Kategori: Genel

Henrik Brun – Danimarkali Yem

Ne güzel! En azından etrafında sigara içenler vardı ve ciğerlerinde tur atmış duman, burun deliklerinden içeri giriyordu. Hiç yoktan iyiydi. O an olabilecek en güzel şey, adamlardan birinin tutup işaret ve orta parmağı arasına bir Drina sigarası sıkıştırması ve arkasında bağlı ellerini çözmesiydi. Ama madem kendisi sigara içemiyordu, o zaman filtreden geçmiş sigara dumanı da […]

Henri-Frederic Blanc – Uyku Imparatorlugu

Joseph temiz havayı derin derin içine çekti. Kilisenin saati on biri, belki de gece yarısını vurdu. O anda ekim dolunayı sarı bulutların arasından ortaya çıktı. Issız sokakların köşe başlarında lambalar çöp yığınlarını aydınlatıyordu. Bir sarhoşun narası kentin içerilerinden yankılandı. Joseph, dökülmüş yaprak yığını önünde durdu, güzel bir yaprağı kedisi için seçip bakım çantasına koydu. Yağmur […]

Henri Troyat – Yaslı Kar

Rus asıllı ünlü Fransız romancısı Henri Troyat (asıl adı, Torossi Antarassav), 1 Aralık 191!’de Moskova’da doğdu. Zengin bir tüccar ailesinden gelen Troyat’nın ilk çocukluk çağı izlenimleri, ihtilal, kaçış, Paris’teki geçim sıkıntıları ile dolu sürgii.n hayatının olayiarına bağlanır. İhtilal sırasında, ailesiyle birlikte, alt üst olmuş Rusya’nın içinden geçerek göç etmişlerdi. Troyat, bu uzun, aralıksız, korkunç sahnelerle […]

Henri Michel – Faşizmler

Faşizmin ineili’ni 8.l’amak boşunadır. Mein Kamp{ yalnızca Nazizm’in Eski Ahiti’dir. Tarihsel olay -tıpkı Fransız Devrimi’nin “filozoflar” tarafından hazırlanmamış olması gibi- bir dizi kurarncı tarafından hazırlanmamıştır. Faşist “düşünürler” panoakla sayılacak kadar azdır. DoWtısunu söylemek gerekirse, sözcü� kendisi, yani faşizm (1) olayın do�asını tarihsel kılmaktadır: Farklı güçlerin birlikteliği ve bu birlikteliğin hatta onun düşüncesinin bile bir oldubittiden […]

Henri Loo, Pierre Loo – Depresyon

“Kalbimin düştü� uçurumun karanlık derinliginden!” Umutsuz bir itiraf, yakınma, belki de bir çaWı … İşte depresyon. Genellikle anlaşılamayan, bazen abartılı ve düzelmez olarak de�erlendirilmiş olan bu olgu bugün de tartışma konusudur. Geleneksel klinik titiz deneyimleri ve bilgi birikimleri pek çok kuşagın zengin oluşum süreci ile genel yapıyı kurdu; de�şik agırlık noktalannı ve bakışlan belirledi. · […]

Henri Loevenbruck – Kurtlarin Savasi

Toprağın belleği yabancıdır insanlarınkine. Tarih ve dünya üstüne her şeyi bildiğimizi sanırız, ama öyle eski çağlar vardır ki bugün çoktan yitip gitmiş olan binlerce harika henüz capcanlıdır o zaman. Yalnız ağaçlar anımsar, gökyüzü, bir de rüzgâr… Nitekim, unutulmuş bir zamanda bir gece, toprağın bakışları altında iki dünyanın yolları çakıştı… Güzel bir sonbahar akşamıydı. Yaz bir […]

Henri Loevenbruck – Disi Kurt Ile Cocuk

Toprağın belleği yabancıdır insanlarınkine. Tarih ve dünya konusunda her şeyi bildiğimizi sanırız, ama, bugün gözden yitik bin bir harikanın birbirine karıştığı, unutulmuş çağlar vardır. Ağaçlar anımsar yalnız, bir de gök, bir de deniz. Eğer bir yaz akşamı, tüm iyi niyetinizle, çimenlere uzanıp da yüreğinizi açarak kulak verirseniz onlara, bir başka zamanın öyküsünü işitebilirsiniz belki; Gaelia […]

Henri Loevenbruck – Disi Kurdun Gecesi

Toprağın belleği yabancıdır insanlarınkine. Tarih ve dünya üstüne her şeyi bildiğimizi sanırız, ama öyle eski çağlar vardır ki bugün çoktan yitip gitmiş olan binlerce harika henüz capcanlıdır o zaman. Yalnız ağaçlar anımsar, gökyüzü, bir de rüzgâr… Taş, kuşkusuz, böyle görüp bildi bütün çağların bitişini. Çünkü her çağın bir sonu vardır. Ama insanlar bunu unutmayı yeğler […]

