Eğer kendi yaşamına saygılıysan, bütün kurtarıcıları geri çevireceksin. Bütün kurtarıcılara, “Kaybol! Kendini kurtar, bu kadarı yeter. Bu benim hayatım ve onu yaşamak zorundayım” diyeceksin. Benim tek çabam, insanlara, onlara ait olan ama başkalarına verdikleri özsaygıyı geri vermek. Meditasyon (meditation) kelimesinin ilaç/tıp (medicine), tıbbi (medical) kelimeleriyle aynı kökten geldiğini ve kelimenin asıl anlamının bütün olma tekniği, […]
Etiket: Kolektif
Osho – Coşku – İçten Gelen Mutluluk
Coşku İnsanoğlu muazzam bir şekilde mutlu olabilir ve muazzam bir şekilde mutsuz olabilir. Ve seçiminde özgürdür. Bu özgürlük risklidir; bu özgürlük çok tehlikelidir çünkü sen sorumlu hale gelirsin. Önce küçük bir fıkra anlatayım: “Doktorum size görünmem konusunda ısrar etti,” dedi adam psikiyatra. “Ne için olduğunu Allah bilir; mutlu bir evliliğim, güvenli bir işim, pek çok […]
Osho – Cesaret – Tehlikeli Yaşamanın Coşkusu
Eğer cesur değilsen samimi olamazsın. Eğer cesur değilsen sevemezsin. Eğer cesur değilsen güvenemezsin. Eğer cesur değilsen, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Ben sana bir dogma sunmak için burada de güvencesizlik deme. Zihnin neden özgürlüğe “güvencesizlik” dediğini anlayabilirim: Birkaç […]
Osho – Boş Kayık – Hiçlikle karşılaşmalar çarpışmalar
Osho, bir-iki günlüğüne burada olduğum için öğretini kısaca özetlemeni rica ediyorum. Bu imkânsız. Her şeyden önce benim özetlenecek bir öğretim yok. Ben öğretmen değilim, ben bir mevcudiyetim. Benim dini bir öğretim yok. Sana on emir veremem – şunu yap, bunu yapma. Üstelik bugün söylediğim bir şeye yarın karşı çıkabilirim – çünkü yalnızca içinde bulunduğum âna […]
Osho – Ben Kapıyım – Madde ve Mana Arasındaki Geçit İnsan
“Bir benliğim vardı – bu sadece kapıya kadardı. Bilme tapınağına girdiğin anda benlik kalmaz, onu artık bulamazsın. O seni kapıya kadar takip eden, hatta sadece takip etmekle kalmayıp sana yapışıp kalan bir gölgedir ama sadece kapıya kadar, o tap ınağa giremez. Eğer onu saklamak zorundaysan tapınağa giremezsin.Benlik bir kişinin atması gereken en son şeydir. Bir […]
Osho – Ben Dini Değil Dindarlığı Öğretiyorum – Bhagwan Shree Rajneesh
Din insanların anladıkları şey değildir. Din Hıristiyanlık değildir, Hinduizm değildir, Müslümanlık değildir. Dünyada varolan tüm dinler -ki sayıları hiç az değildir, dünyada üçyüz din vardır- ölü kayalardır. Onlar akmazlar, onlar değişmezler, çağla birlikle hareket etmezler. Tüm sözde dinler yaşantınızı, sevginizi, sevincinizi yıkarak ve kafalarınızı Tanrı hakkında, cennet ve cehennem, reenkarnasyon (genedoğum) ve çeşitli saçmalıklar hakkında […]
Osho – Beden ile Zihni Dengelemek
Beden gözle görünen ruhtur ve ruh gözle görünmeyen bedendir. Beden ve ruh hiç ayrılmaz, birbirinin parçasıdır, bir bütünün parçalarıdır. Bedeni kabullenmelisin, bedeni sevmelisin, bedene saygı duymalısın, bedene minnettar kalmalısın… Beden varolan en karmaşık mekanizmadır – tam anlamıyla bir şaheserdir! Ve bu şahesere tapanlar kutsanmıştır! Hayranlık duymaya kendi bedenin ile başla, çünkü sana en yakın olanı […]
Osho – Altın gelecek
