Michael Löwy, Gerard Dumenil, Emmanuel Renault – Marksizmin 100 Kavramı

Sağlığında terimi reddetmiş olsa da, Marksizm öncelikle Marx’ın (1818-1883) düşüncesidir; sözcüğün gerçek anlamında olağanüstü zenginlikte, sürekli evrimleşen ve sonunda tamamlanmamış halde bırakılan bir düşünce. [1] Ancak, Marx’ın Marksizme kattıkları, Engels’in (1820-1895) kattıklarından ayrılamaz. Marx’ın, Alman İdeolojisi (1845-1846) ve Komünist Parti Manifestosu (1848) gibi ünlü eserleri birlikte yazdığı; Marx’ın ölümünden sonra Kapital’in ikinci ve üçüncü cildini […]

Michael Löwy – Franz Kafka, Boyun Eğmeyen Hayalperest

Kafka’ya dair hâlâ yeni bir şey söylenebilir mi? Bu kitabın bu konuda bir iddiası vardır. Gerçekten de bence Kafka’nın eserinin büyüleyici itaatsizlik gücünü açıklamak için farklı bir gözle bakmanın vakti gelmiştir. Walter Benjamin Kafka üzerine ünlü denemesinde (ne yazık ki pek dikkate alınmayan) bir uyarıda bulunuyordu: “Kafka’nın yazılarında ihtiyatla, sakınılma, kuşkuyla, el yordamıyla ilerlemek gerekir.”[1] […]

Michael Korz – Senaryoda Dialog

Nasıl Konuşuruz? Yazma ve konuşma Diyalogları senaryolaştırırken, aslında, konuşmaları senaryolaştırmış oluruz. Bu konuşma nerdeyse her zaman kurgusaldır – bir kişinin herhangi belirli bir durumda aslında söylemiş olduğu kelimelerin nadiren birebir karşılığı olacaklardır. Yine de kullanılan senaryolaştırılmış diyalogun üslubu her ne olursa olsun, insanların “gerçek yaşamda” nasıl konuştuklarıyla her zaman bir şekilde de olsa alakalı olacaktır. […]

Michael Grant – Yoklar – Dünyanın Sonu Böyle Gelecek

BİR DAKİKA önce öğretmen İç Savaş’ı anlatıyordu. Bir dakika sonra ise gitmişti. Tam şuradaydı. Oysa şimdi yoktu. Öyle sihirbazlık numaralarmdaki gibi bir duman bulutu ya da patlama olmamış veya ışık çakmamıştı. Sam Temple üçüncü dönem tarih dersi sınıfında oturmuş, boş gözlerle tahtaya bakıyordu. Aklı ise bulunduğu yerden çok uzaklardaydı. Kafasının içinde arkadaşı Quinn’le birlikte sahildeydi. […]

Michael Foley – Saçmalıklar Çağı – Modern Hayat Neden Mutlu Olmayı Zorlaştırıyor?

Her bir rafın üstünde kalan boşluğa bile kitaplar sıkıştırılmış, yerden tavana kadar uzanan kütüphanemi tarıyorum ve okumak istediğim tek bir kitap bile göremiyorum. Ardından büyüklüğüne ve klasik, caz, dünya müziği ve yetişkinlere yönelik rock albümleriyle dolup taşmasına rağmen dinlemek istediğim tek bir şarkı bile barındırmayan kuleler dolusu CD koleksiyonuma bakıyorum. Beni dürten şeyi başka yerde […]

Michael Ende – Momo

Elinizdeki kitap, otuza yakın dilde, dünyanın hemen her köşesinde yayımlandı ve milyonlarca okura ulaştı. Bu kitapta “zaman” bilmecesinin ta kendisi söz konusu. Bu bilmece, doğal gibi görünen olaylara şaşmayı henüz unutmamış olan çocuk ve yetişkinleri aynı derecede düşündürecektir. Momo’nun öyküsü, yeri belli olmayan bir hayal ülkesinde ve belirsiz bir şimdiki zamanda geçmektedir. Ancak öykü, prenslerden, […]

Michael Ende – Bitmeyecek Öykü

Bu yazı küçük bir dükkânın camlı kapısının üstündeydi; ama kuşkusuz, yalnızca loş mekânın içinden, kapının arkasından sokağa bakarken böyle görünüyordu. Dışarda soğuk, kasvetli bir kasım sabahı sürmekteydi. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, damlalar camdan ve kuyruklu harflerin üzerinden akıyordu. Kapının arkasından bütün görülebilen, yolun öbür tarafındaki yağmur lekeli bir duvardı. Ansızın kapı öylesine bir hızla açıldı […]

Michael Crichton – Yükselen Güneş

içerik: Detektif Peter J. Smith’in 13-15 Mart’ta yapılan videolu sorgusunun Yazılı metni Kon usu: “Nakamoto Cinayeti” rA8895-404 x ) Bu yazılı metin Los Angeles Polis Teşkilâtına aittir ve ancak teşkilât içinde kullanılabilir. Bu belgeyi kopyalamak, içinden alıntı yapmak ya da içeriğini başka biçimde açıklamak yasalara göre yasaktır. Yetkisiz kullanımın ağır cezaları vardır. SORGUCU: Tamam. Kayıt […]

