Kategori: Psikoloji

Italo Calvino – Örümceklerin Yuvalandığı Patika

Bu, yazdığım ilk roman; birkaç öyküm bir yana bırakılırsa, yazdığım ilk şey olduğunu bile söyleyebilirim. Şimdi elime aldığımda, nasıl bir etki yaratıyor üzerimde? Onu kendi yapıtlarımdan biri gibi değil de, daha çok, Ikǚ inci Dünya Savaşı sona erdikten sonra, bir çağın genel ikliminden, ahlaki bir gerilimden, bizim kuşağımızın benimsediği bir edebiyat beğenisinden anonim olarak doğmuş […]

Sylvia Plath – Sırça Fanus

Garip, boğucu bir yazdı. Rosenberg’leri elektrikli sandalyede idam ettikleri yaz. Ve ben New York’ta ne aradığımı bilmiyordum. İdamlar beni çileden çıkarır. Elektrikli sandalyede idam edilme düşüncesi midemi kaldırır hep. Oysa o aralar gazetelerde okunacak başka bir şey yoktu – her köşebaşında ve havası tozla yerfıstığı kokusundan ağırlaşmış her metro çıkışında bana bakıp duran patlak gözlü […]

Italo Svevo – Zeno’nun Bilinci

İtalo Svevo’nun Avrupa yazınındaki yerini belirtmek için adının Proust ve Joyce ile birlikte anıldığını söylemeliyiz. Gerçekten de, anıların yitik zamanının peşisıra gidişi, yitik zamanı yeniden yaratma çabası — kendi deyişiyle “Aralık ayında Mayıs güllerini isteyişi”—, kendine özgü bir zaman ve uzamın boyutları içinde benliğinin ve bilincinin derinlerine inişi bu yazarları anımsatır; ama yakından bakıldığında, benzerlikleri […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – Arefe

“Babalar ve Çocuklar” dışında Turgenyev’in hiçbir yapıtı, 1860 yılı başlarında “Rus Habercisi” dergisinde yayımlanan “Arefe” kadar çeşitli değerlendirmelere, ateşli tartışmalara yolaçmadı. Şaşılacak bir şey yok bunda. Çünkü bu romanda ortaya konulan sorunların düşünsel derinliği ve önemi, sadece Turgenyev’in yaratıcılığında değil, bütün o dönemin edebiyatında seçkin bir yer tutmaktadır. Turgenyev Rus Edebiyatına, gerçekliğin karanlık ve kaba […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – Duman

10 Ağustos 1862 günü öğleden sonra saat dörtte Baden-Baden’de, ünlü “Conversation”un 1 önünde büyük bir kalabalık toplanmıştı. Hava çok güzeldi. Her yanda –yemyeşil ağaçlarda, güzelim kentin pırıl pırıl evlerinde, kıvrım kıvrım yükselen dağlarda– güler yüzlü güneşin dolu dolu sunduğu bir bayram sevincinin esintisi vardı; her şey sanki içtenlikle, güvenle, sevgiyle gülümsüyor ve bu belirgin olmayan […]

İvan Sergeyeviç Turgenyev – Babalar ve Oğullar

Toz içinde kısa bir palto ve kareli pantolon giymiş kırk yaşlarındaki beyefendi, 20 Mayıs 1859 günü … şosesindeki hanın alçak sundurmasına şapkasını giymeden çıkarak, çenesinde beyazımsı tüyleri ve küçücük donuk gözleri olan genç ve tombul yanaklı uşağına, “Hâlâ görünmedi mi Pyotr?” diye soruyordu. Kulağında firuze taşlı küpesi, pudralanmış, renk renk boyalı saçları, saygılı hareketleriyle, kısacası […]

Ian McEwan – Yabancı Kucak

öğleden sonraları, otelin koyu yeşil panjurlarının ötesindeki kent bütünüyle kıpırdanmaya başladığında, Colin ve Mary, çelik aletlerin demir mavnalara küçük vuruşlarının çıkardığı sesle uyanıyorlardı. Tekneler, otelin önündeki dubalar üstüne kurulmuş rıhtıma bağlıydılar. Sabahları, bu paslanmış, iç akşamları sökülmüş kaba saba mavnalar, görünürde hiçbir yükleri ya da hareket etmelerini sağlayacak herhangi bir mekanizmaları olmamasına karşın bir yerlere […]

Ian McEwan – Beton Bahçe

Babamı ben öldürmedim, ama işini kolaylaştırdığımı hissettim zaman zaman. Kendi ϐiziksel gelişimimde bir dönüm noktasıyla aynı zamana rastlaması dışında, babamın ölümü sonradan olanların yanında önemsizdi. Odžlümünden sonraki hafta kız kardeşlerimle babam hakkında konuştuk; ambulansçılar onu kıpkırmızı bir battaniyeye sarıp götürdüklerinde Sue ağladı tabii. Sarımsı elleri ve yüzüolan, çelimsiz, sinirli ve takıntılı bir adamdı babamız. Burada […]

