Dondurucu karayelin altında titreyen polis, Amerikan Elçiliği’ne giren genç Japon kızına hayretle baktı. Kız bu soğuk havada beyaz tişört ve pantolon ceketten oluşan keten bir takım giymişti ve kötü hava şartlarından hiç de rahatsız olmuşa benzemiyordu. Kuşkulanan polis kızı süzdü. Ortadan ayrık siyah saçları omuzlarını geçiyordu. Burnu biraz basık, oval yüzünün alt kısmı genişçeydi. Bacakları […]
Kategori: Genel
Gerard De Villiers – 41 Hartum Dugumu
Ted Brady hiçbir şey düşünmemeye çalışarak Cebel Marra Dağı’mn arkasından batmakta olan güneşi seyrediyordu. Korkusu, dudaklarını çatlatan ve dilini kuru bir süngere çeviren susuzluğunu neredeyse unutturuyordu. Kendisini bir hayvan gibi kampın dışına bağlamışlardı. Kamp, Hartum kenti ve El-Faşer arasında, Kordofan Çölü’nün tam ortasında bulunuyordu. Adamlar yanlarında silahlan, çadırlarının önüne uzanmışlardı. Amerikalı gözlerini kapattı ve güzel […]
Gerard De Villiers – 39 Pagopago’da Olum
Kendisini tutan adamı ısırmaya çalışan sarı benekli siyah yılan, Stephan’ın parmakları arasında kıvrılıp duruyordu. Stephan işaret ve başparmağıyla boğazından yakaladığı yılanı vücudundan uzakta tutmaya çalışarak kumsalda ilerliyordu. Sarışın, ince yüz hatları olan yakışıklı bir tipti. Elindeki yılan kırk santim uzunluğunda son derece zehirli bir hayvandı. Denizyoluyla yarım saatlik mesafede bulunan Pins Adaları’ nda doktor yoktu […]
Gerard De Villiers – 38 Montevideo Melegi
Ron Barber villasının sahanlığında bir an durdu. Her sabah, polis merkezinin birinci katındaki bürosuna gitmeden önce, bir süre Rio de la Plata’yı seyretmekten büyük zevk alırdı. Ron, temiz havayı ciğerlerine çekerken Uruguaylı şoförü de mavi Buick’ten çıkıp arka kapıyı açmıştı. Amerikalı son bir kez daha derin bir soluk çekti, güneş gözlüklerini düzeltti, belindeki Colt Cobra’yı […]
Gerard De Villiers – 37 Budapestede Tuzak
Parlak mavi gözlü kumral kadın, çigan müziğin ritmine uyarak el çırpıyor, Matyas Pince’in ünlü orkestrası da devamlı bahşiş aldığı için her zamankinden daha canlı eserler çalıyordu. İki yıldan bu yana Macaristan’ da bahşiş serbest bırakılmıştı. Büyük masaya yaklaşan kemancı yayının hareketini gittikçe hızlandırdı. Salondaki diğer müşteriler yemek yemeyi bırakmış,onu izliyorlardı. Budapeşte’nineniyi lokantası Matyas Pince bodrum […]
Gerard De Villiers – 35 Uagadugu’da Darbe
Malko DC 10’dan çıktığında yağmurla karşılaştı ve tropikal bölgelere has sağanak altında birkaç dakikada sırılsıklam oldu. Etrafı, gökle aynı renkte bir sis tabakası sarmıştı. Yağmur damlacıkları sıcak toprağa değer değmez buhara dönüşüyor ve çevreye doğal bir. sauna görünümü kazandırıyordu. S AS’a haziran ayının başkent Uagadugu’da yağmur mevsiminin başı olduğu söylenmişti, ama yine de o böyle […]
Gerard De Villiers – 33 Berlin Koridoru
Batmak üzere olan güneşin solgun ışınları Doğu ile Batı arasında sınır çizen Brandenburg Kapısı’nm iri sütunları arasından süzülüyordu. Wolfgang Mann gözlerini Batı’ya uzanan muhteşem Bismarckdamm Caddesi’ne dikmiş, bomboş gözlerle yolu inceliyordu. Biraz ilerde sol tarafta, Yeni Almanya’nın gelişim sembolü Mercedes’in dev amblemi on altı katlı Avrupa Merkezi’nin damında parıldıyordu. Wolfgang Mann kaçamak bir el hareketiyle […]
Gerard De Villiers – 30 Srilanka Paryalari
Andrew Carmer, kızgın kayanın üstüne yüzükoyun uzanmıştı. Bir ara alnından kayarak görüşünü engelleyen teri temizlemek için siyah büyük dürbünü gözlerinden ayırdı. Kırmızı kayaların üzerinde bunaltıcı bir cehennem sıcağı hüküm sürüyordu. Orada burada uçuşan kelebekler bile, sanki güçleri tükenmiş gibi her on metrede bir durup dinleniyorlardı. Andrew’e gömleğinin altında sırtı haşlanıyormuş gibi geliyordu. Yine de soğuk […]
Gerard De Villiers – 29 Londrada Panik
