Kurt gemisi, şiddetli fırtınaya yakalandığında Shelter Bumu’ndan yalnızca birkaç saat uzaklıktaydı. Üç gündür çarşaf gibi dümdüz olan denizden, kuzeydeki Skandiya’ya doğru yol alıyorlardı. Will ve Evanlyn, denizin bu halinden memnun sayılırlardı. “Durumumuz o kadar da kötü değil,” dedi Will, küçük gemi denizi kolayca yarıp geçerken. İnsanların seyir halindeki gemilerde şiddetli hastalıklara yakalandıklarına dair korkunç öyküler […]
Kategori: Genel
John Fiske – Mitler ve Mitleri Yapanlar
Ortaçağ kahramanlarından pek azı William Tell kadar iyi bilinir. Onun kahramanlıkları modem zamanların en büyük şairlerinden ve en gözde müzisyenlerinden biri tarafından övülmüştür. Hiç şüphesiz, Stauffacher ya da Wınkelried adını hiç duymaıruş olanlar, Roland’ın cesaretinden bihaber olanlar, Arthur ve Lancelot ve hatta Charlemagne adının hiç bir şey ifade etmediği kişiler için bile William Tell ismi […]
John Fante – Los Angeles Yolu
Los Angeles Limanı’nda bir çok işe girip çıkmıştım, çünkü yoksulduk ve babanı ölmüştü. İlk işim çukur kazmak olmuştu, liseden mezun olduktan kısa bir süre sonra. Geceleri sırtımın ağrısından uyuyamıyordum. Boş bir alanda hafriyat yapıyorduk, hiç gölge yoktu, güneş bulutsuz gökyüzünden dosdoğru üzerimize iniyordu ve ben zevk için kazan iki yarmayla birlikte o çukurun dibindeydim. Adamlar […]
John Dos Passos – ABD 1919
savaş alanlarında çarpışmış olan askerlerimiz yurtlarına döndüklerinde güvenlik içinde oturup oynaşan, ne ol3 ]ohn Dos Passos duğu belirsiz yeni düzen üzerine bir şeyler geveleyen Amerikalı için ne düşünecek? savaş canavarlığını yaşamış askerlerimiz, onun bu cılız budalalığına bakınca cinayetlerin, soygunculuk hırsının geniz yakan dumanlarıyla tüten, devrim alevleriyle tutuşmuş o uçsuz bucaksız Hiç Kimsenin Yurdu Avrupa’yı hatırlayacak […]
John Dickson Carr – Yesil Kapsul
Bir adamın hatırladığına göre, vak’a Pompeii’de bir evde başladı. Bu adam, sessiz, sıcak öğleden sonrayı, Mezarlar Sokağının Đngilizce konuşmalarla bozulan sükûnetini, harap bahçedeki çiçekleri ve güneş gözlüğü takmış bâzı kimselerin arasında duran beyazlı kızı asla unutmadı. Bu adam bir iş için Napoli’ye gelmiş ve bir hafta kalmıştı; fakat işinin bu vak’a ile hiç bir alâkası […]
John Dickson Carr – Viran Kule
«Cinayet kulübü — beş seneden fazla bir zamandanberi ilk defa olarak — Beltring lokantasında 1 haziran cuma günü, sekiz buçukta toplanacaktır. Profesör Antoino Rigaud konuşacak. Şimdiye kadar, hiçbir davetli kabul etmemiştik; fakat, misafirim olduğun takdirde bana büyük zevk vereceksin, azizim Hammond…» Miles Hammond, kendi kendine şöyle söylendi: «— Dünyanın haline bak, yahu! Cinayet kulübüne davet […]
John Dickson Carr – Tenis Kortunun Esrarı
Hugh Rowland, pencereden bahçenin sonundaki tenis kortunu seyrediyordu. Solgun gri bir dörtgen şeklindeki bu tenis alanı parmaklıklarla çevriliydi. Parmaklıkların çevresinde ise kavak ağaçları sıralanmıştı. Bu ağustos gününde durgun ve sıkıntılı bir hava vardı. Yaprak bile oynamıyordu. Ara sıra, bir serçe yapraklar arasında geziniyordu. Gök birden karardı. Delikanlı geriye dönüp Brenda White’a baktı. Kızda beğenmediği hiçbir […]
John Dickson Carr – Saatteki Iskelet
SABAHIN saat üçüne İoğru Moreston Caİİesinİen geçen bir polis memuru 16 numaralı apartmanın en üst katınİaki pencerelerİe hala ısık yanİığını görünce kenİi kenİine gülümseyerek basını sallaİı. Bu Miss Ruth Callice’in katıyİı. Yukarıİa herhalİe her zamanki gibi misafirler varİı. Böyle sık sık toplanır sabahlara kaİar konusurlarİı. Fakat kimseyi rahatsız etmezler ve asla içmez ve sarhoş olmazlarİı. […]
John Dickson Carr – Kirmizi Kumlar