Hüseyin Nihal Atsız – Ruh Adam

KAMLANÇU ülkesine bahar gelip de kuşlar ötüşmeye başlayınca, ağaçlarda ve yerlerde çiçekler açınca Yüzbaşı Burkay yine o büyük çam ağacının yanına geldi. Parlak bakışlı, ay yüzlü kızı orada g bakışla onun aklını başından aldı. Yüreğini derde saldı. İçine od düştü. Yeryüzü gözüne karanlık oldu. Kıza şöyle dedi: «Beni niçin üzüyorsun? Gözlerini süzüyorsun. Kirpiklerin paralıyor. Bakışların […]

Honore de Balzac – Seraphita

Bir haritada Norveç kıyılarını gören hangi hayal gücü, bu fantastik girintiler ve çıkıntılar ve Kuzey Denizi dalgalarının durmak dinlenmek bilmeyen böğürtüsü altında uzanan bu uçsuz bucaksız granit dantel ϐisto karşısında hayranlıktan şaşkınlığa düşmez? Bu kumsuz çakılsız kıyıların, bu irili ufaklı haliç, koy ve körfez kalabalığının, hiçbiri diğerine benzemeyen ve hepsi de yol iz tanımaz uçurumlardan […]

Honoré de Balzac – Mutlak Peşinde

Douai’de, Paris Sokağı’nda, gerek dış görünüşü, gerekse iç düzeni ve ayrıntılarıyla ülkenin onca ataerkil töresine yapmacıksız bir biçimde uydurulmuş eski Flaman yapılarının özelliklerini benzerlerinin hepsinden daha iyi korumuş bir ev vardır. Ama onu betimlemeden önce –biraz da yazarların tarafını tutarak– şu kimilerinin karşı çıktığı öğretici hazırlıkların gereği üstünde durmakta yarar var sanırım. *2 Kimi bilgisiz […]

Honoré de Balzac – Evde Kalmış Kız

Birçok insan kimi Fransa illerinde şöyle ya da böyle, Şövalye de Valois’lara rastlamış olabilir, çünkü bunlardan biri Normandiya’da yaşıyor, bir başkası Bourges’da bulunuyor, bir üçüncüsü 1816’da Alençon kentinde mutluluk içinde yaşamını sürdürüyordu; belki Güney’in de böyle bir şövalyesi vardı. Ancak bu kalabalık Valois ailesini sayıp dökmenin burada bir önemi yok. XIV. Louis nasıl Bourbon ailesindense, […]

Honoré de Balzac – Eugenie Grandet

Balzac, yirmi yaşındayken, Paris’te bir tavan arasında günde iki frankla yarı aç iki yıl yaşadı. Bu durumda annesi babası onun bir edebiyatçı olabileceğini kanıtladığını düşündüler. Aksi halde onu bu çılgın düşünden kurtarıp avukatlık mesleğine yönelteceklerdi. O sıralarda Balzac’in bütün umutlarını ve düşüncelerini klasik bir trajedi olan Cromwel özerine yoğunlaştırmıştı. Gelecek kuşaklar, yapıt üzerinde Balzac’ın kayınbiraderinin […]

Honoré de Balzac – Bir Havva Kızı

Honoré de Balzac, 1839 yılında, Bir Havva Kızı’nın ilk baskısına, yazdığı ve yazmayı tasarladığı birçok romandan meydana gelecek ve sonunda İnsanlık Komedyası adı altında toplanacak olan eserinin tamamı içindeki yerini anlatmayı hedef edinen bir önsöz kaleme almıştı. Önsözün hemen başında yazar, bu romandaki amacının, “az çok hafifletici sebepler atfedebileceğimiz bir vesileler kalabalığının bazı kadınları yasak […]

Ayn Rand – Atlas Silkindi

Pek çok insanın onun yaratıcılığı sayesinde hayatını sürdürebildiği yaratıcı sınıf bir gün çalışmaktan vazgeçerse ne olur? Atlas Silkindi Ayn Rand’ın felsefesinin bütün unsurlarıyla ve en mükemmel şekilde ortaya serildiği felsefi bir romandır. Rand’ın felsefesinin en önemli ve kurucu unsuru bireyciliktir. Rand, bireyin temel ve esas beşeri varlık olduğuna inanır. Ona göre, birey, akıl sahibi bir […]

Ayfer Tunç – Dünya Ağrısı

Bir süredir rüyasında hep Cumhur’u görüyor. Dinozor kılığına girmiş, korkutucu, akıl almaz ölçüde çirkin. Yani otuz küsur yıl önce nasıldıysa öyle. “Boynuzların var,” dedi dün gece gördüğü rüyada. Cumhur “Boynuzsuz şeytan olmaz,” diye karşılık verdi. Her gördüğünde eğri sırtı daha da eğriliyor Cumhur’ un, zehirli dikenlerle kaplanıyor. İri, terli elleri biraz daha büyüyor, tırnakları giderek […]