Kategori: Psikoloji

Georges Bataille – Göğün Mavisi

Az ya da çok, hayatın çeşitli gerçeklerini ortaya çıkaran öykü ve romanlara bağlıdır herkes. Bazen kendinden geçmiş bir halde okunan bu öykülerdir sadece, insanın kaderiyle yüzyüze gelmesini sağlayabilen. Bu öykülerin nasıl yaratıldığını ve romanın yenilenmesi ya da daha iyiye gidebilmesi için gerekli olan çabaları nasıl yönetebileceğimizi araştırmalıyız tutkuyla. Aslında herkesin aklını meşgul eden şey, bilinen […]

André Breton – Nadja

Sürrealizmin yazın ve sanat alanında etkisinin görünmediği ender ülkelerden biridir Türkiye. Bir Türk gerçeküstücülüğü hiçbir zaman olmamıştır. Sürrealizmi, sanat alanında, biraz başkaldırı, biraz aykırılık, biraz değişiklik, biraz gerçeküstücülük olarak görenler (aslında onun felsefesinden hiç mi hiç haberi olmayanlar), örneğin Garip şiirini, Sait Faik’in son öykülerini ve benim kuşağımın ilk öykülerini, günümüzün biraz fantastik, biraz fantezi […]

Alper Canıgüz – Oğullar ve Rencide Ruhlar

Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar. Ben Alper Kamu, birkaç ay önce beş yaşına bastım. Doğum günüm yaklaşırken vaktimin büyük kısmını pencerenin önünde, dışarıdaki insanları izleyerek geçiriyordum. Hızlanarak, yavaşlayarak, türlü sesler çıkararak ve bir yerlere bakarak yaşayıp gidiyorlardı. Bir gün onlardan biri haline geleceğimi düşünmek beni hasta ediyordu. Ne yazık ki bundan […]

Aliester Crowley – Ay Cocuk

Şüphesiz asrın en ilginç ve aykırı kişilerinden biri olan Aleister Crowley, her nedense değişik kişilerde çok farklı tepkilere neden olmuştur. Kimi onu büyük bir üstat, majisyen ve mistik olarak kabul ederken, adını kara büyücü, İsa karşıtı olarak ananlar da az değildir. O halde, şair, dağcı, maceracı, satranç ustası, ressam, majisyen, mistik, zındık, gizli örgüt başkanı, […]

Simone de Beauvoir – Sessiz Bir Ölüm

24 Ekim 1963 Perşembe günü, ikindiüstü saat dörtte, Roma’da, Minerva otelindeki odamdaydım; ertesi gün uçakla Paris’e dönecektim, kâğıtlarımı düzenliyordum, tam o sırada telefon çaldı. Bost, Paris’ten telefon ediyordu. Anneniz bir kaza geçirdi, dedi. Bir otomobil çarpıp devirmiştir kadını, diye düşündüm. Bastonuna dayanmış, güçlükle, yoldan kaldırıma çıkmaya uğraşırken bir araba çarpmıştı muhakkak. Banyoda düşmüş, uyluk boynunu […]

Sevgi Soysal – Yenişehirde Bir Öğle Vakti

Yenilik ve değişiklik yaparak hayatlarını renklendirdiklerini sanan ve belki de hayatlarında sadece bu alanda ilerleyen aileleri, yeni kuracakları yuvayı döşemekten anlaşılmaz bir tat çıkaran nişanlıları, kafeslerine delice meraklı, kafesleri için durmadan para ve emek tüketen tutsak kuşları, hem alışveriş edip hem de bundan şikâyetçi olanları ayırt etmiyordu mağaza müdürü. işi değildi bu çünkü. Müşterileri ayırt […]

Sevgi Soysal – Tante Rosa

Sevgi Soysal’ı henüz “Sabuncu” soyadıyla hikâyelerini, “Tante Rosa”larını dergilerde yayımlamaya başladığı sıralarda, bu hikâyelerinden tanımıştım. Altmışlarda. O yıllarda üniversitede öğrenciydim; BabIali’deki baş uğrağım da De Yayınevi’ydi. Daha önceki bir dönemde Sevgi “Nutku” olduğunu Memet Fuat’tan öğrenmiştim. Hikâyelerinden, çok buralı bir yazar olmadığı sonucunu çıkaranlar vardı. Ama bana öyle gelmiyordu. Kendisinin de bir konuşmada söylediği gibi […]

Alfred Bester – Anarşist

Patlama! Sarsıntı! Kasanın kapıları parçalanarak açıldı. Paralar yağma edilmek, çalınmak, ganimet olarak alınmak üzere sıra sıra istif edilmişti. Kim o? Kasanın içindeki kim? Oh, Tanrım! Suratı Olmayan Adam! Bakıyor. Gölge gibi duruyor. Sessiz. Korkunç. Koş… Koş… Koş, yoksa çiçek yüzlü, şahane vücutlu latif kızı kaçıracağım. Koşarsam vaktim var. Fakat bu kapının bekçisi değil. Oh, Tanrım! […]