-Sayın Jüri Azaları,aranızda anlaşarak bir karara varabildiniz mi? – Evet. – Bu cinayet davasında, zanlı John Edward Lypiatt’ı suçlu mu, yoksa suçsuz mu görüyorsunuz? – Suçludur. – Suçlu olduğunu bildiriyorsunuz. Bu karara hepiniz katıldınız mı? – Evet… (Jüri reisi biraz durakladı.) Fakat, zanlının mahkemenin merhametinden faydalanmasını da diliyoruz. Mahkeme salonu birden karıştı. Jüri kararının bildirilmesiyle, […]
John Dickson Carr – Kanli Oyun
25 yaşlarında, güzel, cana yakın bir kız olan Viki, iki sene evvel,”Fan ve Randal., firmasının müdürü Artur Fan ile evlenmişti. Viki, kocasının bir cani olduğunu öğrendiği andan itibaren onu sevmediğini anlamıştı. Hiç olmazsa, bu darbeye dayanabilecek kadar sevmediği muhakkaktı. Evde cereyan edenlere vakıf olduğundan beri, kocasına bir yabancı gözüyle bakmağa başlamıştı. Bu cinayetin işlendiğine hiç […]
John Dickson Carr – Dokuz Dugumlu Ip
VAKTĐYLE bir mezarlığın yakınında oturan bir yaşlı adam vardı…” bir hikâyeye iyi bir başlangıç olabilir. Aslında bu cümle Ted Stevens için düşünülmüştü sanki… Zira evinin civarında sahiden minicik bir mezarlık mevcuttu. Sonra Despard Park Malikânesi’nin de garip bir şöhreti vardı… Ted Stevens o gün, saat 18.48’de Broad Street Garı’na varacak tirenin sigara içenlere mahsus kompartımanında […]
John Diamond – Bedeniniz Yalan Söylemez
Dr. John Diamond koruyucu tıpta bir devrim yaraunıştır. Onun bireylere karşı bütüncül yaklaşımı öylesine doğrudandır ki, hiçbir uyarıcıyı, hiçbir etkiyi incelemeden geçmemektedir. Uluslararası Koruyucu Tıp Akademisi başkanı olduğum yıllarda, Davranışsa! Hareketbilim ‘in çok çeşitli ve derin uygulamalarını gördüm. Tamamlanmış bir bilim olduğu kadar aynı zamanda da bir felsefe olan DH, her tür sanata kadar yayılmaktadır […]
John D. Barrow – Olanaksızlık
Olanaksızlıkla hem bilimciler hem de filozoflar çok ilgilenir. Bilimciler, olanaksız olduğuna inanılan şeylerin gerçekte tümüyle olanaklı olduğunu göstermekten hoşlanırlar. Filozoflar ise, tam tersine, genellikle akla çok yakın görünen şeylerin gerçekte olanaksız olduğunu göstermeye yatkındırlar. Doğanın güvenilir “yasalarla” yönetildiğine ilişkin tartışma ötesi kanıtlar bizim olanaklı ile olanaksızı ayırdetmemize izin verir. Yalnızca, olanaklı ile olanaksız arasında bir […]
John Cottingham – Akilcilik
Bu kitap, felsefi Akılcılığın Platon’dan günümüze eleştirel bir incelemesini yapmayı amaçlamaktadır ve felsefeye özel ilgi gösteren öğrencilere olduğu kadar genel okuyucuya da yöneliktir. Bu tür bir çalışma, bir yandan aşın basitleştirme yüzünden uzmanlan usandırmayacak, öte yandan da genel okuyucuyu gereksiz teknik ayrıntılarla sıkmayacak bir orta yol izlemek durumundadır. Bu iki sakıncadan da kaçınabilmek için, karmaşık […]
John Connelly – Karanlik Cukur
Dodge Intrepid köknar ağaçlarının altında park etmişti. Ön camı denize bakıyordu. Farları kapalıydı ancak havalandırmayı açık tutmak için anahtar kontağa takılıydı. Bu kadar güneye henüz hiç kar yağmamıştı ama yerler buzlanmıştı. Yakın bir yerden, Ferry Sahili’ne vuran dalgaların sesi geliyordu. Bu, Maine kış gecesinin sessizliğini bozan tek sesti. Suyun üstünde yüzen bir dalgakıran, kıyıya yakın […]
John Coleman – 300’ler Komitesi
Yalıtılmışlık içinde yaşadığımız hayatlarımızda, bırakın dünyada olan bitenleri komşu şehirde bile olan bitenlerden haberimiz yoktur. Bu kitabın içeriğini anlamak bu açıdan pek kolay değildir. Kansas’ın ufak bir kasabasında yaşayan bir kişi, Miami’de meydana gelen olaylardan ne kadar haberdardır? Böyle bir durumda bu kişinin öğrenecekleri ancak olayın medyaya yansıdığı miktarda olacaktır. Biz genelde diğer insanlar gibi […]