Buz ve Ateşin Şarkısı, bazen birbirlerinden yüzlerce hatta binlerce mil uzakta olan karakterlerin gözünden anlatılır. Bazı bölümler bir günü, bazı bölümler sadece bir saati kapsarken, diğerleri on beş günlük, bir aylık ya da yarım yıllık bir zamana yayılabilir. Bu çeşit bir yapı söz konusu iken, anlatıcı kesin surette dizisel olamaz; bazen, önemli olaylar eş zamanlı […]
Kategori: Macera
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #2 – Kralların Çarpışması – Game of Thrones
Kuyruklu yıldız, Ejderha Kayası’nın dik uçurumları üstündeki pembe mor gökyüzünde kanayan kırmızı bir kesik gibi şafağa serilmişti. Üstat, odasının rüzgârlı balkonundaydı. Kuzgunlar uzun yolculuklarının sonunda buraya gelirdi. Üstadın iki yanında yükselen, cehennem tazısı ve ejderha şeklindeki dört metrelik gargoyleler, kuzgun pislikleriyle kaplıydı. Bunlar kadim kalenin duvarlarına tünemiş, kara kara düşünen binlerce yaratık heykelinden sadece ikisiydi. […]
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #1 – Taht Oyunları – Game of Thrones
Ormana karanlık çökmeye başlarken, “Artık geri dönmeliyiz,” diye ısrar etti Gared. “Yabanıllar öldü.” “Ölüler seni korkutuyor mu?” diye sordu Sör Waymar Royce. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı. Gared atılan yemi yutmadı. Yaşlı bir adamdı, ellisini geçmişti ve nice küçük lordun gelip geçtiğine şahitlik etmişti. “Ölü ölüdür,” dedi. “Bizim ölülerle işimiz olmaz.” “Gerçekten öldüler mi?” […]
Paulo Coelho – Simyacı
Felsefe Taşı’nın gizlerini bilen ve bunu kullanan simyacı J.’ye “İsa öğrencileriyle birlikte yola devam edip bir köye girdi. Marta adında bir kadın, İsa’yı evinde konuk etti. Marta’nın Meryem adında kız kardeşi, Rab’bin ayakları dibine oturmuş, O’nun konuşmasını dinliyordu. Marta ise işlerinin çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa’nın yanına gelerek. ‘Ya Rab’ dedi, ‘Kardeşimin beni hizmet işlerinde […]
Paul Christopher – Michelangelonun Defteri
Evin karanlık bir köşesinden bir adam fırladı. Tam aynı anda Finn karanlıkta adamın elinde ışık saçan bir nesne gördü ve elleriyle gözlerini kapattı. Kalbi adeta ağzından dışarı fırlayacakmış gibi heyecanla çarpıyordu. “Neler oluyor?” bunlar Peter’in söylemeye vakit bulabildiği tüm sözcüklerdi. Hızla üstlerine gelen ayak sesleri ve adamdan yayılan ucuz tıraş losyonu kokusunu hissettikten hemen sonra […]
Ahmet Şerif İzgören – Kara Oklar Çetesi
Bahçedeki ulu erguvanın üzerindeki kırmızı gagalı, akıllı saka kuşu aşağıdaki sahneyi gördüğünde çok şaşırdı: Odaya küçük bir kız girdi, ardından aynısından bir tane daha. Saka hayretle kapıya baktı, bir tane daha girecek mi diye. Neyse ki girmedi. Kıvır kıvır saçlı, badem burunlu iki kız yatağa atladıkları gibi yorganı gıdıklamaya, zıp zıp zıplamaya başladılar. Yorganın altında […]
Patricia Highsmith – Becerikli Bay Ripley
Alışılmışın dışındaki bir gerilim romanı kahramanının bir dizi serüveninin ilk kitabı. Tom arkasına baktı ve Yeşil Kafes’ten çıkıp peşine takılan adamı gördü. Biraz hızlandı. Adamın onun peşinde olduğuna kuşku yoktu. Tom beş dakika önce fark etmişti herifi. Bir masaya oturmuş, kesinlikle değilse bile, hemen hemen eminmiş gibi, dikkatle Tom’u gözlüyordu. Bakışları öyle emindi ki, Tom […]
Pat Frank – Aramızda Casus Var!
