Bir dal düştü elimden yere, ağaç sustu. Bense, sanki yaprak konuşan, dal susan ağaçla sırnaş, yanımda iri göğüslü, küçük burunlu bir düşle sarmaş, oturmaktayım. Diyorum ki, — Ne güzel, gömleğinin üst düğmelerinden birini açık unutman… Ve oradan sütyen kıvrımının görünmesi. Diyor ki, Ben bir düş’üm. Pornografiye dönüştürme beni. Benim için fark etmez ama şiire ayıp […]
Kategori: Genel
Yılmaz Dikbaş – Satılık Vatan
Yilmaz Aydin – Aztekler
Bu kitabın konusunu oluşturan Aztek toplumu, Meksika topraklarında yaklaşık iki yüzyıl boyunca yaşamış bir halktır. Bu uygarlıkla ilgili bilgiler, kodeks adı verilen el yazmalarına dayanmaktadır. Farklı isimlerdeki bu kodeksler, Azteklerin Tarihi ve ya şam şekilleri hakkında çok önemli bilgiler içermektedir. Odžrneğin Tiro de la Peregrinación ya da Kodeks Boturini olarak bilinen el yazması, Azteklerin göç […]
Yılmaz Argüden – Staratejik Bakış
T¸rkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin yirmi yıl sonra gelebileceği noktanın 2020 yılının haber spotlarına nasıl yansıyabileceğini d¸şleyelim. ìD¸nyanın en b¸y¸k dˆrt borsasının (New York, Londra, İstanbul ve Şangay) başkanları İstanbulída toplanarak, ortak standartlar konusunda bir anlaşma imzaladılar.î ìBasra Kˆrfeziíndeki deprem sonrasında kesilen petrol sevkiyatının d¸nya enerji dengesine olumsuz etkilerini gidermek ¸zere T¸rkmenistan, Azerbaycan ve T¸rkiye […]
Yılmaz Aliefendioğlu – Siyasal Partiler ve Sivil Toplum Örgütleri
Yildiz Ramazanoglu – Derin Siyah
Kaptan her derde deva gemiyi denizin açıklarına doğru gezdiriyor. Sanki soyu tükenen babalardan biri son bir atılışla ve hiçbir ayrıntıyı atlamadan kâğıttan bir gemi yapmış. Garip bir şekilde bir çocuk için zayi olan vaktine hiç acımadan, üstelik henüz konuşurken ne dediği anlaşılmayacak kadar minik bir oğlanın gönlünden geçen acayipliklere kulak vererek… Gemi öyle çılgın, öyle […]
Yıldız Ecevit – Ben Buradayım
Bir yaşam öyküsü yazmak isteyen biri, her şeyden önce kendine şunu sormak zorundadır: “Yaşam nedir?” Biz, uçsuz bucaksız bir yanıt potansını birlikte getiren bu soruyu yavaşça dizginleyip, konumuz bağlamında kapsamını daraltarak yeniden soralım: “Bir insanın yaşamı nelerden oluşur?” Yaşamın, birbirine eklemlenen kronolojik bir olaylar zincirinden oluştuğunu düşünen bir biyografi yazanmn yapacağı iş bellidir: Biyografisini yazdığı […]
Yıldırım Koç – AB Emperyalizmi ve İşçi Sınıfı
Günümüzde Türkiye’nin ve Türkiye işçi sınıfının geleceğine ilişkin tartışmaların odak noktalarından biri, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileridir. Bu konuda üç ayrı soru söz konusudur. Türkiye uzun süre, “Avrupa Birliği’ne girelim mi, girmeyelim mi?” sorusunu tartıştı. Bu sorunun mantığında, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi almaya hazır olduğu, girip girmeme konusundaki kararın Türkiye’de bulunduğu gibi bir anlayış yatıyordu. Konuyla […]
Yigit Bener – Icimizdeki Ermeni (1915-2015)
Ermeni yurttaşlarımızın yüz binlercesinin ölümüne ve sağ kalanların ezici çoğunluğunun da atalarının yüzyıllardır yaşadıkları yurtlarından sürülmesine neden olan “1915 Olayları”nın üzerinden tam yüz yıl geçti. “Ermeni meselesi” nicedir her yılın nisan ayında gündeme gelerek hummalı tartışmalara yol açıyor. Gelgelelim bu tartışmalar genellikle siyasi temelde ve milliyetçi bir söylem içinde gelişiyor, esas olarak da 24 Nisan […]
