(Işık. Dört bar taburesi. Arkada tahta bir sandık. Üstünde “Montevideo” yazılıdır. Sandığın üstünde bir konyak şişesi, üç bardak. Bar taburelerinde bir Gemici, bir tren Makinisti, kırmızı ve hafif dekolte bir elbise giymiş, otuzlarında güzel bir Kadın oturmaktadır. Dördüncüsü bir garsondur, kendi taburesinin arkasında, ayakta durur ve bir süre öbür üçlünün konuşmalarını dinler.) GEMİCİ: La Coralie […]
Oliver Sacks – Halüsinasyonlar
“Halüsinasyon” kelimesi, ilk defa kullanılmaya başlandığında -16. yüzyılın başlarında- yalnızca “dalgın bir zihin” anlamına geliyordu. Fransız psikiyatr Jean-Etienne Esquirol, terime ancak 1830’larda bugünkü anlamını kazandırdı; bundan evvel, şu anda halüsinasyon olarak adlandırdığımız şeye “görüntüler” denip geçiliyordu. “Halüsinasyon” kelimesine dair tanımlar halen hatırı sayılacak denli çeşitli; bunun başlıca nedeni, halüsinasyon ile yanlış algılama [misperception] ve yanılsama […]
Oliver Sacks – Dayanacak Bir Bacak
Thom Gunn şiirin “fırsatlarından” söz etmiştir. Bilimde de en az sanatta olduğu kadar sık “fırsatlarla” karşılaşılır: Bu fırsatlar Kekule’nin yılanları gibi bir rüya metaforu, Newton’un elması gibi bir analoji, Arşimed’in “Evreka!”sı gibi aniden beklenmedik bir anlama bürünen bir olay biçiminde ortaya çıkabilir ve her biri birer evreka ya da tecelli olarak değerlendirilmelidir. Tıpta fırsatlar hastalıklar, […]
Oliver Goldsmith – Yanlışlıklar Gecesi
(Mr. Hardcastle ileMrs. Hardcastle sağdan girerler.) Mrs. HARDCASTLE. – Sonuç olarak, garip adamsınız, Mr. Hardcastle. Acaba köyde oturan bunca insan içinde biraz paslarını silmek için arasıra Londra’ya gitmeyen bizden başka kimse var mı? İşte çifte Miss Hogg’lar, işte komşumuz Mrs. Grigsby; her kış bir ay şöyle bir kendilerine gelmek için kente gidiyorlar. HARDCASTLE. – Evet, […]
Oliver Bowden – Yoldaşlık; Suikastçının İnancı – Assassin-s Creed
Kolektif – Okusun da Buyusun – Dunya Cocuk Masallari
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir kral ve kraliçe varmış. Bunların çok iyi kalpli birde kızları varmış. Bu ülkede herkes mutluluk içinde yaşarmış. Sarayın yakınlarında ise kötü kalpli bir cadı yaşar, mutlu insanlardan nefret edermiş. Kral ve ailesinin de mutlu olması cadıyı çıldırtırmış. Cadı sonunda bu mutluluğu bozmaya karar vermiş. Bunun için fırsat […]
Oktay Sinanoglu – Hedef Turkiye
Bugünlerde hep, yıllar önce gördüğüm bir kâbusu hatırlıyorum. 1960’lardaydı. Bir gece, ateşim de çıkmış, baygın gibi uyuyakalınca bir kâbus gördüm. Korkulu rüyamda kendimi 40 yıl sonra İstanbul’da buldum. Zaman değişmiş, sokakta yürüyorum, tüm dükkân isimleri İngilizce. Girip bir dükkâna sordum: Hayrola, bu dükkân kırk yıl evvel de vardı, ne oldu? Güzel bir isminiz vardı; Gül […]
Oktay Sinanoglu – Bye Bye Turkce
Bir Nev-York Rüyası “BYE-BYE” TÜRKÇE BİR NEV-YORK RÜYASI’ Bir yaz günü uyuya kalmışım. Kendimi, rüyamda önceleri epey vakit geçirmiş olduğum NevYork şehrinde buldum. Aradan uzun yıllar geçmiş, 2050’li yıllara gelmi-şiz. Broadway ‘den aşağıya yürüyüp meşhur Times meyda-nına vardım. Gözlerim âşinâ olduğum koskoca Amerikan sigarası, Amerikan arabası reklâmlarını arıyordu. Evet ge-ne o kocaman, dev bina büyüklüğünde […]
Oktay Sinanoglu – Buyuk Uyanis
Derin bir uykudan uyandım. Rüya kafamda hâlâ taptazeydi; yeni görülmüş renkli bir filim gibi. Nasıl derin bir uyku idi ki o öyle. Sanki elli yıldır uyumaktaymışım. Rüyamda, halk Türkiye’nin her bir köşesine kadar uyanmış. Herkesin gözünde bir parlaklık; yüzlerinden kendine güven fışkırıyor. Kadıköy’deyim, Beyoğlu’ndayım, Ankara’da Meşrutiyet Caddesi’ndeyim, Amasya’da, Antalya’da, Tekirdağ’da, Van’dayım: Sokaklarda insanlar hızlı hızlı […]
