Banyodaki aynanın önünde çırılçıplak duran Jan Kaunas siyah kıllarla kaplı gövdesine losyon sürüyordu. Korelilerin temizliğe karşı manyakça bir tutkusu vardı: Sevgilisi en ufak bir “erkek ” kokusundan rahatsız olurdu. Kanada’da kaldığı günler boyunca haftanın birkaç saatini Kedok Va-Dae’nin yumuşak bedenine ayıran Jan Kaunas, bu zevten yoksun kalmak istemiyordu. Yoksulların New York’u olan Montreal karmaşık insan […]
Kategori: Genel
Gerard De Villiers – 18 Azrail Beyrutta
Harry Erivan, evcil hayvanlar satan dükkândaki kafeslere dikkatlice baktı. Biri beyaz öteki siyah iki kaniş ilgisini çekti. Harry ellerini yağmurluğunun cebine sokarak hayvanları yakından inceledi. Aradığını bulmuştu. Mağazanın sahibi, iriyarı Lübnanlı bir kadındı. Harry’ye yaklaştı ve Arapça: — Bir köpek mi istiyorsunuz?Onlar çok sevimli,dedi. Harry kadının yüzüne bakmadan: — Ne kadar? diye sordu. özellikle Fransızca […]
Gerard De Villiers – 17 Italyan Intikami
Soylu Serenissime Altesleri Prens Malko Linge balo salonunun mavi kadife perdelerinden birini açtı. Sabahtan beri Liezen Şatosu’nun avlusunu kaplayan göz kamaştırıcı beyazlığa baktı. Bütün gece kar yağmıştı. Daha sonra don yapmış ve her yer cam gibi olmuştu. Presbourg-Viyana yolu çok kaygan olmasına rağmen tüm davetliler gelmişti. Toplam davetli sayısı on iki çift kadardı. Malko’nun tecrübeli […]
Gerard De Villiers – 15 Hamburg’a Firar
Malko’nun içine saklandığı hendeğin sağ tarafındaki mısır sapları hafif bir fısıltı ile sallanmaya başladı. Malko arkasına bir göz attı. Birkaç metre geride diz çökmüş bekleyen Elko Krizantem, elini belindeki Astra’sına koydu. Arkasında üç arkadaşıyla birlikte küçücük bir keçi yavrusu mısır saplarının arasından ortaya çıkıverdi. Bir saniye havayı kokladılar, sonra hoplaya sıçraya yolun karşı tarafına geçtiler […]
Gerard De Villiers – 14 Kizil Grenada
Santiago Gimenez, Richmond Hill Hapishanesi’nin yeraltındaki sekiz gizli hücresi önünden sessizce geçiyordu. G2*’deki arkadaşları ona boyundan ve yapısından dolayı “King Kong” adını takmışlardı. Kısa saçları, hergünkü sinek kaydı tıraşı, kaba kuvvetinin somut örneğini sergiliyordu. Kısa kollu gömleği kaslarının üzerinde yırtılacakmış gibi duruyordu. İnce pantolonu, iri kalçalarının kalıbını çıkarıyor, lastik ayakkabıları sayesinde sessizce ilerleyebiliyordu. Her beş […]
Gerard De Villiers – 13 Haiti Celladi
Gerard De Villiers – 12 Sangay Expresi
iki öğrenci Xi-Don Kavşağı’nda durmuşlar, birbirlerine küfrediyorlardı. Marian Dutch onlara takılmamak için yolunu değiştirdi ve olanca gücüyle pedal çevirerek batıya akan bisikletli yığını arasında kayboldu. Motorlu taşıtlar, arabalar, kamyonlar devamlı korna çalarak kendilerine yol açıyorlardı. Arabaya pek alışkın olmayan Pekinliler, ezilme korkusuyla son anda taşıtların önünden kaçışıyorlardı. Marian Dutch, yol üzerindeki duvar gazetelerinin önünde birbirine […]
Gerard De Villiers – 11 Kennedy Dosyasi
Böyle bir havada aklı olan, dışarı adım atmazdı. Hele gerçek bir prens, asla! Central Intelligence Agency’nm özel ve lüks ajanlarından sayılan Soylu Altesleri Prens Malko Liagc, ya da kısma SAS, altındaki arabaya hakim olmaya çalışırken bunları düşürüyordu işle. Prensbourg-Viyana jinıı tanı anlamıyla bir buz pistine dönüşmüş, güçlü Jaguar Mark 10’un karlı ve buzlu zeminde kaymasını […]
