Kategori: Genel

Terry Deary – Ates Hirsizinin Kacisi

Ben bizzat orada değildim, ama o günlerde olanları çok iyi bilen biriyle tanıştım. Bu öykünün her kelimesinin doğru olduğunu söylediğimde, bana muhtemelen güvenmen gerekecek. Tamam tamam, çoğu doğru. Her şeyin daha akla yakın görünmesi için, bazı boşlukları doldurmuş olabilirim. Evet, çok yalan söylediğimi göreceksin. Ama bu dünyada, güvenebileceğin yegâne insanlar, yalancılardır. Güven bana, ben bir […]

Terra Nostra – Carlos Fuentes

Et, küreler, Seine Nehri kıyısında ela gözler Akıl sır ermez kendinden başka bir hayvan hayal eden ilk hayvana. Ne büyük bir çirkinliktir iki ayağının üstüne kalkmayı başaran ilk omurgalının, gayet normal bir biçimde yerde sürünerek, yaradılışa malzeme olan çamura yakın, mutlu mesut yaşamaya devam eden diğer yaratıklara dehşet saçması. Hayrete düşürüyor insanı ilk telefon görüşmesi, […]

Teresa Medeiros – Unutulmaz Gece

Müziğimi bana geri verdiği için Claire DeAngelis’e, Birinci Bölüm’ün farklı versiyonlarının hepsini okuduğu için Jean Willett’e, içten dualan için Tammy Rae Cowan’a ve bu dualan yanıtladığı için Yüce Tanrıya, haylazlığına en ihtiyaç duyduğum anda hayatıma giren Fare Avcısı Buffy’m,“Mirabella’ya” teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Her daim bana inandığı için sevgilim Michael’a gönülden şükranlarımı sunanm. Çğirinei Çğölüm W […]

Tekin Ertug – Fotograf Ustalari 2

“Fotoğraf Sanatı Üzerine (İzlenimler, Düşler, Düşünceler)” başlıklı kitabımızda yer alan Fotoğrafçı “Hatırat”ı başlıklı metinde; “Bir fotografçının, geriye uzanan birkaç on yıllık fotograf serüveni var ise, muhakkak birikmiş kayda değer çok anısı ve söyleyeceği önemli çok şey vardır. Geriye uzanan zamanın ölçüsü büyüdükçe ve deneyimler üst üste yığılıp çoğaldıkça, bütün anılar daha bir anlam kazanmaya başlar. […]

Kolektif – Teist varoluşçularda iman-ahlâk ilişkisi Kierkegaard, Jaspers ve G. Marcel

Günümüzde karşı kaşıya olduğumuz en büyük problemlerden birinin, bilim ve teknolojinin oluşturduğu hegemonya içerisinde yok oluşa doğru yol alışımız olduğu söylenebilir. Tarihin eski dönemlerinden beri insanı “kendi olma” arayışından uzaklaştıran pek çok etken bulunmakla birlikte, modern çağın bu duruma ivme kazandırdığı açıktır1 . Dolayısıyla insan, kendisini bekleyen tehlikelere karşı adeta “dalgın” bir konuma kendisini yerleştirmektedir. […]

Ted Kazcynski – Sanayi Toplumunun ve Geleceği

1. Sanayi Devrimi ve sonuçları insan soyu için bir felaket oldu. Bu sonuçlar, “gelişmiş” ülkelerde yaşayan bizlerin yaşamdan beklentilerimizi oldukça arttırırken toplumun dengesini bozdu, yaşamı anlamsızlaştırdı, insanları aşağılamalara maruz bıraktı, yaygın psikolojik acılara (Üçüncü Dünya’da fiziksel acılara da) yol açtı ve doğal dünyayı şiddetli zararlara uğrattı. Teknolojik ilerleyişin devamı durumu daha da kötüleştirecek; insanları daha […]

Ted Hughes – Doğumgünü Mektupları

Doğum Günü Mektupları’ndaki şiirler gerçekten de Ted Hughes tarafından Sylvia Plath’a yazılmış birer mektup havasında oldukları için, şairle eski eşinin ortak hayatlarına ilişkin sayısız ayrıntı içeriyorlar. Çoğu kez okurun bu ayrıntıları şiirin genelinden yola çıkarak çözmesi mümkün. Örneğin, “Rugby Sokağı, N o.l8″in Hughes’un Plath’la tanıştığı sırada oturduğu evin adresi olduğunu çıkarmak zor değil. Buna karşılık, […]

