Karanlıgın dogurdugu kötülügün pek çok yüzü ve ismi vardır … Acı sular taşıyan nehrin yakınındaki ürkütücü yerde üç karanlık yarauk buluştu: Ayaz, Kıskançlık ve çok başlı ifrit Şagram. Dogaları geregi dünyaya zarar vermek istiyor ve birbirlerine akıı danışıyorlardı. “Buradan çok uzaklarda, ren geyigi yetiştiren insanların obasında, kader tarafından birgün çok bilge bir şaman olması için […]
Kategori: Genel
Hans-Lukas Kieser – Iskalanmış Barış
21. yüzyılın eşiğinde, Türkiye’nin Avrupa’yla olan ilişkileri artık yüz yıl öncesinden çok daha farklı bir hüviyete sahip. Avrupa devletleri o zamanlar birbirleriyle emperyalist rekabet içindeydiler ve Türk devletinin zihnine kalıcı bir parçalanma korkusu yerleştirmişlerdi. Dünya Savaşı’nın Jön Türk subayı, sonradan Atatürk adını alacak olan Mustafa Kemal, muzaffer ltilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı sonrasında mağluplara kabul […]
Hans Magnus Enzensberger – Titanic’in Batışı
Kulagim kabartmig biri. Bekliyor. Solugunu tutuyor, 50k yakinda, burada. Benim, diyor, §u konugan. Bir daha asla, diyor, gimdiki gibi sessizlik olmayacak, gimdiki gibi kuru ve sicak. Kendini dinliyor uguldayan kafasinda. Orada kimse yok bagka, bu ben olmaliyim diyen diginda. Bekliyorum, solugumu tutuyorum, kulak kabartiyorum. Uzaktan kulaklara, bu yumugak etten antenlere ulagan gurultiiniin anlanai yok. Kan […]
Hans Joachim Schadlich – Sözcük Kırpan
Hans Hellmut Kirst – Çağımızın Casusu Sorge
urduna para karşılığında ihanet eden bir casustan hiç sözetmemek daha iyidir. Yabancı bir ülkede kendi hükümeti hesabına çalışan, gözüpek bir kimsedir; bir yurtseverdir. Böylelerinden binlerce kez sözedilmiştir. Fakat bir iç güç tarafından itelenen, kaygılı bir bilinçten emir alan, davası uğrunda ölmeye hazır bir ülkücü şaşılacak bir insan, her türlü ilgi ve meraka layık, olağandışı bir […]
Hans Georg Gadamer – Güzelin Güncelliği
Sanatın meşruiyeti sorusunda yalnızca güncel değil aynı zamanda eski bir konunun söz konusu olması, bence çok anlamlıdır. Bilim adamı olarak ilk yıllarımı bu soruya hasrettim ve bu anlamda ‘T laton und die D ichter” (Platon ve Şairler, 1934) adlı eserimi yayınladım1. Bu, Sokratçılar tarafından savunulan yeni bir felsefi görüş ve bilgiye yönelik istemdi. Bildiğimiz kadarıyla […]
Hans Christian Andersen – Secme Masallar
Kırlar çok güzelmiş; yaz mevsimiymiş! Buğdaylar sarı, yulaflar yeşilmiş; zümrüt yeşili çayırlarda öbek öbek tınazlar varmış; leylek uzun, kızıl bacakları üzerinde ortalıkta dolaşıyor, Eski Mısır dilinde konuşuyormuş, çünkü anasından öğrendiği dil oymuş. Tarlaların, çayırların çevresinde büyük ormanlar, o ormanların içinde derin göller varmış. Dedim ya, kırlarda her şey gerçekten çok güzelmiş. Güneşin altında, dört yanı […]
Hans Christian Andersen – Prenses ve Bezelye Tanesi
Hannah Kent – Ölü Gömme Törenleri
