Serge King – Kahuna Şifacılığı

“Kum fırtınası!” Develer huysuzlandı, atlar kişnedi. Erkeklerden oluşan küçük grup kendilerinden önce hayvanlarının başlarını korumak için koşuşturdu. Sonra da kendi yüzlerini yünlü atkılarla örttüler. Gobi’de alışıldığı üzere fırtına birden başlayıvermişti. Adamlar zar zor toparlandılar, Moğolca ve İngilizce küfürler ederek öksürdüler. Fırtına başlamadan önce rehberlerden biri kum tepeleri görmüştü. Tepeler grubun rüzgar ve kumdan korunma umuduydu. […]

Serdar Rifat – Kitaplarin Senlik Atesi

Dünya edebiyatında deneme türünün öncüsü ve piri olarak görülen Michel de Montaigne’in “izinde yürümek” deyimi, XXI. yüzyılda kalem oynatan biri için, öncelikle ne gibi anlamlar ifade edebilir? Montaigne’in temellerini attığını söyleyebileceğimiz bu tür, aradan geçen dört buçuk yüzyıl içinde, hangi içerik ve biçim dönüşümlerine uğrayarak günümüze değin gelmiştir? Montaigne’in, bu yazınsal türün tarihsel öncüsü olma […]

Serdar Erdine – Ağrılar

Ağn, insanoğlu varolalıdan beri tıpta’ki temel sorunların başında gelmektedir. Hasta çoğu kez ağnşı olduğu için hekime başvurur. Yani ağrı hastayı hekime başvurması için bir uyarı işlevi görür. Bu işievin yanısıra bir çok ağn çeşidi; örneğin, başağnlan, bel ağrılan hastayı işinden gücünden alıkoyan, kişisel ve toplumsal yaşamını etkileyen önemli bir etken olarak bir hastalık olarak karşımıza […]

Serdar Akinan – Kan Uykusu

Cumhuriyet Tarihinin En Acılı Süreci 1992’nin Mart ayında Cizre’deydim. Star televizyonu haber merkezi için çalışıyordum. O yıl Nevruz gösterilerinde büyük olaylar bekleni¬yordu. Nitekim öyle de oldu. Sloganlar atan, sarı, kırmızı, yeşil renklerle Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşıyan insanların arasına ilk kez karışmıştım. Olaylar bir anda kontrolden çıktı. Kitlenin üzerine ağır silahlarla ateş açıldı. O gün Cizre’de […]

Senol Erdogan – Bir Wim Wenders Kitabi

Bir film çektiğinizde her zaman birçok insanla uğraşırsınız. Kameranızın önünde her zaman oyuncular olur. Anlatacağınız bir hikaye vardır. Uymanız gereken bir program vardır. Kısıtlı bir bütçeniz olur. Seyahat ettiğimde ve fotoğraf çektiğimde farklı bir ritmim vardır. Aniden, ufuk, gökyüzü, binalar, ağaçlar ve çevredeki her şey önem kazanır. Ah, evet, insanlar da, fakat onlar çevreleri içinde […]

Sengul Can – Sarnıc

Gözlerimi gömdüğüm yerlere gittim. Gözlerim yoktu. Evin içinde göl, gölün içinde ayna. Uzun, karanlık bir koridor. Sonunda hüzme bir ışık. Titrek ve kararsız. Kan ter içindeyim. Gözlerimi açıyorum. Koridor. Kapatıyorum. Aynı koridor. Bedenim bir soluk. Kızgın ve yakıcı. Dışarı çıkmak istiyorum. Neden böyle yoruldum, bilmiyorum. Hareketsiz yatıyorum: Evdeyiz. Annem bulaşık yıkıyor. Bense onu izliyorum. Hep […]

Seneca – Phaedra

Seneca’nın (İ.Ö. 4-İ.S. 65) Phaedra trajedisi, [1] Atina kralı Theseus, Girit (Creta) kralı Minos’un kızı Phaedra ve Theseus’un oğlu Hippolytus arasında yaşanan karşılıklı duygu karmaşasına dayanır. Yunan mitolojisinin efsanevi kahramanlarından Theseus, eşi Phaedra’nın üvey oğlu Hippolytus’a âşık olması sonucunda aldatılan bir koca olarak çıkar karşımıza. Söylenceye göre, Theseus dostu Pirithous [2] ile birlikte Persephone’yi kaçırmak […]

Sencer Divitçioğlu – Oğuz’dan Selçuklu’ya Boy, Konat ve Devlet

Çin kaynakları Tokuz Oğuz’dan ilk kez onların Çinlilerle birlik olup Hie-Li (İliğ) Kağanın sonunu hazırladıkları 630 olayları vesilesiyle bahseder (Pulleyblank 1956). Bu dokuz boy şunlardır: Uygur, Buku, Kun, Bayırku, Tongra, Sse-ki, Sıkar, Kipi ve Ediz (Hamilton 1962). Onların eski T’ieh-le (Teğrek>Kanglı) konfederasyonunun bir üyesi oldukları biliniyor (Liu mau-tsai 1958, p. 127). Mamafih, VIII. yüzyıla girerken […]

