Harlan Coben – Baska Sansin Yok

İlk kurşun göğsüm e saplandığında, kızımı düşündüm . En azından böyle olduğu na inanm ak istiyorum . Şuurumu çok hızlı kaybettim . Olayla ilgili detaylı bilgi istiyorsanız , vurulduğumu hatırlamıyorum bile . Çok kan kaybettiğimi biliyorum . İkinci kurşun başım ı sıyırıp geçm iş, am a o sırada m uhtemelen kendim de değildim . Kalbim […]

Harlan Coben – Asla Vazgecme

Yanındaki adam “Dinleyin kızlar: Yaradılış ve evrim teorileri birbiriyle tamamen uyumludur.” diye bağırdığı sırada. Marianne acınacak haldeki hayatındaki her iyi şeyi mahvetme konusundaki muhteşem yeteneğine hayret ederek üçüncü Cuervo’sunu deviriyordu. Tükürüğünden bir damla Marİanne’m boynuna sıçramıştı. Suratını asıp adama bir bakış fırlattı. Gür ve fırça gibi bıyıklan vardı. Yetmişlerin porno ilimlerinden fırlamış gibiydi. Marİanne’m sağında […]

Harald Fritzsch – Yanılıyorsunuz Einstein! (Kuantum Fiziği)

Kuantum fiziği kuarkların, atom çekirdeklerinin, atom ve moleküllerin bilimidir ve bize lazeri, transistörü, tünel mikroskobunu, cep telefonunu ve mikroelektroniği kazandırmıştır. Tüm dünyadaki gayrisafi hasılanın üçten birinden büyük kısmı, kuantum fiziğinin getirilerine dayanır. Evrenbilimciler evrenin oluşumunu araştırmak, astrofizikçiler yıldızların dinamiğini tarif etmek için ondan faydalanır. Temel parçacık fiziğinin kaidesini teşkil eden kuantum fiziği, evreni bir arada […]

Harald Braem – Ateşin Efendisi- Şaman

Karanlıgın dogurdugu kötülügün pek çok yüzü ve ismi vardır … Acı sular taşıyan nehrin yakınındaki ürkütücü yerde üç karanlık yarauk buluştu: Ayaz, Kıskançlık ve çok başlı ifrit Şagram. Dogaları geregi dünyaya zarar vermek istiyor ve birbirlerine akıı danışıyorlardı. “Buradan çok uzaklarda, ren geyigi yetiştiren insanların obasında, kader tarafından birgün çok bilge bir şaman olması için […]

Hans-Lukas Kieser – Iskalanmış Barış

21. yüzyılın eşiğinde, Türkiye’nin Avrupa’yla olan ilişkileri artık yüz yıl öncesinden çok daha farklı bir hüviyete sahip. Avrupa devletleri o zamanlar birbirleriyle emperyalist rekabet içindeydiler ve Türk devletinin zihnine kalıcı bir parçalanma korkusu yerleştirmişlerdi. Dünya Savaşı’nın Jön Türk subayı, sonradan Atatürk adını alacak olan Mustafa Kemal, muzaffer ltilaf Devletleri’nin Birinci Dünya Savaşı sonrasında mağluplara kabul […]

Hans Magnus Enzensberger – Titanic’in Batışı

Kulagim kabartmig biri. Bekliyor. Solugunu tutuyor, 50k yakinda, burada. Benim, diyor, §u konugan. Bir daha asla, diyor, gimdiki gibi sessizlik olmayacak, gimdiki gibi kuru ve sicak. Kendini dinliyor uguldayan kafasinda. Orada kimse yok bagka, bu ben olmaliyim diyen diginda. Bekliyorum, solugumu tutuyorum, kulak kabartiyorum. Uzaktan kulaklara, bu yumugak etten antenlere ulagan gurultiiniin anlanai yok. Kan […]

Hans Hellmut Kirst – Çağımızın Casusu Sorge

urduna para karşılığında ihanet eden bir casustan hiç sözetmemek daha iyidir. Yabancı bir ülkede kendi hükümeti hesabına çalışan, gözüpek bir kimsedir; bir yurtseverdir. Böylelerinden binlerce kez sözedilmiştir. Fakat bir iç güç tarafından itelenen, kaygılı bir bilinçten emir alan, davası uğrunda ölmeye hazır bir ülkücü şaşılacak bir insan, her türlü ilgi ve meraka layık, olağandışı bir […]

