Kategori: Oyun-Tiyatro

Sophokles – Elektra

Yunan tragedya yazarı Sophokles İÖ 497/6-406/5 yılları arasında Atina’da yaşamış; eserleriyle, kendisinden 25 yaş daha büyük olan Aiskhylos (525/4-456/5) ile 12 yaş küçük olan Euripides (485/4 – 407/6) arasında, birleştirici ara halka olarak önemli bir yer tutmuştur. Sophokles antik tiyatronun içeriğinden çok, sahneye koyma uygulamasına yaptığı katkılarla yenilikçi adımlar atmıştır. Sophokles’in antik çağdan günümüze ulaşan […]

Samuel Beckett – Godot’yu Beklerken

Aptalca bu, evet aptalca. Kafamda biraz olsun tutarlı, ne tutarlısı, hiç değilse derli toplu bir düşünce akışı bile oluşturamıyorken, gözüm durmadan şu kocaman, kirli beyaz odamın eşyalarına, dağınık örtülere, örümcek ağlarına, tozlu kırık sandalyelere, bir karış külle çevrili sobaya takılırken, karşımda Dante, Swift, Joyce, Proust, Sterne, Descartes, Vico, Berkeley ciltlerinin arasına serpiştirilmiş eksik Beckett külliyatına, […]

Sam Shepard – Aç sınıfın laneti

Sahnenin gerisine doğru, ortada, üstü kırmızı muşamba ile örtülü çok basit bir yemek masası. Masanın dört yanında, birbirine benzemeyen dört metal sandalye. Sahnenin sağ ve sol yanında, havaya asılmış, kırmızı kareli, kırmalı, biraz solmuş mutfak perdeleri. Önde, sol köşede, çalışır durumda bir buzdolabı ve hemen yanında küçük bir havagazı fırını; sağ köşede ise bir yığın […]

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin – Küçük Tragedyalar

Küçük Tragedyalar, yazarın tiyatro sanatına özgün bir katkısı sayılıyor. Bu oyunları, yaşamının en verimli üç ayı sırasında yazmış Puşkin; üstelik okurlarının ve kendisinin şiirden çok düzyazıya önem verdiği bir dönemde. Bu oyunların Puşkin’in temel özel iklerinin hemen hepsini yansıttığı, yaygın bir kanı. Mozart ve Salieri, şairin yaşarken sahneye konan tek oyunu. (Pinti Şövalye, ölümü üstüne […]

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin – Büyük Petro’nun Arabı

Bu yapıttaki bütün oyunlar bir tür düel o’ya dayalı, Sovyet şair Anna Akhmatova, 1958’de yayımlanan bir yazısında Taştan Konuk’taki özyaşam öğelere dikkati çekmiş. Veba ile kolera koşutluğunu düşünürsek, Puşkin’in bu oyunlarda özyaşamını bolca kul andığını varsayabiliriz. F.F. Seeley, şöyle bir yorum getiriyor. “O dönemde Puşkin —evliliğin eşiğindeyken— bir öcden korkmaktadır: Kendisi o ana kadar Don […]

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin – Boris Godunov

VOROTİNSKİ Şehrin güvenliğini sağlamayı ikimize yüklediler, Ama sanırım tek kişi bile bulamayız gözetecek: Moskova bomboş. Bütün halk Patriğin ardından manastıra gitti. Sen ne dersin bu işe; ne zaman bitecek bu bela? ŞUYSKİ Ne zaman mı bitecek? Bunu kestirmek hiç zor değil. Halk biraz bağırır çağırır, biraz ağlar sızlar; Boris de evvela yüzünü buruşturur, Ayyaşın bir […]

Aleksandr Nikolayeviç Ostrovki – Bu Hesapta Yoktu

Glumovların Moskova’daki apartmanlarının oturma odası. Daha şık, daha modaya uygun bir oturma odasına yakışacak bir iki parça eşya bir yana bırakılırsa, fakirce döşenmiştir. İki kapı vardır. Sağdaki hole, ikincisi dairedeki öbür odalara açılır. Uşak Styopka, sırtında bir gömlek, aylak aylak dişlerini karıştırır. Odada beş aşağı beş yukarı gezinen Glumov sahne gerisindeki kapıya doğru giderek seslenir. […]

Resos – Euripides

Bu eser için Homeros’un İlyada destanında geçen kral Resos’un acı ölümünün (İlyada X, 426-440 ve 469-525) esin kaynağı olduğu açıktır. Olayın gelişimi şöyledir: Argos ordusundan Odysseus ve Diomedes, ordugâhlarına casusluğa gelen Dolon adlı bir Troyalıyı öldürdükten sonra, Troya saflarında bulunan Trakyalıların birliğine giderler. Birlikteki herkes yanlarında silahları ve atlarıyla uykuya dalmıştır. Aralarında Resos da vardır; […]

