Hasta uyandı. Yazdığı şarkılardan birinin sesi zayıflıyordu; o uyurken inanılmaz pineklemesine eşlik eden bir film müziği gibi tekrar tekrar çalmıştı. Çölü en ufak ayrıntısına dek hatırlıyordu. İlk gördüğü bir insan oldu. Bu bir doktordu. Üzerindeki haki renkli pantolona ve Hawaii gömleğine bakınca doktor gibi giyindiğini söylemek mümkün olmasa da gözlerindeki bilim parıltısı onu ele veriyordu. […]
Kategori: Genel
Josh Malerman – Kafes
Malorie mutfakta dikilmiş düşünüyordu. Elleri ıslaktı. Titriyordu. Ayak başparmağını gergin bir şekilde çatlak fayansa vuruyordu. Saat epeyce erkendi; büyük olasılıkla güneş ufuktan yeni yeni doğuyordu. Güneşin cılız ışıklarının, camları örten koyu renkli ağır perdelerin rengini siyahın daha yumuşak bir tonuna çevirişini izledi; Sis var, diye düşündü. Çocuklar koridorun aşağısındaki siyah kumaşla örtülmüş kümes telinin altında […]
Joseph Molitor – Kildaniler ve Doğu Süryani Kilisesi
Bu eser Kildaniler* ya da diğer adlarıyla Doğu Asurlar, Doğu Süryaniler’ in tarihi üzerine önemli bilgiler içermektedir. Eserin orijinali Almanca yazılmıştır. Türkçe’ deki bu ilk basımına Arapça, İngilizce ve Fransızca’dan bazı yazıların çevirileri eklenerek eser daha da zenginleştirilmiştir. Kolaylık sağlanması amacıyla eserdeki konular, harflerle bölümlere ayrıldı. Metinde geçen Helence sözcük ve tümceler transkribe (dönüştürme) edildi. […]
Joseph Delaney – Wardstone 04 – Hayaletin Savasi
Karanlık ormanda beni kovalayan cadı anbean arayı kapatıyordu. Kaçabilmek için çılgınca koşuyor, yüzümde kamçı gibi şaklayan dallar ve yorgun bacaklarıma dolanan çalıların arasında çaresiz bir şekilde zikzaklar çiziyordum. Ormanın sonuna ulaşabilmek için çabalarken aldığım her nefes boğazımı yakıyordu. Ormanın ötesinde Hayalet’in batı bahçesine uzanan yokuş vardı. Ah oraya bir varabilsem, güvende olurdum! Savunmasız değildim. Sağ […]
Joseph Delaney – Hayaletin Sırrı
Soğuk, karanlık bir kasım akşamı, Alice’le birlikte mutfaktaki ateşin başında, ustam Hayalet’in yanında oturuyorduk. Hava son günlerde giderek soğumaya başlamıştı ve çok yakında Hayalet’in, kasvetli Anglezarke Fundalığındaki kış evine gitme vaktinin geldiğine karar vereceğini biliyordum. Gitmek için acelem yoktu. Sadece ilkbahardan beri Hayalet’in çırağıydım ve henüz Anglezarke’daki evi görmemiştim, ama merak da etmiyordum. Burada, Chipenden’da […]
Joseph Conrad – Lord Jim
Boyu bir seksen civarındaydı ve güçlü kuvvetli bir yapısı vardı; başı önde, omuzları hafif kambur, adeta bir boğanınki gibi alttan alttan, sabit bakan gözlerle doğrudan insanın üzerine hücum eder gibi yürürdü. Derinden gelen gür bir sese sahipti ve görüşlerini ortaya koyarken kendine pek güvenen, kararlı ve inatçı bir tavrı asla saldırganlaşmadan sergiliyordu. Bu tavırları sanki […]
José Saramago – Umut Tarlaları
José Saramago – Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl
