Kategori: Genel

Jean Paul Sartre – Özgürlük Yolları 2 – Yaşanmayan Zaman

Berlin’de saat dört buçuk, Londra’da üç buçuk. Otel, tepenin üzerinde, içindeki ihtiyar adam gibi, ciddi, görkemli ve yalnızdı, sıkılıyordu. Angouleme’de, Marsilya’da, Gand’da, Dover’da insanlar, “Ne bekliyor?” diye düşünüyorlardı. “Saat üçü geçti, neden hâlâ aşağı inmiyor?” İhtiyar adam panjurları yarı kapalı salonda oturuyordu; kalın kaşlarının altında gözleri, uzak bir anıyı hayalinde canlandırıyormuş gibi kıpırtısız, dudakları aralıktı. […]

Jean Paul Sartre – Özgürlük Yolları 1 – Akıl Çağı

Vercingetorix Sokağı’nın ortasında, irikıyım bir adam Mathieu’yü kolundan yakaladı; karşı kaldırımda bir polis geziniyordu. “Bana biraz para ver patron, karnım aç.” Birbirine yakın gözleri, kalın dudakları vardı; şarap kokuyordu. Mathieu, “Acıktın mı, yoksa susadın mı?” dedi. Adam güçlükle homurdandı: “Yemin ederim doğru söylüyorum, yemin ederim…” Mathieu cebinde bir on santim bulmuştu: “Sen bilirsin,” dedi, “laf […]

Jean Paul Sartre – Baudelaire

Charles Baudelaire’in yeteneğini -kendisinin seçtiği, istediği, en azından kabul ettiği almyazısı, yoksa edilgence katlandığı yazgı değil- saptamak ve de şiirinin bir mesaj taşıyıp taşımadığını ve ele aldığımız örnek çerçevesinde, söz konusu iletinin en geniş anlamıyla insanca hangi içeriğe sahip olduğunu belirlemek. Bu konuya felsefecinin yapacağı müdahale, eleştirmenin ve -hekim olsun ya da olmasın- ruhbilimcinin müdahalesi […]

Jean Paul Sartre – Aydınlar Üzerine

Salt kendilerine yöneltilen suçlamalara bakılacak olsa, aydınların çok büyük suçlular olmaları gerekir. Üstelik, bu suçlam aların her yerde aynı olması da dikkati çekiyor. Mesela Japonya’da, Batılılar için İngilizce’ye çevrilmiş Japon gazete ve dergilerinde okuduğum pek çok m akaleden, Meiji dönem inden sonra aydınlarla politik iktidarın arasının açıldığı sonucuna vardım; sanki iktidar savaştan sonra ve özellikle […]

Jean Meslier – Sagduyu

Yaratılışı, uyruğunun zihnini karıştırmaya çok uygun mutlak bir hükümdar ile yönetilen bir ülke var. Bu hükümdar, bilinmek, sevilmek, itaat edilmek istiyor. Ancak hiçbir zaman kendisini göstermiyor ve her şey hakkında edinilebilen bilgiyi kuşkulu kılmaya çalışıyor. Hakimiyet ve saltanatına bağlı kavimler, görünmeyen hükümdarlarının karakteri ve yasaları hakkında sözcülerinin verdiği fikirlerden başka fikirlere sahip değil. Sözcüler bile, […]

Jean Marie Laclavetine – Usulca

Yumuşak huylu bir insan olan Vincent Artus, karısından başka kimseyi öldürmüş değildi. Hoş, Beatrice yasal eşi de değildi, ama bu ayrıntı, Hayra ormanındaki acıklı olayı anımsadığında duyduğu tedirginliği ortadan kaldırmıyordu. * O dönemde Artuş henüz bir kamyonda yaşamaya başlamamıştı. Onu* o siyah saçlı, canlı, ufak tefek kadınla ve pembe kuyruklu beyaz papağanıyla birlikte oturduğu But-te-aux-Cailless’da, […]

Jean Lavollay – Canlıların Kimyası

Canlıların organik yapısı· çok sayıda saf cisim tarafından oluşturulur. Sözkonusu yapılardan uygun yöntemlerle ayrılahilen bu cisimler, temel ögelerine göre üç büyük grupta toplanabilirler: glüsitler, protitler, lipitler. * Hayvansal organizmalarda miktar olarak protitlerin en önemli yeri tutmasına karşın, bitkisel organizmalarda genellikle glüsitler ilk sırayı alırlar. Lipitlerin oranı ise çok degişiktir. Sözgelimi insan vücudunda yaklaşık % 16 […]

