Ay: Mayıs 2023

Ahmed Yilmaz Boyunaga – Endülüs Şahini

Zafer Rüzgarları İfrikiyye’de (1) akşam olmak üzereydi. Gümüş renkli bulutlar, bakır rengine dönüşüyordu. Akşam güneşinin altın ışıklan altında yıkanan kumlarda, onbeş atlı ilerliyordu; Atların toynakları altında kumlar çıtırtüarla eziliyor ve kumlara gömülüp kasılan ve adaleleri dışarı fırlamış bu çevik ayaklar, ezdikleri kumlardan kuvvet alarak, tekrar ileri atılıyorlardı. Mesafeler böylece adım adım yutulmaktaydı. Beyaz maşlahlarına bürünmüş […]

Ahmed Refik – Lale Devri

ONYEDINCI YÜZYIL, Osmanlılar için, elemli bir felâket yüzyılıydı. Bu musibet Viyana surlarından baĢlamıĢ, Tuna sahillerine kadar devam etmiĢti. Osmanlılar böyle bir felâketle karĢılaĢacaklarım asla düĢünmemiĢlerdi. Sultan III. Mehmed devrinden itibaren Osmanlı saltanatının iç kuvveti çürümüĢ, tefessüh etmiĢti. Memleketin geleceğini sağlam temeller üzerine kurmaktan çok, kendi askeri Ģereflerine Ģeref katmak isteyen sadrazamlar, Osmanlı ordularını halen uzakta […]

Ahmed Faruk – Mektubat Tercemesi

Allahü teâlâ, dünyâda bütün insanlara acıyor. Fâideli şeyleri yaratıp, dostu ve düşmanı ayırmadan, herkese gönderiyor. Âhıretde, Cehenneme gitmesi gereken mü’minlerden tevbe etmiyenlere ihsân ederek, onları afv edecek, Cennete kavuşduracakdır. Her canlıyı yaratan, her vârı, her ân varlıkda durduran, hepsini korku ve dehşetden koruyan yalnız Odur. Böyle yüce bir Allahın şerefli ismine sığınarak, bu kitâbı yazmağa […]

Ahmed Faruk – Eshab-i Kiram

Besmeleyle başlıyalım kitâba, Allah adı en iyi bir sığnakdır. Ni’metleri sığmaz, ölçü hisâba, Çok acıyan, afvı seven bir rabdır! Allahü teâlâ, Cenneti ve Cehennemi önceden yaratdı. Her ikisini, insanla ve cinle dolduracağını, ezelde dileyip, bunu kitâblarında bildirdi. Âdem aleyhisselâmdan beri, Cennete gidecek îmânlı, iyi insanlar olduğu gibi, Cehenneme götüren kötülükleri yapan, îmânsız, aklsız, fenâ kimseler […]

Ahmed Cevdet – Faideli bilgiler

Besmeleyle başlıyalım kitâba, Allah adı, en iyi bir sığnakdır. Ni’metleri sığmaz ölçü, hisâba, Çok acıyan, afvı seven bir rabdır! Allahü teâlâ, dünyâda bütün insanlara acıyarak, fâideli şeyleri yaratıp göndermekdedir. Dünyâda iken, günâhlarına tevbe etmiş olan mü’minlerin günâhları ne kadar büyük olsa da, âhiretde, bunları muhakkak afv edecekdir. Tevbe etmeden ölen, Cehenneme gitmesi gereken mü’minlerden, dilediğini […]

Ahmed b. Hanbel – Kitâbü’z-zühd

“Kİtâbü’z-zühd”ler ve Ahmed b. Hanbel’İn aynı adlı eserİ Hicrî ikinci asır, İslâm dünyasında hummâlı bir ilim faaliyetinin başlatılıp, geliştirildiği bir dönemdir. Tefsir, hadis, fıkıh ve müsbet ilimlerin her bireri, bu coşkun mesaiden nasibini almıştır. Bilhassa, o devirde İslâm dünyasında yaygın olan ilim anlayışı rivâyet ilimlerinin geliştirilmesinde fevkalade önemli bir rol oynamıştır. Zira, bu devirlerde yaygın […]

Ahmed Arif – Leylim Leylim

Mektup, mektubu yazan ve gönderen ile mektubu alan ve okuyan arasındaki gizlidir. Bu iki kişinin arasındaki giz silinemeyecek/değiştirilemeyecek bir biçimde kâğıda aktarılmış, söz uçamayıp çakılı kalmıştır. Tam da bu yönüyle “kaleme alındığı anın gerçekliği” zaman tarafından aşındınlamadan, tüm tazeliği içinde korumaya alınmıştır. Adeta fosilleşen duygular/düşünceler yıllar sonra saklandığı yerden çıkarılıp okunduğunda, o mektubu arkeolojik bir […]

