Ray Bradbury – Mars Yıllıkları

Edebiya Bilimkurgunun, salt saygı duyulur olma düzeyinden çok daha yükseklerde ataları vardır. Örneğin, Homeros’un Odysseia’sı bilimkurgu değil de nedir? Çok az insanın seyahat şansı olduğu günlerde, egzotik, gizemli ve heyecanlı öyküler için gerek duyulan ortamı Dünya’daki uzak ülkeler sağlıyordu. Şimdilerde yaşantılarımız, belki de fazlasıyla birbirine benziyor. O uzak mesafeler küçüldü ve toplumun yarattığı yapay eşitsizlikler […]

Ray Bradbury – Gümüş Çekirgeler

Ocak 1999 : ROKET YAZI KAPALI kapıları, sürgülü pencereleri, buz tutmuş camları, saçaklardan sarkan buz sarkıtları, kızak kayan çocukları ve kaim kürkleri içinde, iri ve hantal birer ayı görünümüyle caddelerde dolaşan kadınları ile alışılmış bir Ohio kışı… Ve ardından, küçük kasabayı bir baştan bir başa saratı uzun bir sıcak dalgası, kabaran bir sıcak hava denizi. […]

Ray Bradbury – Fahrenheit 451

Ray Bradbury’nin Önsözü, Şubat 1993 Beş kısa sıçrama ve sonra büyük bir atlama. Beş kadınparmağı fişeği ve sonra bir patlama. Bu, Fahrenheit 451’in yaratılışını tam olarak anlatıyor. İki ya da üç yıllık bir zaman diliminde yazılmış beş kısa hikâye, bir bodrum kütüphanesinde daktilo kiralayıp, kısa romanı sadece dokuz günde bitirebilmem, bana dokuz dolar elli sente […]

Ray Bradbury – Fahrenheit 451 (Okat)

Yakmak bir eğlenceydi. Her şeyin alevler tarafından yutulmasını, alevlerin içinde kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevkti. Ellerinin arasında tuttuğu sarı marpuçla, petrol zehirini dünyanın üzerine kusan büyük bir piton yılanını andırıyordu. Elleri, tarihin parçalanmış ve kömürleşmiş kalıntılarını tamamen yok etmek için, ateş ve kıvılcım senfonisini idare etmek isteyen bir mayestronun ellerine benziyordu. Beyni uğulduyor, […]

Ray Bradbury – Ertelenen Aşk

Yeşilkentteki yaz okuluna Ann Taylorın öğretmen olarak atandığı haftaydı. Genç kadın yirmi dördünden henüz gün almıştı o yaz… Bob Spauldingsse bıyıkları bile terlememiş on dörtlük bir delikanlıydı. Aradan bunca yıl geçtikten sonra bile herkes hatırlıyor, Ann Tayloru. Öğrencilerin sabah gelirken ona vermek için kır çiçekleri topladıkları, elmalar, portakallar getirdikleri, karatahtayı pırıl pırıl etmek için yarıştıkları, […]

Ray Bradbury – Deliler Mezarlığı

Bir zamanlar bir şehrin içinde iki şehir vardı. Biri aydınlık, biri karanlıktı. Biri bütün gün hiç durmadan hareket ederdi, öteki hiç kıpırdamazdı. Biri sıcaktı, durmadan değişen ışıklarla doluydu. Öteki soğuktu, taşlarla yere çakılmıştı. Ve her akşamüstü güneş Maximus Filmleri’nin üzerinden battığında, bu yaşayanlar şehri, yolun hemen karşısındaki Green Glades Mezarlığı’na, yani ölüler şehrine benzemeye başlardı. […]

Akın Alıcı – Tarihe Geçen Hazırcevaplar

Büyük insanları diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir, hiç düşündünüz mü? Tarihe yön veren, yaşadıkları dönemde hayatın akışının değişmesinde rol oynayan, yaşama gözlerini yumduktan sonra da arkalarında bıraktıkları eserler nedeniyle minnetle ve saygıyla anılan bu insanların ortak özellikleri var mıdır acaba? Olaylar ve davranışlar karşısında verdikleri hazırcevaplardan yola çıkarak ayrı ayrı hayat öykülerini incelediğimiz bu insanların öne […]

Akın Alıcı – Hayata Yön Veren Sözler

Acaba toplum olarak neden yavaş ilerlediğimiz, kendimizi neden tam olarak ifade edemediğimiz, neden bulunmamız gereken seviyenin altında oluşumuz hakkında herhangi bir fikri olan var mıdır?. Eminim vardır… Hepimiz her yerde vatanı kurtaracak o sihirli formülün(!) hep bizim elimizde olduğundan bahseder dururuz. “Aslında şöyle yapılsa… bizim tek eksiğimiz… biz hep şundan kaybediyoruz…” gibi konuşmalara; “Biz adam […]

