Etiket: Robert Jordan

Robert Jordan – Zaman Çarkı #6 – Kaos Lordu

Aslanlar şarkı söyler, tepeler uçar. Gündüz gündüz ay olur, gece de güneş. Kör kadın, sağır adam ve karga aptal. Bırak artık hükmetsin Kaos Lordu. Bir çocuk oyunundan tekerleme. Büyük Arvalon’da derlenmiştir. Dördüncü Çağ. Önsöz Demandred Shayol Ghul’ün yamaçlarına adım attı ve gerçekliğin dokusunda bir delik olan kapı sönüp gitti. Yukarıda, kaynayan gri bulutlar gökyüzünü gözlerden […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı #5 – Göğün Ateşleri

Onun gelişiyle dehşet ateşleri yeniden doğar. Tepeler yanar; topraklar kurur. İnsanlar sürü sürü kaybolur; saatler tükenir. Duvar delinir; ayrılık peçesi örtülür. Ufkun ötesinde fırtınalar gürler; gökyüzünün ateşl Önsöz İlk Kıvılcımlar Düşüyor Elaida do Avriny a’Roihan yazı masasının arkasında otururken dalgın dalgın omuzlarındaki yedi çizgili etolü, Amyrlin Makamı’nın etolünü elledi. İlk bakışta onu güzel sayacak çok […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı #4 – Gölge Yükseliyor

Gölge tüm dünyada yükselecek ve her ülkeyi, en ufak köşesine dek karartacak ve geride ne Işık, ne güvenlik kalacak. Ve Kehanet’e göre Şafak’tan olan, Kız’dan doğan, Gölge’yi yakalamak için ellerini uzatacak ve dünya, kurtuluşun acısı ile feryat edecek. Tüm övgüler Yaratıcı’ya, Işık’a ve tekrar doğacak olana olsun. Işık bizi ondan korusun. Karaethon Döngüsü Üzerine Yorumlar’dan. […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı #3 – Yenidendoğan Ejder

Ve yolları çok olacak. Ve adını kim bilecek; defalarca, farklı kisveler altında doğacak aramıza, tıpkı şimdiye dek yaptığı, bundan sonra da yapacağı gibi, sonsuz zamanda. Gelişi sabanın keskin tarafı gibi olacak, yaşamlarımızı sükûnet içinde yaşadığımız yerlerde saban izleri gibi tersyüz edecek. Bağları kıran; zincirleri ören. Gelecekleri inşa eden; kaderi çözen. Ejder Kehanetleri Üzerine Yorumlar’dan. Jurith […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı #2 – Büyük Av

Ve gün gelecek, insanların yaptıkları yıkılacak ve Çağın Deseni’ne Gölge düşecek ve Karanlık Varlık, elini bir kez daha insanların dünyasına koyacak. Yeryüzünün ulusları, eskimiş kumaşlar gibi yırtılıp parçalanırken, kadınlar ağlayacak ve erkekler haykıracak. Hiç kimse ve hiçbir şey ayakta kalmayacak. Fakat Gölge’nin yüzüne, daha önce yeniden doğmuş olan ve sonsuza dek defalarca doğacak olan biri […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı #1 – Dünyanın Gözü

Yeryüzü anılarla sarsılırken ve olan biteni inkâr edercesine inlerken saray yer yer sarsılmaya devam ediyordu. Duvarda “Demek en azından bu kadarını hatırlıyorsun. Senin için tehlikeli, aptal, benim için değil. Başka ne hatırlıyorsun? Hatırla, seni Işık körü aptal! Sen böyle gafletine bürünmüşken bunun bitmesine izin vermeyeceğim! Hatırla!” Lews Therin elini kaldırıp, üzerindeki kir desenleri karşısında büyülenmiş […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı #0 – Yeni Bahar

Gecenin içinde, son üç gündür insanın insanı öldürdüğü kar kaplı yerde soğuk bir rüzgâr esti. Gevrek bir soğuk vardı, ama Lan’in senenin bu zamanında beklediği gibi buz gibi değildi. Yine de, çelik plaka zırhının soğukluğunun ceketinin içine işlemesine ve rüzgâr alıp götürmediği zaman nefesinin yüzünün önünde buharlaşmasına yetecek kadar soğuktu. Gökyüzündeki karanlık dağılmaya başlamıştı, yoğun […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 14 – Işığın Anısı

Bayrd madeni parayı başparmağıyla işaret parmağı arasında sıktı. Metalin ıslak bir ses çıkararak ezildiğini hissetmek sinir bozucuydu. Başparmağını çekti. Sert bakırın üzerinde başparmağının izi çıkmıştı ve titrek meşale ışığını yansıtıyordu. Bütün geceyi mahzende geçirmiş gibi, içi ürperdi. Midesi guruldadı. Yine. Kuzey rüzgarı hızlanarak meşalelerin kesik kesik dans etmesine sebep oldu. Bayrd sırtını savaş kampının merkezindeki […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 13 – Geceyarısı Kuleleri

