Kategori: Genel

Harold Lamb – Büyük İskender

Hakkında konuşulanları ilk duyduğumuzda yalnızdı o. Herkes ona yakın olmaya çalıştığından kendi başına bırakılmış birisi değildi. Yapmak istedikleri ve düşünceleri dolayısıyla yalnızlık duyuyordu sadece. En çok değer verdiği şey, gece okuduğu ve büyük bir bölümünü ezbere bildiği Ilyada ya da Troya Destanı’nın elinde bulunan bir nüshasıydı. Okuduktan sonra kitabı tahta koltuğun altına koydu ve Ahhillevs […]

Harlan Coben – Baska Sansin Yok

İlk kurşun göğsüm e saplandığında, kızımı düşündüm . En azından böyle olduğu na inanm ak istiyorum . Şuurumu çok hızlı kaybettim . Olayla ilgili detaylı bilgi istiyorsanız , vurulduğumu hatırlamıyorum bile . Çok kan kaybettiğimi biliyorum . İkinci kurşun başım ı sıyırıp geçm iş, am a o sırada m uhtemelen kendim de değildim . Kalbim […]

Harlan Coben – Asla Vazgecme

Yanındaki adam “Dinleyin kızlar: Yaradılış ve evrim teorileri birbiriyle tamamen uyumludur.” diye bağırdığı sırada. Marianne acınacak haldeki hayatındaki her iyi şeyi mahvetme konusundaki muhteşem yeteneğine hayret ederek üçüncü Cuervo’sunu deviriyordu. Tükürüğünden bir damla Marİanne’m boynuna sıçramıştı. Suratını asıp adama bir bakış fırlattı. Gür ve fırça gibi bıyıklan vardı. Yetmişlerin porno ilimlerinden fırlamış gibiydi. Marİanne’m sağında […]

Harald Fritzsch – Yanılıyorsunuz Einstein! (Kuantum Fiziği)

Kuantum fiziği kuarkların, atom çekirdeklerinin, atom ve moleküllerin bilimidir ve bize lazeri, transistörü, tünel mikroskobunu, cep telefonunu ve mikroelektroniği kazandırmıştır. Tüm dünyadaki gayrisafi hasılanın üçten birinden büyük kısmı, kuantum fiziğinin getirilerine dayanır. Evrenbilimciler evrenin oluşumunu araştırmak, astrofizikçiler yıldızların dinamiğini tarif etmek için ondan faydalanır. Temel parçacık fiziğinin kaidesini teşkil eden kuantum fiziği, evreni bir arada […]

Harald Braem – Ateşin Efendisi- Şaman

Karanlıgın dogurdugu kötülügün pek çok yüzü ve ismi vardır … Acı sular taşıyan nehrin yakınındaki ürkütücü yerde üç karanlık yarauk buluştu: Ayaz, Kıskançlık ve çok başlı ifrit Şagram. Dogaları geregi dünyaya zarar vermek istiyor ve birbirlerine akıı danışıyorlardı. “Buradan çok uzaklarda, ren geyigi yetiştiren insanların obasında, kader tarafından birgün çok bilge bir şaman olması için […]

Hans-Lukas Kieser – Iskalanmış Barış

21. yüzyılın eşiğinde, Türkiye’nin Avrupa’yla olan ilişkileri artık yüz yıl öncesinden çok daha farklı bir hüviyete sahip. Avrupa devletleri o zamanlar birbirleriyle emperyalist rekabet içindeydiler ve Türk devletinin zihnine kalıcı bir parçalanma korkusu yerleştirmişlerdi. Dünya Savaşı’nın Jön Türk subayı, sonradan Atatürk adını alacak olan Mustafa Kemal, muzaffer ltilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı sonrasında mağluplara kabul […]

Hans Magnus Enzensberger – Titanic’in Batışı

Kulagim kabartmig biri. Bekliyor. Solugunu tutuyor, 50k yakinda, burada. Benim, diyor, §u konugan. Bir daha asla, diyor, gimdiki gibi sessizlik olmayacak, gimdiki gibi kuru ve sicak. Kendini dinliyor uguldayan kafasinda. Orada kimse yok bagka, bu ben olmaliyim diyen diginda. Bekliyorum, solugumu tutuyorum, kulak kabartiyorum. Uzaktan kulaklara, bu yumugak etten antenlere ulagan gurultiiniin anlanai yok. Kan […]

