Etiket: Yaşar Kemal

Yaşar Kemal – Çakırcalı Efe

1956 yılında bir arkadaşım bana Çakırcalı Memed Efeyi öldüren müfrezenin kumandanınm yaşadığını, anılarım, istersem bana anlatacağını söyledi. İnsan tarihinin bu en büyük eşkıyalarından birinin, belki de birincisinin ölümünü öğrenmek benim için ilginçti. Çakırcalıyı öldüren müfrezenin kumandanı emekli bir candarma albayıydı. Adı Rüştü Kobaştı. Karasunun Kobaşlar köyünde oturuyordu. Kobaşlar köyünde uzun bir süre kaldım. Albay Rüştü […]

Yaşar Kemal – Bugünlerde Bahar İndi

Elbette biliyordum, biyografilerinden, Yaşar Kemal’in ilkgençliginde şiirler yazdıgıru … Hem, Toroslar’ da aşıklık yapan, agtt ve destan toplayan bu genç, tutabilir miydi içinde biriken şiiri? Haydi bütün bunlardan habersizdik, diyelim, okurken öykülerini, romanlanru, bir yerde durup, kim “düpedüz şür bunlar” dememiştir ki? Gene de Yaşar Kemal, bu kitabı oluşturan dosyayı önüme ilk koyduğunda, itiraf etmeliyim, […]

Yaşar Kemal – Bu Diyar Bastan Basa

Diyarbakır akrepler şehri, gül şehri, karpuz şehri. Diyarbakır yeni yapılacak otelleri, eşsiz tabiatiyle turist şehri… Diyarbakır tezatlar şehri. tnsan birden irkiliveriyor. Atom bombası bu şehre düşmüş sanki. Yer yer taş yığınları, harabeler. Diyarbakır pas tutmuş. Diyarbakır, eski, çok eski bir demir kadar paslı. İlk bakışta böyle ya, insan aldanıyor. Sonra yavaş yavaş ayılıp ısınıyor Diyarbakıra; […]

Yaşar Kemal – Bir Bulut Kayniyor

Daha çarşıya adımımı atar atmaz önüme çıkan ilk kişi, daha hoş geldin bile demeden: “Bu kaymakam mı…” diye başladı, “bu kaymakam mı… bir diktatör. Evleri yıktı, ocakları söndürdü. Çingeneler var ya, hani bilirsin Çingene Sami, daha yenilerde öldü. İşte onlar. Evlerini yıktı da bu kaymakam. Aaaah bu kaymakam… Allah hiçbir kasabanın başına vermesin böyle bir […]

Yaşar Kemal – Bir Ada Hikayesi 4 – Çıplak Deniz Çıplak Ada

Karşı dağların başı ağarıyordu. Kerim kürekleri kaldırdı, dört bir yana baktı, geriye döndü: “Geç kaldık,” dedi, “dal gündüz adaya giremeyiz.” “Girsek ne olur, ada bizim de adamız değil mi, adada bizim de evimiz yok mu,” diye şaşkın sordu Peri. “Var,” dedi Kerim, “var ya, ben o adamdan korkuyorum. Adaya, konuştuğumuz gibi gizli girsek daha iyi […]

Yaşar Kemal – Bir Ada Hikayesi 3 – Tanyeri Horozları

Çok yorgundu. Günlerdir kürek çeke çeke yandaki yöredeki adaları dolaşmış, kollarını kaldıramaz bir duruma gelmişti O adamı bulacağı adayı biliyor, kayığı onu alıp başka adalara götürüyordu. Bildiği Karınca Adasının yerini, aradığı kişinin de orada olduğunu biliyor, adaya yaklaşıyor, sisler içinde gözüken uzaktaki adaya gözlerini dikiyor, deniz beyazlaşıncaya, ada incecik sisinden sıyrılıncaya kadar orada duruyor, sonra […]

Yaşar Kemal – Bir Ada Hikayesi 2 – Karıncanın Su İçtiği

Kayık gecenin içinden yavaş yavaş çıktı. Deniz süt beyazdı. Gökte üst üste kayan yıldızlar bir ışık patlamasıyla denize dökülüyordu. O anda da ince bir sisin arkasından belli belirsiz bir ada ortaya çıktı. Kayıktaki adam yavaşça kürekleri denize indirdi. Olduğu yerde bir süre durdu kaldı. Sağa sola yorgun bakıyordu. Arka arkaya üç balık fırladı havaya. Üçü […]

