Söz büyüğün… Boks efsanesi Muhammed Ali, başarılarını anlatırken “Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım” derdi. Yılmaz Özdil”in yazıları da öyle… Sözcükler kelebek estetiğiyle uçuşuyor, mesaj, hedefini arı gibi sokuyor. Bu nedenle Yılmaz Özdil, benim gibi düşünenler için artık sadece köşe yazarı değil, “köşe efsanesi”dir. Hayranları, sevenleri, eleştirenleri, gücün önünde eğilip bükülmemesine, yandaşlık ve yalakalık yapmamasına […]
Yilmaz Ozdil – Beraber Yuruduk Biz Bu Yillarda
3 Kasım 2002. Sandıklar açıldı. Ampul çıktı. AKP iktidarı başlamıştı. Muhalefette CHP vardı. Teee 1946’dan sonra ilk defa mecliste sadece iki parti temsil ediliyordu, gerisi yüzde 10 barajının altında kalmıştı. Recep Tayyip Erdoğan seçime katılamamıştı. “Halkı ırk, din, dil farkı gözeterek, kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçundan hüküm giymişti; siyasi yasaklıydı. Abdullah Gül Başbakan oldu. […]
Yilmaz Ozdil – Adam
İzmir’in dağları… Düşmanın tepelendiği yerdir. Cumhuriyet, hukuk, yurttaşlık ve laiklik’in kapısı önce Sakarya, sonra Dumlupınar, sonra o dağlardan açıldı. Bizler hayatta olduğumuz sürece, düşmanın tepelendiği o dağlarda nöbetteyiz. Düşman tepelediğimiz o dağlarda hâlâ Anadolu kadar büyük cephanemiz var. O cephane, hukuktur, cumhuriyettir, yurttaşlıktır, laikliktir. Düşman hâlâ o bu cephanelerle geri tepiyoruz. Bu ülkeyi hâlâ, İzmir’in […]
Yılmaz Erdoğan – Hüzünbaz Sevişmeler
Bir dal düştü elimden yere, ağaç sustu. Bense, sanki yaprak konuşan, dal susan ağaçla sırnaş, yanımda iri göğüslü, küçük burunlu bir düşle sarmaş, oturmaktayım. Diyorum ki, — Ne güzel, gömleğinin üst düğmelerinden birini açık unutman… Ve oradan sütyen kıvrımının görünmesi. Diyor ki, Ben bir düş’üm. Pornografiye dönüştürme beni. Benim için fark etmez ama şiire ayıp […]
Yılmaz Dikbaş – Satılık Vatan
Mahir Çayan – Kesintisiz Devrim 1
Ülkemizin Sol’unda tam bir teorik keşmekeş hüküm sürmektedir. Öyle ki, aynı revizyonist tezleri temel alan ve bunları değişik ambalajlamalarla piyasaya süren, kendi özgücünün dışında başka güçlere bel bağlayan çeşitli oportünist fraksiyonlar, en sert bir şekilde birbirlerini oportünizmle, pasifizmle, ihanetle vs. ile suçlamaktadırlar. Kendi aralarında taktik ayrılık bile sayılmayacak ufak değerlendirme veya deyiş farklılıkları etrafında fırtına […]
Mahir Çayan – Bütün Yazılar
“Öte yandan Sadun Aren ve Fatma Hikmet İşmen arkadaşlarımız gene son günlerde Zonguldak ve Karadeniz Ereğlisi’ne gitmiş oralarda partili arkadaşlar ve emekçilerle görüşmüşler, çeşitli sorulara cevap vermişler ve teşkilatın sorunları üzerine bilgi edinmişlerdir.” (Emek, 14 Temmuz 1969, Sayı 6) Oportünizm çeşitli kılıklara bürünerek sosyalist hareket içinde ortaya çıkar. Oportünizmin kılığını o ülkenin ekonomik ve sosyal […]
Maharaj – Ben O’yum
Çağımızın, belki de insanlık tarihinin en büyük bilgelerinden biri olan Sri Nisargadatta MAHARAJ’ın olağanüstü öğretisini içeren bu büyük eseri sizlere sunmaktan onur duyuyoruz. İnsanlık bugün, her zaman olduğundan daha fazla aydınlanmaya, kendini, aslında ne olduğunu bilmeye, özünü idrak etmeye ve iç huzuruna kavuşmaya şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Sri Nisargadatta, bir güzellik, sevgi ve sadelik örneği olan […]
Maeve Binchy – Yalnız Kadınlar Sokağı