Gerard De Villiers – 08 San Salvadorda Dehset
Las Amapolas Caddesi ile Venezuela Bulvarı’nın kesiştiği kırmızı ışıkta bekleyen kamyonetin yamndan iki baldırı çıplak geçti. Kamyonetin hemen yanında, ortalığı simsiyah dumana boğan döküntü otobüsün pencere kenarında oturan Teresa Santos umursamaz bir tavırla adamlara baktı. O da, El Salvador’u aylardır kana bulayan iç savaşı yaşayan bahtsızlardan biriydi. Yakalanmayacaklarından yüzde yüz emin olan solcu ya da […]
Gerard De Villiers – 07 Kara Cehennem
Julius Nieder adıyla tanınan adam, yanında katlı duran şantung ceketinin altına gizlediği tabancasını usulca kurdu. Stanleyville’deki bir garajda ucuna susturucu takılmış, 38 kalibrelik toplu bir Smith-Wesson’du bu. Tam bir saldırı silahı. Horozun arkaya kalkmasıyla çıkan madeni ses, Air Congo’ya ait DC 6’nın motorlarının uğultusunda kayboldu gitti. Uçak, tropikal kışın başlangıcında beliren korkunç bir kasırgadan kaçmak […]
Gerard De Villiers – 06 Baskana Santaj
Clifton Carter saatine bakıp sıkıntıyla içini çekti: Bu Allah’ın cezası kapı nöbetinin bitmesine yedi dakika kalmıştı. Washington’a inen otobüsü yine kaçıracak ve kendisini karşılamaya gelen Tina tepinip dururken o da bir sonraki otobüsü beklemek için yarım saat ağaç olacaktı. Ne rezil meslekti bu be! Askerlik hizmetini Langley’deki Central Intelligence Agency binalarında yapmasını teklif ettiklerinde, önündeki […]
Gerard De Villiers – 04 Sas Icin Samba
Istakoz sambasının kanı kızıştıran müziği birden kesildi, hazin bir ses duyuldu! : ; — «Kardeşlerim, dua edin. Ruhunuzu gömlek yıkar ‘gibi yütayıp günahlarınızdan arının.. Bugün ruhların, saf ruhların bayramadır. Gün yeniden doğana kadar günah işlemeyin…» Ses kesildi, yerini bir dinî şarkı söyleyen koro aldı..; Radyo-Guernavara’nın yeni başlayan dinî programını dinleyen bir zenci, kulağını portatif radyosuna […]
Gerard De Villiers – 03 Hedef Reagan
John Hence Hilton’un tenha holünü geçti ve otelin barı Paddock’un önünde durup saatine baktı: Saat, tam dokuzdu. Paddock’un Maltah piyanistinin bıkkın bir tarzda İngilizce başlayıp Fransızca sürdürdüğü “Les Feuilles Mortes” adlı parçayla coşturduğu bir grup gürültülü İtalyan işadamı, şarkıya kendi dillerinde koro halinde eşlik ediyorlardı. Paddock, akşamın sekizinden sonra Lefkoşe’ de içki içilebilecek ender yerlerden […]
Gerard De Villiers – 02 Kiyamet Gunu
Florida’da Tampa kontrol kulesinin nöbetçi memuru Stanley Lovell, otomatik makineden aldığı bir bardak Seven-up’ı yudumlayarak kestirmeye çalışıyordu. Saat üçtü ve güneş tüm sıcaklığıyla camlara vurmuştu. Delta Airlines’a ait bir DC 9 henüz yeni havalanmıştı ve alanda başka da uçak yoktu. Washington-Miami hava hattı üzerinde bulunan Tampa havaalanı öyle önemli bir durak değildi. Kontrol kulesinde çalışanların […]
Gerard De Villiers – 01 Olumle Randevu
Jack Links, körfezin öteki yakasından, San Francisco’nun yüksek bembeyaz binalarını saran kızıllığın gitgide koyulaşmasını hüzünle izliyordu. Güneş Pasifik’te batıyordu. Son ışınları da sırayla Golden Gate köprüsünden, Alcatraz’dan ve kentten çekildi. Koca köprünün madeni iskeleti masallardaki örümcek ağlarını hatırlatıyordu. Şimdi, hizmet dışı bırakılmış bir zamanların cezaevi adası Alcatraz’ın uğursuz binaları daha sevimli görünüyor, ilk ışıklar San […]