Henri Lefebvre – Ritimanaliz – Mekan, Zaman ve Gündelik Hayat

Kaybolduk gene. Nerdeydim? Nerdeyim? Çamurlu yol. Araba durdu. Zaman ritimdir; sıcak, nemli bir gecenin böcek ritmi, beynin kıpırtıları, soluk alıp vermek, şakağımdaki davul – bunlar zamanın sadık bekçileridir; ve akıl hummalı tempoyu düzeltir. Vladimir Nabokov, Adaya da Arzu: Bir Aile Tarihçesi1 Ritimanaliz Unsurları* Lefebvre’in yazdığı son kitap oldu, bununla birlikte ancak onun ölümünden sonra, dostu […]

Henri Bosco – Çocuk ve Irmak

Ben küçükken köyde oturuyorduk. Oturduğumuz ev tarlaların ortasında yitmiş küçük bir çiftlik eviydi. Mutluluk içinde yaşıyorduk. Baba tarafından akrabamız olan Martine (1) Hala da bizimle birlikte oturuyordu. Eski çağlardan kalmış bir kadın görünümü vardı Martine Hala’da: pike kumaştan hotoz ve kıvrımlı giysiler giyer, kemerinden gümüş makaslar sarkardı. İnsanlara, köpeğe, ördeklere, tavuklara, herkese ve herşeye egemendi. […]

Henri Bergson – Gülme

Gülme ne anlama gelir? Gülünçlüğün temelinde ne vardır? Bir soytarının surat asışında, bir sözcük oyununda, bir vodvildeki yanılmacada, ince güldürünün bir sahnesinde ortak ne olabilir? Bu denli çeşitli üründe aynı olup da kimine nahoş kimine hoş bir koku bahşeden o esansı hangi damıtma yöntemi verebilir bize? Tüm ele geçirme çabalarına direnen, aniden tekrar ortaya çıkmadan […]

Henri Bergson – Ahlâkın ve Dinin İki Kaynağı

Yasak meyve öyküsü insanlığın belleğinde olduğu gibi hepimizin belleğindeki en eski anıdır. Eğer bu anı hatırlamayı yeğlediğimiz diğer anılarla silinmemiş olsaydı bu durumun farkına varırdık. Kendi başımıza bırakılsaydık çocukluğumuz nasıl olurdu kim bilir! Zevkten zevke koşardık. Ama işte, göremediğimiz ve dokunamadığımız bir engel bütün bu zevklerin önüne geçiyor: Bir yasaklama. Neden bu yasaklamaya boyun eğiyoruz? […]

Henning Mankell – Olumun Karanlik Yuzu

Unuttuğu bir şeyler vardı, uyandığı an anlamıştı bunu. O gece rüyasında görmüş olduğu… Hatırlaması gereken bir şey. Hatırlamaya çalıştı. Ama uyku kara bir delikti. İçinde ne olduğu hakkında hiçbir ipucu vermeyen dipsiz bir kuyu gibi. Oysa rüyamda boğalarla mı boğuştum sanki diye düşündü. Öyle olsa, gece ateşlenmiş gibi ter içinde kalmış olmam gerekirdi. Bu gece […]

Helen Nielsen – Cinayet Dosyası

Adım Markham Grant. 39 yaşındayım. Hiç de pasaportumdaki resmim kadar çirkin sayılmam. Bir kere 1.76 boyunda, 80 kilo ağırlığındayım. Sonra gözlerim yeşil-kahverengi karışımı; son zamanlarda şakaklarıma düşen aklarla daha bir yakışıklı oldum. Evliyim ve üç çocuğum var. Karım Nancy çok hoş bir kadındır. Đyi bir ev kadını, iyi bir annedir. Ne onun ne de benim […]

Helen Fielding – Brıdget Jones’un Gunlugu

Haftada on dört kadehten fazla alkollü içki içmeyeceğim. Sigara içmeyeceğim. Makarna pişiricisi, dondurma makinesi gibi hiçbir zaman kullanılmayan raulfak aletlerine, sırf rafları süslesin diye alman, okumayacağım kitaplara ve -erkek arkadaşım olmadığına göresüslü iç çamaşırlarına para harcamayacağım. Beni gören birilerinin olabileceğini düşünüp, evin içinde pasaklı pasaklı dolaşmaktan vazgeçeceğim. l Kazandığımdan daha fazla harcamayacağım. Sinirlenip kontrolümü kaybetmeyeceğim. […]