Sencer Berrak – Masal

23 Aralık 2006 (2): Odanın köşesindeki örümcek ağına baktım. Hâlâ hiçbir şey yakalayamamıştı. Muhtemelen açlıktan ölmek zorunda olan ağ sahibini aradım mobilyaların altında. Ağın yapısındaki hatalarını gösterip bir çift laf etmeyi umarken, koltuğun altında bir tükenmez kalem, üç madeni para, bir tenis topu, bir toka ve aylar önce kaybettiğim kendime olan saygımı buldum. Elimi uzattım […]

Semsinur Ozdemir – Hoca Anne ve Ailesi

Mısır’dan Erzurum’a uzanan yollar ve yıllar efia Hanım, mazisi Mısır’a kadar uzanan, Osmanlı Devleti nezdinde de kıymet verilen köklü bir aileye mensuptur. Ailenin şeceresiyle ilgili en detaylı araştırmaları Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde uzun yıllar çalışmış ve Refia Hanım’ın ağabeyi Abdürrezzak Efendi’nin oğlu olan Salih Selimoğlu (Top) yapmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki son Rus ve Ermeni işgali […]

Semir Aslanyürek – Senaryo Kuramı

Neden Sinema Dramaturjisi Teorisi? Vaktiyle, SSCB Moskova’daki Yazarlık Enstitüsü’nde giriş sınavları yapılırken mülâkata kalan bir Çukçe, sınav komisyonunun önüne gelmiş.* Jüri üyeleri sorularım Çukçe’ye yöneltmeye başlamışlar: “Dostoyevski’nin yapıtlarım okudun mu?” Çukçe yanıtlıyor: “Çukçe okumadı.” “Çehov’un?” “Çukçe onu da okumadı.” Jüri üyeleri ısrar ediyorlarmış: “Peki; Tolstoy’un, Balzac’ın, Shakespeare’in, Hemingway’in, Marquez’in ?..” Çukçe kendinden emin bir şekilde […]

Semih Gümüş – Yazının Sarkacı Roman

Roman yalnızca hayattan seçtiklerini anlatmaz elbette. Yaşadığımız hayatın bütününü de anlatmadığına göre, neleri seçip neleri ayıklayacağına kendine göre karar verir. Roman anlayışlarını birbirinden ayırt eden çizgilerden biri, romanın yaptığı seçimlerdir. Eleştirinin bir romana yaklaşma biçiminde de bu çizgilerin payı epeycedir. Eleştiri, ilkin romanın kendine sunduğu olanaklara bakar. Romanın eleştirmenin öznel beğenilerine uygun olup olmaması belirleyici […]

Semih Gümüş – Roman Kitabı

Yazmak, bütün öbür anlamlarının ötesinde, yazma eylemini yaşayan insanın, ilkin kendini var etme biçimi olmalı. – İnsan niçin yazar (ve yaşar)? Kıyasıya yaşamanın pek çok yolu varken. Belki insanın iç dünyasıyla yaşamayı seçmesi yüzünden –ya da yaşananların nedenleri parantez içine alındığı için– . İç dünyasını acıtacağını önceden kestiremeden. Günahlarından arınmanın bir biçimi olarak belki de; […]

Lermontov – Zamanımızın Bir Kahramanı

Her kitapta önsöz, hem ilk hem de son şeydir. Ya eserin amacını açıklamak için yazılır, ya da onu haklı göstermek, eleştirmelere cevap vermek için. Ama okurlar, genellikle, ne ahlaki amaçlarla ne de eleştirilerdeki saldırılarla, ilgilenirler; onun için de önsözleri okumazlar. Yazık ki her yerde böyledir bu, özellikle bizim ülkemizde. Halkımız hâlâ öyle toy, öyle saftır […]

Semih Gümüş – Öykünün Şimdiki Zamanı

Edebiyatımızda yeni kuşaklar üstüne yapılan ilk değerlendirmelerin çoğu kez önyargılarla sakatlandığı çok geçmeden anlaşılır. Kendinden hoşnut eski kuşakların gölgesi yeni kuşakların üstüne düştükçe renkler birbirine karışmaya, ara tonlar belirsizleşmeye başlar. O gölgenin çekilmesi uzun sürmez. Genç yazarlar er geç kişiliklerini bulmaya başlar, kendi sesleriyle edebiyatı zenginleştirir. Edebiyat dünyasına 1980’den sonra giren kuşağımız, aslına bakılırsa bu […]