Kategori: Polisiye

Stieg Larsson – Millennium #2 – Ateşle Oynayan Kız

Çelik çerçeveli dar bir yatağın üzerine yatırılmış, deri kayışlarla göğsünden bağlanmıştı. Kayışlar göğüs kafesini sıkıyordu. Kolları iki yanına uzatılarak, bileklerinden yatağa kelepçelenmişti. Artık kurtulmaya çalışmıyordu. Uyanıktı ama gözlerini kapamıştı. Zaten gözlerini açsa da fark etmezdi, kapının üzerinden sızan zayıf ışığın dışında, oda kapkaranlıktı. Ağzında kötü bir tat vardı, dişlerini fırçalamayı özlüyordu. Kulağı ayak seslerindeydi, adamın […]

Stieg Larsson – Millennium #1 – Ejderha Dövmeli Kız

1 KASIM CUMA Her yıl olan şey yine olmuştu. Çiçeğin alıcısı şimdi seksen ikinci yaşına basıyordu. Paketi açtı ve kağıtları toplayıp bir kenara bıraktı. Ardından telefon ahizesini kaldırdı, emekliliğinden sonra Siljan’a yerleşen cinayet masası komiserinin telefon numarasını çevirdi. Bu iki adam yalnızca aynı yıl değil, aynı günde de doğmuşlardı; birbirleriyle bağlantıları göz önüne alındığında bu, […]

Steven James – Bowers Dosyaları #3 – At

Terbiyeci, kaplanı nasıl eğitir bilmez misin? Kaplana yemesi için canlı bir şey vermeye cesaret edemez; çünkü onu öldürerek hiddetin tadını almasından korkar… Yiyeceğini bütün olarak vermeye cesaret edemez; çünkü onu parçalayarak hiddetin tadını almasından korkar…Kaplanın ne derece iştahlı olduğunu ölçer ve ürkütücü yaradılışını tamamen kavrar.Kaplanlar insanlardan başka bir türdür. (.-..) öldürülenler onunla zıtlaşanlardır. – Çinli […]

Steven James – Bowers Dosyaları #2 – Kale

İnsanların içi kötülükle doludur, yaşadıkları sürece içlerinde delilik vardır ve ardından ölüp giderler. Ecclesiastes 9:3 Kral James Yorumu Bu karışık tiyatro ah! Unutulmayacak kesinlikle! Bir kalabalığın yakalayamayıp Ebediyen izlediği hayaletiyle, Bir çemberin içinde Her zaman aynı noktaya dönen, Ve ruhu çokça Günah, Delilik ve Dehşet olan entrika. 5 Kasım 2008 Perşembe Washington 17:32 Chevrolet Tahoe […]

Steven James – Bowers Dosyaları #1 – Piyon

Bu hikâyedeki bazı olaylar, resmî kayıtlardan alınmıştır. Birçoğu ise yazarın hayal gücünün ürünüdür ve hiçbir şekilde Guyana’da yaşanan trajedinin büyüklüğünü azaltmak veya kurbanlarının hatırasını lekelemek niyetiyle yazılmamıştır. 5 Mart 1985 La Cruxis, Mississippi 16:13 Olay, okul dönüşü bir salı günü öğleden sonra, evin üst katında gerçekleşti. Anne ve babası her zamanki gibi hâlâ işteydiler. Yani […]

Steve Martini – Yargıç

LENORE GÜLE BENZERDİ: Koyu renk tenli, uzun ve ince. Pırıl pırıl gözlerle dişler ve zaman zaman kendine özgü tavırları ile batırdığı dikenleri. Davenport bölgesinde üç yıl önceki kısa süreli özel savcılık görevimden beri, Lenore Goya ile arkadaştık. Mahkemede karşı karşıya geldiğimiz bir iki küçük dava hariç, Nikki’nin cenazesinden beri onu görmemiştim. Birçok kere çeşitli nedenlerle […]

Bahattin Yıldız – Dansöz Kıvırmaları

Ber, kendisinde ağır uyuşukluk ve yorgunluk hissediyordu. Aslında buna neden olabilecek çok fazla iş de yapmamıştı. “Eeee… Büro kurmak kolay değil,”diye düşündü. Büyük Kentte Hukuk Fakültesi eğitimi, Mer Kentinde avukatlık stajı, askerlik görevinin bitimi ve iki aylık dinlenme sonrası, babasının; “Evi, Ad kentine taşıyacağız…. Orada mesleğine başlamanı istiyorum,” direktifi üzerine Ad kentinde büro kurmayı uygun […]

Ayhan Koç – Hiç Kimsenin Kralı

Malumunuz, bir Karayip adasının kumsalında oyun oynayan küçük bir kızın tesadüfen bulup annesine getirdiği bir harita son aylarda dünya gündemini epey meşgul etmişti. Ceylan derisine çizilmiş harita bilinen dünyanın haritasıydı. Amerika’dan Avustralya’ya tüm kıtaları ve adaları en ince detayına kadar ihtiva eden bu parşömenin iyi para edeceğini düşünen kızın ebeveynleri, eğer ellerindeki haritayı hınzır bir […]