Yevgeniy Ivanovic Zamyatin – Biz
Devlet Gazetesi’nde bugün yayınlanan duyuruyu kelimesi kelimesine buraya aktarmakla yetiniyorum: ENTEGRAL’in[1] yapımı bugünden itibaren 120 gün içinde tamamlanacaktır. İlk ENTEGRAL’in uzaya yükseleceği büyük, tarihi an çok yakındır. Bin yıl önce kahraman atalarımız Dünya’yı fethederek TekDevlet’in egemenliği altına soktu. Sizleriyse daha da şanlı bir görev bekliyor: Ateş soluyan, elektrikli, camdan ENTEGRAL eliyle evrenin sonsuz denklemini bütünleştirmek. […]
Yevgeni Petrof – On Iki Sandalye
Bir ilçe merkezi olan N. kasabasında öyle çok berber dükkânı ile cenaze işleri bürosu vardı ki, kasabada oturanların başka bir iş yapmayıp yalnızca berbere saç-sakal tıraşı olduklarını, başlarını yıkatıp serinlediklerini, bu yerlerde daha fazla oyalanmadan öbür dünyaya göçtüklerini sanırdınız. Gerçekte ise N. kasabasının insanları hayli seyrek tıraş olurlar, öbür dünyaya göçme konusunda da hiç acele […]
Yekta Kopan – Sıradan Bir Gün
Yeter. Bu i§e son Vt:1111em gerekiyor. Noktay1 koymahyrm. • m. Uzun siiredir bu ruh h · deyim aslmda. a bunu anlamam i~in bir kivtlcrm gerekiyor·rnu§. 0 kivtlcrm ~aktl, ruh,1111 alev aldi. Srradan bir giin, beni oradan oraya savurdu. Bir yolculuk yaptlm. Her durakta bir kuyuya dii§mekten, d·· ·· gij111 her kuyuda kenditni btlltr1 yoruld111t1 . […]
Yekta Kopan – İçimde Kim Var
Yağmur, gökten yere yolculuğuna başlamak için, gündüz insanlarının uykuya karışmasını bekledi. Gecenin, kendisini anlayışla karşılayacağını biliyordu. Bekledi; sadece gececilerin ayakta kalacağı an’a kadar bekledi. Sonra yağmaya başladı. Gelinlik duvağı oldu, kasap sinekliği oldu, uçurtma kuyruğu oldu; öylesine buğulu, ince mi ince, dalgalı mı dalgalı yağdı. Çinko damlardan, kiremiti aktarılmamış çatılardan, tepesine naylon gerilmiş barakalardan geçip […]
Yekta Kopan – Daha once tanismismiydik
“Bir Sarý Yolculuk” Yayýnevinizin saygýdeðer yöneticileri; Evvela böyle bir mektup yollayarak zamanýnýzý aldýðým için özür dilerim. Maruzatýmý arz etmek için en uygun þeklin bir mektup yollamak olduðuna karar verdiðim günden beri, konuyu nasýl toparlayacaðýmý ve sizi nasýl daha fazla rahatsýz etmeyeceðimi düþünüyorum. Yine de kantarýn topuzunu kaçýrýr ve sözü uzatýrsam þimdiden affola. Efendim, bendeniz Kemal […]
Yekta Kopan – Bir de Baktim Yoksun
Sabah işe gitmek üzere evden çıktığımda büyük bir panik yaşadım. Goncagül ortalarda yoktu. Sağa sola baktım, her zaman uyukladığı duvarın dibine doğru pisi pisi diye seslendim, kafamı ağaç tepelerine çevirip adını fısıldadım ama ortaya çıkmadı. Oysa hayatımın son sekiz yılında, evden her çıkışımda yanıma gelmişti. Her gün aynı şey yaşanırdı. Önce bacaklarıma sürtünmeye çalışır, biraz […]
Yekta Kopan – Ask Mutfagindan Yalnizlik Tarif
Hiçbir gösterişi olmayan, ucuz tükenmezkalemi elimde çevirip duruyorum. Aslında yazacağım kalemin bir albenisinin olmasını isterim. Yanımdan genelde ayırmadığım dolmakalemime bağlılığım bu yüzdendir. Tasarımındaki incelik, ele oturuşuyla verdiği özgüven, haznesinden yavaşça akan mürekkebin kâğıda büyüleyici bir şekilde yayılması… Ama şu anda elimde, az önce havaalanının girişindeki ıvır zıvır satan dükkândan aldığım sıradan bir tükenmezkalem var. Kafamı […]