Etiket: Umberto Eco

Umberto Eco – Yanlış Okumalar

1959’da, yazarlarından birçoğu daha sonra ‘Gruppo 63’ü oluşturacak olan yazın dergisi Il Verri’ye Diario Minimo başlıklı aylık yazılar yazmaya başladım; alçakgönüllülük kadar sakıntının da zorladığı bir başlıktı bu. Ezra Pound ve Çin ideogramları üzerine neoavangard ve etkileyici denemeler içeren dilbilimsel deneylerle dolu bir yayın organına, daha az önemli konularda, çoğu kez derginin benden daha ateşli […]

Umberto Eco – Önceki Günün Adası

“Gene de aşağılanmamdan gurur duyuyorum ve böyle bir ayrıcalığa mahkûm edildiğim için, korkunç bir kurtuluşun tadını çıkarıyorum neredeyse: Sanırım, soyumuzun, insanoğlunun belleğinde, ıssız bir gemide deniz kazasına uğrayan yegâne varlığıyım.” Böyle yazıyor Roberto della Grive, yola gelmez bir kavram karmaşası içinde, tahminen 1643 yılının Temmuz ile Ağustos ayları arasında. Bir tahta parçasına bağlı, güneş gözlerini […]

Umberto Eco – Ortaçağ

Ortaçağa girişin, bu çalışmanın kendi kadar uzun olmaması için şunu söylemekle yetinmesi gerekir; ortaçağ Roma İmparatorluğu’nun dağılma döneminde başlayıp, tutkal görevi gören Hıristiyanlığın yardımıyla, Latin kültürünü, imparatorluğu yavaş yavaş istila eden halkların kültürüyle birleştirerek; uluslarıyla, konuşmaya devam ettiğimiz dilleriyle ve değişimlerden ve devrimlerden sonra bile olsa bizim olmaya devam eden kurumlarıyla günümüzde Avrupa dediğimiz yere […]

Umberto Eco – Gülün Adı

16 Ağustos I968’de Vallet diye bir rahip tarafından kaleme alınmış bir kitap geçti elime: Melk’li, Dom Adso’nun, Dom J. Mabillon’un baskısından Fransızcaya çevrilmiş elyazması (Presses de l’Abbaye de la Source, Paris, 1842). Gerçekten oldukça yoksul tarihsel bilgilerin eklendiği bu kitabın, Benedikten tarikatının tarihine ilişkin çok şey borçlu olduğumuz, on altıncı yüzyılda yaşamış büyük bilgin tarafından […]

Umberto Eco – Foucault Sarkacı

Göstergebilimci olsaydım, Umberto Eco’nun bu çok satan ve oldukça kalın ikinci romanını göstergebilimsel açıdan sunmaya ve açıklamaya çalışırdım. Bu tür bir uzmanlığım söz konusu olmadığından, sorunu başka bir açıdan ele almayı, Eco’nun bu oyununa bir gizemcilik meraklısı kimliği ile katılmayı daha uygun buldum. Foucault Sarkacı’nı üç kez okudum; iki kez İtalyanca aslından, bir kez de, […]

Jean-Claude Carriere, Umberto Eco – Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın

“Bu şunu öldürecek. Kitap binayı öldürecek. ” 1 Hugo, bu meşhur sözünü Claude Frollo’nun, Notre-Dame de Paris’nin başdiyakozunun ağzından söyleƟr. Mimari ölmeyecekƟr şüphesiz, fakat biçim değişƟren bir kültürün bayrağı olma işlevini kaybedecekƟr. “Mimariyi düşünceyle kıyasladığınızda, düşünce kitap haline gelirken bir parça kâğıt, biraz mürekkep ve bir kalem yeƫğine göre, insan zekâsının matbaa uğruna mimariyi terk […]

Umberto Eco, Jean-Claude Carriere – Kitaplardan Kurtulabileceginizi Sanmayın

“Bu şunu öldürecek. Kitap binayı öldürecek. ” 1 Hugo, bu meşhur sözünü Claude Frollo’nun, Notre-Dame de Paris’nin başdiyakozunun ağzından söyleƟr. Mimari ölmeyecekƟr şüphesiz, fakat biçim değişƟren bir kültürün bayrağı olma işlevini kaybedecekƟr. “Mimariyi düşünceyle kıyasladığınızda, düşünce kitap haline gelirken bir parça kâğıt, biraz mürekkep ve bir kalem yeƫğine göre, insan zekâsının matbaa uğruna mimariyi terk […]