Michael Crichton – Mikro

Her yanımız minicik yaraƨklarla sarılı… Eğer başımızı eğip de ayağımızın dibine öylesine bir bakacak olsak, bizi hayranlığa düşürecek muhteşem şeylerle karşılaşırız. Bir ağacın gövdesinin etrafında bile Macellan’ınkine benzer, ömür boyu sürecek bir yolculuğa çıkabiliriz. -E. O. WILSON Nasıl Bir Dünyada Yaşıyoruz? Ünlü doğa bilimci David AƩenborough 2008 yılında günümüz okul çocuklarının etraķmızdaki sıradan bitkileri ve […]

Michael Crichton – 13. Savaşçı

İbn-i Fadlan’ın M.S. 922’de Kuzeylilerle yaşadığı deneyimleri içeren elyazması. “Eaters of the Dead” “Gündüzü akşam olmadan, bir kadını yakılmadan, bir kılıcı kullanmadan, bir kızı evlenmeden,buzu aşmadan, birayı içmeden önce asla övme.” —VİKİNG ATASÖZÜ “Kötülük her zaman vardır.” —ARAP ATASÖZÜ İBN-İ FADLAN ELYAZMASI, TANIK OLUNMUŞ EN ESKİ Viking yaşamı ve toplumunu gözler önüne serer. Bu, bin […]

Michael Cordy – Nasıra Geni

1968, GÜNEY ÜRDÜN Bu gerçekten doğru muydu? İki bin yıllık bekleyişten sonra kehanet, o yaşarken, onun liderliği sırasında gerçekleşmiş miydi sonunda? Sikorsky helikopteri Petra’nın üzerinden geçerken, eski kentin üzerinde bir böcek gibi dolaşan gölgesi sarp kayalıkları oyarak ilerliyordu. Muhteşem heykeller ve sütunlar akşamüzerinin ışığında kızıllaşmıştı, ama Ezekiel De La Croix aşağıya bakmıyordu; zira altındaki çölleşmiş […]

Michael Connelly – Betondaki Sarışın

Silverlake’deki kapkaranlık evin pencereleri bir ölünün gözlerindeki ifade kadar boştu. Eski Kaliforniya tipi evin geniş bir verandası ve yüksek çatısında iki yatık pencere vardı. Ama ne camların ardında bir ışık parlıyor, ne de giriş kapısının üzerindeki lamba yanıyordu. Evin gölgesi öyle karanlıktı ki, sokak lambalarının ışığı bile aydınlatmaya yetmiyordu. Bosch verandada bir adam dursa göremeyeceğini […]

Michael Brooks – Fizik

Fiziğin güzelliği basit bir gerçekle özetlenebilir: Bir çocuk hiçbir profesörün cevaplayamayacağı sorular sorabilir. Gerçekten de fizikte “büyük sorular” aramak samanlıkta saman aramaya benzer biraz. Öyle görünmektedir ki iş fiziğe geldiğinde küçük soru diye bir şey yoktur. Görünürde önemsiz bir soru ya da deney genellikle kökleri derinlere inen bir kavrayışı beraberinde getirir. Örneğin fizik yasaları değişebilir […]

Michael Baigent – İsa Yazmaları

28 Mayıs 1291, KUTSAL TOPRAKLAR: Akra; Haçlı Krallığının sonuncu liman şehri yıkıntılar içinde uzanıyordu. Ayakta duran tek şey Tapınak Şövalyeleri’ne ait büyük deniz kulesiydi. Yedi hafta boyunca, Mısır’ın genç Sultanı Halil el Eşref in kumandasındaki Arap orduları, önce şehrin etrafını kuşatmış ve kuşatma sonunda da saldırıya geçmişti. Hıristiyanlığın son başkenti bitmişti. Bir zamanlar sokaklarını savaşçıların, […]

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Mesnevi’den Seçme Hikayeler

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, 30 Eylül 1207’de, günümüzde Afganistan sınırları içinde yer alan Horasan bölgesindeki Belh kentinde doğdu. Asıl adı Muhammed Celâleddin’dir. “Efendimiz” anlamına gelen “Mevlânâ” sözcüğü, İslam dünyasında saygı belirtmek için önemli kişilerin adlarının önünde kullanılan bir sandır. Bu san kendisine, daha pek gençken, Konya’da ders vermeye başladığı sırada verilmiştir. “Rûmî” ise, “Anadolulu” demektir; Mevlânâ’nın, […]

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Fîhi Mâ-Fîh

“Bilginlerin kötüsü, beyleri ziyaret eden bilgindir; beylerin hayırlısı da bilginleri ziyaret eden bey. Ne güzel beydir yoksulun kapısındaki bey; ne kötü yoksuldur beyin kapısındaki yoksul.” Halk, bu sözün dış anlamını almıştır. Onlarca bilgin kişinin, bilginlerin kötülerinden olmaması için beylerin tapısına gitmemesi gerektir. Halbuki sözün anlamı, onların sandıkları gibi değildir. Asıl anlamı şudur: Bilginlerin kötüsü, beylerden […]