Etiket: Stephen King

Stephen King – Ateş Yolu

Niçin olduğunu bilmiyorum. Sen de bilmiyorsun. Büyük olasılıkla Tanrı da bilmiyor. Bu sadece devlet meselesi, hepsi bu. —1967’de Vietnam’la ilgili Sokaktaki Adam’la yapılan röportajdan. Ama Vietnam bitmişti ve yaşam sürüyordu. 1972’nin sıcak bir ağustos öğleden sonrasında, WHLM’nin yayın aracı, Westgate yakınında bulunan 784 nolu otoyolun sonuna park etmişti. Etrafı bayraklarla donatılmış tahta platformun çevresinde telaşla […]

Stephen King – Yazma Sanatı

Doksanlı yılların başlarında (1992 yılı olabilir ya iyi vakit geçiriyorsanız hatırlaması zor oluyor), çoğunluğu yazarlardan oluşan bir rock and roll grubuna katılmıştım. The Rock Bottom Remainders, San Francisco’lu bir yayıncı ve müzisyen olan Kathi Karnen Goldmark’ın zihinsel çocuğuydu. Grup gitarda Dave Barry, basta Ridley Pearson, klavyede Barbara Kingsolver, mandolinde Robert Fulghum ve ritim gitarda benden […]

Stephen King – Kara Kule 2 – Uc’un Cekilisi

Üç’ün Çekilişi uzun bir destansı öykü dizisini oluşturan Kara Kule’nin ikinci kitabıdır. Kara Kule bir dereceye kadar ozan Robert Browning’in “Roland Adlı Çocuk Kara Kule’ye Geldi” adlı öykü şiirinden esinlenerek yazılmıştır. Aslında Browning’in şiirinin yazılışı da, ünlü yazar William Shakespeare’in Kral Lear adlı oyununa borçludur. Kara Kule dizisinin ilk cildinde son Silahşor Roland’ın nasıl bir […]

Stephen King – Kara Kule 1 – Silahsor

Siyahlı adam çölde kaçıyordu. Silahşor de peşindeydi. Bütün çöllerin tapınağıydı burası. Gök kubbesinin altında her yana doğru sanki milyonlarca kilometre uzanan dev bir düzlük. Bembeyaz çöl. Gözleri kamaştırıyordu. Burada bir damla su bile yoktu. Çölün kendince bir özelliği olduğu söylenemezdi. Sadece ufukta hafif, beyaz sislere benzeyen dağlar yükseliyordu: Bir de şurada burada tatlı rüyalara, kâbuslara […]

Stephen King – Ruh Dükkanı

Siz Daha Önce de Buraya Gelmiştiniz Tabii gelmiştiniz ya… tabii. Ben gördüğüm yüzü asla unutmam. – Buraya gelin de elinizi sıkayım! Bir şey söyleyeyim mi? Sizin yüzünüzü bile görmeden, yürüyüşünüzden tanıdım. Castle Rock’a dönmek için bundan daha iyi bir gün seçemezdiniz. Ne harika değil mi? Av mevsimi yakında başladığında ormanlardaki ahmaklar turuncu giysileri olmayan ve […]

Stephen King – Oyun

Jessie arka kapının, evin etrafında dolaşan ekim rüzgârında hafif ve düzensizceçarptığınıduyuyordu.Çerçeve sonbahardaşiştiğinden kapıyıkapatmak için hızlaçekmek gerekirdi. Bu kezçekmeyi unutmuşlardı. Geraid’a, birbirlerine fazla dalmadan gidip kapıyıkapatmasınısöylemeyi düşündüJessie. Yoksa buçarpma onuçıldırtacaktı. Sonra aklınaşu son durumda bunun ne kadar gülünçbirşey olacağıgeldi. Bütün ruh hali mahvolacaktı. Hangi ruh hali? Đyi bir soruydu bu. Gerald anahtarıkilitteçevirdiği ve Jessie o hafifşıkırtıyıduyduğu […]

Stephen King – Medyum

Bir altmiş boyundaydı Uliman. Yürüdüğü zaman da bütün toplu kısa boyiu erkekler gibi kadınca bir hızla hareket ediyordu. Saçını ayı ran çizgi dümdüzdü, koyu renkii elbisesiyle ciddi ama rahatlatıcı bi-görünüşü vardı. Aslında yanında çaiışîırdıkianyla cidukça sert konuşuyordu: Ayağını denk al, yoksa karışmam ha! Ceketin yakasında kırmız bir karanfil vardı, belki de sokaktaki insanın Stuart Ullman’ı […]