Umberto Eco – Yengeç Adımlarıyla

Bu kitap 2000-2005 yıllan arasında yazılmış çok sayıda makale ve konferans metninden oluşmaktadır. Yazgısal boyutlu bir dönem söz konusudur, yeni binyıla duyulan kaygılarla açılır, 11 Eylülle başlayıp Afganistan ve Irak savaşlarıyla devam eder; İtalya’da ise Silvio Berlusconi’nin yükselişi görülür. Yukarıda belirttiğim altı yıl boyunca yazdığım değişik konulardaki makaleler içinden sadece siyaset ve iletişim konularıyla ilgili […]

Umberto Eco – Tez Nasıl Yazılır

Elinizdeki kitabın ilk baskısı İtalya’ da 1977 yılında okurla buluşmuştu ve o tarihten itibaren de hedef kitlesi olan mezun adayı okurların elinden hiç düşmedi diyebiliriz. Üniversite öğrencileri ve tez danışmanlarının sürekli başvurduğu bir kaynak olarak güncelliğini ve değerini korudu. Dile kolay tam 40 yıl önce yayımlanan bu kitabın, aradan bunca zaman geçtikten sonra Türkçeye çevrilmiş […]

Umberto Eco – Sıfır sayı

Bu sabah musluktan su akmıyordu. Blop, blop, iki bebe hıçkırığı, hepsi o kadar. Komşu hanımın kapısını çaldım: onların evinde her şey yolundadır. Ana vanayı kapatmış almalısınız, dedi bana. Ben mi? Nerede olduğunu bile bilmiyorum, buraya yeni taşındım, biliyorsunuz, eve de akşamdan akşama geliyorum. Tanrım, yoksa bir haftalığına evden uzaklaştığınızda da suyu ve gazı kapatmıyor musunuz? […]

Umberto Eco – Qızılgülün adı

Mən 16 avqust 1968-ci ildə “J.Mabiyon atanın nəşr etdirdiyi, fransız dilinə tərcümə edilmiş, Melkli Adso atanın qeydləri” adlı bir kitab əldə etdim (Paris, Lasur abbadığının mətbəəsi, 1842) 1 . Tərcüməçi Balle adlı bir abbat idi. Olduqca yoxsul olan tarixi şərhdə deyilirdi ki, tərcüməçi, on yeddinci əsrdə benedik- tin ordeninin 2 tarixçəsini araşdıran məşhur alimin Melk […]

Umberto Eco – Prag Mezarligi

1897 Martı’nın o kurşuni sabahında riskleri ve tehlikeleri göze alarak –Ortaçağda üniversite merkezi olan ve Vicus Stramineus veya Fouarre Sokağı’nda bulunan Güzel Sanatlar Fakültesi’ne devam eden öğrencileri ağırlayan ama daha sonra Etienne Dolet gibi özgür düşünce havarilerinin idam edildiği– Maubert Meydanı’ndan ya da berduşların verdiği adla Maub’dan geçen biri kendini Paris’in Baron Hausmann’ın yerle yeksan […]

Umberto Eco – Günlük Yaşamdan Sanata

Son zamanlarda, üstelik birçok kesimde, yaşadığıı.ıız çağdan sanki yeni bir Ortaçağ’mış gibi söz edilmeye başlandı. Sorun, bunun bir kehaneti mi, yoksa bir saptamayı mı dile getirdiği. Başka bir deyişle: Şimdiden Yeni Ortaçağ’a girmiş bulunmakta mıyız, yoksa Roberto Vacca’nın düşündürücü kitabı Medio Evo Prossimo Venturo’da (Yakın Geleceğin Ortaçağı] belirttiği üzere, “Yakın gelecekte insanlık yeni bir Ortaçağ’a […]

Umberto Eco – Genç Bir Romancının İtirafları

Bu konferansların başlığı Genç Bir Romancının İtirafları; aslında neden böyle diye sorabilirsiniz, çünkü ne de olsa yetmiş yedi yaşıma doğru yol almaktayım. Gelin görün ki ilk romanım olan Gülün Adı 1980’de yayımlanmıştı, demek ki romancılık kariyerime başlayalı sadece yirmi sekiz yıl olmuş. Bu bakımdan, kendimi bugüne kadar sadece beş romanı yayımlanan, önümüzdeki elli yılda da […]