Kategori: Genel

Ahmet Gunbay Yildiz – Gunahin Rengi

Benzi uçuktu. Yosun yeşiline dönük, daha çok soğumuş kül rengini andırıyordu yüzü… Gözlerinin içi taze bir yağmurun ardından buhar buhar kaynaşan toprağı hatırlatıyordu… Mesafesiz ufuklar aralıyor gibi kısık bakan gözleri, muhtemeldir ki görmüyordu… Dışarılarda, doğayı dalgın uykusundan uyandırmaya çalışan manzaranın dekor ve nakışlarını hazırlamak için çırpman yeryüzünde, hareketlilik vardı… Ne yazık ki desen desen çiçekleriyle […]

Ahmet Erol – Turne Mektupları

Karadeniz’in dalgaları yüreğimi döverken, Mario Levi’nin Haldun Taner Öykü Ödülü’nü alan Bir Şehre Gidememek adlı şiirsel öykülerini yutarcasına okudum. Çok şeyler buldum seviden, özlemden, insanlıktan ve bizden yana. Bu yapıtı okuyan herkesin kendi yaşamından kesitler bulacağını sanıyorum. Mario Levi, alanında bir ilk. Türkiye’de yapılmakta olan yazın yarışmalarında ilk kez ödül kazanma başarısını taşıyan ilk azınlık […]

Ahmet Çiğdem – Bir İmkan Olarak Modernite Weber ve Habermas

Walter Benjamin, “eski güzel şeylerden değil, yeni kötü şeylerden başlamak gerekir” diye yazar. Her zaman Benjamin’in belirttiği ihtimâllerin dışında başka bir ihtimâlin varolduğuna inanarak hareket etmeye eğilimliyizdir; eski güzel şeylerden başlamanın, yeni kötü şeylerin belirlenmesine engel olmadığını veya yeni kötü şeylerden düşünmeye ya da eylemeye başlanmasının, eski güzel şeyleri unutturmaması gerektiğini düşünürüz. Ancak hareket noktamız, […]

Ahmet Çelik – Roma İmparatorluk Dönemi Lahitleri

Çalışmanın Kapsamı Tezin konusu, Adana Müzesi Roma İmparatorluk Dönemi Lahitleri’dir. Adana Müzesi bünyesinde bu tanıma uyan toplam 20 adet lahit bulunmakta olup 19 lahit Adana Müzesi’nde, 1 lahit ise Adana Müzesi’ne bağlı Anazarbos Antik Kenti sınırlarında bulunan müze evin bahçesinde sergilenmektedir. Lahitler, Adana, Osmaniye ve Mersin İli sınırları içerisinden getirilmiştir. Bu alanlar geçmişte Ovalık Kilikya […]

Ahmet Cevizci – Metafizige Giris

Metafizik, amacı şeylerin gerçek doğasını -var olanın var olmak bakımından anlamını, yapısını ve ilkelerini- belirlemek olan felsefî araştırmadır. Bu araştırma her ne kadar genellikle, oldukça derin ve en yüksek ölçüde teorik olan bir çalışmaya işaret eden bir şey olarak anlaşılıp birçok eleştirinin boy hedefi yapılmış olsa da, metafizikçiler tarafından, o bir bütün olarak gerçeklikle ilgili […]

Ahmet Buke – Yukluk

Annemin adı Habibe. “Ben hiç yorulmuyorum. Sen merak etme beni,” diyor. Şerefnur teyzelerde mukabele varmış. “Çorbayı ısıt. Kapama var, salata tezgâhta. Abini boş bırakma ama. Sen sofraya oturmazsan o da yemiyor, biliyorsun.” Şıpıdık terliklerini giydi. Portmantonun aynasında üstüne başına baktı şöyle. Kitabını koynuna aldı. “Ben size bakmaktan yorulmam. Her şey iyi olsun yeter ki…” Annem […]

Ahmet Buke – Kumrunun Gordugu

Mahallenin girişindeki ihtiyar palmiyenin taşakları çıktı! Ben inanmadım tabii. Ama Ayazağa Teyze ısrarla kapımı çaldı. Açmayınca pencereyi taşladı. Sonunda bisikletimin ön tekerleğini tığıyla delik deşik etmesine dayanamadım. Perdeyi çektim. “Yemin ederim; nah şu kadar tüylü, esmer taşakları var.” Mucit Dede yolun altındaki kapısından çıktı. “Hanım, hanım! Ayıptır. Bari husye deyiniz.” “Ay sana da husyene de […]