Venüs’e bakan Leonid Volodia’nın siyah gözlerinde çocuksu bir sevinç belirdi. Sağ eliyle Venüs’ü okşamaya başladı. Uzun ve kıllı parmakları heyecandan titriyordu. Yüzünde beliren memnuniyet ifadesi, endişeli halini gizliyordu. Kelleşen yumurta kafası ile kalın kaşları arasındaki uyumsuzluktan olsa gerek, Leonid Volodia’nın yüzünde şeytanca bir ifade farkediliyordu. Kemerli bir burnu, iri dudakları ve iri bir çenesi vardı. […]
Gerard De Villiers – 28 Miami Katili
Johnny Trump, kirlenmiş nemli havayı tiksintiyle soludu. Hurdası çıkmış birkaç taksi hâlâ bagaj kapısının önünde bekliyordu. Prinair’in 94 sefer sayılı uçağı Saint-Domingue’den iki saat gecikmeyle, 20.50 yerine 22.50’de gelmişti. Yolculardan bir kısmı dostlarıyla buluşmuş, bir kısmı da San Juan’a gitmek için bir otobüse doluşmuştu. Bir tek Johnny, elinde çantası, yıkık dökük havaalanının önündeki kaldırımda bekliyordu. […]
Gerard De Villiers – 26 Surinam
Juliüs Harb, Blauwgrondstraat Caddesi’ ni hızlı adımlarla geçtikten sonra, kalabalığın arasına karıştı. Verandalardan duyulan değişik “Merenge” melodileri sokağı dayanılmaz bir gürültüyle doldurmuştu. Paramaribo’nun tek özgürlüğü, bu müzik sesiydi. Curcunadan uzak Blauwgrondstraat Caddesi, pazar akşamları gülünç bir bayram yerine dönerdi. Bu cadde Java Mahallesi’nde, Paramaribo’nun tam kuzeyindeydi. Köy havası taşıyan masalar ve aralıksız banklarla dekore edilmiş […]
Gerard De Villiers – 25 Gorev Yeri Laos
Sessizlik, Monivong Caddesi’nden gelen silah sesleriyle bozuldu. Daun Penh Caddesi’ nde, ağaçların altında sakin sakin ilerlemekte olan çekçek sürücüsü istifini bozmadan yoluna devam etti. Malko içgüdüsel olarak doğruldu, arabadan aşağıya atlamaya hazırlandı. Birkaç haftadan beri Kızıl Khmerler Phnom Penh’e ve şehrin merkezine roket atmak, komando göndermek gibi kötü alışkanlıklar edinmişlerdi. Havaya ve etrafa rasgele ateş […]
Gerard De Villiers – 24 Malta Seferi
Londra yolcularına son çağrı… Bay Godfrey Borg’un danışmaya gelmesi rica ediliyor… Bay Godfrey Borg, lütfen danışmadan çağrılıyorsunuz… Hoparlörün boğuk sesi terminalin çıplak duvarlarında yankılanıyordu. Uzun bir kuyruk oluşturan yolcular polisten ve gümrükten geçmek için bekliyorlardı. Geç kalan üç, dört yolcu heyecanla Malta Havayolları’mn tezgâhına dayanmış, yer ayırttırmaya çalışıyorlardı. John Fitzpatrick belki yirminci kez saatine baktı. […]
Gerard De Villiers – 23 Parola Matador
Roy Slockton içki kadehini sehpanın üstüne bıraktıktan sonra, ıslık çalarak hayranlık dolu bir anlamla karısına seslendi. — Harika görünüyorsun, sevgilim! Karısı Jane birkaç adım öne çıkarak siyah İskarpinlerinin ince topuklarını fildişi renkli halıya batırdıktan sonra kocasının tam önünde durdu ve bir manken ustalığıyla kendi çevresinde birkaç dönüş yaptı. Elbisenin etekleri havalanınca kadının uzun bacakları ortaya […]
Gerard De Villiers – 21 Nikaragua
Albay Otero Nuncio soluk alışlarını hızlandırmış, elleri şezlongun kenarlarına dayalı güneşleniyordu. Jelatini andıran kaygan gövdesi şezlongun her gıcırtısında titreyerek sallanıyordu. Mercedes Puntas onun ya orgazma ulaştığını ya da her zamanki enfarktüs krizlerinden birine tutulduğunu düşündü. Böyle giderse her ziyarette tekrarlanan zevk şoklarını albayın kaldırması imkânsızdı. Mercedes Puntas bundan korkuyordu. Karaya vurmuş balina gibi sırtüstü yatıyordu […]
Gerard De Villiers – 20 Hayber Gecidi
Peşaver otobüs garında nöbet tutan görevli polis memuru gara henüz gelen üzeri nikelajlı ve resimli otobüslerden inen yolcuları dikkatle süzüyordu. İçlerinden biri dikkatini çekti. Bu şalvar gibi bol pantolonu, dizlerine kadar inen ipekli entarisiyle Pakistan giysileri içindeki bir hippiydi. Kıyafetini başına takdığı takkeyle tamamlamıştı. Simsiyah uzun yağlı saçları omuzlarına kadar iniyordu. Hippi omuzunda asılı duran […]