Aharon Appelfeld – Badenheim 1939

Aharon Appelfeld bir açılış ustasıdır. “Badenheim’a yeniden bahar geldi.” En ünlü romanına böyle başlıyor. Son derece düz görünen ama birazcık huzursuz edici bir ifade. Niçin Badenheim’a yeniden bahar gelmesin ki? Ama efsanelerin ve peri masallarının aksine, romanlar tekrarı ve ebedi dönüşü değil, yeni, taze olanı konu edinirler. Bu yüzden, bir romana baharın yeniden geldiğini söyleyerek […]

Agota Kristof – Dün

Dün, bildik bir rüzgar esiyordu. Daha önce karşılaştığım bir rüzgar. Dışanda mevsimsiz bir ilkbahar. Kararlı, hızlı adımlarla yürüyordum rüzgarda, her sabah olduğu gibi. Oysa, yatağıma geri dönmek ve uzanmak istiyordum, hareketsiz, hiç kıpırdamadan, isteksiz ve hiç düşünmeden, ta ki o sesi olmayan, tadı olmayan, k ok usu olmayan “şey” bana yaklaşmcaya kadar. Yani belleğin sınırlarını […]

Agota Kristof – Büyük Defter, Kanıt, Üçüncü Yalan

Büyük Şehir’den geliyoruz. Bütün gece yoldaydık. Annemizin gözleri kıpkırmızı. Elinde büyük bir kutu taşıyor, biz ikimiz de içinde giysilerimizin bulunduğu küçük birer valiz taşıyoruz, bir de Babamızın büyük sözlüğünü; kollarımız yorulduğunda sözlüğü diğerimiz alıyor. Uzun süre yürüyoruz. Anneanne’nin evi gara uzak, Küçük Şehir’in öbür ucunda. Burada, ne tramvay ne otobüs ne de araba var. Yalnızca […]

Agnes Michaux – Kadın Düşmanı Sözlük

Aff et beni, anne ! Evet, affet beni anne … Biliyorum ki -sen ba�ta olmak iizere- binlerce kadm, bu kitab1 goriir gormez beni ihanetle suc;layacak. Daha �imdiden, sizin gibi bir kadm oldugum halde, bu tiir ate�li bir anti-feminist bildiri yaymlamaya ciiret ettigim ic;in beni “davaya” ihanet etmekle suc;lad1gmm duyar gibiyim. Ihanet ne kelime? Vah�i bir […]

Agatha Christie – Ölümün Tam zamanı

Yılbaşıydı. Royston Köşkündeki konuklardan yaşça büyük olanlar geniş salonda toplanmışlardı. Bay Satterthwaite gençler gidip yattıkları için memnundu. Sürüyle genci birarada görmekten hoşlanmazdı. Onların basit, incel ikten yoksun kimseler olduklarını d üşünürdü. Bay Satterthwaite artık incel iği olan her şeyden gitgide daha çok hoşlanmaya başl ıyordu. Bay Satterthwaite altmış iki yaşındaydı, biraz kamburu çıkmış, kupkuru bir […]

Agatha Christie – Ölümle Randevu

Bir mektup yazarak, Poirot’yu çağırmağa mecbur kalmıştı. 1 BĐR Bir mektup yazarak, Poirot’yu çağırmağa mecbur kalmıştı. 1 BĐR «Onun muhakkak öldürülmesi lâzım, anlıyorsun bunu değil mi?» Sual bir müddet gecenin sükûneti içinde yankılar yaptı, sonra Ölü Deniz’in karanlığına doğru duyulmaz oldu. Hercule Poirot, eli pencerenin kenarında olduğu halde bir an düşünceli bir tavırla durdu. Sonra […]

Agatha Christie – Olum Diken Ustunde

Sıcak eylül güneşi La Bourget Havaalanını kavuruyordu. Yolcular ağır ağır ilerleyerek birkaç dakika sonra Londra’ya hareket edecek olan büyük uçağa binmekteydiler. Uçağa son girenler arasında bulunan Janet Grey Derleyerek on altı numaralı koltuğa oturdu. Yolcuların çoğu yerlerini almışlardı bile. Yan tarafta iki kadın konuşuyor daha doğrusu ince, tiz bir kadın sesi çevrede yankılanıyordu. Janet’in dudakları […]