Süryaniler tarihleri boyunca büyük göç dalgalarıyla karşılaştılar ama, toplumu en çok sarsanı belki de 1960’lı yıllarda başlayan ve sonu Avrupa ve ABD’de biteni oldu. Daha önceleri göçler “yerel” boyutta kalırken, son güç dalgası Süryaniler’i binlerce yıl yaşadıkları topraklardan kopardı. Son göç, onların “diaspora” kavramı ve psikolojisiyle tanışmalarına neden oldu. Süryaniler bu göçle birlikte yaşadıkları ülkelerdeki […]
Özge Bahar Sunar, Uğur Altun – Yağmur Adam ve En Güzel Dans
Y. Zamyatin, M. Bulgakov – Stalin’e Mektuplar
Haziran 1931’de Zamya.tin Stalin’e yazıyor. Ülkeden ayrılma izni istiyor, çün�ü yazcirlıgını sür . dürebitmesi olanaksızdır. Önceki yılın 28 Mart’ında da Bulgakov Sovyetler Birligi Hükumeti’ne (ve özellikle Stalin’e) benzer sorunlarını iletmişti. İki adam (ki birkaç on yıl sonra her ikisinin de· – • 1 . büyük birer yazar oldukları görüşünde birleşilecek-. tir) son kertede {arklıdırlar. Bulgakov […]
Y. Hakan Erdem – Unomastica Alla Turca
Kalaylı dış yüzeyine On iki Imǚ am’ın isimleri fırdolayı özensizce kazınmış, aşırı kullanımdan ötürü içinin kızılı çıkmış Dağıstan malı küçük bakır sürahinin içindeki tuhaf lacivert cisim dikkatini çekti. Türk girişimciliğinin öncüuçbeylerinden, Uno-mastik Itǚ halat–Ihǚ racat’ın sahibi ve genel müdürü Argun Afaki, güneşten korunmaktan çok, olur olmaz yerde tanınmak kaygısıyla taktığı kara gözlüklerini alnına doğru iteleyerek […]
Y. Hakan Erdem – Tarih-i Lenk
Türkiye’de bir eleştiri kültürü eksikliğinden çok ciddi olarak söz edebiliriz. Sinemada, edebiyatta, genelde sanatta, hatta Türkolojide durum biraz daha iyi görünüyor ama söz konusu olan tarih metinleri ise bu eksiklik iyice dikkat çekiyor. O kadar ki tarih eleştirileri niteliği taşıyan metinlerin, üstelik komşu ve tarihe yardımcı disiplinlerde olanlarını sayarak geniş tutsak bile epeycesini bir çırpıda […]
Y. Hakan Erdem – Kitab-i Duvduvani
Tasviri Kubad Duvduvani Efendi’nin ancak zayıf bir rivayet halinde birkaç kitap düşkünü ve sahaf tarafından varlığı bilinen ama eseri hiç görmemiş binlerce insan tarafından bir amentü gibi inanılan ve asla şüphe edilmeyen kitabım ele geçirmek, hem de olmadık bir şekilde ele geçirmek, “müdekkikan ve müteverrihan-ı zaman”dan Ferid Bey’in kendisini de olmadık heyecanlara boğmuştu. Talimhane’nin arka […]
Xavier de Maistre – Sibiryalı Kız & Kafkas Tutsakları
Birinci Pol döneminin sonlanna doğru, babasının bağışlanmasını istemek için Sibirya’dan kalkıp yaya olarak Sen Petersburg’a giden bir genç kızm gözüpekliği, o zamanlar ünlü bir yazara (*) bu yaman yolcuyu bir roman kahramanı yaptıracak denli kışkırtıcı bir gürültüye yol açmıştı. Ama, bir çocuğun babasına karşı duyabileceği en temiz sevgiden başka bir tutku tanımayan ve kimseden öğüt […]
Woody Allen – Yan Etkiler
Üzerinden dört hafta geçti ama Sandor Needleman’ın öldüğüne hâlâ inanamıyorum. Cenaze töreninde bulundum ve oğlunun isteği üzerine şekerlemeleri de ben getirdim, ama hemen herkes üzüntüden kendinden geçmişti. Needleman, cenaze törenini adeta takıntı haline getirmişti ve bir defasında bana, “Yakılmayı, toprağa gömülmeye bin kere, her ikisini de karımla bir hafta sonu geçirmeye sonsuz kere tercih ederim,” […]
Woody Allen – Evet Ama Bir Lokomotif Bunu Yapabilir mi