Hans Hellmut Kirst – Çağımızın Casusu Sorge

urduna para karşılığında ihanet eden bir casustan hiç sözetmemek daha iyidir. Yabancı bir ülkede kendi hükümeti hesabına çalışan, gözüpek bir kimsedir; bir yurtseverdir. Böylelerinden binlerce kez sözedilmiştir. Fakat bir iç güç tarafından itelenen, kaygılı bir bilinçten emir alan, davası uğrunda ölmeye hazır bir ülkücü şaşılacak bir insan, her türlü ilgi ve meraka layık, olağandışı bir […]

Hans Georg Gadamer – Güzelin Güncelliği

Sanatın meşruiyeti sorusunda yalnızca güncel değil aynı zamanda eski bir konunun söz konusu olması, bence çok anlamlıdır. Bilim adamı olarak ilk yıllarımı bu soruya hasrettim ve bu anlamda ‘T laton und die D ichter” (Platon ve Şairler, 1934) adlı eserimi yayınladım1. Bu, Sokratçılar tarafından savunulan yeni bir felsefi görüş ve bilgiye yönelik istemdi. Bildiğimiz kadarıyla […]

Hans Christian Andersen – Secme Masallar

Kırlar çok güzelmiş; yaz mevsimiymiş! Buğdaylar sarı, yulaflar yeşilmiş; zümrüt yeşili çayırlarda öbek öbek tınazlar varmış; leylek uzun, kızıl bacakları üzerinde ortalıkta dolaşıyor, Eski Mısır dilinde konuşuyormuş, çünkü anasından öğrendiği dil oymuş. Tarlaların, çayırların çevresinde büyük ormanlar, o ormanların içinde derin göller varmış. Dedim ya, kırlarda her şey gerçekten çok güzelmiş. Güneşin altında, dört yanı […]

Hannah Kent – Ölü Gömme Törenleri

Yardımcı Rahip Thorvardur Jonsson a, Bu mektubun, Tanrı’nın emirlerini yerine getirdiğiniz VesturhOp’ta size muvaffakiyetle ulaşacağını ve sağ salim elinize geçeceğini umut ediyorum. Öncelikle, İzlanda’nın güneyindeki çalışmalarınızı başarıyla sonuçlandırmanızdan dolayı sizi gecikerek de olsa tebrik etmek isterim. Cemaatinizin üyeleri gayretli ve çalışkan genç bir adam olduğunuzu söylüyorlar. Ben de sizin, babanızın gözetimi altında vaizliğe başlamak üzere […]

Hannah Arendt – Şiddet Üzerine

Burada aktaracağım düşünceler, 20. yüzyıl arkaplanından görüldüğü biçimiyle son birkaç yılın olay ve tartışmalarından kaynaklanıyor. 20. yüzyıl, Lenin’in öngördüğü gibi savaş ve devrimlerin, dolayısıyla şimdilerde bu iki olgunun ortak paydası olduğuna inanılan şiddetin yüzyılı oldu. Ama bugünkü durumda başka bir etken daha var; kimse öngöremediyse de bu etken, hiç değilse eşit önem taşıyageldi. Şiddet araçlarının […]

Hamid Dabashi – İran- Ketlenmiş Halk

GÜNEY İRAN’IN petrol zengini Kuzistan eyaletinin başkenti Ahvaz’ ın birkaç mil güneyinde, yani benim doğup büyüdüğüm yerde Karun Nehri sükunetle aşağılara doğru akıp gitmeden evvel hafifçe batıya kıvrılır, yaklaş an akş amın ış ığında parlak bir çikolata rengine döner, kıyılarında kendiliğinden yetişmiş bereketli palmiye korularını cömertçe besledikten sonra Basra Körfezi’ne dökülmek üzere ağır ağır yol […]

Handan Koc – Muhafazakarliga Karsi Feminizm

Aşkın maddi ve manevi koşulları erkeklerle kadınlar için farklıdır. Ne romantik aşk ne de onun cinsel özgürlükçü versiyonları kadınları özgürleştirebilir. Ama Türkiye’de kadınların önemli bir kısmı aşkı yaşama özgürlüğüne de sahip değildir. Bir kadının evlenmeden önce, yani “kızken” bir erkekle sevgili olması, diyelim el ele tutuşması, baş başa kalması, öpüşmesi nüfusun çoğunluğu için yasaktır. Öte […]