Akın Alıcı – Hayata Karşı Güç Bende

“Ben şu anki yaşantımdan daha fazlasını hak ediyorum” diye düşünüyorsanız, hak ettiğinizi almak için yola çıkmanın zamanı geldi. Parasal anlamda hiç sıkıntım olmasın mı diyorsunuz? Rüyalarınızı; yeni ve büyük bir ev, son model bir otomobil veya buna benzer şatafatlı şeyler mi süslüyor? Dünya standartlarında bir eğitim, akademik kariyer mi düşlüyorsunuz? Tam size göre bir işte […]

Akilah Azra Kohen – Fi

Bu kitap herkes için yazılmadı. Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, doğduğumuz andan itibaren olmamız gerekenden uzaklaştırılarak prototip bir toplum yaratığına dönüştürülmek için işkencelere maruz kaldığımızı, bu insansı hayvanın ‘kişi’ olabilmek için varlığı adına yapması gereken en önemli şeyin, kendini gündelik yaşamdan koruyarak bireyselliğini keşfetmesi gerektiğini, kutsal ‘merak’ımızın kendi potansiyelimiz dışında […]

Akilah Azra Kohen – Çi

Bir tek kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır? Bilgisayarımın bir köşesinde, bürokrasi hapishanesinde bekleyen Çi’yi sana ulaştırabilmek için vazgeçmemecesine savaştığımı ve seninle kurduğum bu bağın, senin varlığının, benim için çok değerli olduğunu bilmelisin. Aynı kaynaktan geldiklerimizle buluşmanın, hayatı değil sistemi yaşadığımızı anlamanın, bir parazit gibi tükettiğimiz bu gezegende kurulmuş bu lanetli sistemi […]

Ravenloft #7 – P. N. Elrod – Ben, Strahd. Bir Vampirin Anıları

Dışarıda parlak ve sıcak bir gündoğumu olmasına karşın şatonun bu bölümünde tek bir pencere bile yoktu. Van R ve Van Richten’in ziyaretini mümkün olduğunca gizli tutmak için mükemmel nedenleri vardı. Tabi ki çingeneler ondan haberdardılar, çünkü onların yardımı olmadan hiç kimse bölgeye giremez ya da dışarı çıkamazdı. Kendisini Ravenloft Şatosu’nun etrafını kaplayan zehirli sise kadar […]

Ravenloft #1 – Christie Golden – Sislerin Vampiri

Öyle biri düşünün ki ölümle karşılaştığında gülümseyebilsin ve koca koca şehirlerin halklarını mahveden hastalıkları ortasında gelişip güçlenebilsin. Ah, böyleleri Şeytanın değil de Tanrının hizmetinde olsaydı dünyamız için ne güçlü bir iyilik kaynağı olurdu. Bram Stoker, Dracula. Öyle biri düşünün ki ölümle karşılaştığında gülümseyebilsin ve koca koca şehirlerin halklarını mahveden hastalıkları ortasında gelişip güçlenebilsin. Ah, böyleleri […]

Rasim Özdenören – Denize Açılan Kapı

Kapıy AHMET : Çoraplarımı giyeceğim. Gömleğimi, pantolonumu. Daha önce yüzümü yıkamalıyım. Yargılama belki bugün. Yeryüzünü boşaltmam isteniyor. Temyizsiz. Acaba kim karar veriyor? Muhakkak birinin emriyle veriyordur karar verenler. Ama kim adına? Bugün işe gideceğimi sanmıyorum. Sokaktan hâlâ kimse geçmedi. Zaten kimse geçmez burdan. Hiçbir sabah. Tuhaf bir çöl burası. Güneş hep uzaklarda duruyor. Hep o […]

Rasim Özdenören – Çözülme

İçinde tortulanarak biriken pazar kalabalığı biçiminde o karmaşık, dolaşık sıkıntının, yüzüne çizdiği sinirli gölgeleri bakışlarının bulanıklığında anlıyor; ne yapması gerektiğini, birbirinin içine girerek yürüyen, düşüncesini karıştıran kadınlı erkekli, kızlı oğlanlı insanlar, hızla geçen, sağa sola sert dönemeçler yapan dolmuşlar, taksiler, otobüsler, at arabaları yüzünden kestiremiyordu. Sinemaların önünde birikmiş kalabalık, çember çeviren, köpek kovalayan çocuklar, örtülü, […]

Rasim Özdenören – Çapraz İlişkiler

Sonraki baskılarında yaptığımız açıklamalarda bu kitaba konu teşkil eden tekil olayların soğuk savaş dönemine rastladığını ifade etmiştik. Soğuk savaştan günümüze uzanan süreçte dış ilişkilerde dramatik değişiklikler otaya çıktı. Bu itibarla kitapta yer alan bazı değerlendirmeler güncelliğini yitirdiği gibi, o dönemin gerçeklikleri muvacehesinde ileri sürülen değerlendirmeler de bir ölçüde geçerliklerini yitirmiş oldu. Örneğin AB’nin AET olduğu […]