Beden kendi sessizliğini; kendi esenliğini, sağlıkla dolup taşmasını, kendi sevincini bilir. Zihin de erişebilirsin çünkü sen zihnin değilsin. Zihnin işlevi seninle nesnel dünya arasında bir köprü oluşturmaktır. Yüreğinin işleviyse seninle kendi aranda bir köprü oluşturmaktır. Benim söz ettiğim sessizlik yüreğin sessizliğidir. Bu başlı başına sözcüklerin ve seslerin olmadığı bir şarkıdır. Aşkın çiçekleri yalnızca bu sessizliğin […]
30 Ağustos Hatıraları – Kolektif
30 Ağustos 1924’de, Dumlupınar’da Meçhul Asker Âbidesinin esas vaz’ı merasimi Atatürk’ün huzurları ile yapılmış, merasimde hükûmet ve Ordu erkânı, askerî kıt’alar ve on binlerce halk hazır bulunmuştu. Erkân-ı Harbiyei Umumiye Reisi Fevzi Paşanın (Mareşal Çakmak) Başkumandanlık Harbinin askerî safhalarını anlatan nutkundan sonra, Gazi Mustafa Kemal kürsüye geçmiştir. Atatürk, zaferin kısa bir hikâyesini yaptıktan sonra onun […]
Kolektif – Teist varoluşçularda iman-ahlâk ilişkisi Kierkegaard, Jaspers ve G. Marcel
Günümüzde karşı kaşıya olduğumuz en büyük problemlerden birinin, bilim ve teknolojinin oluşturduğu hegemonya içerisinde yok oluşa doğru yol alışımız olduğu söylenebilir. Tarihin eski dönemlerinden beri insanı “kendi olma” arayışından uzaklaştıran pek çok etken bulunmakla birlikte, modern çağın bu duruma ivme kazandırdığı açıktır1 . Dolayısıyla insan, kendisini bekleyen tehlikelere karşı adeta “dalgın” bir konuma kendisini yerleştirmektedir. […]
Türk Edebiyatı – Ocak-Nisan 1972 – Aylık Fikir – Sanat Dergisi
STANBUL Radyosu Kültür ve Sanat Yayınlan ’ndan B. Oktay Arayıcı ve Bn. Nursel Duruel beni “Cımıhuriyet’ten bugüne Türk hikâye ve Romanı” üzerinde bir değerlendirme sohbetine davet ettiler. Tahir Alaııgu ile karşılıklı görüşlerimiz Radyo’dan yayınlanmış bulunuyor. Bu satırlar ise radyo’da söylemek istediklerimin tamamını TÜRK EDEBİYATI okuyucularına duyurmak için yazılıyor. “Cumluıriyet’ten bugüne hikâye ve roman” üzerine bizden […]
Sinema Tarihi ve Sinemada Akımlar
1.Dışa Vurumculuk 1900’lü yıllarda özellikle Almanya, Fransa, Rusya, İsveç, Norveç ve Amerika’da görülen bu akım, normalin dışında olan, bilinçaltının yansıması olarak tanımlanır. Diğer adıyla Ekpresyonizm olarak da bilinen bu akım, insanların başkaldırışlarıyla oluşmuştur. Baskıcı rejimlerde yaşayan halklar tarafından yaratılmış ve kabul görmüştür. 1919 ve takip eden 20 senede özellikle Alman sineması tarafından kullanılan bu üslup, […]
Sanat karanlıkta çakılmış bir kibrittir! – Derin Düşünce Fikir Platformu
Sanatçı bilim adamlarında ve filozoflarda bulunmayan bir aydınlatma kapasitesine sahip insan olabilir. Sanatçının eserleri zamanın akışını durduran tılsımlı bir cisim olmalı, deney ve gözlem yoluyla öğrenme imkânımız olmayan bilgiyi ve bilgeliği bize aktarmalı. Beşerlik‟ten İnsanlık‟a giden bir köprü olmalı her sanat eseri. Neden bir natürmorta açlıkla bakmıyoruz? Tersine ressam “yiyecek-gıda” elmayı silmiş, elmanın elmalığı ortaya […]
Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu? – Derin Düşünce Fikir Platformu
“… Önce hiç bir şey görünmüyor. Kümelenmiş şeyler, daha doğrusu herkes gibi görüyorsunuz. Yapılması gereken elde kalem, tefekkürle seyretmek. Bir zaman sonra şeyler başka bir hakikate sahip oluyor. Gerçeklik daha gerçek görünmeye başlıyor. Zaman istiyor bu …” (Fransız ressam Edouard Pignon’un “Hakikat’i Ararken” adlı kitabından) Bireylerin birer gözden ibaret olduğu, herkesin herşeyi gördüğü bir toplum […]