Odamda oturmuş bir yandan otuz sekizliğimi temizliyor, bir yandan da gelecek işimin ne olacağını tahmin etmeye çalışıyordum. O anda odamın kapısı açıldı ve Heather Butkiss adındaki uzun ve sarı saçlı bir afet içeri girdi. Üzerine elbise diye giydiği kısa etek ve dapdar bluz, derin düşünme halindeki bir mandaya bile kalp krizi geçirebilirdi. “Senin için ne […]
Wolfgang Smith – Kuantum Bilmecesi
Kuantum teorisinin bulgularının felsefi anlamlarının peşine düştü~ğümüz anda kendimizi zorlukların ve kafa karıştırıcı unsurların içinde buluruz. Bu yalnızca mikrokozmosun ince ve karmaşık yapısından kaynaklanmaz, asıl önceliğe ve öneme sahip, Rene Descartes’den bu yana düşünsel alanda hakim bir konuma sahip olan belli yanlış metafizik öncüIlere bağlanmaktan kaynaklanır. Bu öncüller nelerdır? tlkin, renk gibi “Đkincil” ya da […]
Wolfgang Smith – Kainat ve Askinlik
HİÇ BİR ŞEY BİZİM BİLİMSEL ‘FİZİKSEL EVREN’ bilgimizden daha kesin değil gibi görünür. Pekiyi ama, nedir öyleyse bu fiziksel evren? Onun uzay, zaman ve maddeden, ya da uzay-zaman ve enerjiden, veya belki de daha muğlak ve hatta daha da az hayal edilebilir başka bir şeyden oluştuğu söylenir bize; fakat her hâlukârda onun neleri içermediği sarih […]
Witold Gombrowicz – Taammuden Cinayet
Buna karşın, istasyondan çıktığımda atları göremedim. Araştırıp telgrafımın ulaştığını öğrendim: İlgili, bir gün önce kendi elleriyle aldı. Böylece ister istemez eski bir araba kiralayıp, bavulumu ve tuvalet çantamı (küçük bir şişe kolonya, bir şişe bitkisel yağ, badem kokulu sabun, makas ve tırnak törpüsü içeriyordu) yükleyip, gece basarken eriyen karların sessizliğinde dört saat boyunca tarlalar arasında […]
Witold Gombrowicz – Pornografi
Polonyalı bir yazar, bana mektup yazarak Pornografi’nin felsefi anlamını sordu. Şöyle yanıtladım: “En basit biçimde açıklamaya çalışalım. İnsan, biliyorsunuz, mutlak olana, eksiksizliğe, gerçeğe, Tanrı’ya, tam bir olgunluğa yönelir. Her şeyi kavramak ve kendini bütünüyle gerçekleştirmek; t uyduğu ahlâk buyruğu budur. “Oysa Pornografi’det bana kalırsa insanın kuşkusuz çok daha gizli, hatta bir anlamda yasadışı bir başka […]
Witold Gombrowicz – Ferdydurke
O salı sabahı, gecenin bitip de tanın henüz ağarmadığı tatsız tuzsuz zamanda uyandım. Sıçrayarak uyanmıştım; taksi ile gara gitmek istiyordum; yola çıkabileceğimi sanıyordum, ama garda bana uygun hiçbir trenin bulunmadığını, hiçbirinin kalkış vaktinin gelmediğini son dakikada üzülerek anladım. Alacakaranlıkta, yatağımdan çıkmadan, uzanmış durumda, öylece kaldım; bedenim dayanılmaz bir korku içindeydi, ruhum da bunalmıştı; hiçbir şey […]
Witold Gombrowicz – Bakakai
Yüzyıllardan beri sürüp giden otoritesinin Büyük Kurul’a özgü otoriteyi bile geride bıraktığı, hatta ağırlığıyla onu ezip geçtiği Büyük Kurul, portreli salonun tarihî loş ortamında toplantı halindeydi, gizli bir toplantı yapıyordu. Alacakaranlıktaki dilsiz ve sağır portreler antik çerçeve başlıklarının tepesinden önemli kişilerin görkemli yüzlerini, onlar da Şansölye ve Devlet Bakanı* nin yıpranmış, kara kuru siluetini seyrediyorlardı. […]
William Shakesperae – Othello
Othello, ilk kez l Kasım 1604 gecesi sarayda oynanmıştır. [1] Aynı yıl içinde yazılmış olması büyük bir olasılıktır. Bu oyunun Telif Hakları Dairesi’ne kaydı 6 Ekim 1621 günü, bir yıl sonra bu oyunun ilk baskısını (l. Quarto) [2] gerçekleştiren Thomas Walkley tarafından yapılmıştır. Hem l. Quarto, hem de 1. Folio (1623) metnin anlaşılması için zorunlu […]