İnsanlar uzunca bir süredir, yeni genç yetişkin üçlememin ilk kitabı olan Açlık Oyunları’nı yazmaya nasıl başladığımı merak ediyorlar. Sanırım bunun en önemli nedeni, bu kitabın, orta öğretim seviyesindeki okuyucular için kaleme aldığım Gregor the Overlander serisinden çok farklı olması. Açlık Oyunları’na ilham veren asıl öğeyi tayin etmek gerçekten çok güç. Sanırım ilk tohumlar, sekiz yaşında […]
Kategori: Fantastik
Suphi Varım – Kurgu Tarih
“Kurgu Tarih”e Başlarken Yayımevini ilk açtığımız günlerde İzmir’den Suphi Varım’dan “Kurgu Tarih” adlı dosya geldi. İlk satırları bir önyargı ile okudum. (bilirsiniz editörlerin çoğu kitapları ilk sayfalar ile yargılar bazen ilk beş – on sayfadan sonrasını beğenmemişse okumaz.) Ama herhangi bir haksızlık yapma korkusuyla devam ettim ve hazineyi keşfettim; kesinlikle benzeri olmayan bir kitaptı. Birçok […]
Stephenie Meyer- Alacakaranlık Serisi – Cilt 5 – Geceyarısı Güneşi
Bu, günün uyuyabilmeyi dilediğim zamanıydı. Lise. Ya da doğru sözcük Araf mıydı? Eğer günahlarımı telafi etmenin bir yolu olsaydı, bu bir ölçütte çeteleye yazılmalıydı. Can sıkıntısı alışabildiğim bir şey değildi; her gün inanılmaz derecede, bir öncekinden daha tekdüze geliyordu. Sanırım benim uyuma biçimim buydu – eğer uyku aktif dönemler arasındaki hareketsiz durum olarak tanımlanırsa. Kafeteryanın […]
Stephenie Meyer- Alacakaranlık Serisi – Cilt 4 – Şafak Vakti
Çocukluk, sadece doğumdan heJU hirya^a kadar süren bir döneni değildir ve belli birya^t da yoktur. Çocuk büyür ve çocukça peyleri bırakır. Çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır. Edna St. Vincent Millay ONSOZ Ölümle burun buruna gelme hakkımı fazlasıyla kullanmıştım; bu gerçekten de alışabileceğiniz bir şey değil. Gerçi, ölümle tekı-ar yüzleşmek tuhaf bir şekilde kaçınılmaz görünmüştü. […]
Stephenie Meyer- Alacakaranlık Serisi – Cilt 3 – Tutulma
Ateş ve Buz Bazıları dünyanın sonunun ate^ olduğunu söylüyor, Bazıları da buz. Tutkuyu tattığımdan Atqi tercih ediyorum ben. Ama iki kere yok olacaksa dünya, Biliyorum nefreti yeterince Buzla da yok olsun Diyebilecek kadar Robert Frost Çevirdiğimiz dolaplar tüm çabalarımıza rağmen boşa çıkmıştı. Kalbimdeki acıyla beni savunmasını izledim. Sayıca üstün olmalarına rağmen bütün dikkatini verdiğine hiç […]
Stephenie Meyer- Alacakaranlık Serisi – Cilt 2 – Yeniay
Kendimi, o korkunç kâbuslardan birinin içinde, kapana Kısılmış gibi hissediyordum. Hani koşarsınız, ciğerleriniz yanana kadar koşarsınız, ama yine de vücudunuzun yeteri kadar hızlı gitmesini sağlayamazsınız. Vurdumduymaz kalabalığa yaklaştıkça ayaklarım sanki gittikçe yavaşlıyordu ama büyük saat kulesinin üzerindeki ellerim yavaşlamıyordu. Acımasızca, umursamaz bir güçle ilerliyorlardı, her şeyin sonuna doğru. Ama bu bir rüya değildi ve kâbusun […]
Stephenie Meyer- Alacakaranlık Serisi – Cilt 1 – Alacakaranlık
Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim desem yeridir (aslında son birkaç ay, bunun için geçerli nedenlerim vardı!); düşünmüş olsaydım bile, böyle olacağını asla tahmin etmezdim. Soluğumu tutarak, upuzun odanın karşı tarafına, avcının karanlık gözlerine baktım. O da memnuniyetle bana bakıyordu. Elbette güzel bir ölüm biçimiydi bu; bir başkasının yerine ölecektim. Sevdiğim birinin yerine. Hatta soylu bir ölümdü. […]
Stephenie Meyer – Alacakaranlık #3 – Tutulma
Ateş ve Buz Bazıları dünyanın sonunun ateş olduğunu söylüyor, Bazıları da buz. Tutkuyu tattığımdan Ateşi tercih ediyorum ben. Ama iki kere yok olacaksa dünya, Biliyorum nefreti yeterince Buzla da yok olsun Diyebilecek kadar Robert Frost Çevirdiğimiz dolaplar tüm çabalarımıza rağmen boşa çıkmıştı. Kalbimdeki acıyla beni savunmasını izledim. Sayıca üstün olmalarına rağmen bütün dikkatini verdiğine hiç […]