Yaşar Kemal – Bir Ada Hikayesi 1 – Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana

Tanyerleri ışıdı ışıyacaktı. Deniz sütlimandı, apaktı. Küreklerin şıpırtısından başka ses yoktu. Martılar daha uyanmamıştı. Gün doğmadan önceleri, dünya dümdüzken, deniz işte böyle sonsuz bir aklığa keser. Poyraz Musa dün akşamdan bu yana hemen hemen hiç soluk almadan, ince, telaşsız bir uyumla kürek çekiyordu. Kimi zaman belli belirsiz bir yel esiyor, sonra yitiveriyordu. Delikanlının ter kokusuna […]

Yaşar Kemal – Binboğalar Efsanesi

Aladağın ardında, uzun bir koyak var. Koyak baştan ayağa ormanlık. İçinden yüzlerce pınar kaynıyor. Dört yanları naneli, pürenli, içleri çakıl taşlı, soğuk, aydınlık pınarlar. Pınarlardan su yerine aydınlık kaynıyor, oluklardan su yerine ışık şakırdıyor. Çok eski zamanlardan bu yana burası, Aladağın ardı Türkmenin, Yörüğün, Aydınlı Yörüğünün yaylağı. Çukurova ne zamandan bu yana bu insanların kışlağıysa, […]

Yaşar Kemal – Binbir Çiçekli Bahçe

1923’te İzmit’te yaptığı basın toplantısından… 20. yüzyıl, insan soyuna yakışmayan olayların yaşandığı bir yüzyıldır. Kanlı iki dünya savaşı bu yüzyılda çıktı, büyük soykırımlar bu yüzyılda yapıldı. Korkunç bir yüzyılı arkamızda bıraktık. Birinci Dünya Savaşından geriye kalan insanlar, savaştan önceki insanlar değildi. Korkulara teslim olmuş, kendine güveni kalmamış, yaratıcılığı, kişiliği zedelenmiş, umutsuz… İkinci Dünya Savaşından kalanlar […]

Yaşar Kemal – Baldaki Tuz

“17-18 yaşlarımda bende sol düşünce belirmeye başlamıştı. Sanatım onunla tay gitti, yani paralel. Ben iki şeye inanırım, iki şeyin sonsuz gücüne, sonsuz yaratıcılığına, sonsuz değişimine: Halk ve doğa. Sanatımı halkımla birlikte, onun büyük yaratıcılığı ile birlik olarak, onun için yaparım. Politikam da sanatımdan ayrılmaz… Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun […]

Yaşar Kemal – Ağrıdağı Efsanesi

Ağrıdağının yamacında, dört bin iki yüz metrede bir göl vardır, adına Küp gölü derler. Göl bir harman yeri büyüklüğündedir. Çok derinlerdedir. Göl değil bir kuyu. Gölün dört bir yanı, yani kuyunun ağzı, fırdolayı kırmızı, keskin, bıçak ağzı gibi ışıltılı kayalarla çevrilidir. Kayalardan göle kadar daralarak inen yumuşak bakır rengi toprak belli bir aşıntıyla yol yoldur. […]

Yaşar Kemal – Ağıtlar

Ağıtları 1939-1942 yılları arasında derlemeye başladım. Doğduğum köy olan Hemite köyünde (şimdiki adı Gökçedam) ölülere ağıt yakılırdı. Bu gelenek çocukluğumdan bu yana sürüp geliyordu. Bir de Torosların ardından Çukurovaya Avşarlar iniyorlar, yazın pamukta, çeltikte, orakçılıkta çalışıyorlar, kışın da kışlıyor, kök söküyor, çift sürüyorlar, ark kazıyorlardı. Bu Avşarlarda da ağıt geleneği olduğu gibi sürüyordu. Onların ağıtlarını […]

Yaşar Kemal – Agacin Curugu

Yaşar Kemal’in yazılarından seçmeler 1974’te Baldaki Tuz adlı kitapta toplanmıştı. Kısa sürede tükenen kitap ikinci kez basıldı, ikinci baskısı da tükendi. Gazete, dergi yazılarından derlemelerle oluşturulan kitaplar çoğunca okur bulmazken ve Yaşar Kemal –12 Mart döneminde kısa bir süre Yeni Halkçı gazetesinde çıkanlar sayılmazsa– uzun zamandan beri köşe yazıları yazmazken, sözü geçen derleme neden böylesine […]