Jean-Paul Sartre – İş İşten Geçti

Sarı kapalı panjurların arasından ancak bir ışık çizgisi sızan bir oda. Bir ışık demeti, büzülmüş parmaklarıyla, kürkten bir yorganı tırmalayan bir kadın elini meydana çıkarıyor. Işık bir nişan halkasının altınını parıldatıyor ve kolun yukarısına doğru kayarak Eve Charlier’nin yüzünü aydınlatıyor. Gözleri kapalı, burun delikleri küçülmüş, acı çekiyor olmalı, durmadan kımıldıyor ve inliyor. Bir kapı açıldı, […]

Salman Rushdie – Öfke

Yakın geçmişteki elli beşinci doğum gününden beri kendi (çok eleştirilen) tercihiyle kadınlardan kaçan ve yalnız olan, emekli idealar tarihçisi, huysuz bebek imalatçısı Profesör Malik Solanka, hayatının gümüş yıllarını bir altın çağda geçirdiğini fark etti. Penceresinin diğer tarafında uzun, nemli bir yaz, üçüncü milenyumun ilk sıcak mevsimi ortalığı kavuruyor, ter döktürüyordu. Şehir para içinde yüzüyordu. Kiralar […]

Aldous Huxley – Ses Sese Karşı

Geleneksel romanlarda olduğu gibi, belirli bir konuyu işlemeyen, yani bir öyküyü başından sonuna değin anlatmayan Ses Sese Karşı, yaşamın boşluğunu ve anlamsızlığını açığa vurmak istercesine, bir umutsuzluk havası içinde biter: Walter’in, bunca acı çektikten sonra elde ettiğini sandığı Lucy, önüne çıkan ilk erkekle onu aldatır. Yaşlı ve kanser hastası John Bidlake ölümü beklediği halde, bu […]

Aldous Huxley – Ses Sese Karsi – Cilt 1-2

Aldous Huxley, dünya edebiyatında “düşünce edebiyatı” denen türün başlatıcılarındandır. Huxley, koyunların tiroid guddelerinden Kızılderililerin totemlerine, fosforun yeryüzünden eksilmesinden Mozart müziğinin en ince ayrıntılarına kadar birçok konuda bilgi sahibi bir yazardır. Böyle bir yazarın romanlarında, düşüncenin, romanın öteki öğelerinden daha ağır basacağı besbellidir. Huxley’nin yarattığı kişiler, kendi görüşlerinin ya da düşüncelerinin birer sözcüsü gibidir çoğu zaman. […]

Sâdık Hidâyet – Kör Baykuş

Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası […]

Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan

Belki de İktidardaki Şeytan, 1960’ların sonlarına doğru Sabahattin Ali’yi nihayet okuyabilmiştim. Ama bu okumaların geçmişe uzanan bir macerası vardı. Daha Galatasaray Lisesi’nde ortaokul öğrencisiyken yakın dönem Türk edebiyatı yazarlarının eserlerini büyük bir tutkuyla okuyordum. Başlangıç talihliydi; çünkü halka kitap okumayı sevdirten yazarların romanlarıyla başlamıştım. Kerime Nadimi Esat Mahmut, Ethem İzzet Benice’yi Muazzez Tahsin Berkand takip […]

Robert M. Pirsig – Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı roman, otobiyografi ve felsefi deneme türlerinin sınırlarını genişleten; bütün bir akılcılık geleneğini sorgulayan benzersiz bir “kült kitap”. Hikâye bir adamın, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte yaptığı uzun bir motosiklet yolculuğundan oluşuyor. Yolcular, metalik-plastik yalnızlıkların hüküm sürdüğü, özdeki çirkinliklerin yapay bir “stil” cilasıyla kapatılmaya çalışıldığı, “stilize” nesneler, “stilize” insanlar ve ilişkilerle […]

Robert Louis Stevenson – Dr. Jekyll Ve Mr. Hyde

Avukat Mr. Utterson, yüzü hiçbir zaman gülmeyen, kaba görünüşlü bir adamdı; insanlarla ilişkilerinde soğuk, mesafeli ve utangaçtı; içe kapanıktı; sıska, uzun boylu, sıkıcı bir adam olmasına karşın yine de her nasılsa sevimliydi. Arkadaş toplantılarında, özellikle de şarap damak tadına uygunsa gözleri insancıl bir şekilde parlar, ama bu hal konuşmasına hiç yansımazdı; gözlerinde parlayan bu şey […]