Ozan Martialis’in bize anlattığına göre, Roma’da sabahın erken saatleri oldukça gürültülüydü ve bu da şaşırtıcı bir durum değildi. Martialis sabahın bir kısmını, hamisinin bir gece önceki konukseverliğinden kaynaklanan ve bitkin görünmesine yol açan yorgunluğunu atlatmaya çalışarak geçirmiş olmalıydı. Eskiden Akdeniz ülkelerinde yaşam şimdiki gibi kültür kadar iklim tarafından da biçimleniyordu ve bu ikisi kesinlikle iç […]
Kategori: Genel
Hikmet Kıvılcımlı – Uyarmak, Uyandırmak
Önce Program mı gelir, Tüzük mü? Bizim bildiğimiz, bir Parti’nin önce Programı açıkça konur. Sonra o Programın prensiplerine göre Parti’nin Tüzüğü yaratılır. Gerçi “Kanun”: yalnız bir Tüzük bulunmasını şart koşar. Tüzüğünü verdin mi, Partisini kurmuş olursun. Ama Kanun, politika kiremitliğinin kuralıdır. Kiremitliğin altında bütün katlarıyle Toplum Üstyapısı yükselir. O Üstyapının altında, dayandığı Ekonomi tabanı oturur. […]
Hikmet Kıvılcımlı – Uretim Nedir
En çok anlaşılmayan iki terim var: “BASİT YENİDEN ÜRETİM”, “GENİŞ YENİDEN ÜRETİM.” Bu sözler, daha konuşulurken anlaşılıverecek gibi görünüyorlar. Ne var ki, Türkiye Solu bu çeşit deyişlere henüz eleştirici bir önem veremiyor. Ekonomi-Politik sektörü sosyalistlerimizin çoğu için ikinci kertede kalıyor. Ya küçük ve günlük pazar, borsa olaylarının kargaşalığı içinde kalınıyor. Yahut, “YÜKSEK SOSYALİZM” sloganlarının parlaklığına […]
Hikmet Kıvılcımlı – Turkcenin Ureme Yolari
Aydın genç kuşağımız bir çıkmazın uçurumuna düşürülmüştür. Her Türk’ün açıkça anlayacağı sözcükler kullanıldığında, gençlerin, ağızlarının tadı kaçırılmışça ekşidiğini görüyorsunuz. Öteyandan, uyduruk yazı diline başvursanız, her saat başı hangi gelişigüzel uyduru ile karşılaşacağınızı bilmediğiniz için, anlaşma güçleşiyor. Almanya’da YAPRAK Dergisini çıkaran gençlerden biri, bir dostumuza yazdığı mektupta durumdan şöyle yakınıyor “Acı olan durum şu ki, dili […]
Hıfzı Topuz – Gazi ve Fikriye
Mahallesi, o yıllarda seçkin insanların yaşadığı, Ahırkapı Feneri’nden Sultanahmet Camisi’ne kadar uzanan, îs-hak Paşa Camisi’ni de içine alan ahşap konaklardan oluşan temiz ve düzenli bir mahalleydi. Fikriye’nin ailesi o konağa, daha Fikriye dünyaya gelmeden önce, 1894’te Selanik’ten taşınmıştı. Ama onlar aslında Selânikli değildi. Aile oraya, Teselya’nın Yenişehir (Larissa) kasabasından gelip yerleşmişti. Yenişehir’de babadan kalma büyük […]
Hester Browne – Küçük Hanım Efendi Ajansı 2 – New York
Hester Browne – Küçük Hanım Efendi Ajansı 1 – Erkeği Atma Eğit
Hermann Hesse – Narziss ve Goldmund
Mariabronn manastırının girişindeki zarif çift sütunların sırtında taşıdığı yarım daire biçimindeki kemerin önünde, yolun hemen üstünde bir kestane ağacı vardı; kardeşlerinden ayrı düşmüş, güneyin bir çocuğu; çok zaman önce Roma’ya yaptığı hac ziyaretinden dönen bir hacı tarafından alınıp getirilmiş buraya, koca gövdesiyle soylu bir ağaç. Yuvarlak üst kısmıyla yolun üzerine sevecen sarkıyor, rüzgâr esmeye görsün, […]
