Carlos Fuentes – Aura

Duyuruyu okuyorsun; böyle bir iş önerisiyle her zaman karşılaşılmaz. Bir daha, bir daha okuyorsun. Başka kimselere değil, yalnızca senin için yazılmış sanki. Dalgınlıkla puranun külü çay fıncanına düşüyor; ucuz ve pasaklı bir kahvede oturmuş çay içiyordun. Bir daha oku hele: Genç bir tarihçi aranıyor, dürüst, düzenli … Konuşulan Fransızcayı kusursuz bilen. Bir süre sekreterlik yapabilecek. […]

Carlos Fuentes – Artemio Crus’un Ölümü

Uyanıyorum … o soğuk şeyin kamışıma değmesi uyandırıyor beni. İnsanın gün gelip farkına varmadan işeyebileceğini bilmezdim. Gözlerimi kapalı tutuyorum. Yanıbaşımdaki sesler bile duyulmuyor; gözümü açsam duyar mıydım acaba? Ama gözkapaklarım ağır, kurşun gibi ve dilim paslı ve kulaklarımda demir çekiçler gümdürdüyor ve soluğumda bir şey, bir şey, kararmış gümüş gibi bir şey; maden, her şey […]

Carlos De Sa Rego, F. Tonello – Yıldızlar Savaşı

23 Mart 1983 günü, Beyaz Saray’ın ova} bürosunda Ronald Reagan, Sovyet askeri tehdidi üzerine alışılmış söylevlerinden birini televizyon kameralan karşısında vermekteydi. Amerika Cumhurbaşkanı demecine son verirken beklenmedik bir konuya değinerek herkesi şaşırttı: Reagan, bilim adamlanın harekete geçmeye çağırıyordu. Başkan, Amerikalı bilginlerden, o güne kadar hiç kimsenin düşünmeye cesaret edemediği çok büyük bir girişimi başlatmalanm istiyordu: […]

Çağrı Mert Bakırcı – Evrim Kuramı ve Mekanizmaları (evrimin temelleri ve nasıl işlediği üzerine)

Evrimsel biyoloji Charles Darwin’e çok şey borçlu kuşkusuz. Ancak Türlerin Kökeni’nin yayımlanması ardından geçen 150 yılı aşkın süre boyunca gelinen noktada, yüzyılın bilimi sıfatını hak etmesi yanında evrimsel biyolojinin uzman olmayanlarca anlaşılmasının güçleşmesinin yarattığı sıkıntılar da cabası. Evrimin anlaşılmasını güçleştiren temel neden ise, evrimsel biyolojinin popülerleştirilemeyecek denli karmaşık ve dağınık bir kuramsal yapısının bulunuşu değildir. […]

Carlos Castaneda – Zamanın Çarkı

6ze| olarak segilmig ahntrlardan oluqan bu dizi, eski gaf Meksikasr qamanlannrn diinyasr hakkrndayazdr$rm ilk sekiz kitaptan derlenmigtir. Bu almtilann dolaysrz kaynafr, o[retmenim ve krlavuzum, Meksikah Yaqui Krzrlderilisi qaman don Juan Matus’tan bir antropolog olarak almrq oldu[um agtmlamalardrr. Kendisi, kokleri eski gallarda Meksika’da yagamrg olan gamanlara kadar uzanan bir silsilenin tiyesiydi. Don Juan Matus kendi dtinyasma, […]

Carlos Castaneda – Güç Öyküleri

Bilgiyle Randevu Birkaç aydır don Juan’ı görmemiştim. 1971 sonbaharıydı. Don Genaro’nun Orta Meksika’daki evinde olduğundan emindim ve onu ziyaret etmek için altı-yedi günlük bir otomobil yolculuğuna hazırlanmıştım. Ancak yolculuğumun ikinci gününde bir öğleden sonra, bir dürtü beni don Juan’m Sonora’daki evinde durmaya itti. Arabayı park edip kısa bir süre yürüdükten sonra eve ulaştım ve büyük […]

Carlo Rovelli – Ya Zaman Var Olmasaydı

ömrümün büyük bir bölümünü bilime adamış olmama rağmen, bilim bende geç bir tutku oldu. Gençken, özel olarak bilim değil, tüm dünya beni büyülüyordu. İtalya’da, Verona’da, huzurlu bir ailede doğdum ve büyüdüm. Babam, ender rastlanan bir zekâya sahip, ölçülü ve çekingen bir adamdı; mühendisti ve kendi iş yerini yönetiyordu. O bana dünyaya merakla bakma zevkini aşıladı. […]

