Kategori: Genel
Emily Rodda – Deltora VI – Canavar Labirenti
Emily Rodda – Deltora V – Korku Dağı
Emily Rodda – Deltora IV – Kum Bataklığı
Emily Rodda – Deltora III – Fareler Şehri
Emily Rodda – Deltora II – Gozyası Gölü
Emily Rodda – Deltora I – Sessizlik Ormanı
Emilian Stanev – Seftali Hirsizi
Şehrin boşaltıldığı sıralarda babamdan kalan arsayı satmıştım. Tırnovo’nun yeni mahallelerinde, bir zamanlar bağlık olan Sevlievo şosesi boyunda inşaata elverişli bir arsaydı. Sıcak bir yaz günü, satışı yapmak için şehre geldim. Şehir tahliye edilenlerle doluydu. Her evde ikişer-üçer aile oturuyordu. Susuz bir yer olduğu için su yetmiyordu, yiyecek yetersizliği de söz konusuydu… öğlende daracık kaldırımlar insanla […]
Emile Zola – Therese Raquin
Rıhtımdan yola çıkıldığında Guenegaud sokağının sonunda Mazarine’den Seine sokağına açılan ve karanlık Pont-Neuf geçidi görülürdü. Bu, otuz adım uzunluğunda, iki adım’genişliğinde bir geçitti. Sararmış, yerinden oynamış, sürekli pis bir su sızdıran eski maltataşlarıyla kaplıydı. Üstünü örten üç köşe üç köşe kesilmiş camekân kir-denA kapkara bir haldeydi. Yaz güneşinin sokakları yakıp kavurduğu güzel günlerinde bu kirli […]
Emile Zola – Meyhane
Rougon — Macquartflar, yirmi kadar roman olacak. Bunun, genel planı 1869’dan heri kararlaştırılmıştır ve hu planı son derece sıkı uyguluyorum. Sıra L’Assommoir’a (1) geldi, yazdım; bundan sonrakileri de, doğru yoldan zerre kadar ayrılmadan yazacağım. Bana kuvvet veren budur. Bir amacım var, ona doğru yürüyorum. L’Assommoir bir gazetede çıktığı vakit, benzeri olmayan sertlikle hücuma uğradı, mimlendi, […]
Emile Zola – Hülya II
Aynı günün akşamı sofradan kalkar kalkmaz, Angélique iyice keyifsiz olduğundan yakınarak odasına çıktı. Öğleden önce çektiği yürek çarpıntıları, benliğiyle yaptığı savaşlar onu bitkinleştirmişti. Hemen yattı; yok olmak, yitip gitmek gereksinmesiyle, umutsuzluk içinde, başmı yorganın altma soktu ve yineshüngür hüngür ağlamaya başladı. Saatler geçti, gece olmuştu; ağır sessizliği ardına dek açık bırakılmış pencereden içeri giren kızgın […]
Emile Zola – Hülya I
1840’ta Paris’te doğan Emile Zola, babasının erken ölümü üzerine yoksul bir çocukluk geçirdi ve liseyi bitiremeden bir yayınevinde çalışmaya başladı. Bu işi sırasında, dönemin önemli yazarlarıyla tanışan ve yazınla ilgilenmeye başlayan genç Zola, önce dergilerde eleştiri, öykü ve şiirlerini yayınladı; Therese Raquin (1867) adlı romanının kazandığı büyük başarı üzerine de, tümüyle romancılığa yöneldi. Zola daha […]
Emile Zola – Dol Bereketi
O sabah, Mathieu, üç aydan beri yerleştikleri, koruların eteğindeki küçük paviyonda hazırlanıyor, Kendisini her gün Paris’e götüren yedi trenine Jan-ville’den yetişmek için acele ediyordu. Saat altı buçuk olmuştu, paviyondan Janville’e kadar, iki kilometrelik upuzun bir yol vardı. Üç çeyrek saat süren bu yoldan sonra da, kuzey garından Grenelle bulvarına gitmek için bir üç çeyrek saat […]
Emile Zola – Angelique’in Hülyası
1860 yılındaki şiddetli kışta. Oise nehri dondu, aşağı Picardie ovalarını karlar kapladı; hele kuzey doğudan öyle bir sağanak geldi ki, Noel günü; Beaumont’u adeta gömdü. Kar, sabahtan yağmaya başlamış, akşama doğru artmış, bütün gece yığılmıştı. Yukarı şehirde öte başında katedralin yan kolunun kuzey cephesi bir ucuna geçmiş gibi olan Orfevres sokağına, kar, rüzgarla itilerek gömülüyor, […]
Emile Durkheim – Dini Hayatın İlkel Biçimleri
Bir dini sistem, şu iki koşulu yerine getirdiğinde onun gözlemlenebilir en ilkel din olduğu söylenebilir: Birincisi, bu dini sistemin organizasyonlarının basitliği başka hiçbir toplumda bulunmayan bir şekilde olması; ikincisi, bu dini sistemin kendisinden önceki başka bir dinden her hangi bir unsur alınmaksızın açıklanabilir olması gerekir. … çok arkaik bir din hakkındaki bu inceleme, yalnızca söz […]
Emile Bernard – Cezanne Üzerine Anılar
“Tann-baba” (Le bon dieu) tanımını, Cézanne için Matisse söylemiş.2 Matisse kuşağından başka sanatçıların da bu tanıma katıldıklannı ve Cézanne’in kişiliğinde öncü bir ressam kimliği bulduklarını biliyoruz. İzlenimciliği bir tür ön-modernizm olarak değerlendirirsek, resim sanatındaki kökten değişimin tek başına öncüsü, “tann-baba”sıdır Cézanne. Doğa resminin salt gözlemcilikle sınırlı olmayan, kavramsal değerlere büyük pay ayıran gelişimini, bu devrimci […]