Jean Fourastie – 2001 Uygarlığı

Bu kitap kuşkusuz, bugün geleceği kestirme çabalan (prospective) diye adlandınlan, ekonomik, toplumsal ve siyasal çağdaş önerme denemelerinin en sık yeniden basılanıdır. İlk baskılarında neredeyse sadece dünyanın ekonomik geleceğini işleyen bu kitabın .. . Uygarlığı 1 başlığını taşıması şu anda yanlış görülebilir. Gerçekten de, okuyucunun izleyen sayfalarda açıkça göreceği gibi, ekonomik etkenierin insanlığın koşullannda, uygarlığın tümünün […]

Jean Echenoz – Simsekler

Herkes ne zaman doğduğunu bilmeyi yeğler, mümkünse elbette. Çarkın dönmeye başladığı, hava, ışık, perspektif, geceler ve düş kırıklıkları, zevkler ve günlerle birlikte her şeyin işlemeye başladığı o rakamsal anı öğrenmek isteriz. Öncelikle yaş günleriniz için bir nirengi noktası, bir kayıt, yararlı bir sayı olur elinizde. Ayrıca, zamana dair basit bir kişisel fikir sahibi olmak için […]

Jean Echenoz – 1914

Anthime öğle yemeğini yedikten sonra bisikletle bir gezintiye çıktı, çünkü hava buna inanılmaz uygundu ve cumartesi günündeydik, işi sayesinde aylaklık edebildiği bir gün. Ağustos ayının güzel güneşinden yararlanmayı, biraz egzersiz yapıp kır havası solumayı, kuşkusuz çimenlere uzanıp kitap okumayı tasarlıyordu. Tel sepete sığmayacak kalınlıkta bir kitap almış ve bagaj lastiğiyle bisikletine bağlamıştı. Serbest pedalla, on […]

Jean De Joinville – Bir Haçlının Hatıraları

Hatırat ve seyahatnameler özellikle sosyal tarihin yazılmasında, tarihçinin en fazla ihtiyaç duyduğu kaynaklardandır. Bu tip eserlerde, yazar, gözlemlerini kendi duygu, düşünce ve yorumları ile şekillendirmektedir; bu sebeple de kendisinden sonraki nesiller için, içinde yaşadığı dönemin anlaşılmasına sağladığı katkılar ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü tarihin ana malzemesi olan insan, kendi yaşadığı çevrede görmeye alıştığı yaşam tarzının […]

Jean Christophe Grange – Taş Meclisi

Diane Thibcrgc in önünde topu topu kırk sekiz saat vardı. Bangkok’tan bir iç hat uçağına binerek Puket’e gidecek, sonra doğruca kuzeye, Andaman Denizi kıyısındaki Takua Pa’ya kadar karadan ilerleyecekti. Orada, otelde kısa bir gece geçirecek, sabahın beşinde yeniden yola düşüp, kuzeye doğru ilerlemeyi sürdürecekti. Öğlen olduğunda, Birmanya sınmnda Ra-Nong’a varması gerekiyordu, oradan da seyahatinin tek […]

Jean Christophe Grange – Seytan Yemini

Ne yaşam ne ölüm. Eric Svendsen’in form doldururken insanı sıkacak ölçüye vardırdığı titizliğinden nefret ediyordum. Özellikle de bugün. Bana bir adli tabibin net ve sarih bir teknik rapor hazırlaması gerekiyordu, hepsi bu. Ama Đsveçli kendine hâkim olamıyordu: cümleleri yüksek sesle okuyor, sonra büyük bir itinayla sözcüklerin sıralarını değiştiriyordu. – Luc yakında kendine gelir, diye devam […]

Jean Christophe Grange – Leyleklerin Ucusu

Büyük yolculuk öncesi, Max Böhm’e onu son bir kez ziyaret edeceğime söz vermiştim. O gün, Güneybatı İsviçre’nin üzeri, fırtına bulutlarıyla kaplıydı. Gökyüzü, içinden yarısaydam parıltıların çıktığı siyah ve mavimsi derinlikler açıyordu. Her yandan sıcak bir yel esiyordu. Kiralık arabamın direksiyonunda, Leman Gölü boyunca ilerliyordum. Montreux dönemecin sonunda, elektrikli havadan puslanmış gibi göründü. Gölün suları kaynıyor, […]

Jean Christophe Grange – Lantano

Beyaz güneş, kırmızı toz. Sıcaklığı kırk derecenin üstünde bir şapel. Her siyasetçi, her subay, önemli zat ve şirketin diğer ileri gelenleri sırayla ilerliyor, birkaç saniye saygı duruşunda bulunuyor, ardından patlayan flaşlarla ve öğlen güneşiyle gözleri kamaşmış bir halde aynı resmi adımlarla yerlerine dönüyorlardı. Arkada, FARDC* askerleri tarafından kordon altına alınmış, az çok düzgün kıyafetler giymiş […]