Etiket: Nikolay Vasilyeviç Gogol

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Üç Öykü – Petersburg Öyküleri – Burun, Fayton ve Palto

Çevirenler : Erol Güney, Orhan Veli Kanık, Oğuz Peltek ÖNSÖZ Burada çevirisini verdiğimiz Burun, Fayton ve Palto, Gogol’un “Petersburg Öyküleri”nin en güzel eridir ve Gogol’un dehasının bütün özel iklerini en iyi gösteren örneklerdir. Gogol, Burun’u 1833’te yazmaya başladı. 1835’te ilk biçimini vererek bitirdikten sonra “Moskovski Nablüdatel” dergisine gönderdiyse de derginin yönetmeni, öyküyü bayağı bulduğu için […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Taras Bulba

– Ee, dön de göreyim boyunu posunu, oğul! Aman, böyle de giyinme mi olurmuş? Bunlar mı papaz cüppesi dedikleri? Sizin okulda hep böyle mi giyinirler? Kiyev papaz okulunda okuyan iki oğlunu eve gelişlerinde karşılayan yaşlı Kazak Bulba’nın ilk sözleri bunlar oldu. Delikanlılar atlarından ineli çok olmamıştı. Okulu yeni bitiren papaz yamağı utangaçlığıyla kızarıp bozarıyorlar, babalarının […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Taras Bulba 2 (Cumhuriyet)

Zaporojyelilerin ordusunda bir gürültüdür, bir kargaşadır gidiyordu. Düşman destek kuvvetlerinin kente girdiğini önce kimse anlayamadı. Sonradan öğrenildi ki, kentin yan kapısını tutan Pereyaslav bölüğünün Kazakları bir gün önce içip içip sızmışlar; düşman baskın yapınca yarısı kılıçtan geçirilmiş, yarısı da neye uğradıklarını bilemeden tutsak edilmişler. Komşu bölükler patırtıdan uyanıp silahlarına sarılıncaya değin Lehliler kapıdan içeri girmeyi […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Taras Bulba 1 (Cumhuriyet)

─ Ee, dön de göreyim boyunu posunu, oğul! Aman, böyle de giyinme mi olurmuş? Bunlar mı papaz cüppesi dedikleri? Sizin okulda hep böyle mi giyinirler? Kiyev papaz okulunda okuyan iki oğlunu eve gelişlerinde karşılayan yaşlı Kazak Bulba’nın ilk sözleri bunlar oldu. Delikanlılar atlarından ineli çok olmamıştı. Okulu yeni bitiren papaz yamağı utangaçlığıyla kızarıp bozarıyorlar, babalarının […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Palto (Bordo-Siyah)

“Tanrı’nın emriyle şu tuhaf kahramanlarımla sürüp giden koca hayatı, herkesin görebileceği alay ve kimsenin göremeyeceği gözyaşlarıyla daha ne kadar seyredeceğim?” Ölü Canlar, 1842 Rus edebiyatının büyüleyici bir gelişim gösterdiği 19. yy’ın ilk yarısına tanıklık eden ve tanıklığının sonuçlarını zengin dili ve insanı derinden etkileyen hiciv yeteneğiyle gözler önüne seren Nikolay Gogol, aslında bu ‘büyülü dönemin’ […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Ölü Canlar

Kim olursan ol, ey okur, ister yüksek tabakadan önemli biri, ister basit halk arasından, sıradan biri ol; Tanrı sana eğer okuyup yazabilme gibi bir üstünlük bağışlamış ve benim kitabım da eline geçmişse, bana yardım etmeni rica ediyorum senden. İlk baskısını okuduğunu sandığım bu kitapta bizim toplumumuzdan birini anlatıyorum. Arabasıyla Rusya topraklarını dolaşıyor kahramanım ve soylulardan […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Evlenme Kumarbazlar

Kişiler AGAFYA TİHONOVNA Evlilik çağında bir tüccar kızı ARİNA PANTELEYMONOVNA Kızın halası FEKLA İVANOVNA Çöpçatan PADKOLYOSİN Yedinci dereceden memur KOÇKAREV Padkolyosin’in arkadaşı OMLET Müdür ANUÇKİN Emekli bir piyade subayı JEVAKİN Denizci DUNYAŞKA Evin hizmetçisi STARİKOV Tüccar STEPAN Padkolyosin’in uşağı I. Perde 1. Sahne (Bir bekâr odası.) PADKOLYOSİN (Yalnızdır; kanepeye uzanmış çubuğunu içmektedir.) Hah işte, boş […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları

