“Tann-baba” (Le bon dieu) tanımını, Cézanne için Matisse söylemiş.2 Matisse kuşağından başka sanatçıların da bu tanıma katıldıklannı ve Cézanne’in kişiliğinde öncü bir ressam kimliği bulduklarını biliyoruz. İzlenimciliği bir tür ön-modernizm olarak değerlendirirsek, resim sanatındaki kökten değişimin tek başına öncüsü, “tann-baba”sıdır Cézanne. Doğa resminin salt gözlemcilikle sınırlı olmayan, kavramsal değerlere büyük pay ayıran gelişimini, bu devrimci […]
Kategori: Genel
Emeran Mayer – Beyin Bağırsak Bağlantısı
1970 yılında tıp fakültesine başladığımda, doktorlar insan vücudunu sınırlı sayıda bağımsız parçadan oluşan karmaşık bir makine olarak görmekteydi. Bu makine, ona iyi baktığınız ve doğru yakıt ile beslediğiniz sürece ortalama 75 yıl iş görmekteydi. Tıpkı üst sınıf bir otomobil gibi büyük kazalar geçirmemesi ve parçalarının geri dönülmez biçimde bozulmaması koşuluyla gayet iyi gidebilirdi. Beklenmedik felaketleri […]
Elvire Murail – Canım Ninem
Salı günü benim anneanne günümdür. Anneannemi çok severim çünkü her zaman çubuk şeklinde akide şekerleri ) getirir. Şaka olsun diye şöyle der: “Akide şekeri tıpkı bana benzer: Kolay kolay bitmez.” O salı günü annem: – Git ellerini yıka, Lusi, dedi. – – I ;Dl Mutfaktaki saate bakhm. Aa! Saat yedi buçuk. Sordum: – Anneannem kaçta […]
Elsa Triolet – Beyaz At
Polkayı kadril izledi ve dansa davet sırası kızlardaydı bu sefer. Aman ne terliyorlardı! Sadece çocuklar mı, salonda çepeçevre oturan anne babaları da.. Dışarıda, şanına layık bir ağustos güneşi, Kursaal önündeki çimenliği kavuruyordu adeta. Ortalık çiğnenmiş ot kokuyordu. Çocukları ikişer ikişer sıraya dizip, başlarında bando, kaplıca şehrinin anacaddesi boyunca gezdirmişlerdi; sonra da getirip bu çimenlikte, Kursaal’in […]
Elliot Skell – Benzersiz Ev – Kara Akbaba Gecesi
Sandalyenin tekerlekleri gıcırdadı. Hasırdan yapılmış eski bir sandalyeydi, tekerlekleri plastiktendi ama yılların yüküyle sertleşip çatlamışlardı. Sandalye odada gezindikçe tekerlekler gıcırdıyor, durunca sesleri kesiliyor, hareketlenince yine gıcırdıyorlardı. Burası odadan ziyade, tavandan sarkan bir sıra cam fenerin sarı ışığıyla aydınlanan uzun ve yüksek tavanlı büyük bir salondu. Zemin mermer kaplıydı ve iki yan duvarda tepeye kadar kırmızı […]
Ellery Queen – Siyamlı Ikizler
YOL ÂDETA bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla dağın yamacına tırmanıyordu. Güneşten iyice kurumuş, ortasında ve kenarlarında irili ufaklı bir sürü çukur açılmıştı. Sanki bu kâfi değilmiş gibi, farkına varmadan o tarafa sapan arabalı yolcuların hayatını iyice zehir etmek için kâh yükseliyor, kâh alçalıyor, kâh dağa tırmanıyor, kâh düzlüğe iniyor, daralıp genişliyor ve kıvrım kıvrım kıvrılıyordu. […]
Ellery Queen – Mor Izler
Ayakkabıda yaşardı… FoleyMeydanındaki açık kurşunî mahkeme binası hemen hemen küre biçimindedir. Buna bakar bakmaz,NewYork’da adaletin tabiat kanunlarına uyduğunu, — İnsan vicdanına tamamiyle tabi olduğunu anlarsınız. Tıpkı dünyanın güneşe tabi olduğu gibi… Mahkeme salonunda, Cinayet Şubesinden Komiser Veli-e’yle babası MüfettişQueen’inarasında oturmakta olan El-lery Queenböyle düşünüyordu işte. Üçü de şahitlik etmek için Hâkim Greey’i bekliyorlardı… Fakat bu […]
Ellery Queen – Cin Portakali
Son birkaç romanmı yazarken eskiden adet edinmiş olduğum özel bir hususu unutmuşum. Kendini polis romanlarına adanış Queen adındaki meçhul bir yazarın ilk romanını okumuş -bu tarih şimdi bana ne kadar uzak geliyor-,ve onu benimseyerek aynı imzayı taşıyan diğer romanları ıda okumaya devam etmiş bulunan sevgili okurlar,kitabın muayyen bir noktasında kendilerine meydan okumayı kaçınılmaz bir şekilde […]