Ahmet Buke – Alni Mavide

“Biz eskiden çok zenginmişiz.” Gün batıyordu. Sıcaklık ağırdan çekilmeye başlamıştı. Bileğimle alnımı kaşıdım. Kaşlarıma yapışmış siyah tüyler döküldü. Üfürdüm. Birkaçı havalanıp kendi etraflarında hızlı daireler çizdi, yerdeki kan birikintilerine düştü. “İki nehrin doğduğu gözde yüksek duvarlı evimiz varmış. Kaya gibi bir kapı, arkasında tırnağına kadar silahlı adamlar… Salih, dinliyor musun, beni? Ulan Salih, bakmasana suratıma […]

Ahmet Batman – Soguk Kahve

Hayatta her şeyin bir başlangıcı vardır ve her başlangıç beraberinde sayısız beklentiyi getirir. İnsan beklenti olmadan yaşayamaz. Zaten bu dünyayı çekilebilir hale getiren bir şey varsa o da hayal dünyamızdır. Kötü ya da olumsuz sonuçlar doğuracağını bile bile kimse bir işe başlamaz. Hep bir umutla başlarız, hep pembe tonlar ama o pembeler hayata karışınca kararıyor […]

Ahmet Aydin – Tas Devri Diyeti

Prof. Dr. Ahmet Aydın kendi alanında “tek” uzman. Hangi alan mı? Beslenme. Bir sürü doktor var diyeceksiniz. Evet var. Ama Ahmet Bey onlardan farklı. Birincisi, sadece insan sağlığını düşünerek çalışıyor. İlaç firmasının esiri olarak değil. Tarafsız. Doğru neredeyse o da onun yanında. Cesur. Şunu yazmayayım, dava ederler. Bunu söylemeyeyim aforoz ederler diye hesap yapmıyor. Dava […]

Ahmet Arif – Hasretinden Prangalar Eskittim

Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğruna ölümlere gidip geldiğim, Zulamdaki mahzun resim, Haberin var mı? Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, Karanfil kokuyor cıgaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin… 14 KARANFİL SOKAĞI Tekmil ufuklar kışladı D ört yön, onaltı rüzgâr Ve yedi iklim beş kıta Kar altındadır. Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar […]

Ahmet Altan – En Uzun Gece

Kehribar rengi tozlu bir dünyanın üstünde uçuyorlardı. – Kil kırmızısı tepelerin yamaçlarındaki binlerce yıl önceden kalma kilise harabeleri, yıkık duvarlar, duvarlarına pencere biçimi delikler açılmış mağaralar, kayalara oyularak yapılmış basamaklar, bunların altına yerleşmiş ve bugüne mi yoksa geçmişe mi ait olduğu anlaşılamayan düz damlı kerpiç evler, derin vadiler, yaprakları tozlanmış, gövdeleri ihtiyarlıktan eğilmiş iğde ağaçlan […]

Ahmet Akıncı – Ezoterik Öğretiler

Kim ya da Ne yarattı bizi? Neden, Ne Zaman ve Nasıl yaratıldık? Var olmamızın nedeni ne? İlk bakışta oldukça felsefi görünse de, mağaralardan çıkışından başlayarak günümüzdeki modern(!) yaşantısına kadar geçen on binlerce yıllık var oluşu süresince insanoğlunun kendisine en fazla sorduğu sorular bunlar. Tüm yaşamı boyunca aklını sürekli biçimde kurcalayan, yaşamının her anında yanıtlarını aradığı […]

Ahmed Yilmaz Boyunaga – Endülüs Şahini

Zafer Rüzgarları İfrikiyye’de (1) akşam olmak üzereydi. Gümüş renkli bulutlar, bakır rengine dönüşüyordu. Akşam güneşinin altın ışıklan altında yıkanan kumlarda, onbeş atlı ilerliyordu; Atların toynakları altında kumlar çıtırtüarla eziliyor ve kumlara gömülüp kasılan ve adaleleri dışarı fırlamış bu çevik ayaklar, ezdikleri kumlardan kuvvet alarak, tekrar ileri atılıyorlardı. Mesafeler böylece adım adım yutulmaktaydı. Beyaz maşlahlarına bürünmüş […]

Ahmed Refik – Lale Devri

ONYEDINCI YÜZYIL, Osmanlılar için, elemli bir felâket yüzyılıydı. Bu musibet Viyana surlarından baĢlamıĢ, Tuna sahillerine kadar devam etmiĢti. Osmanlılar böyle bir felâketle karĢılaĢacaklarım asla düĢünmemiĢlerdi. Sultan III. Mehmed devrinden itibaren Osmanlı saltanatının iç kuvveti çürümüĢ, tefessüh etmiĢti. Memleketin geleceğini sağlam temeller üzerine kurmaktan çok, kendi askeri Ģereflerine Ģeref katmak isteyen sadrazamlar, Osmanlı ordularını halen uzakta […]