Yardımcı Rahip Thorvardur Jonsson a, Bu mektubun, Tanrı’nın emirlerini yerine getirdiğiniz VesturhOp’ta size muvaffakiyetle ulaşacağını ve sağ salim elinize geçeceğini umut ediyorum. Öncelikle, İzlanda’nın güneyindeki çalışmalarınızı başarıyla sonuçlandırmanızdan dolayı sizi gecikerek de olsa tebrik etmek isterim. Cemaatinizin üyeleri gayretli ve çalışkan genç bir adam olduğunuzu söylüyorlar. Ben de sizin, babanızın gözetimi altında vaizliğe başlamak üzere […]
Hannah Arendt – Şiddet Üzerine
Burada aktaracağım düşünceler, 20. yüzyıl arkaplanından görüldüğü biçimiyle son birkaç yılın olay ve tartışmalarından kaynaklanıyor. 20. yüzyıl, Lenin’in öngördüğü gibi savaş ve devrimlerin, dolayısıyla şimdilerde bu iki olgunun ortak paydası olduğuna inanılan şiddetin yüzyılı oldu. Ama bugünkü durumda başka bir etken daha var; kimse öngöremediyse de bu etken, hiç değilse eşit önem taşıyageldi. Şiddet araçlarının […]
Hamid Dabashi – İran- Ketlenmiş Halk
GÜNEY İRAN’IN petrol zengini Kuzistan eyaletinin başkenti Ahvaz’ ın birkaç mil güneyinde, yani benim doğup büyüdüğüm yerde Karun Nehri sükunetle aşağılara doğru akıp gitmeden evvel hafifçe batıya kıvrılır, yaklaş an akş amın ış ığında parlak bir çikolata rengine döner, kıyılarında kendiliğinden yetişmiş bereketli palmiye korularını cömertçe besledikten sonra Basra Körfezi’ne dökülmek üzere ağır ağır yol […]
Handan Koc – Muhafazakarliga Karsi Feminizm
Aşkın maddi ve manevi koşulları erkeklerle kadınlar için farklıdır. Ne romantik aşk ne de onun cinsel özgürlükçü versiyonları kadınları özgürleştirebilir. Ama Türkiye’de kadınların önemli bir kısmı aşkı yaşama özgürlüğüne de sahip değildir. Bir kadının evlenmeden önce, yani “kızken” bir erkekle sevgili olması, diyelim el ele tutuşması, baş başa kalması, öpüşmesi nüfusun çoğunluğu için yasaktır. Öte […]
Hamdi Koç – Çiçeklerin Tanrısı
Böyle devam edemeyeceğim, diye düşündüm. Durmak zorundayım. Devam edersem bir hata yapacağım, öleceğiz. Işıkları net göremiyordum, o yüzden. Önümdeki ışıkları takip edebiliyordum, uzaklaştıklarını, yavaşladıklarını, çok yaklaştıklarım, ansızın daha karanlık bir deliğe dalıp kaybolduklarını, hızla karanlıktan çıkıp karşıya geçerek tekrar karanlığa karıştıklarını görebiliyordum. Ama net göremiyordum. Bulanık ve bir arada ve çok geç görüyordum. Bazen hepsi […]
Haluk Yavuzer – Resimleriyle Çocuk – Çocuğu Tanıma
Haluk Yavuzer – Cocuk ve Ergen Egitiminde Anne
Çocuk eğitimi, eğitim ve psikoloji alanlarının kesiştiği temel konulardan biri olarak önemini her dönem aynı tazelikte korumuştur. Geçen zaman içinde yenilenen her şey gibi bu konudaki literatür de yenilenmiş, değişen yaşam koşullarına göre uzmanlar, kimi zaman yeni koşullar için yeni öneriler getirmiş, kimi zaman aynı konulara ilişkin eski görüşlerini terk ederek, ebeveyne farklı bakış açısı […]
Haluk Tatar – Zafer Sizlanarak Kazanilmaz
Öncelikle bahar temizliği lazım, eğer yeterince temiz değilse gönül köşkün. Yıllardır vakit ayırıp bakımını yapmadığın camları onarmak lazım. Birileri giderken kapıyı her çarptığında sarsılan köşkün her yerini onarmak lazım. Biz seninle ne 6.2 veya 9.4 depremlerden geçtik. Vardır, vardır bir yerlerde yıkık dökük bir şeyler. Sahi şu açmaktan artık çekindiğin anılar dolu odalar? Küflü tavan […]