Tarkan Tufan – Deniz, Firtinali Yillar

DÜNYADA 68 HAREKETİ’Nİ HAZIRLAYAN SEBEPLER 968 yılı, tüm dünyada dengelerin alt-üst olduğu, siyasal ve ekonomik açmazların yarattığı tepkimenin sokaklara yansıdığı bir milattır. Prag sokaklarında özgürlük için tankların önüne yatan üniversitelilerden, Sorbonne Üniversitesi’ni işgal eden işçi-öğrenci ittifakına kadar milyonlarca insan baskıya ve onun çeşitli biçimlerine karşı tüm varlıklarını ortaya koyuyordu. Sanayi ülkelerinin İkinci Paylaşım Savaşı’nın ardından […]

Tarjei Vesaas – Buz Sarayı

Karanlığın içinde taze, beyaz bir al’ın parlıyor. On bir yaşında bir kız. Siss. Daha ancak öğle sonuydu, ama şimdiden kararmıştı ortalık. Güz sonunun acı ayazı. Yıldızlar var, ama ay yok, aydınlığı yansıtacak kar da yok . . . Karanlık öylesine yoğundu, yıldızlar olmasına karşın. Dört bir yanı ormanla kaplıydı,. o anda her şeyi. canlı ve […]

Tarık Zafer Tunaya – Bakû 1920 – Birinci Doğu Halkları Kurultayı

‘Şimdi Türk İhtilali Çanakkale Boğazı’nı Türk emekçi sınıflarının eline, bu yoldan, içlerinde Rusların da bulunduğu, dünya proleterlerine vermektedir. Böylece, Rus emperyalizminin yüzyıllardır çevirdiği entrikalarla başaramadığı şey, olgun bir erik gibi Rus işçi sınıfının avucuna düşüyor.” Bu satırlar, Rus yazarı Yu. Steklov’un 1919 Nisanı sonlarında, İsvetzia gazetesinde yazdığı makaleden bir parçadır. Makale ”Turetskaya Revolyustsiya” (Türk Devrimi) […]

Tarık Dursun K. – Denizin Kanı

Bir ala kuştu, gök kanatları ikişer kulaçtan uzundu; ağzından alev fışkir!yordu; Kara Adanın üzerinden kalkmış, döne dolana evlerin kırmızı kiremitlerine sürtünerekten; önce soluksuz, sonralan yırtınan bir sesle akıyor, kaşla göz arasında yine denizin mavi aklığına kaçıyordu. Sesi kasabanın . bir ucundan öbür ucuna erişiyordu. Acı, insanın tüylerini ayağa kaldıran, yürek kalkınlığı veren bir bağırıştı. Hiç […]

Tarik Bugra – Kucuk Aga

Önce Tekke Deresi’nin üstü karardı, sonra şimşekler çakmaya başladı, ardından da yağmur boşandı. Kasabanın doğuya meyil i sokaklarında sağlı sollu ırmaklar peyda olmuştu. Gökyüzü neyi var neyi yoksa boşaltacak gibi idi. Akşehir 1919’un baharını, büyük çöküntüden sonraki ilkbaharı karşılıyordu: Parasızlık, yokluk ve açlığa karşı belli belirsiz bir ümit baharı bekliyordu. Bu ümidin hattâ adını söyleyebilecek […]

Tarik Bugra – Gencligim Eyvah

“Dinlemiyorsun beni!” İhtiyar’ın sesi hırçındı. Delikanlı umursamadı ama. Durumunu da değiştirmedi: Dilinin ucu dişlerinin arasında.. gözleri kısık.. dudakları gergin. Sanki Dünyada elindeki tabancadan başka hiç bir şey yok, ve sanki o zamana kadar hiç tabanca görmemiş; öyle inceliyor. Zorlama bir esneyiş.. yapmacık olduğu belli bir ilgisizlik; başını kaldırmadan mırıldandı: – “Dinliyorum.” – “Efendim, efendim?” Sinirlenince […]

Tarık Ali – Sokak Savaşı Yılları

Bu, bir siyasi anılar kitabı. Okuyucuyu uyarmak isterim; Sorbonne’un merdivenlerindeki mini eteklilerin öyküsünü değil, 1967’de başlayan ve 1975’te sona eren dönem hakkmdaki görüşlerimi anlatacağım. Bundan on yıl önce, 1968 ve Sonrası; Devrimin içinden başlıklı çalışmamda ele aldığım konulara tekrar dönmeye gerek duymadım. O çalışmada devrimci hareketin yükselişini ve düşüşünü belirli ölçülerde çözümlemeye çalıştım. Bu konuda […]