Ayhan Hocha – Mezarcılar da Ölür

Bilinen bir şeydir, kadınlar umumi bir telefon kabinini işgal ettikleri zaman, konuşmaktan bıkmazlar! Pek tabiî, bu gibi hallerde dışardaki kimselerin büyük bir sabırla beklemeleri gerekir… İşte ben de tam on dakikadan beri bir taşra kasabasının postahânesinde sabırla sıramı bekliyor ve arada sırada posta memuru kıza şikâyetçi bakışlar fırlatıyordum. Hele şükür, kabindeki kadın konuşmasını nihâyet bitirebildi. […]

Aşkın Güngör – Sevgili Salak

Soğuk. Kıçım dondu, anasını satayım. Gelemedi şu karı bi’ türlü. Bu havada beklemek yetmiyo’muş gibi, bi’ de kahrolası yağmur. Hâle bak, sicim gibi yağıyo meret. Gece yağan yağmurlardan nefret ediyorum, abi. Babamın yüzünden bu. Gecenin bi’ vakti kafama vura vura uyandırır, döverdi beni herif. Neymiş? Yatmadan önce yanına leğen koymamışım. Tavandan damlayan sular yüzüne damlamış […]

Arthur Conan Doyle – Sherlock Holmes Toplu Öyküler

Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde robdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu, kullanılamayacak kadar eski olan bir fötr şapkaydı. Sandalye üzerinde tutulduğuna göre Sherlock Holmes […]

Arthur Conan Doyle – Sherlock Holmes Antolojisi

Sir Arthur Ignatius Conan Doyle, 22 Mayıs 1859’da, Edinburgh, İskoçya’da doğmuştur. Babası bir İngiliz olan Charles Altamont Doyle, annesi ise İrlandalı Mary Foley’di. Kendi “Conan Doyle” birleşik soyadının kökeni bilinmemektedir. Conan Doyle’un babası da kardeşleri (içlerinden bir tanesi illüstratör Richard Doyle’du) gibi bir ressamdı. Conan Doyle, dokuz yaşındayken St Mary’s Hall Katolik Cizvit Stonyhurst hazırlık […]

Henri Charriere – Kelebek

1967 Temmuzunda, servetini sıfıra indiren büyük yer sarsıntısından bir yıl sonra, altmış yaşlarında bir genç adam Albertine Sarrazin’den söz edildiğini duymasa bu kitap yazılmayacaktı. Sarrazin, tepeden tırnağa ışıltı, gülümseme ve yüreklilik dolu bir kara elmastı. Bir yıl içinde, ikisi cezaevi günleriyle kaçışlarını anlatan üç kitap yazmış; bütün dünyaya ün salmıştı. Altmış yaşlarındaki genç adamın adı […]

Henning Mankell – Riga’nın Köpekleri

Sabah saat onu biraz geçe kar yağmaya başlamıştı. Balıkçı teknesinin dümenindeki adam küfretti. Hava raporunu dinlemişti ama fırtına başlamadan önce İsveç kıyılarına ulaşabileceklerini ümit ediyordu. Bir gece önce Hiddensee’de oyalanmasaydı şimdi çoktan Ystad’da ulaşmış ve dümeni birkaç derece doğuya kırmış olacaktı. Oysa şimdi yedi deniz mili daha gitmesi gerekiyordu. Kar yoğun bir şekilde yağarsa görüş […]

Helen Reilly – Cellatlar da Ağlar

LOLLIE Fellows’la Noel’den kısa bir süre sonra New York’ta karşılaşmıştım. Mühendis arkadaşım Dan Garth’le, Sherry’de yemek yiyorduk. Tam dışarı çıkarken Lollie’yi gördüm. Lokantadakilerin büyük bir kısmı yemeklerini bırakıp bu güzel kadına dönüvermişti. Bundan çok önceleri Lollie, Amerika’nın bir güzellik kraliçesi kadar ünlüydü. Her gün gazetelerde Lollie’nin kusursuz güzelliğini yansıtan resimlerine rastlanırdı. Bunlar, Lollie, Cumhurbaşkanının köpeğini […]

Helen Nielsen – Yanlış Tanık

ADIM Markham Orant. 39 yaşındayım. Hiç de pasaportumdaki resmim kadar çirkin sayılmam. Bir kere 1.76 boyunda, 80 kilo ağırlığındayım. Sonra gözlerim yeşil-kahverengi karışımı; son zamanlarda şakaklarıma düşen aklarla daha bir yakışıklı oldum. Evliyim ve üç çocuğum var. Karım Nancy çok hoş bir kadındır. İyi bir ev kadını, iyi bir annedir. Ne onun ne de benim […]