“İndir!” dedi, “Ne kadar kutun varsa indir!” Şekerci kalfası, üzeri çiçekli, içi dışı kadifeli, iç kapağının ortası aynalı, pırıl pırıl selefonlu, ne kadar kutu varsa, serdi tezgahın üstüne. Ali Y ılmaz, iç kapağı aynalı kutuyu kestirmişti gözüne: “Ne kadar şeker alır bu kutu?” diye sordu. “Bir kilo alır! Karışık mı yapalım?” “Karışık … Biraz çikolatalı, […]
Kategori: Genel
Rifat Ilgaz – Halime Kaptan
Kurulduğumuzdan bugüne ülkemizde bankacılığın, finans sektörünün, ekonominin ve sanayinin öncülüğünü üstlenirken, siz sevgili çocuklarımıza daha güzel ve aydınlık bir gelecek hazırlamanın en önemli sorumluluğumuz olduğunu hiç unutmadık. İş Bankası ailesi olarak sizlere daha güzel bir dünya bırakabilmek için çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Dün olduğu gibi, bugün de önceliğimiz sizsiniz. Bu duygularla hazırladığımız -Karneni Göster, Kitabını Al […]
Rıfat Ilgaz – Hababam Sınıfı – İcraatın İçinden
Hafta sonu Hababam Sınıfı’nda Sınıf Başkanı seçimi vardı. Bu seçim, parasız yatılılık döneminin iki adaylı seçimlerine benzemiyordu. Teypli, bilgisayarlı, videolu çağdaş bir seçim propagandası başlamıştı. Hababam Sınıfı, kargaların kahvaltısından önce, alaca karanlıkta sınıf kapısının önünde gündem dışı bir toplantı yapmıştı. Daha kayıtlarının mürekkebi kurumayan yeni paralı yatılılardan biri, eski yönetime çullanmak için ön sıralarda bir […]
Rıfat Ilgaz – Donkişot istanbulda
ccŞövalyem, buyrun!» dedim, ccYeryüzündeki atların en asil kaniısı Rossinant, emriniz e muntazırdır., Ben bu cümlede geçen ccemriniz,, ve <cmuntazırdırıı kelimelerinin Yahudieesini bilmediğimden söz oraya gelince yüzüme aşırı bir saygı anlamı vererek, cahilliğimi örtmeye çalıştım. Benim bildiğim Yahudice en kibar bir Şişhane Yahudieesi olmakla birlik- • te, Ispanya’ nın en asil soydan bir şövalyesiyle konuşmaya hiç […]
Rıfat Ilgaz – Bacaksız Kamyon Sürücüsü
«Al şu karpuzu!» dedi babası, «Kimseye göstermeden götür eve! Tamam mı?» Babasının verdiği karpuzu iki yanından kucakladı B acaksız. Ağırdı. «Nasıl götürürüm bu koskocaman karpuzu?» diye hem düşünüyor, hem yürüyordu. En azından, beş kilo çekerdi. Belki de o kadar değildi de Bacaksız’a öyle geliyordu. Kamburunu çıkara çıkara bir süre taşıdı karpuzu. Şaşılacak şey! Yürüdükçe ağırlaşıyordu. […]
Rick Riordan – Percy Jackson ve Olimposlular 5 – son olimposlu
B i r pegasus gelip de arabamın kaputuna konduğunda dünyanın sonu gelmişti. O vakte kadar harika bir öğleden sonra geçirmiştim. As-lında, teknik olarak araba kullanmamam gerekiyordu çün-kü on altı yaşıma basmama daha bir hafta vardı. Ama annemle üvey babam Paul, arkadaşım Rachel ile beni Güney Kıyısı’ndaki uçsuz bucaksız özel bir plaja götürmüşlerdi ve Paul biraz […]
Rick Riordan – Percy Jackson ve Olimposlular 4.5 – Melez Dosyaları
D ıĢarıdan gelen sesleri duyduğumda o günkü beĢinci saatimize girmiĢ, fen dersi iĢliyorduk. GICIRTI AY! AHHHHH! “HEYTl” Sanki birisi içine iblis girmiĢ tavukların saldırısına uğramıĢtı. inanın bana, böyle bir olaya da Ģahit oldum. Ancak sınıfta kimse olan bitenin farkında değildi. Laboratuardaydık ve herkes konuĢuyordu. Elimdeki deney ĢiĢesini yıkı-yormuĢ gibi yaparak usulca pencereye yaklaĢtım ve dıĢarı […]
Rick Riordan – Percy Jackson ve Olimposlular 4 – labirent savaşı
Y a z tatilinde yapmak isteyeceğim en son şeydi bir okulu daha havaya uçurmak. Heyhat, Haziran ayının ilk haftası, Pazartesi sabahı, annemle arabamızı New York’un Doğu Yakası’nda 81. Sokak’taki Goode Lisesi’nin önüne park etmiştik ki gerisi çorap söküğü gibi geldi. Goode Lisesi, Doğu Irmağı’na bakan kocaman, kahverengi tuğlalı bir binaydı. Önüne de bir sürü gıcır […]
