ÖDÜL, Kleist Ödülü, Georg Büehner Ödülü, Barış Ödülü sahibi, ünıü Alman yazarı Anna Seghers’in sürgünde yazdığı bir roman. Kitabın özgün adı olan kopflohn başa konulan ödül anlamına gelmektedir. Seghers bu romanında, ekonomik kriz koşulları altında insanların ezilişini ve nazilik öncesi dönemin toplumsal çalkantılarını başarıyla aktarıyor. Alman eleştirmenleri kitabın ele aldığı konuyla, eskimeyen bir güncelliğe sahip […]
Kategori: Tarihi
Ann Chamberlin – Safiye Sultan III – Sözüm ki Tek Sana Geçmez Celladımsın Ey Zaman
Sözüm ki Tek Sana Geçmez Celladımsın Ey Zaman. İSMİHAN, öylesine zor bir doğum yapmıştı ki, bastonla yürüyebilmesi bile epey zaman aldı. Ayağa kalktığında ancak paytak paytak atabiliyordu adımlarını. Onun için yürümekten-se tahtırevana binmeyi yeğliyordu. Hatta evde bile, kendisini bir sandalyeyle istediği yere taşıyorduk. Kısa bir süre için oturmak bile onu çok zorladığından genellikle bir yığın […]
Ann Chamberlin – Safiye Sultan II – Ya Ipek Urgan Ya Gümüş Hançer
Osmanlı İmparatorluğu; “Gökyüzünde aramayın beni Ben haremde bir yıldızım Aldanmayın kahkahama, şıkırtıma Ah, ben yapayalnız, zavallı bir kızım. Umutsuzca özlerim sevilmeyi Boğazın mavi suları sürükler kederimi Gümüş aynalar bir türlü göstermez benliğimi Bilsem ki açıktır kapısı, yine de terkedemem kafesimi, Görmedim sarayda bir gün şefkati Altındandır buranın kölelik, zinciri Yediklerim özendirse de cümle âlemi Ben […]
Ann Chamberlin – Safiye Sultan I – Hadim Edilmiş Bir Aşk
“Salt Lake’de doğdum ve çocukluğum orada geçti, ama gençliğimin büyük bir bölümünde matematik profesörü olan babamla birlikte Avrupa’da yaşadım. okudum. İsrail de. Ortadoğu Arkeolojisi eğitimi gördüm. Tüm kutsal toprakları dolaştım. Kudüs’te kaldım. Eski Akatça, lbranice ve Hiyeroglif okuyup anlayabiliyorum. Kocamla birlikte Ürdün, Türkiye ve Kuzey Afrika’yı gezdim. İki oğlumuz var. Salt Lake City’de ördeklerimiz, tavuklarımız […]
Andrey Platonov – Mutlu Moskova
SIKICI BİR GECE VAKTİ, KARANLIK BİR ADAM ELİNDE MEŞALE GEÇTİ SOKAKTAN KOŞARAK. SIKICI RÜYASINDAN UYANAN KÜÇÜK KIZ EVİNİN PENCERESİNDEN GÖRDÜ ONU. SONRA SAĞLAM BİR TÜFEK SESİ VE KEDERLİ ÂCİZ BİR ÇIĞLIK DUYDU – GALİBA MEŞALELİ ADAMI ÖLDÜRMÜŞLERDİ. AZ SONRABİRÇOKUZAK SİLAH SESİ VE YAKINLARDAKİ HAPİSHANEDEN YÜKSELEN UĞULTU İŞİTİLDİ… KÜÇÜK KIZ UYKUYA DALDI VE İLERLEYEN GÜNLER BOYUNCA […]
Halide Edib Adıvar – Yolpalas Cinayeti
Halide Edib Adıvar’ın Avrupa’da (eserin sonundaki notuna göre Paris’te) bulunduğu 1936 yılında kaleme aldığı bu cinayet romanı aynı yıl Yedigün dergisinde, günler öncesinden başlayan bir ilan ve reklam kampanyasından sonra yayımlanmıştır. Hüseyin Cahit Yalçın, Reşat Nuri, Peyami Safa, Muhsin Ertuğrul gibi edebiyatçıların kadrosunda bulundukları, ayrıca Halide Edib Adıvar’ın, özellikle Avrupa’da gördüğü çeşitli yerlerle ilgili, mesela […]
Halide Edib Adıvar – Vurun Kahpeye
“Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billâhi!” Aliye kasabaya muallime 1 olarak geldi. Yüzü, henüz açılmayan bir gül goncasının mahcup 2 kırmızılığını, çekingen güzelliğini taşıyordu. Pembe, ince yüzü üstünde iki kocaman menekşe gibi siyah kirpikli gözleri, küçük bir çocuk burnu, […]
Halide Edib Adıvar – Sinekli Bakkal
“Kâinatta ne varsa hepsi vehim ve hayal, yani aynalara vuran akisler veyahut gölgeler.” 1 1 Bu dar arka sokak bulunduğu semtin adını almıştır: Sinekli Bakkal. Evler hep ahşap ve iki katlı. Köhne çatılar; karşıdan karşıya birbirinin üstüne abanır gibi uzanmış eski zaman saçakları. Ortada baştan başa uzanan bir aralık kalmış olmasa, sokak üstü kemerli karanlık […]
