Haruki Murakami – Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu

Asansör bir hayli ağır bir hızla yükselmeye devam ediyordu. Yalnız yukarı çıktığını sanmış da olabilirim. Ancak, kesin olarak bilemiyorum. Hızın o kadar yavaş olması yüzünden yön algılamam da yitip gitmişti neredeyse. Hatta, asansör aşağıya iniyor olabileceği gibi, olduğu yerde duruyor da olabilirdi. Fakat, oraya gelene kadarki koşulları düşününce, işime öyle geldiği için asansörün yukarı çıktığı […]

Haruki Murakami – 1Q84

Taksinin radyosunda FM’den klasik müzik programı yayınlanıyordu. Çalan parça, Janáček’in “Sinfonietta” adlı eseriydi. Tıkanmış trafiğin ortasında kalakalmış bir takside dinlemek için uygun bir müzik olduğu söylenemezdi. Orta yaşlı şoför, sanki pruvada durmuş, kaygı verici dalgaları okumaya çalışan usta bir balıkçı gibi, ön tarafta kesintisiz uzayan araba kuyruğunu sessizce izliyordu sadece. Arka koltuğa iyice gömülen Aomame […]

Harry Harrison – Paslanmaz Çelik Sıçan

Büronun kapısı aniden açıldığında oyunun biƫğini anlamışƨm. İyi para kazanmışƨm ama her şey geride kalmışƨ arƨk. Polis içeri girerken koltuğumda arkama yaslanıp mutlu bir gülümseme takındım. O da bütün diğer polisler gibi kasvetli ve ağırkanlıydı; espriden de anlamıyordu. Daha ağzını bile açmadan söyleyeceklerini hemen hemen biliyordum. “James Bolivar diGriz sizi tutukluyorum. Suçlarınız—” Burada suç kelimesini […]

Harper Lee – Bülbülü Öldürmek

On üçüne az kala, ağabeyim Jem’in kolu dirsekten kırıldı. İyileşip, futbol oynayamayacağına ilişkin korkuları yatıştığında, sakatlığına pek aldırmaz oldu. Sol kolu sağı’ndan az buçuk kısa kalmıştı. Yürürken ve ayakta elinin tersi gövdesine dik, başparmağı kalçasına ters dururdu. Pas verip, çalım atabiliyordu ya, gerisi ona vız geliyordu. Geçmişi tartabilecek, tartmayı isteyecek yaşa geldiğimizde, kaza ile son […]

Harper Lee – Bülbülü Öldürmek (Altın Kitaplar)

Bülbülü Öldürmek’te giriş bölümü yok çok şükür. Bir okur olarak giriş bölümlerinden nefret ederim. Bana göre, önsözler ancak, yazarın ölümünden ve eserin yayımlanmasından çok uzun yıllar sonra yeniden basılan romanlara yakışır. Her ne kadar Bülbülü Öldürmek yazılalı çok zaman geçmiş olsa da, 51 yıldır baskısı hiç tükenmedi ve geçen yıllar içinde çok sessiz kalmış olsam […]

Harold Barclay – Efendisiz Halklar

Anarşi çok sıklıkla kaosla eş tutulur ya da sağa sola bomba atan gözü dönmüş manyakların ürünü, kaçık işi bir tasarı olarak görülür. Çoğu kişi tarafından ciddiye alınmayan bir düşünce olduğuna şüphe yok. Son yıllarda anarşist teorinin değeri biraz daha biliniyor, daha çok insan ciddi tartışmalarda anarşizmden söz etmeye değer buluyorsa da, büyük oranda göz ardı […]

Hans Speidel – Normandiya Çıkarması

Cihan tarihinin “İkinci Dünya Savaşı” diye adlandırılan o büyük dönemecini iyice anlatabilmek için daha birçok yılların geçmesini beklemek gerekecektir. Böyle büyük olaylar hakkında hemen bir yargıya varmak mümkün olamaz. Inǚ san, harekete geçirilen muazzam yığınlar karşısında şaşırıp kalır ve bakışı, ayrıntıları kavrayamaz. Ancak böyle bir olayın sonuçlanmasından sonradır ki insan bunun mahiyetini kavramaya çalışır. Cereyan […]

Hans Magnus Enzensberger – İç Savaş Manzaraları

Nesnel dediğimiz dil ve yaklaşım, –konu/sorun bizim üzerimizden tanımlanmış olsa dahi– nedenleri bizim ötemizde arayan –ve bulan– bir açıklama tarzıdır. Duygulardan, değer yargılarından arındırıldıkça mükemmelleşeceği –dolayısıyla “doğru”yu ifşa derecesi artacağı– varsayılan o nesnel yaklaşımla Enzensberger’in bu kitapta ele aldığı durum üzerine yazılmış olsaydı; herhalde “açıklanır” ve “anlaşılır” kılmayı başardığı oranda, o durumu normal karşılama ihtimalimizi […]

Hans Magnus Enzensberger – Ah Avrupa!