Rick Riordan – Percy Jackson ve Olimposlular 3 – titanların laneti
K ı ş tatilinden önceki cuma günü, annem gece kalmama yetecek kadar ıvır zıvırı, bir miktar ölümcül silahı çantaya doldurdu ve beni yeni bir yatılı okula götürdü. Yolda arkadaşlarım Annabeth’i ve Thalia’yı da aldık. New York’tan Bar Limanı’na giden yol sekiz saat sürüyordu. Sulusepken yağan kar otobanı dövüyordu. Annabeth, Thalia ve ben birbirimizi aylardır görmemiştik […]
Rick Riordan – Percy Jackson ve Olimposlular 2 – canavarlar denizi
Kabusum şöyle başladı: Küçük bir sahil kasabasında, ıssız bir sokağın ortasındaydım. Gece yarısıydı. Bir fırtına çıkmıştı. Rüzgar ve yağmur kaldırımdaki palmiye ağaçlarını köklerinden söküyordu. Sokak boyunca pencerelerine tahta çakılmış pembe ve sarı sıvalı binalar sıra sıra dizilmişti. Bir sokak ötede, suyun kenarına dizilmiş amberçiçeği çalılarının ardındaki okyanus köpürmedeydi. “Florida burası,” diye geçti aklımdan. Gerçi bunu […]
Rick Riordan – Percy Jackson ve Olimposlular 1 – şimşek hırsızı
Cebire Giriş Dersi Öğretmenimi Yanlışlıkla Buharlaştırıyorum Bakın, melez olmayı ben istemedim. Siz de melez olduğunuzu düşünerek bu satırları okuyorsanız, tavsiyem şu: kitabı hemen kapatın! Anne babanız nasıl doğduğunuza dair hangi yalanı söylediyse ona inanın ve normal bir yaşam sürmeyi deneyin. Melez olmak tehlikeli. Korkunç. Çoğu zaman da pis şekillerde, acı çektirerek öldürüyor sizi. Şayet normal […]
Rick Riordan – Olimpos Kahramanları 2 – Neptün’ün Oğlu
Yılan saçlı kadınlar Percy’nin canını sıkmaya başlamıştı. Üç gün önce Napa Ucuzluk Pazarı’nda tepelerine bir kasa bovling topu attığı zaman ölmüş olmaları gerekiyordu. Đki gün önce Martinez’de bir polis arabasıyla üzerlerinden geçtiğinde de ölmüş olmaları gerekiyordu. Bu sabah Tilden Park’ta kafalarını kestiğinde ise kesinlikle ölmüş olmaları gerekiyordu. Percy onları kaç kez öldürürse öldürsün, toza dönüşmelerini […]
Rick Riordan – Olimpos Kahramanları 1 – Kayıp Kahraman
Elektrik çarpması olayından önce bile Jason berbat bir gün geçiriyordu. Bir okul otobüsünün arka koltuğunda açtı gözlerini, nerede olduğunu bilmiyor, tanımadığı bir kızın elini tutuyordu. Ama işin esas sevimsiz kısmı bu değildi. Kız hoş bir kızdı ama Jason, kızın kim olduğunu ya da kendisinin orada ne aradığını bilmiyordu. Doğrulup gözlerini ovuşturdu, düşünmeye çalıştı. Önündeki koltuklarda […]
Rick Riordan – Kirmizi Piramit
Sadece birkaç saatimiz kaldı, o yüzden beni iyi dinleyin. Bu öyküyü dinlemeye başladıysanız çoktan tehlikedesiniz demektir. Sadie ve ben kurtuluşunuz için tek çare olabiliriz. Okula gidin. Dolabı bulun. Size hangi okul ya da dolap olduğunu söylemeyeceğim. Çünkü doğru kişiyseniz onu zaten bulacaksınız. Dolabın şifresi 13/32/33. Bu öyküyü dinlemeyi bitirdiğiniz zaman bu rakamların ne anlama geldiğini […]
Richelle Mead – Vampir Akademisi
ÇIğlıklarını duymadan önce korkusunu hissettim. Kabusu, benim beynime girdi ve bir sahilde seksi bir erkeğin bana güneş yağı sürdüğü kendi rüyamdan 1 1 ayırdı. Onun kabusuna ait görüntüler aklımda dolaşmaya başladı. Ateş, kan, duman kokusu ve sert bir zemine çarpan araba sesi… Etrafımı görüntüler sardı, beynimin sağlıklı bir yanı, gördüklerimin benim rüyam olmadığını bana hatırlatana […]
Richard Sennett – Zanaatkâr
1962 yılında, tam da dünyanın atom savaşının eşiğine geldiği Küba Füze Krizi’nden sonraki günlerde sokakta yürürken hocam Hannah Arendt’i gördüm ve ona doğru koştum. Füze krizi herkes gibi onu da sarsmıştı, ancak onun en derin inançlarından birini de pekiştirmişti. Daha birkaç yıl önce, The Humarı Condition [İnsanlık Durumu]* adlı kitabında, bir mühendisin ya da maddi […]