Burada bitiyor deniz ve kara başlıyor. Solgun kent yağmur altında, nehir çamurlu, kıyıları hep su basmış. Kara bir gemi karanlık akıntıya karşı yol almakta, HighIand Brigade bu, Aleantara Rıhtımı’na yanaşacak. İngiliz Kraliyet Postası’nın bu gemisi Londra-Buenos Aires arası sefer yapar ve Atlantik,i bir uçtan bir uca aşarken hep aynı limanlarda durur, La Plata, Montevideo, Santos, […]
Jose Saramago – Ressamın El Kitabı
İkinci resmi yapmayı sürdüreceğim ama hiçbir zaman bitmeyecek, biliyorum. Çalıştım, çabaladım, başaramadım; şu anda üzerine yazmaya başladığım bu beyaz kâğıt, başarısızlığa uğradığımın ya da tükenmişliğimin en açık kanıtı. Er geç birinci resimden İkincisine geçecek, sonra yazma işime döneceğim ya da aradaki evreyi atlayacağım ya da S.’nin ısmarladığı portreye ya da onun tam yanında bulunan ve […]
José Saramago – Kopyalanmış Adam
Az önce bir video kaset kiralamak üzere dükkana giren adamın kimlik belgesinde hiç de sıradan sayılmayan, insanın damağında zamanla ekşi bir tat bırakan, klasik lezzette bir isim yazılı, Tertuliano Máximo Afonso. Adam daha sık kullanılan Máximo ve Afonso adlarını şimdilik, içinde bulunduğu ruh haline göre hazmetmeyi başarıyor, Tertuliano adıysa, ismin alınganlık yaratan alaycı bir tavırla […]
José Saramago – Kısırdöngü
Sandalye düşmeye, devrilmeye, kırılmaya başlamıştı, diyebiliriz ama ne gariptir ki mesela, ikiye katlanıyordu, diyemiyoruz. Katlanmak fiilini kullanabilmemiz için, iki kanadın bir araya gelmesi türünden bir eylem söz konusu olmalı. Katlanıp bir köşeye kaldırılabilen ve çok çabuk parçalandığı gayet iyi bilinen, o uyduruk sandalyelere hiç benzemeyen bu sandalye için böyle söyleyemeyiz. Gerçi oturan rahat etsin, kollarını […]
José Saramago – İsaya Göre İncil
José Saramago – İncil’deki İkinci İsa
Gü neş dörtgenin üst köşelerinden b irind en, izleyi cinin güzüyle sol yandan göst er iyor kendisini. Bu güneş ile siıngclcncn bir insan başı aslında, güz kamaştırıcı ışınlar ve ne yö ne döne ceğini şaşıran rüzgar g ülleri gibi dalgala nan alevler sac,;ıyor. ağlaınaldı b ir siması var, dinmek bilmeyen acılarla sarsılan bir adamın […]
José Saramago – Çatıdaki Pencere
José Saramago – Bütün İsimler
Kapının kasasının üzerinde ince uzun bir levha var, mineli. Beyaz bir fonun üzerine siyah harflerle Nüfus Kayıt Merkez Arşivi yazıyor. Minesi çatlamış ve hatta bazı noktalarından atmış. Kapı antika, son kat kahverengi boyası dökülmüş, tahtanın görüııeıı damarları çatlamış bir deriyi andırıyor. Beş tane penceresi var cepheye bakan. Kapısından girer girmez, eskimiş kağıt kokuları hissediliyor. Doğrusu […]
Jose Rodrigues Dos Santos – Kodeks 632
Yaşlı tarihçinin hayatının son dört dakikası içinde olduğundan haberi yoktu. Otelin asansörünün geniş kapısı sanki onu hapsetmek için bekliyordu. İçeri girip on ikinci katın düğmesine bastı. Asansör yukarı çıkarken duvara gömülü aynada kendini inceledi. Pasaklı tarihçi kalıbına tamamen uyduğunu düşündü. Başının üstü keldi. Kafasındaki bir tutam saç da geride, kulaklarının arkasındaydı. O bir tutam saç […]