Kategori: Genel

Halide Edib Adıvar – Tatarcık

Köyde herkes onu Tatarcık diye anardı. Köy deyince sakın Anadolu sanmayın. Bu küçük yerin ora ile münasebeti sırf Boğaziçi’nin Vatan Semti’nde olmasından ibarettir. Adına da haydi Poyraz Köyü diyelim. Çünkü poyraza nazırdır. Fakat Karadeniz’e bakan harap ve modası geçmiş kıyı köylerinden herhangisi olabilir. Yani yer uydurmadır, hatta hikâyenin kahramanı da. Yalnız Tatarcık denilen kız kendi […]

Halide Edib Adıvar – Sevda Sokağı Komedyası

Gerçi hikâyenin ismi bir komedi hissi veriyor, başlangıcında kısa bir facia havası esiyor ama bu roman ne facia ne de komedidir. Maamâfih 1 , her facianın zaman zaman komik anları olduğu gibi, her komedinin de sizi kahkahalarla güldürdüğü zaman dahi ardında gizli gözyaşları olabilir. Orta Anadolu’daki yangın, Fildurağı denilen küçük köyde olmuştur. Kim bilir bu […]

Halide Edib Adıvar – Kalp Ağrısı

Sahne, Nuruosmaniye’de bir doktor muayenehanesi üzerindeki hususî oda, şahıslar da Doktor’la kızıydı. Yeşil, büyük abajurun altında eşya tatlı, koyu bir sükûn içinde dinleniyor gibi görünüyor; hattâ köşede sobaya yüzünü çevirmiş, geniş koltuğuna uzanmış olan baş da biraz uzun beyaz saçlarıyla uyuyor hissini veriyordu. Sobanın keyifle yanan kırmızı alevleri yeşil ışıklar ve gölgelerle tatlı tatlı oynuyor […]

Halide Edib Adıvar – Çaresaz

Asıl adı Mediha’ydı, fakat karakteri, belki de hayatını etrafına vakfetmesi 1 dolayısıyla bütün mahalle ondan “Çaresaz” 2 diye bahsederdi. Erenköy civarında bir ilkokul öğretmeniydi. Hoşkadem Bacı adlı bir zenci kadının iki odasından birinde otururdu. Erkek-kadın bütün mahalleliler ona selâm verir, onu görünce yüzlerinde bir muhabbet 3 havası eserdi. Ne kadınlarda bir kıskançlık ne de erkeklerde […]

Halide Edib Adıvar – Anilar

ANLATACAKLARIM basit şeylerdir. Türkün ateşle imtihanı sırasında, o mücadelede yer almış olan Türklerin ve düşmanların gençliği gelecekte bunu okuduklan zaman, birbirlerinin kanına girdiren düşmanlık perdesini yırtacak, göz göze gelecek, o eski kin ve nefret yıkıntısının üstünde bir insanlık ve banş dünyası kuracaklardır. Nasıl Sinekli Bakkal’ı anılarımın birinci cildini önce İngilizce, sonra Türkçe yaz-dımsa, anılarımın ikinci […]

Halid Ziya Usaklıgil – Saray Ve Otesi

Ne zaman deniz cihetinden bakılsa insanda, Avrupa’nın önde ve makbul bir üslûb şartlan dairesinde vücude getirilmiş vakur, ciddî kâşanelerinden ziyade şekerlemeci camekânlarını süsleyen yapma pastaların ifratla büyütülerek dondurulmuş bir örne ği te’sirini uyandıran Dolmabahçe’ye en murdar, en kokmuş bir yolundan giriyorum. Bu sarayın ilk defa olarak eşiğini aşmak üzere idim ve kimbilir, hayatımın kaç yılım […]

Halid Ziya Usakligil – Kirik Hayatlar

Yalınlaştırmak için pek çok yorgunluğa katlandım. Dil bakımından bugün Kırık Hayatlar, kuşkusuz çok daha iyi olmuştur. Bir yazar, kendi yapıtları üzerine açık bir düşünce söyleyemez. Bununla birlikte, yüreklenerek diyeceğim ki, Kırık Hayatlar, gerek dil, gerek yapı bakımmdan bundan önce yazılan ve nasılsa yazın tarihimizde özel bir onura değer görülen Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu […]

Hanefi Avci – Halic’te Yasayan Simonlar

Neden yazıyorum? Yazmak için kimsenin bir sebebi olmamalı. Okumak dünyada elzem olduğu halde, okumayan ülkemde yazmanın sebebi aranıyor, arıyoruz. İnsan kendine de soruyor: Neden yazıyorum? Neden yazmalıyım? Herkesin, bırakın kolayca, bin bir çabayla dahi gelemeyeceği bir noktadayım. Sayısını bilemediğim kadar çok olay içerisinde yer aldım, çok şey yaptım; ama yaptıklarımın bir kısmını yıktım ve tamamının […]

