hayatı üzerinde yoğunlaştırılarak sürdürülmektedir. Batıda yapı oldukları aşırı alâka ve hassasi yet, yüzyıllardan beri yapılagelmekte olan bu çalışmaların sadece ilim aşkına yapılmadığını, Avrupalıların bu […]
Aldous Huxley – Ada
Aldous Huxley (1894-1963), son romanı Ada’nın (lsland) yayımlandığı 1962 yılına değin bir karşı-ütopyalar yazarı olarak bilinir daha çok. 1932 yılında yayımladığı Yeni Dünya (Brave New World), dünyaya bilimin egemen olmasıyla insan mutluluğunun kesinlikle sağlanabileceği varsayımından yola çıkar. Bu varsayımı Huxley, yirminci yüzyıl İngiliz yazınında ütopya romancılarının öncüsü olan, özgürlükçü H.G. Wells’ten (1866-1946) aktarır gibidir. Gerçekte […]
Sabahattin Ali – Yeni Dünya
Asfalt Yol – Bir köy öğretmeninin notlarından – İstasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon, iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye ayrılan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak halim yoktu. Çantamı yanıma koyarak, kenarlarından otlar fırlayan bir taşın üstüne oturdum. Kafamdaki uğultuyu dinlemeye başladım. İçi tozla karışık ter kokan kamyon dünyanın bu en […]
Sabahattin Ali – Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Türk edebiyatının temel taşlarından bir yazarın unutulmaya bırakılmış yazılarını “derleme” işi, sanatçının vazgeçemeyeceği görevlerinden olan “yaratma” eylemiyle genelde bağdaşmayabilir. Ama derlenen yazılar, o yazarın tanınma sürecinde topluma “bilgi üretme” işlevini gerçekleştiriyorsa, ikincil bir yaratıcılıktan söz etmek kaçınılmazdır ve derlemecilik bir tür yaratıcılıktır. İçtenlikle söylemeliyiz ki bu, bizim amacımıza uzaktır. Ereğimiz Sabahattin Ali gibi bir yazarın […]
Sabahattin Ali – Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali’nin talihsizliklerle örülü yaşamı, gizemli yönleri hala tam aydınlatılamamış trajik ölümü, sanatçı ruhunun tutkulu derinlikleri ile ülke gerçeklikleri karşısındaki toplumsal bilinci arasında kimi zaman kurabildiği uyumlu denge, kimi zaman da bireyin iç dünyasına eğilen şikayetçi, karamsar ve melankolik bir ruhun patlamaları şeklinde kendini gösteren iç derinliği, onu modern edebiyatımızın kolayca etiketlendirilemeyecek öncü yazarlarından biri […]
Sabahattin Ali – Kuyucaklı Yusuf
Her yazınsal metin, kendini kuşatan daha önceki metinlerin ortamına doğuyor. O metinlerle sürdürdüğü diyalojik ilişkilerle biçimleniyor, güdüm kurgusu da (text strategy) içerik, biçim ve biçem düzeylerinde sürüp giden bu gerilimli ilişkiler çerçevesinde netlik kazanıyor. Öteki metin, neredeyse ontolojik bir zorunluluk. Yazar, sürekli biçimde öteki metinlerle hesaplaşıyor, yaklaşıyor ve kaçıyor onlardan. Yazınsal kanon son kertede kabul, […]
Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan
Belki de İktidardaki Şeytan, 1960’ların sonlarına doğru Sabahattin Ali’yi nihayet okuyabilmiştim. Ama bu okumaların geçmişe uzanan bir macerası vardı. Daha Galatasaray Lisesi’nde ortaokul öğrencisiyken yakın dönem Türk edebiyatı yazarlarının eserlerini büyük bir tutkuyla okuyordum. Başlangıç talihliydi; çünkü halka kitap okumayı sevdirten yazarların romanlarıyla başlamıştım. Kerime Nadimi Esat Mahmut, Ethem İzzet Benice’yi Muazzez Tahsin Berkand takip […]
Sabahattin Ali – Çakıcı’nın İlk kurşunu (Tereke) – Öyküler, Şiirler, Derlenmemiş Yazılar
Sabahattin Ali, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Önce şiirleriyle ortaya çıkar, sonra ise hikâye ve romanlarıyla tanınır. Eserlerinin listesi ilk yayımlanış tarihleriyle önsözün sonunda verilmiştir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında verdiği bu eserlerle edebiyat tarihimizde kendine saygın bir yer edinen Sabahattin Ali, en çok hikâyeleri ile sevilmiştir. Hikâyeciliğimizde “toplumcu gerçekçi” tarzda yazdığı öyküleri ile bir mihenk […]
Alberto Manguel – Borges’in Evinde
Calle Florida’daki insan kalabalığının arasından omuz darbeleriyle ilerliyor, yeni yapılmış Galerıa del Este’ye giriyor, öbür taraftan çıkıyor, Calle Maipû’yu geçiyor ve 994 numaralı kızıl mermer binaya yaslanıp, 6B yazan zile basıyorum. Binanın serin holüne girip merdivenlerden altıncı kata çıkıyorum. Kapıyı çalınca hizmetçi açıyor, ama o daha beni içeri alamadan Borges kalın bir perdenin ardından beliriyor, […]