Halide Edib Adıvar – Ateşten Gömlek
Hikâyemin başladığı ana kadar silik, cansız bir Hâriciyye 34 memuru idim. Yazdığım hikâye benden ziyâde, sevdiğim insanların hayatına aittir. Fakat ben de onların arasında yaşıyorum ve kendi hayatım onların hikâyesi ile başlıyor. Onun için kendimi de bazan bu ateş ve kan hikâyesine karıştırmaktan korkarak başlıyorum. Daire ve sararmış kâğıt kokan hüviyetimi bu sıcak, kırmızı kanlarla […]
Hakan Evrensel – Yer Eksi İki
Sürekli öksürüyordu. Neredeyse ciğerleri sökülüp ağzından fırlayacak gibi iki büklüm oluyor, oturduğu divandan düşmemek için kendini zorluyordu. Çocuklardan büyük olanı, odanın köşesinde oturduğu yerde elinde kalem ve kâğıtla öylece durmuş, korkulu gözlerle dedesinin bu halini izliyordu. Dört yaşlarındaki diğeri ise parazitli sesi neredeyse sonuna kadar açık televizyondaki çizgi filmi seyrediyordu. Bir yandan da annesinin yer […]
Andre Malraux – Umut
‘Malraux, Bir ‘Gösterge’!.. Benim kuşağımdan, hangi edebiyat meraklısı, şu satırları hatırlamaz ki? “… Çen cibinliği çekmeğe mi kalkışmalı, yoksa o yokmuş gibi, doğrudan doğruya mı vurmalı idi? Heyecandan midesinin burkulduğunu duyuyordu…” “… Bu adamın ölmesi lazım geldiğini kendi kendine tekrarlıyordu. Aptallık, çünkü onu öldüreceğini zaten biliyordu. Yakalansın veya yakalanmasın, ipe çekilsin veya çekilmesin, ehemmiyeti yoktu. […]
Stefan Zweig – Afrikanın Hiç Bir Yerinde
4 Şubat 1938, Rongai Benim Sevgili Jettelim, Önce eline bir mendil alarak rahat bir köşeye çekil. Şu anda eskisinden de güçlü olmalısın. Tanrı isterse, çok yakında görüşeceğiz. Hem de umduğumuzdan önce. Mombasa’ya gelir gelmez sana göndermiş olduğum son mektuptan bu yana pek çok şey oldu, bu yüzden kafam hâlâ karmakarışık. Nairobi’ye geldiğimin hafta, kimi gördüysem […]
Glenn Meade – Sakkara’nın Kumları
Nisan ayıydı ve hamsin esiyordu, sokakları kumdan kırbaçlarla döven uğultulu bir çöl rüzgârı. Taksi morgun önünde durduğunda indim; elimde yaşlı bir adamın Nil kıyısına sürüklenen cesedi dışında delil yokken bu kadar aşağılık bir gecede beni buraya çeken şeyi hâlâ merak ediyordum. – Beklememi ister misiniz, efendim? Taksi şoförü sakallı ve bir ağız dolusu sararmış dişli […]
Amin Maalouf – Yüzüncü Ad
Canavar′ın yılına girmemize daha dört uzun ay var, oysa gelmiş dayanmış bile kapıya. Gölgesi, yüreklerimizi ve evlerimizin pencerelerini örtüyor. Çevremdeki insanlar başka şeyden söz edemez oldular. Yaklaşan yıl, ön belirtiler, kehanetler… Gelsin! diyorum kimi zaman kendi kendime; boşaltsın artık mucize ve felaketlerle dolu heybesini! Sonra cayıyorum bu düşünceden; tüm o güzel yıllara geri gidiyorum belleğimde, […]
Amin Maalouf – Tanios Kayası
“Uğruna şu düşsel Alleghany ve Lübnan dağlarının dikildiği halk bu!.. Hangi iyi kollar, hangi güzel çağ geri verecek bana uykularımın ve en küçük devinimlerimin kaynağı olan bu bölgeyi?” Benim doğduğum köyde kayaların birer adı vardır. Gemi Kayası, Ayı Kafası Kayası, Pusu Kayası, Duvar Kayası, hatta İkizler Kayası vardır. Bu sonuncusuna Gulyabani Memeleri de denir. Asker […]
Amin Maalouf – Semerkant
Ve şimdi, bakışlarını Semerkant üzerinde gezdir! O, yeryüzünün kraliçesi değil mi? Tüm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu? Edgar Allan Poe (1809 -1849) Atlantik’in dibinde bir kitap var. Anlatacağım, işte onun öyküsü. Belki nasıl sonuçlandığını biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazdı, bazı yapıtlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912’yi 15 Nisan 1912’ye bağlayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland açıklarında […]