Oktay Rifat – Bir Kadinin Penceresinden
Anlatacağımız öykü 1975 Türkiye’sinin İstanbul’unda geçer. Şimdilerde moda olan bir terimle azgelişmiş bir toplumdur 1975 Türkiye’si. Azgelişmişlik kendine özgü bir varoluş biçimidir ki ulusal renge karışır ve yaşamın her kertesinde kendini duyurur. Yürümekten giyinip kuşanmaya, alışveriş etmekten sevişmeye, sanattan bilime, hukuktan politikaya dek her alanda onu başka bir yüzle görürsünüz. Bu bakımdan, bu yılların Türkiye’sinden […]
Oktay Rifat – Bay Lear
Adam ata baktı. Ahırın eşiğinden bakıyordu ata. Gide gele basılmış kırmızıya çalan ıslak bir bahçe yolu vardı ardında. İki yanda otlar, otların arasında ballıbabalar. İlerde ağaçlar, körelmiş yemiş ağaçları. Pervane daha ötede, bostanın orada. Kimi gün açıksa kapıdan, kimi gün aralıksa ışıktaki o karanlık çizgiden bakıyordu ata. Bakmakla bakmamak arası. Çoğunlukla bir sağrıdan, bir kuyruktan […]
Oktay Aslanapa – Mimar Sinan
Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleri hakkında bilgilerimiz kendisi ve yakınları tarafından yazılmış küçük kitapçıklar ile yapı kitabeleri, arşivlerde bulunan defterler ve vesikalara dayanmaktadır. Kendisinin bir vakfiyesi ile mimari eserlerini konu alan birkaç eser de bunlar arasında yer alabilir. Topkapı Sarayı arşivinde bulunan müsvedde halinde iki yazma Sinan’ın kendi elinden çıkmış, kendi yazısı olarak düşünülebilecek risale […]
Oktay Akbal – Insan Bir Ormandir
Üstüme üstüme geldi taşıtlar. Hepsi çiğnemek mi istiyor beni? Kaçmalı bir yana… Anıtın önündeydim. Yeni bir çelenk koymuşlar. Daha bu sabah. Kırmızı güller. Bir yazı var üstünde. Üç harf yanyana. Çözemedim anlamım… Sıcaktı alan. Bir fotoğrafçı yaklaştı, baktı. Çekmedi resmimi, isteyip istemediğimi sormadı bile. Durdum, ‘ akıp giden arabaları, otobüsleri seyrettim. Bu kent hiç uyumaz […]
Oktay Akbal – Ataturk Yasadimi
Herkes Atatürk’ü övüyor, herkes “izindeyiz!” diye yırtmıyor, herkes “o en büyük adam” diyor, herkes “Atam nerdesin, niye bizi bıraktın” diye ağlıyor, herkes, herkes, herkes Atatürk yolunda, safında, ülküsünde, ardında!.. İki Alman öğrencisi gelmişler yurdumuza. Dinlenmişler, konuşmuşlar. Herkes Atatürk’ü göklere çıkarıyor, herkes onu babası gibi seviyor. Sonra bir de bakmışlar ki herkes Atatürk’ün düşüncelerine, görüşlerine, ilkelerine, […]
Okan Yeşilot – Hazar’dan Karadeniz’e Stratejik Bakış
XX. yüzyılın sonlarına doğru dünyada globalleşme eğilimlerinin ortaya çıkması siyasi ve ekonomik süreçlerde karşüıklı ilişkileri ve bağımlılıkları da beraberinde getirdi. Entegrasyon süreçlerinin yeni bir aşaması olan globalleşme devrinde, insanlık aslmda çok karmaşık ve farklı bir döneme girdi. Globalleşme, uluslararası ilişkilerin değişmesinde çözümleyici bir rol oynarken dünyanın siyasi düzeninde de ciddi değişikliklere yol açtı. Meydana gelen […]
Marius von Mayenburg – Ateş Yüzlü
KURT Ben doğumutnu hahrlayabiliyorum. OLGA Hatırlayam.vsın KURT Hatırlayabilirim. OLGA Ben bile senin doğumunu hahrlamıyorum. KURT Sen orda değildin ki. OLGA En köhisünden kur_tardım kendimi. Hepsi arkamda kaldı. Bunun çoktan gegp gittiğini düşünüyorum son kez. Annenin bir parçası olduğun ilk felaketten kurfulursun. Sonra küçültiicü şeyler geliç emzikli beb.ğlr,, sümiiklü yarahğın resimleri. Anne. memesinin ucunu vücudunun açıkbulduğu […]