Korkunç Bir Casusluk Romanı! En basit olaylar bazen korkunç felaketler yaratır. İşte bu eser, böyle basit gibi görünen ve üzerinde durulmayan olayların toplanmasından meydana gelen ve bütün bir ülkeyi yok edebilecek bir felaketin romanıdır. Kuzey Florida’da, Ponte Verda ile St. Augustine arasında otuz kilometrelik bir kums — «Tamam,» dedi, «bakabilirsin.» Fakat Henry başını çeviremedi. Çok […]
Panait Istrati – Sünger Avcısı
1907’ye doğru, Atina dolaylarında, şimdi adını hatırlayamadığım, Akropol’a yakın bir sokak vardı. Bu sokak o zamanki adını hâlâ taşımakta olabileceği gibi, değiştirmiş de olabilir, hatta adıyla beraber hiçbir iz bırakmadan kendi de ortadan kalkmış bulunabilir, çünkü sokaklar ve adları insanlardan pek daha ömürlü değildirler, hem doğrusu bunun bir ehemmiyeti de yoktur. Hatırladığım ve alâkaya değer […]
Panait Istrati – Mihail (Arkadaş)
Saat, sabahın dokuzuydu. Mahallenin yaşlı postacısı, sopasıyla sokak kapısına vurdu ve bağırdı: “Adrien Zograffi! “Bekleyin bir dakika, Gavrila Baba!” diye seslendi “Adrien; henüz giyinmedim.” “Vay canına!” diye aklı Adrien, anasının boynuna sarılıp öptü, sonra; “Surat asmıyorum anacığım. Kendimi savunuyorum ben…” Sonra postacıya döndü: “Düşünün bir kez, Gavrila Baba: Anam beni hemen evlendirmek istiyor! Bunu akıllıca […]
Panait Istrati – Akdeniz
Adrien Zografi, yirmi iki yaşındayken, ilk defa 1906 yılı Aralık ayında memleketinden ayrılıyor. İskenderiye’ye gitmek üzere Köstence’den vapura biniyor. Bu, onun hayatında sayılı bir gündür. Büyük Savaşın başlangıcına kadar genç idealistimiz, Akdeniz’in âşığı olacaktır. Romanya, annesinin üzüntü içinde didindiği İbrail, onu ancak kırlangıçların yuva kurmalarına yetecek kadar kısa süreler içinde yeniden görebilecektir. Bu sayfalarda, Adriyen, […]
Adolfo Bioy Casares – Morel’in Buluşu
Borges, Morel’in Buluşu için yazdığı Önsöz’de diyor ki, “Entrikanın ayrıntılarını yazarıyla tartıştım, onu yeniden okudum; onu kusursuz olarak nitelemenin bir yanlışlık ya da abartma olacağını sanmıyorum.” Ben de sanmıyorum. Pekiyi de, nasıl bir roman ki bu 1940’da yayınlandığından beri ıcık cıcık incelense de hâlâ tasvir edilemiyor, tanımlanamıyor? Neden Arjantin ve dünya edebiyatının en önemli kitapları […]
Frank Schatzing – Sürü
Huanchaco, Peru Sahili Juan Narciso Ucanan o Çarşamba günü kaderine yürüdü ve bunu kimse fark etmedi. Birkaç hafta sonra, ani kayboluşuna neden olan koşullar tüm dünyayı sarstı ama Ucanan’ın adını kimse anmadı. O, birçoğundan sadece biriydi. Pek çoğundan biri… O sabahın erken saatlerinde başından geçenler tüm dünyada yaşanmaktaydı. Neler olup bittiği bilinebilse benzerliklerin çarpıcılığı görülebilirdi, […]
Norman Spinrad – Druid Krallığı
Galya kabilelerinin yaşadığı topraklar batıda Pirene’nin engebeli dağlarından doğuda karla kaplı görkemli Alp Dağları’na, her zaman nemli ve sisli Kuzey Denizi kıyılarından ılık güney havasının Akdeniz kokusuna karışarak ulaştığı dağlara kadar uzanıyordu. Aslında Edui ve Arverni, Carnutelar ve Belovaquelar, Turonlar ve Santonlar’la tüm diğer kabilelere ait araziler; onların çiftlikleri, şehirleri, kırsal alanları adeta bir ağaç […]
Neil Gaiman – Mezarlık Kitabı
Nobody ’ nin Mezarlığa Gelişi Karanlıkta bir el bir bıç Jack denenen adam sahanlıkta durdu. Sol eliyle siyah paltosunun cebinden büyük bir beyaz mendil çıkardı: bıçağı ve onu tutmakla olan eldivenli sağ elini sildi, sonra da mendili yerine koydu. Av bilmek üzereydi. Kadını yatakta, adamı yatak odasının zemininde, büyük çocuğu da oyuncaklar ve yarı bitmiş […]
Ned Beuman – Boksör Böcek
bağlantı yoksa, g 1 Bazen aylak aylak yatarken gözlerimi kapatıp Joseph Goebbels’in kırk üçüncü doğumgünü partisini hayal ederim. Hitler’in 1940’ın o hummalı Ağustos ayında bile, yakın dostu için sürpriz parti yapmaya vakit bulabilmiş olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor – haftalarca sanki tarihi hiç hatırlamıyormuş gibi yapacak, Propaganda Bakanı’nın gitgide yılışık ve tuhaf bir hal alan imalarını […]