Haldun Taner – Keşanlı Ali Destanı

On perdenin önü. On perdeyi yırtık çuvallar gerili bir paravana yahut ipe diziimiş fanilalar, uzun honçlu donlar teşkil edebilir. Sahne alınlığında Projeksiyon ekranı. Giriş müziği biter bitmez, salonun arha hapısından Hidayet girer. Projehtör ona döner. Hidayet raşitih, kambur bir çocuhtur. Elinde haba hô.ğıda basılmış resimli şarkı metinleri vardır. Dilenci edası ve mahamsız sesiyle şarkı söyleyerek […]

Haldun Taner – Bütün Hikayeleri 2

Bir Amerikalı fotügrafçı, makinesinin objektifini çıkarıp yerine bir at gözO takmak suretiyle, çeşitli resimler çekmiş. Bu resimlerden anlıyoruz ki, eşya ve insanlar. at retinasına, gerçekte olduklanndan yarım misli daha iri aksediyorlarmış. Gerçekte olduklanndan dedik, bize görOndOklerinden demek daha do�ru olur. ÇOnkO bizim de eşyayı gerçek bOyOkiOkleri ile görtip görmedi!1imiz ayn bir meseledir. Amerikalı foto�rafçının bu […]

Haldun Hürel – Turk Sanatını Tanıyalım

20. yüzyılın başlarında bilim insanları, Kuzey Rusya’nın dondurucu soğuklarında, kar tabakalarıyla kaplı Sibirya topraklarında araştırma yapıyorlardı. Günlerden bir gün çok eski göçebe bir Türk topluluğunun yaşadığı Pazırık’ta, kalın buz tabakalarının altında, kısmen yırtılmış ve çok eskimiş, yaklaşık bir-iki metrelik bir halı parçası buldular!.. P A Z I R I K R A L I S […]

Haldun Hürel – Eski Anadolu’yu Tanıyalım

Sevgili çocuklar! Öncelikle, tarih bilgisinin ne denli önemli olduğunu ve geleceğimizi şekillendirecek olan tüm kültürel birikim lerim izin temel taşı sayılması gerektiğini söylemekle işe başlayayım dilerseniz. Gerek kendi tarihim iz, gerekse tüm dünya uygarlıklarına ait tarihler olsun, bunların hepsi bizler için bir kültür hâzinesidir. Geçmişte kurulan ve sonra bir bir yok olup giden, ama öte […]

Hal Hellman – Büyük Çekişmeler

Bu kitabı yazmaya girişmem 1996-1997 yıllarına rastlıyorsa da, bu iş için neredeyse 20 yıldır bilgi topluyordum. Aynı amaçla, konularla ilgili bazı yerleri görebilmek için birkaç kez Avrupa’yı ziyaret ettim. Aralarında Darvvin’in Downe’deki evi ile Newton’un Cambridge’deki mekânının da bulunduğu bu yerlerde ev sahipleri ve yöneticiler hep nazik ve aydınlatıcı davrandılar. Özellikle, Galileo’nun acı dolu son […]

Hal Edward Runkel – Bağırmayan Anne Baba Olmak

Anne babalar anlattıklarını kendileri uygulamadıkça çocuklarına öğretemezler. – ARNOLD H. GLASGOW, PSİKOLOG Çocuklarımı büyütürken aklımı kaybettim ama ruhumu buldum. – LISA T. SHEPHERD, ANNE BÜTÜN ÇOCUKLAR “HAVALI” ANNE BABALARA sahip olmak ister. Bu, çocukların modaya uygun giyinen (zaten bu artık hiç de havalı bulunmuyor) anne babalar istediği anlamına gelmiyor. Ve güncel öğretilerin aksine, havalı anne […]

Hakkı Saygı – Şeyh Safî Buyruğu ve Rumeli Babağan (Bektaşi) Erkânları

Dünya kurulduğundan bu yana yer yüzünde yaşayan bütün insanlar, bulundukları çevreye ve konuma göre kendilerini bir dini inanca bağlamışlardır.Bu insanoğ lunun yapısında evrensel olarak bulunmaktadır. insanoğlu pek çok varlığı kendisine “mabut” olarak seçmiş ve ona tapmıştır. Mabutlaştırılanların başında hükümdarlar, krallar, kahramanlar, dağlar, taşlar, ağaçlar, güneş, ay, yı ldızlar, yağmur, şimşek, toprak, hububat, ateş, öküz ve […]