Kategori: Polisiye

Jack Higgins – Atmaca

Harry Carter’ı taşıyan jip Cezayir dışında Dar El Quad adındaki büyük villanın kemerli, oymalı kapısının önünde durduğu zaman güneş batmak üzereydi. «Bekle beni,» dedi Carter şoföre ve nöbetçilerin arasından geçip merdivenleri tırmandı. Loş, serin holde genç bir yüzbaşı yazlık üniformasıyla masanın başında oturmuş çalışıyordu. Önündeki levhada Yüzbaşı George Cusak yazılıydı. Başını kaldırıp Carter’a baktı ve […]

Bret Easton Ellis – Amerikan Sapığı

“Yeraltından Notlar” İnsanların yaptığı büyük hatalardan biri, görgü kurallarının sadece mutlu fikirlerin ifadesi olduğunu sanmaktır. Adab-ı muaşerete uygun biçimde dile getirilebilecek gayet geniş bir davranış yelpazesi vardır. Uygarlık dediğimiz de bundan başka bir şey değildir -bu davranışları düşmanca değil, görgü kurallarına uygun bir biçimde yerine getirmektir. Hata yaptığımız yerlerden biri, herkesin “neden aklımızdan geçenleri söyleyivermeyelim?” […]

Irvin D. Yalom – Aşkın Celladı

Yaşamın bu gerçekleri arasında en açık olanı, sezgisel biçimde en kolay anlaşılanı ölümdür. Erken bir yaşta, çoğu kez sanıldığından çok daha erken çağlarda, ölümün geleceğini ve ondan kurtuluş olmadığını öğreniriz. Yine de, Spinoza’nın deyişiyle, –Her şey kendi varlığı içinde sürekliliğini korumaya çabalar.– İnsanın özünde, varolmayı sürdürme dileği ile kaçınılmaz ölüm bilinci arasında kesintisiz sürüp giden […]

Ira Levin – Cinayet Üçüzdü

ADAMIN planları öylesine güzel, öylesine şaheser biçimde yürüyorken şimdi kız bunların hepsini darmadağın edecekti, içinden yükselen nefret bütün vücudunu kaplıyor, yüzünü, çenelerini kıstıran bir kıskaç gibi sıkıyor. Neyse pek zararı yoktu bunun; ışıklar sönüktü. Kız da yanağını erkeğin çıplak göğsüne dayamış, soluğu alev alev yanaraktan karanlıkta zayıf bir sesle hıçkırıyordu. Adam onu itmek istedi yanından. […]

Ingvar Ambjörnsen – Barkvik Cinayetleri

Gözlerimi yumdum, eski kolt tabancanın namlusunu ağzıma soktum. Makine yağı ve metal kokuyordu. Hoşçakalın pislik çuvalları, diye düşündüm ve tetiği çektim. Karanlıkta zayıf bir tıkırtı. Yaşamda tek başınaydım ve kim bilir ne zaman aptalın teki bu tabancanın namlusuna erimiş kurşun dökmüştü. Ve sonra da Ernst Amca’ya o yılın en iyi Norveççe polisiye romanını yazdığı için […]

Trevanian – Şibumi

Şaşırtıcı bir kitap, şaşırtıcı bir yazar, şaşırtıcı bir kahraman, inanılmaz ölçüde karışık ve özgün bir roman kahramanı Nicholai Hel. Yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay’da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş: bir Japon bilgesinden de «Go» oyunu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da […]

Trevanian – İnfazcı

O gecenin erken saatlerinde St. Laurent. Bulvarı’na yağmur yağmıştı ve biçimsiz kaldırımlarda hâlâ küçük gölcükler vardı. Yağmur dinmişti, fakat CII ajanı Wormwood’un ince açık kahverengi yağmurluğunu giymesine neden olacak kadar serindi. Wormwood montları tercih ediyordu, fakat ajan arkadaşlarının alay edeceklerini düşünerek giyme cesareti gösteremiyordu. Wormwood yağmurluğunun yakasını kaldırarak ve ellerini ceplerine sokarak soğuktan kendini korudu. […]

Tom Clancy – Kızıl Ekim

Polyamyy’deki Kuzey Filosuna bağlı denizaltı üssünde, Sovyet Deniz Kuvvetlerinden Kıdemli Albay Marko Ramius, Arktik denizinin buz gibi havasına göre giyinmişti. Üzerinde beş kat yün ve deri vardı. Pis görünüşlü bir liman römorkörü, komuta ettiği denizaltının pruvasını kanalın aşağısına, kuzeye doğru itiyordu. Kızıl Ekim adlı denizaltıyı iki ay boyunca taşımış olan havuz, şimdi suyla dolu betondan […]

