Kategori: Genel

Matt Ridley – Akılcı İyimser Refahın Evrimi

Bu satırları yazarken, masamda kabaca aym boyut ile şekle sahip, insan yapımı iki nesne duruyor: Bir tanesi, kablosuz bir bilgisayar faresi; öteki, Orta Taş Devri’nden kalma, yarım milyon yaşında bir el baltası.1 İkisi de insan eline oturacak şekilde tasarlanmış; insanoğlu tarafından kullanılmanın kısıtlamalarına uygunlar. Fakat aralarındaki fark muazzam. Biri, girift iç tasarımıyla birlikte birçok akşamın […]

Mary Wollstonecraft – Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi

Saygıdeğer bayım, Yakın zamanlarda yayımlanan bir broşürünüzü büyük bir zevkle okudum. Bu kitabı size adıyorum; amacım, bu konuyu yeniden düşünmeniz, kadınların haklan ve ulusal eğitim üzerine söylediklerimi olgunlukla değerlendirmenizdir, Size insanlığın güçlü sesiyle sesleniyorum, çünkü saygıdeğer bayım, savlarım çıkar gözetmeyen bir zihnin ürünüdür – kendi cinsimin haklarını savunuyorum – kendi çıkarlarımın peşinde koşuyor değilim. Bağımsızlığı […]

Mathias Enard – Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara

Gece güne bağlanmıyor. Gece günde yanıp tutuşuyor. Geceyi şafakta bir odun ateşine taşıyorlar. Geceyle birlikte gecenin insanları içkicileri, şairleri, âşıkları da. Bizler sürülmüş, ölmeye mahkûm edilmiş bir halkız. Seni tanımıyorum. Senin Türk arkadaşını tanıyorum; o da bizden biri. Onu yutan karanlık ve gördüğü hayaller yüzünden dünyadan yavaş yavaş siliniyor; bizler kardeşiz. Onu bizim buraya, yıldız […]

Mary Wibberley – Endise

Ve işte oradaydı. Sık fıstık çamlarının arasında kaybolmadan önce, Sacha, La Valaise’in çatısını yalnızca bir an görebildi. Ama yeterliydi bu. Sonunda başarmıştı. Küçük Citroen’in direksiyonunu daha sıkı kavrarken gülümsedi. Arabayı kiraladığı Nice havaalanından bu yana yolun en tehlikeli ve güç bölümüydü burası. Ama kırmızı kiremitli çatının görünmesiyle o yorucu uçak ve araba yolculuklarının izleri silinip […]

Mary Study Slater – Altın Bağ

Mustafa Kemal Atatürk’ü, onun yapıp ettiklerini en iyi anlatan kavramlardan biri “altm bağ” olsa gerek. Gerçekten de Atatürk’ün, yüzyılın başında emperyalizme karşı “kurtuluş savaşı”, geri kalmışlığa karşı “uygarlık savaşı” verip bu birbirinden zor her iki savaşı da kazanmasının sırrı, kurduğu “altınbağlar”da gizlidir. Atatürk, çocukluk ve ilk gençlik yıllarında arkadaşlarıyla; askeri öğrencilik yıllarında çağdaş batı düşüncesiyle; […]

Mary Lyons – Dugun Provasi

Akşam güneşi, açık pencereden içeri süzülerek, bir koltukta oturmuş kitap okuyan uzun boylu, ince yapılı genç kızın başını aydınlatıyordu. Öne doğru, ipek bir perde gibi inen gür sarı saçlar, genç kızın yüzünü güneşin son ışıklarından gizliyordu. Darcy, içini çekerek kitabını bıraktı ve arkasına yaslanarak kalın camlı gözlüğünü çıkarttı. Pencereden dışarı dalgın bir tavırla bakarken, farkında […]

Mary Doria Russell – Tanrının Çocukları

TER VE MİDE BULANTISINDAN kıvranan Peder Emilio San­ � doz, başını ellerinden geriye kalanlara dayamış, yatağının ucunda oturuyordu. Pek çok şey beklediğinden daha zor olmuştu. Mesela, aklını yitirmek ya da ölmek. Nasıl hala hayatta olabilirim? diye düşündü. Felsefi bir meraktan çok, tek istediği ölümken onu hayatta tutmak için güçbirliği yapan fiziksel dayanıklılık ve düpedüz talihsizliğe […]

Mary Doria Russell – Serce

Aslında bugünden geçmişe bakıldığında, olup bitenleri daha o zamandan öngörmek mümkünmüş diye düşünüyor insan. İsa Cemiyeti’nin tarihi tümüyle beceriye ve etkili faaliyete, keşfe ve araştırmaya dayanıyordu. Avrupalıların Keşif Çağı diye adlandırmaktan hoşlandıkları o dönemde, Cizvit rahipler, bilinmeyen halklarla ilk temas kuranlardan en fazla bir ya da iki yıl sonra orada oluyorlardı, hatta çoğu zaman keşiflerin […]