Honoré de Balzac – Tılsımlı Deri
Kuşkusuz kişiliğini eserlerinin yapısı ile belirgin bir şekilde yeniden üreten ve yapıtı ile kendisi tek ve aynı olarak addedilen pek çok yazar vardır. Bunun yanı sıra, sanatçının temel düşünceleri ve eserlerindeki fantezileri arasındaki çeşitli bağlantı düzeylerini tanımlayacak hiçbir gerçek kural bulunmayan, ruhları ve alışkanlıkları yapıtlarının biçimi ve içeriğiyle şiddetli bir şekilde ters düşen yazarlar da […]
Holly Bourne – Sen Benim Diğer Yarımsın
Güneşin doğuşuyla diğer günlerden farksız bir gün başlamıştı yine. Sanırım ne zaman birinin başına olağanüstü bir durum gelecek olsa o gün, hep huzursuzca uyanmakla başlar. Bu ister bir ölüm kalım tecrübesi olsun ister ömrünüzün geri kalanını geçirmek istediğiniz insanla tanışmanız… Hepsi güneşin doğuşu, saatinizin alarmının çalışı ve o huzursuzlukla yorganın altından çıkışınızla başlar. Ne sıkıcı. […]
Hillary Jordan – Uyandığında
Uyandığında, kırmızıydı. Kızarmış ya da güneşten yanmış değildi, dur işaretinin o iddialı kesif kırmızı rengini almıştı. İlk önce ellerini gördü. Gözlerinin önünde tutup, gözlerini kısarak ellerine baktı. Birkaç saniye elleri, kirpiklerinin gölgesinde ve tavandan gelen yoğun beyaz ışıkta siyah gibi göründü. Sonra gözleri alışınca, yavaş yavaş geçti göz aldanması. Avuçlarını, ellerinin tersini inceledi. Elleri başının […]
Hermann Hesse – Siddhartha
Evin gölgesinde, ırmak kıyısının güneşli, sandallar arasında, söğütlerin, incir ağacının gölgesinde arkadaşı Brahman oğlu Govinda’yla birlikte büyüdü Siddhartha, Brahmanın yakışıklı oğlu, yavru şahin. Işıl ışıl omuzlarını güneş yakıp kararttı ırmak kıyısında, yıkanırken, kutsal suyla arınırken, kutsal kurban törenlerinde. Siyah gözlerinin içine gölgeler yürüdü mango koruluğunda, oğlan çocuklarının oyunlarında, annesinin şarkılarında, kutsal kurban törenlerinde, bilgin babasından […]
Hermann Broch – Büyülenme
Dışarıda çam ormanı karla kaplı, bahçem de öyle. Kar, Kuppron kayalıklarındaki çatlaklara dolmuş; pencereden dışarı bakınca bahçe ve ormanı görüyorum. Evim yamaçta bulunmasına rağmen, Kuppronn kayalıklarını görmem olanaksız; orman tarafından tamamen perdelenmiş çünkü. Arka tarafın pencerelerinden de görünmüyor ama varlığı her an hissediliyor. Deniz kıyısında yaşayanların aklından, denizin dahil olmadığı tek bir düşünce geçmez, yüksek […]
John Scalzi – Hayalet Tugay
Kayayı kimse fark etmedi. Çok da iyi bir sebebi vardı bunun. Ömrünü uzun zaman önce tüketmiş kısa dönemli bir kuyrukluyıldızın yörüngesindeki milyonlarca kaya ve buz kütlesinden biri olan bu alelade kaya, tıpkı o cansız kuyrukluyıldızın bir parçası gibi gözüküyordu. Kaya diğer bazılarından daha küçük, bazılarındansa daha büyüktü; fakat genel olarak bakıldığında onu diğerlerinden o veya […]
Stephen King – Yeşil Yol
Olay 1932’de, eyalet cezaevi hâlâ Cold Mountain’dayken oldu. Elektrikli sandalye de oradaydı tabii. Mahkûmlar sandalye konusunda şakalaşırlardı. Inǚ sanların korktukları ama kaçamadıkları her şeyi şakaya vurdukları gibi. Ona Big Sparky, yani Koca Elektrikli derlerdi. Elektrik faturası konusunda şaka yaparlar, Müdür Moores’ın karısı Melinda Şükran Günüyemek pişiremeyecek kadar hasta olduğunda gardiyanın yemeğini nasıl pişireceğiyle dalga geçerlerdi. […]
Stephen King – Tılsım
15 Eylül 1981 günü, Jack Sawyer adında bir çocuk, ellerini blucininin ceplerine sokmuş, kararla suyun birleştiği noktada duruyor, sakin Atlas Okyanusuna bakıyordu. On iki yaşındaydı ama boyu yaşına göre uzundu. Denizden esen bir rüzgâr, fazlaca uzamış kumral saçlarını arkaya doğru uçurup geniş, güzel alnını açtı. Çocuk üç aydan beri hayatını dolduran karmaşık, acılı duygular arasında, […]