Platon – Devlet Adamı

Eski Yunanca özel adların yazılışı hakkında not Yunan eserlerinin çevirisinde tanrı, insan ve ülke adlarını, asıllarındaki gibi yazmayı uygun bulduk; bunun için de bugün Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde kullanılan çevriyazı yöntemini aldık. Yunancanın her harfi, aşağıdaki cetvelde gösterildiği gibi, tek veya çift harfle karşılanmıştır. “Th” ve “kh” gibi çift harfleri kullanmaya gerek vardı; çünkü Yunancanın […]

Pierre Beaumarchais – Sevil Berberi

KONT ALMAVIVA : İspanyol soylusu. Rosine’in bilinmeyen âşığı. Birinci perdede saten ceket ve külot pant Sevil’in bir sokağı. Bütün pencereler kafeslidir. SAHNE I KONT. (Kont yalnızdır. Sırtında koyu renkli bir pelerin, başında gözlerine kadar inik bir şapka, kendi kendine bir aşağı bir yukarı dolaşırken saatine bakar.) KONT – Vakit, sandığım gibi geç değilmiş. Kafesinin arkasından […]

Patrick Süskind – Kontrbas

Oda. Bir plak çalınmaktadır, Brahms’ın ikinci Senfoni’si. Sahnedeki adam mırıldanarak müziğe eşlik eder Uzaklaşan, dönüp gene gelen adımlar. Bir şişe açılır. Aynı kişi kendine bir bardak bira doldurur. Bir saniye… birazdan… – Şimdi! Duyuyor musunuz? işte! Şimdi! Duydunuz mu? Az sonra bir daha gelecek, aynı bölüm, bir saniye. Şimdi! Şimdi dinleyin bakın! Yani basları. Kontrbasları… […]

Ahmet Kutsi Tecer – Köylü Temsilleri

Halkbilgisi He ilgili olan ıbütün mevzular benim için caziptir. Fakat: bugünkü mevzuumuz üzerinde durmayı bana tercih ettiren sebepler_ var. :Bu mevzlı yani. ·Köylü Temsilleri mevzuu rniihim olduğu kadar, nasıl söyliyeyim, •bakir• bir mevzudı,ı.r da_; çünkü halkbilgisinin bu ııubesi hemen hemen hiç dokunulmamış gibidir. Bu mevzua dair yazılmış hiç bir şey hatırlamıyorum. Köylü temsilleri;- isminden de […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Evlenme Kumarbazlar

Kişiler AGAFYA TİHONOVNA Evlilik çağında bir tüccar kızı ARİNA PANTELEYMONOVNA Kızın halası FEKLA İVANOVNA Çöpçatan PADKOLYOSİN Yedinci dereceden memur KOÇKAREV Padkolyosin’in arkadaşı OMLET Müdür ANUÇKİN Emekli bir piyade subayı JEVAKİN Denizci DUNYAŞKA Evin hizmetçisi STARİKOV Tüccar STEPAN Padkolyosin’in uşağı I. Perde 1. Sahne (Bir bekâr odası.) PADKOLYOSİN (Yalnızdır; kanepeye uzanmış çubuğunu içmektedir.) Hah işte, boş […]

Necip Fazıl Kısakürek – Reis Bey

Ön tarafı açılır – kapanır bir mikâp (küp) içinde hayatı yakalamak… Kapana kıstırır gibi… Tiyatro budur. Aslında zamandan başka bir şey olmayan hayat, hangi mekân içinde akarsa aksın, onu belli-başlı anlarıyle, üstüne böyle bir mikâp atarak tutabilirsiniz. Zaten her hâdisenin üstünde, ressamın kurşunkalemiyle çizip sonradan sildiği bölüm çizgileri gibi, böyle bir görünmez mikâp vardır. Onu […]

Necip Fazıl Kısakürek – Reis Bey Ve Parmaksız Salih

Mutlak Dman halinde (tez)lerın (tez)ine sahip olan biz, tiyatrodan üstün ve dokunaklı âlet kabul edebilir miyiz? Edemeyiz ama işte -hamdolsun- o mutlak iman yüzünden bugünkü Türk (!) Tiyatrosu bize kapılarını kapatmış bulunuyor; biz de ona, yerle göğü birbirine katacak olan tiyatromuzla karşılık veremiyoruz. Dedik ya, Dstikbâli ve bu arada istikbâlin aktörünü bekliyoruz… 1 F. K. […]

Necip Fazıl Kısakürek – Bir Adam Yaratmak

Bu piyes, bir “Crise-Intelectuelle”, bir “fikir buhranı”nı çerçevelemek gayretinde… Apaçık ve yapayalnız hiçbir tezi yok… Fakat içiçe bir çok tezleri ve başlı başına birkaç ana tezi var… Evvelâ sanatkâr nedir? Bütün imkânların erişilmez ucu, gâyelerin gâyesi, kemâllerin kemâli, mâverâların mâverâsı olan Allah’a doğru, sonsuz bir tekâmül yolunda giden insanoğluna mahsus “vücut veriş” nevileri içinde en […]