Martina Cole – Patronun Oyunu

“Demek kulübe gidiyorsun?” Terry ‘run sesi tedirgindi ve Maura gözlerini sıkıntıyla kapattı. Tartışmaktan hiç hoşlanmıyordu ve kısa bir süre sonra da spor konusunda tartışacaklarını çok iyi biliyordu. Birkaç günden beri ikisi de bilinçaltında tartışmaya kendilerini hazırlıyorlardı. Đçini çekti ve yanıt vermeden önce sessizce ona kadar saydı. “Gitmek zorundayım, Terry. Roy bu konuyu tek başına çözümleyemez.” […]

Martin Walser – Güzelin Bedeli

27 Mart. Bir yolculuktan sonra yeniden eve gelmekle, henüz geri dönülmüş olunmaz. Kapıdan içeri girildiğinde henüz yalnız kalınmış değildir. İnsan, yeniden yalnız kalabilmek ve kendi başına bir şeye başlayabilmek için, evinden uzakta kaç gün geçirdiyse, bir o kadar güri de odasında oturmalıdır. Yolculukta olup bitenler, birer hayale dönüşür. İnsanı en inatla izleyenler, orada kendisinin sarfettiği […]

Martin Van Bruinessen – Ağa, Şeyh, Devlet

Bu kitap, 1978 yılında tamamladığım doktora tezimin gözden geçirilmiş halidir. Bazı bölümleri yeniden yazdım, bazı detayları çıkardım ve tezi tamamladığım dönemden bu zamana gerçekleşen gelişmeler üzerine yorumlar ekledim; temel tezlerimde ciddi değişiklikler yapmadım. 1978’den beri, burada tartışılan meselelerle ilgili pek çok eser yayımlandı. Gerekli bulduğum yerlerde dipnotlar ekleyerek bu yayınlara gönderme yaptım. Bu yayınların ve […]

Martin Suter – Can Dostu

Eli yüzünü hissediyordu, ama yüzü elini hissetmiyordu. Fabio Rossi elini yeniden yorganın üstüne bıraktı ve az önce bulunduğu yere yeniden dönmeye çalıştı. Duyguların, seslerin, düşüncelerin ve kokuların bulunmadığı yere. Her şeyden önce bu kokuydu, onu gözlerini açmaktan alıkoyan. Ortalık hastane kokuyordu. Yeterince erkenden öğrenecekti, neden burada olduğunu. Karanlığı delen ikinci şey bir sesti. “Bay Rooossi,” […]

Martin Heidegger – Varlık ve Zaman

1922-1926 yılları arasında Weimar Almanyasıııın çok zor günlerinde yazılan Sein und ait hiç kuşkusuz herkesin kendini ölçü alarak okuyacağı ve kendine göre anlamlandıracağı göreci-sofist bir düşünce yapıtı olma savında değildir. Kişinin kavramlara yüklediği öznel tasanmlara bağlı olarak her okumanın belli bir ölçüde göreci olmasının kaçınılmaz olmasına karşın, Heidegger’in istediğinin bu olduğu söylenemez: Heidegger “gerçeklik”ten, “bilim”den, […]

Martin Heidegger – Tekniğe İlişkin Soruşturma

Yeni veya en azından farklı bir düşünce iklimi içerisinden konuşan filozoflar, yeni veya farklı olanı ifade etmek üzere alışılmadık sözcükler kullanın a gereksinimi duyarlar. Ve bu husus onların yanlış anlaşılmalarını da beraberinde getirir. Geçmişte örneğin bir Kant felsefesinin veya bir Hegel felsefesinin başına gelen bu hal, yüzyılımızda Heidegger felsefesinin de başına gelmiştir. Heidegger uzun süre […]

Martin Heidegger – Nietzsche’nin Tanrı Öldü Sözü ve Dünya Resimleri Çağı

Aşağıdaki inceleme, günün birinde Hiççiliğin özü üzerine soru sormanın olanaklı olabileceği yere giden yolu göstermeyi deniyor. Bu inceleme bir düşünmeden çıkıyor, bu düşünme Nietzsche’nin Batı metafiziği tarihindeki çıkış noktasına, ilk kez açıklık getirmekle işe başlar. Bu yol gösterme Batı metafiziğinin belki de son evresi olan bir evresine açıklık kazandıracaktır. Bu evrede, metafizik, Nietzsche aracılığıyla, bir […]

Martin Heidegger – 1933’te Neler Oldu

Yirminci yüzyıl felsefesini derinden etkilemlıj olan Alman dü§ünürü Martin Heidegger (1889-1976), felsefece görü�lerinin siyasal açılımları bakımından bugün de ciddi eleştirllerin hedefi durumundadır. Filozofun, Almanya’da N azilerin iktidara gelmesinden hemen sonra, 1933’te Freiburg Üniversitesi rektörlüğünü -kısa bir süre için de olsa- üstlenıni§ olması, bu eleştirileri “i�birlikçilik” suçlamalanna kadar vardınnıştır. Bu kitabı olu§turan uzun söyleşi, Heidegger’in ölümünden […]