“Kimi seçersek seçelim, sonuçlar ne olursa olsun: Hepimiz sosyal demokratız,” diyordu eskimiş tüvit ceketli adam, kırmızı şarap dolu bardağını şerefime kaldırırken. Onun bu gözlemi beni şaşırtmadı, çünkü davetli olduğum bu seçim partisi işçi hareketinin ünlü ideologlarından birinin Vasastadt’daki evinde veriliyordu, asansör yoktu ve üç kat çıkılıyordu. Olof Palme’nin seçim başarısını kutlamak için tamamen kendi aralarında […]

Hans Heinz Holz – Frankfurt Okulu Eleştirisi

Çağdaşımız diyalektikçiler arasında kuşkusuz en önemlisi olan Hans Heinz Holz, onun temel özelliklerini anlamamızı sağlayacak kapsamda bir derleme ile Türkçeye kazandırıldı. Bu makalelerde okuyucu, onun haklı bir üne sahip felsefeci kimliğinin yanı sıra, Marksizme bağlı politik eleştirmen kimliğini de tanıma fırsatını bulacaktır. Hans Heinz Holz, felsefe alanındaki eleştirilerini, politik eylemle ilişkisi içinde sürdürürken Marx’ın ünlü […]

Hannah Arendt – Kötülüğün Sıradanlığı

“Beth Hamishpath” – Adalet Evi: Avazı çıktığı kadar bağıran mübaşirden yükselen bu sözlerle ayağa fırlıyoruz, işte hâkimler de geliyor. Başı çıplak, siyah cübbeli üç hâkim, yüksek kürsünün en tepesindeki yerlerini almak üzere, yan kapıdan mahkeme salonuna giriyor. Çok geçmeden sayısız kitapla ve bin beş yüzün üzerinde belgeyle kaplanan bu uzun masanın iki ucunda zabıt kâtipleri […]

Hanefi Avcı – Haliç’te Yaşayan Simonlar

Neden yazıyorum? Yazmak için kimsenin bir sebebi olmamalı. Okumak dünyada elzem olduğu halde, okumayan ülkemde yazmanın sebebi aranıyor, arıyoruz. İnsan kendine de soruyor: Neden yazıyorum? Neden yazmalıyım? Herkesin, bırakın kolayca, bin bir çabayla dahi gelemeyeceği bir noktadayım. Sayısını bilemediğim kadar çok olay içerisinde yer aldım, çok şey yaptım; ama yaptıklarımın bir kısmını yıktım ve tamamının […]

Hande Altaylı – Kahperengi

İstanbul, 2006 … İki keklik bir kayada ötüyor, ötme de keklik derdim bana yetiyor… Saatlerdir çalan elektronik müziğe rağmen, diline takılan bu şarkıdan bir türlü kurtulamaması rahatsız ediciydi. Beyni kendi müziğini yapıyor ve dışarıdan gelen her sesi birtakım gümbürtüler, takırtılar, cızırtılar, vızıltılar ve fısıltılara dönüştürüyordu. Güçlü kolonlardan yayılan ve sürekli kendini tekrar eden ritim, Narin’in […]

Şefik Can – Divan-i Kebirden Secmeler Cilt 1-4

Hazreti Mevlana’nın Aşıklar Dîvanı diye adlandırdığı bu mübarek kitabı doksan biryaşında olduğum halde baştan sonuna kadar gözden geçirerek Hak aşıkları için hazırlamakgücünü ve aşkını bana veren Cenab-ı Hakka hamd ü senalar. Aziz Peygamber Efendimizesalatü selamlar, ve Hz. Mevlana’nın bu aciz kula olan himmetinin eksilmemesini niyazederim. “Büyük Dîvan” anlamına gelen Divan-ı Kebîr Hz. Mevlana’nın heyecanla, gönülcoşkunluğuyla […]

Şefik Çakmak – Varlık Vergisi Gerçeği

Türkiye’de h e m e n herkes Varlık Vergisi’ni yerden yere vurmuş, vergicilik anlayışı ileilgili olmadığı, ulusalcı görüşlerin bir hezeyanı olduğu ileri sürülmüştür. Bu k o n u d a , h e m bilgisizlik, h e m de estirilen “anti-demokratik” rüzgârının etkisinde k a t m a yüzünden, hiç de buvergi aleyhinde olmaması gereken […]

Şebnem İşigüzel – Venüs

Göbek Deliği Göbek deliği annemizin hatırasıdır. Hem bağımlılığımızın hem bağımsızlığımızın işareti. Benim için biraz farklı tabii. Evet, sanırım buradan başlamak en doğrusu: Doğuyla batının tam ortasında, Isǚ tanbul Boğazı’nda dünyaya geldim. 23 Temmuz 1908’de bir kayığın içinde. Hatta, “Neden erkek değil de kız!” diye öϐkelenen babam ter ter tepinip kayık alabora olduğundan, suyun içinde. Odžnce, […]