Hans Georg Gadamer – Güzelin Güncelliği

Sanatın meşruiyeti sorusunda yalnızca güncel değil aynı zamanda eski bir konunun söz konusu olması, bence çok anlamlıdır. Bilim adamı olarak ilk yıllarımı bu soruya hasrettim ve bu anlamda ‘T laton und die D ichter” (Platon ve Şairler, 1934) adlı eserimi yayınladım1. Bu, Sokratçılar tarafından savunulan yeni bir felsefi görüş ve bilgiye yönelik istemdi. Bildiğimiz kadarıyla […]

Hans Christian Andersen – Secme Masallar

Kırlar çok güzelmiş; yaz mevsimiymiş! Buğdaylar sarı, yulaflar yeşilmiş; zümrüt yeşili çayırlarda öbek öbek tınazlar varmış; leylek uzun, kızıl bacakları üzerinde ortalıkta dolaşıyor, Eski Mısır dilinde konuşuyormuş, çünkü anasından öğrendiği dil oymuş. Tarlaların, çayırların çevresinde büyük ormanlar, o ormanların içinde derin göller varmış. Dedim ya, kırlarda her şey gerçekten çok güzelmiş. Güneşin altında, dört yanı […]

Hannah Kent – Ölü Gömme Törenleri

Yardımcı Rahip Thorvardur Jonsson a, Bu mektubun, Tanrı’nın emirlerini yerine getirdiğiniz VesturhOp’ta size muvaffakiyetle ulaşacağını ve sağ salim elinize geçeceğini umut ediyorum. Öncelikle, İzlanda’nın güneyindeki çalışmalarınızı başarıyla sonuçlandırmanızdan dolayı sizi gecikerek de olsa tebrik etmek isterim. Cemaatinizin üyeleri gayretli ve çalışkan genç bir adam olduğunuzu söylüyorlar. Ben de sizin, babanızın gözetimi altında vaizliğe başlamak üzere […]

Joseph Delaney – Wardstone Günlükleri #1 – Hayaletin Çırağı

Hayalet geldiğinde hava çoktan kararmaya başlamıştı. O kadar uzun ve yorucu bir gün olmuştu ki akşam yemeğine oturmak için sabırsızlanıyordum. “Onun yedinci çocuk olduğuna emin misin?” diye sordu. Tepemden bana bakarken başını kuşkuyla sallıyordu. Babam onaylayarak başını salladı. “Sen de yedinci oğlansın, değil mi?” Babam tekrar başım sallarken huzursuzca ayağını yere vurmaya başladı. Pantolonuma kahverengi […]

Joseph Delaney – Hayaletin Laneti

İlk çığlığı duyduğumda, arkamı dönüp ellerimle kulaklarımı kapayarak başım acıyana kadar bastırdım. O an, yardım etmek için hiçbir şey yapamazdım. Ama hâlâ duyabiliyordum, acı çeken bir rahibin sesiydi bu ve yavaş yavaş yitip gidene dek, uzun bir süre devam etti. Ben de karanlık ahırda titrerken çatıyı döven yağmur damlalarını dinleyerek cesaretimi toplamaya çalıştım. Kötü bir […]

Joseph Conrad – Karanlığın Yüreği

Gezi teknesi Nellie, yelkenlerinde en ufak bir kıpırtı görülmeksizin zincirine tutunmuş dinleniyordu. Sular çekilmiş, rüzgâr neredeyse dinmişti; nehirden aşağı gidecek olan Nellie’nin yapacağı tek şey gelgiti beklemekti. Thames’in ağzı, uçsuz bucaksız bir su yolunun başlangıç noktası gibi önümüzde uzanıyordu. İleride denizle gökyüzü kaynaşmıştı ve bu aydınlık alanda gelgitle sürüklenen mavnaların güneş yanığı yelkenleri gergince göğe […]

Joseph Conrad – Karanlığın Yüreği (Dost)

Gezi teknesi Nellie, yelkenlerinde tek bir titreme görülmeksizin demir atıp suyun üstünde kaydı, durdu. Akıntı kesilmiş, rüzgar neredeyse dinmişti, rotası ırmağın ağzına doğru olduğuna göre de yapacağı tek şey burada demirleyip gelgiti beklemekti. Thames’in denize açılan bölümü, sonsuz bir su yolunun başlangıcı gibi uzanıyordu önümüzde. İleride, denizle gök kaynaşmışlardı ve aydınlık havada denizin yükselişiyle ırmaktan […]