Amma da tuhaf ad koydum kitabıma: Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları… Ne toplantılarıymış bunlar böyle? Üstelik arıcının teki attı bu ismi ortaya. Tanrı’ya şükürler, neyse ki kalem için kaz yolmadılar henüz, [1] kâğıt için de pek öyle bir öteberi tüketmediler! Günümüzde (soyluydu, sıradandı) her çeşidinden, az insan mürekkep yalamış durumda. Bizim arıcı da onlara […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Bir Delinin Anı Defteri

Neva Bulvarı’ndan güzel bir yer yoktur. Bu hiç değilse Petersburg için böyledir. Petersburg için her şeydir Neva Bulvarı. Nasıl da pırıl pırıl parlar, başkentimizin bu alımlı, fettan dilberi. Şundan kesinlikle eminim ki, memur olsun, sivil olsun Petersburg’un hiçbir sakini bu caddeyi dünyaya değişmez. Kaytan bıyıklı, sinekkaydı tıraşlı, birinci sınıf terzi elinden çıkmış takım elbiseli yirmi […]

Nikolay Vasilyevic Gogol – Mufettis

BOBÇİNSKİ İnanılmaz bir şey! DOBÇİNSKİ Hiç beklenmedik bir şey! HEPSİ BİRLİKTE Ne? Ne oldu? DOBÇİNSKİ Olmayacak iş: Tam hana giriyorduk… BOBÇİNSKİ (Sözünü keser.) Tam Pyotr İvanoviç ile hana giriyorduk… DOBÇİNSKİ (Sözünü keser.) İzin verin de anlatayım Pyotr İvanoviç. BOBÇİNSKİ Yok, siz izin verin de ben anlatayım… izin verin, izin verin lütfen… Zaten sizin dağarcığınız buna […]

Nikolay Vasilyevic Gogol – Ivan Ivanic Ile Ivan Nikiforovic

Nikolay Vasilyeviç Gogol, ulusal Rus yazını içinde değerli yapıtlarıyla tanınmış, büyük bir yazar olmakla birlikte, aynı zamanda, daha sonraki Rus yazarları üzerinde yaptığı etkilerle ve Rus yazınına soktuğu yeni konularla da ün bulmuştur. Ukrayna’da doğmuş ve her konuda ilk eğitimini burada almıştır. Daha çok küçük yaştayken Ukrayna’nın özelliklerini, ulusal ruhunu tanımış ve bütün yaşamı boyunca […]

Nikolay Vasilyevic Gogol – Hatıra Defteri

Ukraynalı aydınlar sınıfından küçük bir aileye mensup Rus yazarlarındandır. Babası, ondaki tiyatro merakını keĢfedip yazar olması için teĢvik etmiĢtir. Yüksek tahsil yapmak üzere, binbir ümitle Petersburg’a gitti. Umduğunu bulamadı ve küçük bir memur olarak göreve baĢladı. Arkasından, bir kız mektebinde tarih öğretmenliği yaptı. Bu arada ilk kitabını yazdı. Ukrayna’nın zengin folklorundan faydalanarak kaleme aldığı “Masalllar” […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – BURUN

(İVAN YAKOVLEVİÇ, KARISI PRASKOVYA OSSİPOVNA) Berber ¡varı Yakovleviç in yatak odası ve mutfak İVAN YAKOVLEVİÇ (Prsakövya Ossipovna fırından yeni pişmiş ekmekler çıkarırken Ivan Yakovleviç yatağından doğrulur burnuna gelen taze ekmek kokusunu içine çeker) Praskovya Ossipovna! Bu gün kahve içmeyeceğim. Sen bana iki baş soğanla biraz sıcak ekmek ver yeter. (Seyirciyle konuşur) Aslında canım kahve de […]

Nikolay Vasilyeviç Gogol – Bir Delinin Hatira Defteri

Sabah uyandığımda içimi bir korku sardı. Hizmetçim Mavra ayakkabılarımı getirince saati sordum. Onu birkaç dakika geçtiğini söyleyince korkumun sebebi anlaşıldı. Yine daireye geç kalmıştım. Eğer şu pinti muhasebecimizi yakalayıp birkaç kuruş avans koparma ümidim olmasa, bugün daireye gitmeyecektim. Şube müdürümüzün suratını asıp beni nasıl azarlayacağı belliydi. Zaten birkaç gündür dırla-nıp duruyordu: “Bıktım senin şu dağınıklığından! […]