Stephen King – Kuşku Mevsimi

independence gemisinden denizi boylayan Harry Truman’ı yakalayıp yukarı çektik. «Savaştan n’aber?» dedik. «Kurtulduk beladan,» dedi. «Peki, bombadan n’aber? Bu işi yaptığınıza üzülüyor musunuz?» dedik. «şu içki şişesini bana uzatın ve… başkasının işine burnunuzu sokmayın!» — THE RAiNMAKERS ^ Anderson’un Ayağına Takılan… «Bir çivi uğruna bir krallık gitti!» O ünlü tekerlemeyi böyle özetleyebilirdiniz. Eninde sonunda her […]

Stephen King – Kara Ev, Tilsim

ESKİ BİR DOSTUN DEDİĞİ GİBİ, burada şimdiki zamanın akıcılığında, hiçbir şeyin kesin olmadığı bir yerdeydik. Burası: Deniz seviyesinden yaklaşık altmış metre yükseklikte, gökyüzünde kartalların süzülerek uçuştuğu, Mississippi Nehri’nin kıvrımlarının doğal bir sınır oluşturduğu Wisconsin’in uzak batı kenarı. Şimdi: Temmuz ayının ortasında bir cuma sabahının erken saatleri. Bir iki yıl önce girdiğimiz yeni yüzyılın ve yeni […]

Stephen King – Falci

BÖLÜM 1: «Daha sıska» diye fısıldamıştı, burnu çürük ihtiyar çingene William Halleck ve karısı tam mahkeme binasından çıkarlarken. Bu bir tek kelimecik bile, adamın ne)’esindeki iç bayıltıcı kokunun burunlarına sinmesine yetmişti. «Daha sıska» ve Halleck’ın kendisini geri çekmesine fırsat vermeden bükük parmağını yanağına sürmüştü üstelik. İhtiyarın dudakları oynadıkça bir yara gibi açılan ağzında, siyah ve […]

Stephen King – Doktor Uyku

Georgia’lı fıstık çiftçisinin Beyaz Saray’a taşındığı yılın aralık ayının ikinci günü Colorado’nun en büyük otellerinden biri yanıp kül oldu. Overlook’un onarılamayacak kadar hasar gördüğüne karar verilirken Jicarilla Belediyesi tarafından soruşturmayı yönetmekle görevlendirilen itfaiye müfettişi, yangının bozuk kazan yüzünden çıktığı sonucuna vardı. Kazanın yaşandığı kış mevsiminde otel kapalı olduğundan olay anında Overlook’ta yalnızca dört kişi vardı. […]

Stephen King – Dennis’in Öyküsü

Buna bir aşk üçgeni öyküsü diyebilirsiniz sanırım. Amie Cunningham, Leigh Cabot ve Christine tabii. Yalnız Christine’in Arnie’nin ilk aşkı olduğunu da anlamanızı isterim. Henüz yirmi iki-sindeyim ve büyük deneyim sahibi bir erkek gibi konuşamam. Yine de bana kalırsa Christine, Arnie’nin tek, gerçek aşkıydı. Bu yüzden de bir felaket oldu. Arnie’yle aynı sokakta büyüdük. Birlikte Owen […]

Stephen King – Ceset

En önemli şeyler, söylemesi en zor olan şeylerdir. Bunları söylerken utanırsınız. Çünkü kelimeler küçültür onları. Kafanızın içindeyken sonsuz gibi, kocaman görünen şeyleri kelimeler hayat boyuna indirger. Ama hepsi bu kadarla da kalmıyor, öyle değil mi? En önemli şeyler, gizli yüreğiniz nereye gömülüyse oraya pek fazla yakındır. Düşmanlarınızın çalmaya can attığı bir hazinenin işaret taşları gibi. […]

Stephen King – Cep

Medeniyet ikinci karanlık çağına pek de şaşırtıcı olmayan kanlı bir yol üzerinde girdi ama giriş sürati, en karamsar fütürist tarafından bile öngörülemedi. Sanki ilerlemek için hazır bekliyordu. Ekim ayının ilk günü Tanrı cennetinde, borsa 10.140 seviyesinde ve uçakların çoğu da gecikmesizdi (Chicago’ya inip kalkanlar hariç, ama bu zaten beklenmedik bir şey değildi). Đki hafta sonra […]

Lawrence Block – Ustaların Seçtikleri – Dünyanin En İyi̇ 44 Poli̇si̇ye-Geri̇li̇m Hi̇kâyesi̇

‘Büyük Usta Lawrence Block, önde gelen polisiyecilerin, ‘en sevdikleri hikâyelerini’ ve onları ‘en çok etkileyen hikâyeleri’ bu antolojide topladı. “Ne diye bu kadar geciktim ki bu antolojiyi yapmakta! Önce böyle bir antolojinin konusunu bulmalıydım. Yazarların, hem okudukları hem kendi yazdıkları hikâyelere çok ilginç bir açıdan baktıklarını biliyordum. Kısa cinayet hikâyeleri yazarlarından şöyle on, on ikisini […]