Ellery Queen – Aradaki Silah
Dr. Brown’un her yanı iriydi -omuzları, sırtı, göğsü, bacakları, kolları, elleri, ayakları- kısacası her yanı; burnu bile. Bir zamanlar düzgün olan bu koca burun, şimdi üstelik iğriydi de, futbol hâtırası. Brown’un gözleriyle saçları karaydı. Bakışları da karanlıktı oldukça, somurtkan çocukların bakışları gibi. Koca parmaklarıyla durmadan umutsuzca karıştırdığı saçlarına çok uygun düşüyordu bu bakışlar. Dostları ona […]
Elkins, Rueckert, McCarty – Ra Bilgileri 4
Araştırma grubumuz 15 Ocak 1981’de Ra isimli toplumsal bellek bileşiminden gelen mesajlar almaya başladı. Bu iletişimden Bir’in Yasası ve bu yasanın bazı sapmaları ortaya çıktı. Bu kitapta, Ra ile yapılan celselerden 76.’dan 103.’ye kadar olanların, bazı kişiye özel bölümleri çıkarıldıktan sonra kalan kısmının sözcüğü sözcüğüne bir dökümünü bulacaksınız. Bu bilgiler, bizim çok uzun yıllar boyunca […]
Elkins, Rueckert, McCarty – Ra Bilgileri 3
RA: Sizleri Tek Sonsuz Yaratan’ın sevgi ve ışığı ile selâmlarım. Şimdi sizinle iletişim kuruyoruz. SORU: RA BİLGİLERİ’nin bu üçüncü kitabına başlarken önce önemli bulduğum bir soru yönelteceğim. Ayrıca, önemsiz olmakla birlikte kendimi sormak zorunda hissettiğim bir sorum daha var. İlk sorum, hasat olayı hakkındaki son noktayı açıklığa kavuşturacak. Ben hasatın denetlenip denetlenmediğini merak ediyorum. Eğer […]
Elkins, Rueckert, McCarty – Ra Bilgileri 2
RA: Sizi, Sonsuz Yaratan’ın sevgi ve ışığı ile selâmlarım. Şimdi sizinle iletişim kuruyorum. SORU: Bu celseyle birlikte RA BİLGİLERİ’nin ikinci kitabına başlıyoruz. Bu kitap varoluşumuzun en önemli yönü olduğunu kabul ettiğimiz kavram üzerinde duracak. Sanırım, bu ikinci kitap birinciden çok daha zor bir çalışma olacak. Biz geçici olmayan şeyler üzerinde durmak istiyoruz ve sorgucu olarak […]
Elkins, Rueckert, McCarty – Ra Bilgileri 1
Bu kitap, dünya-dışı varlıklarla iletişim kurabilmek için geliştirilmiş bir deneyin, yirmi altı celsesinin ses kayıtlarının tam ve eksiksiz olarak yazıya geçirilmiş şeklidir. Bu deneye 1962 yılında başladık ve on dokuz yıl boyunca geliştirdik. 1981 yılında çabalarımızın deneysel sonuçları hem nitelik hem de kesinlik açısından derinlemesine değişti. Bu kitap, çalışmamızın bu son aşamasının başlangıcının bir kaydından […]
Elizabeth Oldfield – Hep Ya Da Hic
Zee daktilonun tuşuna bastı. Tanrı cezasını versin! Yine yanlış tuşa basmıştı. Silgiye uzanırken önünde yığılı boş mönü kartlarına çatık kaşlarla baktı ve daktilo yazmanın kendisine göre bir iş olmadığını düşündü. Niye delilik edip de yeni kartlar hazırlamaya kalkmıştı; üsteli de gerçekten gerekli değilken. Yapılacak önemli bir iş yokken, insanın kendine iş yaratmaya çalışmasından daha yorucu […]
Elizabeth Hand – Kayip Kusak
Her şeyin değiştiği bir an daima vardır. Usta bir fotoğrafçı -Diane Arbus gibi biri ya da harika olduğum o milisaniye boyunca ben- anın gelişini görür ve değişim vurmadan hemen önce deklanşöre basar. Eğer bunu öngöremediysen, göz kırptıysan veya sarhoşsan yahut sadece başka bir yöne bakıyorsan -Eh, her şey her halükarda değişir, işler daha farklı olabilirdi […]
Elisa Puricelli Guerra – Minerva Mint – Merlin’in Sırrı
Minerva Mint dokuz yaşındadır ve Comwall’daki kayalıklardan birinin tepesinde bulunan, harabeye dönmüş bir evde yaşamaktadır. Henüz yeni doğmuş bir bebekken ailesi onu Londra’nın Vıctoria İstasyonu’nda, bir valizin içinde unutmuştur. Şans eseri Minerva’yı enerji dolu bir temizlik işçisi olan Bayan Flopps bulmuş, onunla Kertenkele Malikanesi’nde yaşamaya başlamıştır. Minerva’nın içinde bulunduğu valiz çok kaliteli, deri bir valizdir […]