Kategori: Genel

Ahmet Şerif İzgören – Moks Başarıya Giden Yol

Geçtiğimiz ay televizyon kanallarında bir haber vardı. Asker; ablasını aramış, “Abla, babam beni cebimden bir arayıversin” demiş, belli kontörü yok. Baba, Egeli bir çiftçi, üç gün arayamamış oğlunu. Ama oğlu hep aklında, üçüncü gün oğlunun şehit olduğu haberi gelmiş. Hüngür hüngür ağlıyordu baba, “Param yoktu kontör alamadım, son bir kez duyamadım oğlumun sesini!” diyordu. Kapattım […]

Ahmet Şerif İzgören – Dikkat Vücudunuz Konuşuyor

Bazen su alt›nda o güne kadar hep gördü¤ünüz, fakat hiç fark etmedi¤iniz bir fley görürsünüz; inip yak›ndan inceledi¤inizde, dokundu¤unuzda, o güne kadar keflfetmedi¤iniz, inan›lmaz, büyülü bir canl›yla karfl› karfl›- yas›n›zd›r. Bugüne kadar hep gözünüzün önünde olan bu büyülü canl›y› nas›l da fark etmedi¤inize flaflars›n›z. Ben de bu kadar yo¤un bir biçimde kulland›¤›m›z, verdi¤imiz mesaja as›l […]

Ahmet Sik – Imamin Ordusu

Ahmet Şık’ın yazdığı ve çalışma başlığı “İmamın Ordusu” olan kitabı şu anda “Dokunan Yanar” başlığıyla ekranlarımızda… Kitabın sahte kopyalarının elektronik ortamlarda dolaştığı şu günlerde, okurların “kitabın aslı”nı okuma olanağının sağlanmasını demokratik bir görev, düşünce özgürlüğünün savunulması yönünde bir katkı olduğu inancındayız. Kitabı internet ortamında yaymamızın tek nedeni ve amacı bundan ibarettir… “Naziler komünistler için geldiğinde […]

Ahmet Serif Izgoren – Ucan Hali Babam

“Yiğidin harman olduğu yer” demek istemem; ama Çılgın Türkler kitabında Ege’de Kurtuluş Savaşı’nı başlatan yerlerden biri olarak anılır. Çok iyi bir örnek ve kalbime işli beyaz turunçgil çiçekleri kokan hatıralar. Dört yaşındaki yetim Erdoğan bir süre göremeyince sorar büyüklerine, “Babam nerede?” Derler “Bulutların üzerine çıktı.” Küçük çocuk yıllarca kafası gökyüzünde dolaşır, bulutların üstüne, kıyısına, orasına […]

Ahmet Semih Mumtaz – Eski Istanbul Konaklari

Haremde ve selamlıkta; evvel zamanın evlerinin birçoğunda; her türlü monotonluk, yani yeknesaklık katiyen yoktu. Bir gün öteki güne benzemezdi. Hadem ü haşem, [5] sayılmış günlere ayrılarak vazifelendirilmişlerdi. Hanımlarla beylerin, beyefendilerin, paşaların, hatta sultanlarla şehzadelerin kendilerini mukayyet kılan meşgaleleri vardı. Hademenin de mutlaka gününde yapacağı iş vardı. Denilebilir ki taksim-i âmâl [6] mükemmeldi. Benim tanıdığım, gidip […]

Ahmet Refik – Kafkas Yollarında

Ahmet Refik (Altınay), son devir tarihçilerimizdendir. Aslen Orta Anadolu’dan, Ürgüplü bir ailenin çocuğudur. 1881’de İstanbul’da Beşiktaş’ta dünyaya gelmiş, Vişnezade mahallesinde büyümüştür. Beşiktaş Askerî Ortaokulunu ve Kuleli Askerî Lisesini, 1898’de de Harp Okulunu bitirip piyade subayı olarak orduya katılmıştır. Askerî okullarda coğrafya, Fransızca ve tarih öğretmenliği yanında gazetelerde başyazarlık yaptı; Askerî Mecmua ’yı yönetti. 1908’de Meşrutiyetin […]

Ahmet Refik – Hicri On Birinci Asırda İstanbul Hayatı (1000-1100)

Bunula beraber, buasınn ticarî ve içtimaî hayatına dair gene oldukça mühim vesikalara tesadüf edilmiştir. Vesikalar Divan’dan çıkan hükümlerin kayıtlandır. Her vesikanın üzerinde bazı tashihler ve unutulmuş yerler vardır. Tashihler esas addolunduğu gibi, unutulan kelimeler de kavis içinde gösterilmiştir. On birinci aşıra ait vesikalarda tarihler hem ihtisar tarikile, hem de ay isimleri aynen yazılmıştır. Defterlerde tarih […]

Ahmet Refik – Eski İstanbul

1958’de Ankara D il ve Tarih-Coğrafya Fakültesi T ürk Dili ve Edebiyatı bölüm ünde okuyordum. Osmanlıcayı yeni öğrenmeye başlamıştık. H ocalarımız, derslerimizde başarılı olabilmenin ön koşulunun eski yazıyı çok iyi okumaya, bol bol Osmanlıca kitap karıştırmaya bağlı olduğunu söylerlerdi. Biz öğrenciler de bu öneriler doğrultusunda Ankara’nın altım üstüne getirir, Hacıbayram’da, Anafartalar caddesinde, daha sonra Kızılay’daki […]

Ahmet Refik – kadınlar saltanatı

Osmanlı Tarihi’ni sıkılmadan, bir roman havası içinde okumak isteyeceklerin başvuracakları kaynakların sayısı oldukça azdır. Eski tarihlerimizi okumak ve yararlanmak bir ihtisası gerektirmektedir. Okullarda okutulan tarihler ise belli kalıpların ve müfredatın içine sıkışıp kalmıştır. Oysa dünyanın en zengin ve engin tarihine sahibiz. Yeni nesillerin kendi tarihlerini iyi ve kötü yanlarıyla, usanmadan okuyabilecekleri eserlere ihtiyacı vardır. İşte […]