Lan Mandragoran, Mandarb’ı ölüme doğru sürerken atın nalları engebeli zeminde aşina bir ritim tutuyordu. Kuru hava boğazını ağrıtıyordu ve yoğunlaşıp yüzeye çıkmış tuz kristalleri, toprağı beyaz bir serpintiyle bezemişti. Kuzeyde, uzakta, hastalığın lekelediği kırmızı kayalar yükseliyordu. Afet işaretleri, gittikçe yayılan kara likenler. Lan, afet sınırını izleyerek doğuya doğru ilerliyordu. Hala Saldaea’daydı, karısının onu Sınırboyları’na götürme […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 12 – Fırtına Toplanıyor

Renald Fanwar evinin verandasında oturmuş, iki sene önce torununun onun için karameşeden yaptığı sağlam sandalyeyi ısıtmaktaydı. Renald kuzeye bakıyordu. Siyah gümüş bulutlara. Daha önce hiç böylesini görmemişti. Tüm kuzey ufkunu, gökyüzünün yükseklerine kadar kaplamışlardı. Kurşuni değildiler. Siyah ve gümüş rengiydiler. Gece yarısı bir yeraltı kilerinin olduğu kadar karanlık, gürleyen fırtına başları. Aralarında çarpıcı gümüş ışıklar […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 11 – Düş Hançeri

Sabah ortası yüksekliğine tırmanan güneş Galad’ın ve üç zırhlı eşlikçisinin gölgelerini uzatıyordu. Ormanın içinde dümdüz uzanan yolda atlarını tırıs kaldırmışlardı. Orman, çoğu bahar tomurcuklarının kırmızılıkları ile süslenmiş meşe, meşinyaprak, çam ve ekşisakız ağaçlarından oluşuyordu. Galad zihnini boş ve kıpırtısız tutmaya çalışıyordu, ama küçük şeyler devamlı dinginliğini bozuyordu. Çevre, atların nal gümbürtüleri dışında sessizdi. Dallarda öten […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 10 – Alacakaranlık Kavşağı

Rodel Ituralde askerliğin büyük kısmının beklemek demek olduğunu bilse de beklemekten nefret ederdi. Bir sonraki savaşı, düşmanın harekete geçmesini, hata yapmasını beklemek. Ağaçlar kadar kıpırtısız halde kış ormanını izliyordu. Zirvesine giden yolu yarılamış olan güneş sıcaklık vermiyordu. Nefesi yüzünün önünde beyaz beyaz puslanıyor, düzgünce kırpılmış bıyığına ve siyah tilki kürkü astarlı başlığına kırağı düşürüyordu. Miğferi […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 9 – Kışın Yüreği

Üç lamba titrek bir ışık yayıyordu, tavanı ve duvarları çıplak beyaz olan küçük odayı aydınlatmak için yeterinden de fazla, ama Seaine bakışlarını ağır, tahta kapıya dikmişti. Mantıksızdı, biliyordu; bir Beyaz Temsilci için aptalca. Kapı pervazından dışarı uzattığı örgü dışarıdaki dolambaçlı koridorlardan zaman zaman uzak ayak seslerinin fısıltılarını getiriyordu, neredeyse işittiği anda solup giden fısıltılar. Çok […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 8 – Hançer Yolu

Ethenielle, dik, dolambaçlı geçitlerle kaplı, yarı yarıya gömülmüş kayalardan ve yan yatmış görünen kocaman yığınlardan oluşmuş, ismiyle bağdaşmayan bu Kara Tepeler’den daha alçak dağlar görmüştü. O geçitlerden bazıları bir keçiyi bile tereddüde düşürürdü. Bu, kuraklığın soldurduğu ormanlarda ve kahverengi otlarla kaplı çayırlarda üç gün yol alabilirdiniz ve sonra aniden kendinizi, dünyadan bihaber yedi sekiz minik […]

Robert Jordan – Zaman Çarkı 7 – Kılıçtan Taç

Yerden seksen boy kadar yukarıda, Beyaz Kule’nin tepesinden biraz aşağıda, yüksek, kemerli pencerenin önünde dururken, Elaida Tar Valon’dan kilometrelerce uzakları, yükselip alçalan tepeleri, Erinin Nehri’ni çevreleyen ormanları, nehrin kuzeybatıdan akarak yaklaşıp büyük ada kentin beyaz duvarlarının çevresinde ikiye bölündüğünü görebiliyordu. Yerde, sabahın uzun gölgeleri şehri benek benek boyuyor olmalıydı, ama bu yükseklikten her şey parlak […]