Kategori: Genel

Fredric Jameson – Marksizm ve Biçim

Amerikalı okur, Marksist yazın eleştirisini düşündüğünde, sanırım akima gelen ilk şey hâlâ 1930’lann atmosferidir. O günlerin ateşli konulan -anti-nazizm, Halk Cephesi, yazınla işçi hareketi arasındaki ilişki, Stalin’le Troçki, Marksizmle anarşizm arasındaki savaşım- bugün geriye bakarken nostaljiyle anımsadığımız, ama bugünkü dünya koşullarına artık uymayan polemikler doğuruyordu. O zamanlar yapılan eleştiri nispeten kurama dayanmayan, temelde didaktik yapıda, […]

Fredric Jameson – Kapital’i Sahnelemek

Marx ‘ın da en az sermaye kadar tükeornek bilmez olması kimseyi şaşırtmamalı. Sermayenin her yeni uyarlaması ve mutasyonuyla Marx’ın metinlerinin ve düşüncesinin yeni anlam zenginlikleriyle dolu yeni yollar ve taze üsluplar (Fransızca ‘da inedits denilebilir) ile kendisini yansıtmasına da şaşmamak gerekiyor. Özellikle de kapitalizmin; emperyalizm ve tekelci aşamasından şu son dönemdeki küreselleşme uğrağına ve yapısına […]

Fredric Jameson – Gerçekçiliğin Çelişkileri

DİKKATİMİZİ gerçekçilik olgusu üzerinde yoğunlaştırmaya kalkıştığımızda tuhaf bir gelişmeyle karşılaştığımızı sık sık fark etmişimdir. Baktığımız nesne sanki titreşmeye ve bulanmaya başlamış gibi olur ve o noktada toplamaya çalıştığımız dikkat de fark edilmez biçimde bölünüp iki uca doğru kayar: gerçekçilik hakkında değil de, gerçekçiliğin doğuşu hakkında düşünürken buluruz kendimizi; nesnenin kendisi hakkında değil de çözülüşü veya […]

Fredric Jameson – Diyalektiğin Birleştirici Güçleri

Günümüzde temposu gitgide düşüyor gibi görünse de şu ana kadar yazılan diyalektiğe girişlerin haddi hesabı yok. Geleneksel “sunum ların çokluğu ve onları taşıyan dalgadan beri meydana gelen tarihsel değişimler yeni bir girişimin faydalı olabileceğini gösteriyor. Bu girişim, temsil eleştirisinden (Heidegger) ve yapısalcılıktan bu yana öncülük rolünü üstlenen yeni “düşünce üzerine düşüncelerin” hepsini ele alırsa daha […]

Fredric Jameson – Dil Hapishanesi (Yapısalcılığın ve Rus Biçimciliğinin Eleştirel Öyküsü)

Düşünce tarihi, onun modellerinin tarihidir. Klasik mekanik bilimi, organizma, doğal ayıklanma, atom çekirdeği ya da elektronik alan, bilgisayar: Bunlar, önce doğal dünyayı anlamamızı düzenlemede kullanılmış, daha sonra da kendilerinden insan gerçekliğini aydınlatmaları istenmiş şeylerden ya da dizgelerden bazılarıdır. Herhangi bir modelin ömrü önceden kestirilebilir bir düzenlilik gösterir. Başlangıçta, yeni kavram, yeni enerji nicelikleri ortaya çıkarır, […]

Frederick Forsyth – Çakal

MART sabahları saatin altı buçuğunda Paris soğuk olur, hele bir adam kurşuna dizilmek üzcrcysc bu soğuk daha bir yakıcıdır sanki 11 Mart 1963 sabahı, o saatte, Đvry kalesinin ana avlusunda, buz tutmuş toprağa gömülü kazığa sırtını veren Fransız Hava Kuvvetlerinden bir yarbay, elleri arkadan bağlanırken inanmazlığın yavaş yavaş silindiği gözlerle yirmi metre ötesinde duran ceza […]

Frederick E. Smith – 633. Filo

Genç Amerika’lı gözleri parlayarak: — «Zaten dâima o olayın, savaşın en büyük öykülerinden biri olduğunu düşünmüştüm. Başlarına gelecekleri bildikleri hâlde gözlerini kırpmadan gittiler!.. Tanrım, kim bilir ne cesur insanlardı!» Dedi. Meyhanecinin gözlerinde anımsamadan doğan bir ifade belirdi: — «Evet, büyük insanlardı.» — «Black Fiyort bölgesiyle ilgili her harekât buradan başladı, öyle değil mi?» — «Evet. […]