Hermann Hesse – Gertrud
Dışarıdan bakıp yaşamıma şöyle bir göz gezdirdiğimde, pek de mutlu bir yaşam olduğunu söyleyemeyeceğim bunun. Ne var ki, içerdiği tüm hata ve yanlışlara karşın mutsuz bir yaşam olarak da niteleyemeyeceğim doğrusu. Zaten işi mutluluk ya da mutsuzluk açısından ele almak düpedüz budalalıktır; çünkü bana öyle geliyor ki, yaşamımın en mutsuz günlerini en neşeli günlerine değişmezdim. […]
Hermann Hesse – Gençlik Güzel Şey
Hermann Hesse – Boncuk Oyunu
… non entia enim licet quodammodo levibusque hominibus facilius atque incuriosius verbis reddere quam entia, verumtamen pio diligentique rerum scriptori plane aliter res se habet: nihil tantum repugnat ne verbis illustretur, at nihil adeo necesse est ante hominum oculos proponere ut certas quasdam res, quas esse neque demonstrari neque probari potest, quae contra eo ipso, […]
Hermann Broch – Bilinmeyen Deger
Beyaza boyanmış sıralan ve duvarları kaplayan beyaz fayanslarıyla fizik salonu tertemiz bir izlenim uyandırıyordu. Laboratuvar görevlisi Anton Krispin, amfinin tam dibinde uzunlamasına duran kürsünün üstündeki tuhaf biçimli cam kaplan toparlamakla meşguldü. Tıraşı özensiz, ufak tefek bir adamdı Anton Krispin, -lekeli ve ütüsüz siyah laboratuvar önlüğü omuzlarından aşağıya sarkıyor, kareli yeleğinin üstünde gümüş bir saat zinciri […]
Herman Melville – Pierre ya da Belirsizlikler
Herman Melville (1819-1891), New York’ta yaşayan orta sınıftan varlıklı bir ailenin çocuğuydu. On bir yaşına geldiğinde, ticaretle uğraşan babası iflas etti ve bir iki yıl sonra da öldü. Melville bir süre okulundan ayrı kaldı, para kazanmak için birtakım işlere girdi çıktı; babasının ölümünden sonra ailenin geçimini üstlenen ağabeyinin yanında çalıştı. Bu arada gittiği okulda, ilkokul […]
Herman Melville – Billy Budd
Türk okuru Melville’i, Moby Dick adlı büyük yapıtın Türkçeye çevirisinden tanıyor. Moby Dick’i okumamış, filmini sinemada, televizyonda izlememiş olanlar da şu ya da bu şekilde Moby Dick adını duymuştur. Moby Dick, her yanı saran doğa ananın en ilkel güçleriyle insanın, daha doğrusu inatçı, hırslı, buyruk altına almayı seven batı insanının uzun öyküsüdür. Melville diğer yapıtlarında […]
Herkül Milas – Göç, Rumların Anadolu’dan Mecburi Ayrılışı
Anadolu’da yaşanan bunca acıyı dile getiren bu sözlü tarih belgelerini okuyunca birbirine zıt iki istek doğdu içimde. Birinci eğilim bu olayların okutulmaması, anımsatılmaması, yeniden yaşatılmaması yönündeydi. Okuyucular insanların birbirlerine böylesine gaddarca davranabileceklerini nasıl karşılayacaklar, komşularına ve hatta kendilerine karşı güvenleri sarsılmayacak mı diye ciddi olarak kaygılandım. Bu tür duyguların, uzak bir geçmişte de olsa, yaşanmış […]