Ria’nın annesi, oldum olası film yıldızlarından hoşlanırdı. Clark Gable’ın Ria’nın doğduğu gün ölmesi onun için hep bir üzüntü kaynağı olmuştu. Tyrone Power bu olaydan iki yıl önce Hilary’nin doğduğu gün ölmüştü. Ama nedense buna o kadar üzülmüyordu. Hilary Ria gibi sinemanın büyük kralını uğurlamamıştı. Ria ne zaman Rüzgâr Gibi Geçti’yi izlese, yüreğinde bir tür suçluluk […]
M. İ. Artamonov – Hazar Tarihi – Türkler, Yahudiler, Ruslar
Dunlop’un çevirisini sunduğumuz bu eseriyle birlikte Hazarlar dosyasını kapatmış bulunuyoruz. Daha önce yayınlamış olduğumuz L. N. Gumilev’in Eski Ruslar ve Büyük Bozkır Halkları, Pe-ter Golden’in Hazar Çalışmaları ve özellikle M. İ. Artamonov’un Hazar Tarihi’nden sonra Dunlop’un bu eseri Hazar dosyasını dört değişik açıdan incelemektedir. Bundan sonra Hazarlar konusunda okunacak ilave kitaplarla ancak bir iki virgül […]
Yilmaz Aydin – Aztekler
Bu kitabın konusunu oluşturan Aztek toplumu, Meksika topraklarında yaklaşık iki yüzyıl boyunca yaşamış bir halktır. Bu uygarlıkla ilgili bilgiler, kodeks adı verilen el yazmalarına dayanmaktadır. Farklı isimlerdeki bu kodeksler, Azteklerin Tarihi ve ya şam şekilleri hakkında çok önemli bilgiler içermektedir. Odžrneğin Tiro de la Peregrinación ya da Kodeks Boturini olarak bilinen el yazması, Azteklerin göç […]
Yılmaz Argüden – Staratejik Bakış
T¸rkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin yirmi yıl sonra gelebileceği noktanın 2020 yılının haber spotlarına nasıl yansıyabileceğini d¸şleyelim. ìD¸nyanın en b¸y¸k dˆrt borsasının (New York, Londra, İstanbul ve Şangay) başkanları İstanbulída toplanarak, ortak standartlar konusunda bir anlaşma imzaladılar.î ìBasra Kˆrfeziíndeki deprem sonrasında kesilen petrol sevkiyatının d¸nya enerji dengesine olumsuz etkilerini gidermek ¸zere T¸rkmenistan, Azerbaycan ve T¸rkiye […]
Yılmaz Aliefendioğlu – Siyasal Partiler ve Sivil Toplum Örgütleri
Yildiz Ramazanoglu – Derin Siyah
Kaptan her derde deva gemiyi denizin açıklarına doğru gezdiriyor. Sanki soyu tükenen babalardan biri son bir atılışla ve hiçbir ayrıntıyı atlamadan kâğıttan bir gemi yapmış. Garip bir şekilde bir çocuk için zayi olan vaktine hiç acımadan, üstelik henüz konuşurken ne dediği anlaşılmayacak kadar minik bir oğlanın gönlünden geçen acayipliklere kulak vererek… Gemi öyle çılgın, öyle […]
Yıldız Ecevit – Ben Buradayım
Bir yaşam öyküsü yazmak isteyen biri, her şeyden önce kendine şunu sormak zorundadır: “Yaşam nedir?” Biz, uçsuz bucaksız bir yanıt potansını birlikte getiren bu soruyu yavaşça dizginleyip, konumuz bağlamında kapsamını daraltarak yeniden soralım: “Bir insanın yaşamı nelerden oluşur?” Yaşamın, birbirine eklemlenen kronolojik bir olaylar zincirinden oluştuğunu düşünen bir biyografi yazanmn yapacağı iş bellidir: Biyografisini yazdığı […]
Yıldırım Koç – AB Emperyalizmi ve İşçi Sınıfı
Günümüzde Türkiye’nin ve Türkiye işçi sınıfının geleceğine ilişkin tartışmaların odak noktalarından biri, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileridir. Bu konuda üç ayrı soru söz konusudur. Türkiye uzun süre, “Avrupa Birliği’ne girelim mi, girmeyelim mi?” sorusunu tartıştı. Bu sorunun mantığında, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi almaya hazır olduğu, girip girmeme konusundaki kararın Türkiye’de bulunduğu gibi bir anlayış yatıyordu. Konuyla […]