Frederic Vasseur – Geleceğin Medyaları

1980’de, mikro bilgısayar ve faks henüz başlangıçtaydı. Kompakt disk henüz yoktu. Minitel henüz bir ilk örnek, RNIS (“Reseau numerique a integration de services” /”Hizmet Tümleştirmeli Sayısal Ağ”, (HTSA)) sadece bir kavramdı. Mobil telefon ya da video ancak bir avuç ayrıcalıklının harcıydı. 90’lı yıllill”ın başındaysa, Fransa’da 2 milyon mikrobilgisayar, ı milyon telekopi aygıtı, 250.000 telsiz telefon […]

Frederic Gros – Yurumenin Felsefesi

Spor teknik, kurallar, puanlama ve rekabet meselesidir, durmadan öğrenmeyi ve çalışmayı gerektirir; duruşları tanımak, doğru hareketleri bir araya getirmektir. Doğaçlama ve yetenek çok sonra gelir. Spor skor tutmaktır: Hangi sıralamadasın? Zamanlaman ne? Sonuç ne? Tıpkı savaşta olduğu gibi, kazanan ve kaybeden ayrımı burada da mevcuttur. Sporla savaş arasında, savaşta onura, sporda utanca dönüşen bir benzerlik […]

Frederic Beigbeder – Kuzey Kulesi 107. Kat

O sabah World’iin tepesindeydik ve ben evrenin merkeziydim. Saat sabahın sekiz buçuğu. Biliyorum, insanın çocuklarını alıp bir binanın tepesine çıkarması için biraz erken bir saat, ama olsun. Oğullarım burada kahvaltı etmeyi çok istiyorlardı ve ben onların hiçbir isteğini geri çeviremiyorum: annelerini bıraktığım için suçluluk duyuyorum. Erken kalkmanın avantajı kuyrukta bekleme derdinden kurtulmak. 1993’teki saldırıdan beri […]

Franz Oppenheimer – Devlet

Franz Oppenheimer, 30 Mart 1864’te, Berlin’in «kenar mahalle� !erinden birinde, bir hahamın oğlu olarak dünyaya geldi. Freiburg ve Berlin üniversitelerinde tıp öğrenimi gördükten sonra, 1885 yılında doktorluğa başladı. Çoğu işçi sınıfından olan hastalarının sorunlarının çözümünün tıpta değil, ekonomik ve toplumsal koşullarının düzeltilmesinde yattığı sonucuna vararak, on yıl emek. verdiği doktorluğu bırakıp, ekonomi politik okumaya karar […]

Franz Kafka – Milena’ya Mektuplar

Franz Kafka’nın anadili Almancaydı, Almanca yazardı yazılarını. Milena, Kafka’nın değerini daha o zaman anlamış, bunları Çekçeye çevirmeye başlamıştı. Tanışmaları bu yüzden oldu. 1920 yılında, Kafka ciğerlerinden hastalanmış, Meran’da dinleniyordu. Milena Viyana’daydı. Birbirlerini görmeden mektuplaşmaya başladılar; dostça başlayan mektuplaşmalar kısa bir süre sonra tutkulu bir sevgiye döndü. Aslında bu sevgi yalnız mektuplarda kaldı. (Kierkegard ya da […]

Franz Kafka – Ernst Fischer

Ernst Fischer’in Kafka denemesi, günümüzde Kafka konusunda, özellikle yorum bakımından, en temel kaynaklardan biri sayılıyor Bunun başlıca nedeni, Fischer’in Kafka’yı, yapıtlarının tarihsel-toplumsal temellerini doğru saptayarak, çok gerçekçi bir yorumun süzgecinden geçirmiş olması. Paylaştıkları dünya görüşünün farklılığına karşm Fischer’in Kafka karşısındaki konumu, bir yargıcın konumu olarak değil, ama Kafka olgusunu nesnel bağıntıları içersinde, olduğu gibi görmeyi […]

Franz Kafka – Babaya Mektup

Geçenlerde bir kez, senden korktuğumu öne sürmemin nedenini sormuştun. Genellikle olduğu gibi, verecek hiçbir cevap bulamadım, kısmen tam da sana karşı duyduğum bu korku yüzünden, kısmen de bu korkuyu gerekçelendirmek üzere, konuşurken toparlayabileceğimden çok daha fazla ayrıntı gerektiği için. Ve şimdi burada sana yazılı bir cevap vermeyi deniyor olsam da, bu fazlasıyla eksik kalacaktır, çünkü […]

Franz Grillparzer – Yoksul Calgici

Avusturyalı büyük sahne şairi Franz Grillparzer 15 Ocak 1791’de Viyana’da doğmuş, 21 Ocak 1872’de aynı kentte ölmüştür. Uyanık görüşlü bir avukatla, müzik dostu fakat ruhça hasta bir ananın oğludur. 1811’de hukuk öğrenimini bitirdi, 1832’den 1856’ya kadar saray özel kaleminde evrak müdürlüğü yaptı. Bu tekdüze memurluk yaşamını, I ̇talya’ya, Almanya’ya, Paris’e, Londra’ya, Türkiye’ye (1843), Yunanistan’a yaptığı […]