Beth Revis – Evrenin Ötesi #3 – Dünyanın Gölgesi

Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarparken, “Dur,” dedim. Çırak’ın parmağı fırlatma tuşunun üzerinde kaldı. Endişe dolu gözleriyle bana doğru baktı. Gözlerinin kenarlan kırışmıştı ve bu da yaşından büyük ve hüzünlü görünmesine neden oluyordu. Önümüzdeki petek desenli camın ardmda gezegen mavi, yeşil ve beyaz parıldıyor ve göz kamaştırıyordu. İstediğim her şey o gezegendeydi fakat buna rağmen, resmen […]

Beth Revis – Evrenin Ötesi #2 – Bir Milyon Güneş

Godspeed’in Gemici Katı’nda bulunan Motor Odası’nın ağır metal kapısına doğru bakarak, “Bu iş kolay olmayacak, ” diye mırıldandım. Kapıdaki donuk yansımaya baktığımda, gözlerimin önüne Bilge’nin koyu renk gözleri geldi. Ölümünden hemen önceki haliyle… Yansımada aynı zamanda Bilge’nin ölümünün hazzıyla Orion’un dudaklarında beliren gülümsemeyi görüyordum. Klon özelliklerimden ve benden önceki tüm Bilgelerin bende vuku bulan yankılarından […]

Beth Revis – Evrenin Ötesi #1 – Evrenin Ötesi

Babam, “Önce annenin gitmesine izin ver,” dedi. Annem ise benim önden gitmemi istiyordu. Sanırım annem onlar dondurulduktan sonra, çekip gitmemden ve kendimi o soğuk, şeffaf kutuya emanet etmektense normal yaşama dönmeyi tercih etmemden korkuyordu. Ama babam ısrar etti. “Amy’nin bu işlemin nasıl olduğunu görmesi gerekiyor. Önce sen git ve onun izlemesine izin ver. Ardından o […]

Bernard Cornwell – Azincourt

1413 yılının bir kış günü, Noel’e günler kala, Nicholas Hook cinayet işlemeye karar verdi. Soğuk bir gündü. Gece ağır don olmuş, öğle güneşi çimlerin üzerindeki beyazlığı hâlâ eritememişti. Hiç rüzgar esmiyordu; Hook tepedeki ormandan değirmen çayırına inen çökük patikada Tom Perrill’i gördüğünde, sanki bütün dünya cansız, donuk ve kıpırtısızdı. On dokuz yaşındaki Nick Hook bir […]

Thomas Harris – Kara Pazar

Günlerden pazar. Seksen bin kişi New Orleans‘ta oynanacak Süper Kupa maçını izlemek için bir araya gelmiş. Yılın organizasyonu başlamak üzere. Nefesler tutulmuş. Kalabalığın içinde, Michael Lander adında genç bir adam da var Onun amacı maçı seyretmek değil; oyunun ta kendisi olmak ve kuralları koymak. Onun için maç. Birleşik Devletler Başkanı’na yapılacak suikastla başlayacak, tarihteki en […]

Thomas Harris – Hannibal Lecter #4 – Hannibal Doğuyor

HANNIBAL LECTER’IN anılar sarayına açılan kapı, zihninin ortasındaki karanlığın içindeydi ve sadece dokunarak bulunabilen bir mandalı vardı. Bu kocaman, tuhaf kapı, erken barok dönemine ait, bol ışıklı muazzam mekanlara, koridorlara ve Topkapı Sarayı’ndakilerle yarışır sayıda odaya açılıyordu. Eler yerde ustaca yerleştirilip aydınlatılmış resimler vardı ve bunların her biri de, geometrik bir şekilde başka anıları çağrıştıran […]

Thomas Harris – Hannibal Lecter #3 – Hannibal

Böyle bir günün doğmaya cüret edemeyeceğini düşünebilirsin… CLARICE STARLING’in Mustang’i Massachusets Meydanı’ndaki -daha ucuza geldiği için Sun Myong Moon’dan kiralanmış bir binada ikamet eden- Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Şubesi’nin rampasında kükredi. Önde kaportası yamru yumru bir minibüs, ardında ağzına kadar adamla dolu iki siyah özel tim minibüsüyle vurucu tim üç araca tıkışmış, mağaramsı garajda […]

Thomas Harris – Hannibal Lecter #2 – Kuzuların Sessizliği

Atış eğitimi yapmaktan dönen Clarice Starling hızlı bir yürüyüşten sonra soluk soluğa vardı toprağa yarı yarıya gömülmüş zemin katına. Ouantico’daki Akademi binasının bu katında FBl’ın dizi cinayetlerle uğraşan bölümü olan Davranış. Bilimlerinin büroları yer alıyordu. Uygulama alanında bir tutuklama eğitimi yaparken ateş altında kendini yere attığından dağınık saçlarında otlar, rüzgar ceketinde de ot ve toprak […]