Carlo M. Cipolla – Silahlar ve Avrupa Sömürgeciliği

Türkler 28 Mayıs 1453’te Konstantinople’ye girdiler. Bu olay karşısında tüm Avrupa şaşkınlık ve dehşete düştü ve dolayısıyla büyük bir yeise kapıldı. Bunun üzerine Kardinal Bessarion, Venedik Dükası Francesco Foscari’ye yazdığı bir yazıda şöyle diyordu: “Bir nebze olsun insanlıktan nasibini almış olanlar ve bilhassa Hristiyanlar için korkunç bir olay.” Gösterişli ve büyük bir imparatorluğun mirasım taşıyan, […]

Carlo M. Cipolla – Neşeli Öyküler

Bardi ailesinin bankası ya da şirketi 14. yüzyılın başlarında Avrupa’nın en güçlü ve en zengin ticari-mali şirketi değilse de, en güçlü ve zenginlerinden biriydi. 13. yüzyılın sonlarıyla 14. yüzyılın ilk yıllarında 100 ile 120 arasında memur çalıştırıyordu ve müşterileri arasında da prensler, kral ve kardinaller dahil zamanın en parlak ve zengin kişileri yer alıyordu. Bu […]

Carlo M. Cipolla – Fatihler, Korsanlar, Tüccarlar

Ispanyolların Yeni Dünya’daki sömürgecilik macerasının ilk dönemlerinde, fatihlerin ele geçirmiş oldukları altın, yalnızca hırsızlık ve yağma yoluyla sağlanmış ganimetten oluşuyordu. Her tür asalak etkinliğin “talihsizliği”, sonsuza dek sürememesinden kaynaklanıyordu. Er ya da geç, kurbanların birikmiş hazinelerinin dayanıklılığı ve yağmacıların etkinliği ölçüsünde, kurbanlar tüm varlıklarından arınıyor ve eşkıyalar için de artık yapacak bir şey kalmıyordu. Talihin […]

Carlo Goldoni – Yabanlar

Yabanlar Goldoni’nin en ünlü ve en başarılı güldürülerinden biridir, ilk kez 16 Şubat 1760 günü Venedik’te San Luca Tiyatrosu’nda oynanmıştır. Yazarın öbür güldürülerinde göze çarpan canlılık, doğallık ve yalınlık gibi nitelikler Venedik diliyle yazılmış olan bu yapıtında daha da belirgindir. Ortadan kalkmak üzere olan eski göreneklerin yerine yeni, daha özgür bir yaşam görüşünün yerleşmeye yüz […]

Carlo Collodi – Pinokyo

Nasıl oldu da marangoz Kiraz Usta, çocuk gibi ağlayıp gülen bir odun parçası buldu. Bir vakitler … -Bir kral varmış! diye atılacak hemen küçük okurlanm. Yoo, çocuklar, yanıldınız. Bir odun parçası vardı bir vakitler. Öyle güzel bir odun da değildi bu, basit bir odun parçasıydı. Şu, kışın ateş yakıp odaları ısıtmak için sobalara, ocaklara atılanlardan. […]

Carl-Johan Vallgren – Bir Garip Ask Oykusu

Sevgili Bayan Fågel, Her şeyden önce bende derin anılar bırakan ziyaretiniz için teşekkür ederim. Umarım bu ziyaretinizle sizi meşgul eden soruların bir kısmına yanıt bulmuşunuzdur. Diğer birçok uğraş alanı gibi isim araştırması da benim uϐkumun epeyce uzağında kalır. Ama sizin durumunuzda, anne tarafının soyadını koruduğunuz için, bir sonuca ulaşmak daha kolay. Sizin de tahmin ettiğiniz […]

Carla Kelly – Channel Fleet Serisi 1 – Kaptan

1803 YILINDA, Bayan Pym’in genç kızlar akademisinden çıkartılan Nana Massie; beş yıldır Kraliyet harp gemilerinin en önemli onarım doku olan Plymouth’da, anneannesinin ayakta tutmaya çabaladığı Mulberry Hanı’nda yaşıyordu. Fransa ile süre giden harp nedeniyle; Fransız sahillerinin kuşatma altında olması, Plymouth’daki iş hayatını durma noktasına getirmişti. Limana ve doka yakın olan büyük hanlar bile yarı yarıya […]

Carla Ciccoli – Sincaplar Savası

Hikaye, bundan çok çok uzun bir zaman önce başladı. O zamanlar İngiltere’ nin o yemyeşil ve eşsiz güzellikteki bahçelerinde yaşayan hayvan türleri arasındaki dengeyi hiçbir şey bozamayacakmış gibi görünürdü. Hangi türden olursa olsun, her bir hayvan, diğer türden hayvanlarla uyum içerisinde yaşar; beş çayları, kriket turnuvaları, piknikler ve danslarla tipik bir Ingiliz hayatı sürerdi. Nadiren […]