Orhan Veli’nin ölümünden sonra Bütün Şiirleri adlı kitabına eklenen ölçülü uyaklı ilk şiirlerinin başarısı yadsınamaz. Onun için de, birdenbire o yoldan ayrılıp neden Garip’e yöneldiği düşündürücüdür. On yıl gibi kısa bir sürede bütün genç şairleri girdiği yeni yola çekebildiğine bakılırsa, bir gereksinimi herkesten önce sezdiği söylenebilir. Biraz dirense ustaları arasında anılmaya başlayacağı bir şiiri bırakıp […]
Orhan Veli – Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti
Orhan Pamuk – Saf ve Dusunceli Romanci
Roman Okurken Kafamızda Neler Olup Biter? Romanlar ikinci hayatlardır. Fransız şair Gerard de Nerval’in rüyaları gibi, romanlar da, hayatımızın renklerini ve karmaşalarını gösterir ve tanıdığımızı hissettiğimiz kişilerle, yüzlerle, eşyalarla tıkış tıkış doludur. Roman okurken de, tıpkı rüya görürken olduğu gibi, karşılaştığımız şeylerin harikuladeliği bazan bizi öylesine çarpar ki, nerede olduğumuzu unutur; tanık olduğumuz hayali olayların […]
Orhan Pamuk – Kirmizi Sacli Kadin
Aslında yazar olmak istiyordum. Ama anlatacağım olaylardan sonra jeoloji mühendisi ve müteahhit oldum. Okuyucularım, hikâyemi anlatmaya başladım diye olayların sona erip arkada kaldığını da sanmasınlar. Hatırladıkça olayların içine daha çok giriyorum. Bu yüzden sizlerin de peşim sıra baba ve oğul olmanın sırlarına sürükleneceğinizi hissediyorum. 1985’te Beşiktaş’ın arkalarında, Ihlamur Kasrı’na yakın bir apartman dairesinde yaşıyorduk. Babamın […]
Orhan Keskin – Degirmenci ve Oglu
Evvel zaman içinde küçük bir kasabada bir değirmenci ailesi varmış. Yaşlı değirmenci ve ailesi, ormanın kenarında bir evde yaşarmış. Mevsimler, birbirini kovalamış. İlkbahar, yaz, sonbahar derken kış mevsimi gelip çatmış. O yıl kış mevsimi çok sert geçiyormuş. Kış, etkisini uzun süre devam ettirmiş. Bahara doğru değirmenci ailesinin yiyecekleri iyice azalmış. Aile, yiyecek sıkıntısı çekiyormuş. Yaşlı […]
Orhan Kemal – Vukuat Var
Taneleri fındık iriliğindeki kehribar tesbihini sıkırdatarak Kurukopru’de, berber Kurt Resid’in dukkanından iceri giren Cemsir, kapıda bir an durdu. Berber Resit o sıra gozunde gozluk, yaprakları lime lime olmus Kankalesi Cengi’ni kimbilir kacıncı kez okumaktaydı. Kendini kitaba kaptırmıs, sallanıyordu. Cemsir’in iceri girdiğini gorunce, gozluğunu telasla cıkarıp kalktı: — Buyur ağa! Cemsir iceri yurudu: — Esselamunaleykum! — […]
Orhan Kemal – Üç kağıtçı
İstasyon çok kalabalıktı. Günlerdenberi İstanbul’dan gelen ekspreslerle posta katarlarına bakmak için halk istasyona iniyor, «Memleketi mantara bastıran kalontor»u, candarmalar arasında, kelepçeli elleriyle görmek istiyordu. Yalnız görmek mi? Yanlarına getirdikleri çürük domates, yumurta, patates, çakıl taşlarıyla bir güzel donatacaklardı: «— Deyyus, kendine müfettişler müfettişi süsü verir miydi?» Gazetelerin yazdığına göre, İstanbul’da Boğaz’da, yeni açılmış bir otelin […]
Orhan Kemal – Murtaza
Yakın dostlarım, Murtazayı bu yeni hale getirmememi istediler. Hem de ısrarla. Biz onu öyle bulduk, öyle okuduk, öyle sevdik. Ne diye değiştireceksin? dediler. Hatta içlerinde çok önem verdiğim kimselerin de bulunduğu bu görüş üzerinde uzun uzun durdum. Kitabın üstünde Romanyazıyordu, ama o haliyle Murtaza bir roman değil, olsa olsa bir büyük hikâyeydi. Kitabın yüz seksen […]
Orhan Kemal – Gurbet Kuslari
Orhan Kemal – Eskici Dükkanı
Betonunda bile otlar biten bereketli Çukurova topraklarının dört bucağından inceli kalmlı kollar gibi uzanan tozlu yollarda bir zamanlar develer, Bursa çift atlıları, çokluk da sabahlardan akşamlara, akşamlardan sabahlara dek gıcır gıcır gıcırdayan kocaman tekerlekli öküz, camız arabaları, şimdilerde ise güçlü kamyonların benzin, mazot kokulu homurtularla çuval ya da hararlar dolusu çektikleri tohumlu, tohumsuz pamuklar, arpa, […]
Orhan Kemal – Ekmek Kavgası
Sabah, öğle, akşam karavanalarından artan yemeklerin döküldüğü toprak, kalın ve besili solucanların hazla kıvrıldığı zifirden bir bulamaç halindeydi. Yalınayak çocuklarla ihtiyar kocakarılar, paslı teneke kutuları ağız ağıza dolu, uzaklaşırlarken, erkek köpekler sıhhatten gerilmiş karınlarını güneşe devirip uyuklarlar, sarkık memeli dişiler de, peşlerinden tonton enikleriyle dolaşırlardı. Daha sonra meydan karga sürülerine kalırdı. Simsiyah kanatlarında mavi ışıltılaria […]
Orhan Kemal – Dünya Evi
Yazana hazırladığı eserin orijinali ve bütünüdür Pamuk kozalarının beyaz beyaz patladığı, aydınlık bir Eylül gecesiydi. Yıldızlar iri iriydiler, ay vardı. Vardı ama Igenç adamın gördüğü yoktu. Bir hafta-clanberi yirmi dört lira doksan beş kuruş ve genç kansiyle kalakalmıştı: Fırtınaların çalkaladığı korkunç Okyanuslarda, parçalanmış yelkeni, kırılmış dü-meniyle küçücük bir tekne gibi. Ne yapacaktı? Anlıyordu ki babaannesi […]
Orhan Kemal – Bereketli Topraklar Üzerinde
Orta Anadolu’nun seksen evlik köylerinden Ç. köyünün erkekleri o yıl da çalışmak için çeşitli iş bölgelerine dağıldılar: Sekizi onu Kayseri Dokuma fabrikasına gitti, dördü beşi Sivas Çimento fabrikası, Cer atölyesine. İçlerinden üçü de Çukurovanın yolunu tuttu. Bu üç kişi, tflahsızın Yusuf, Köse Hasan, Pehlivan Ali köyde kapı komşuydular, çocukluklan bir arada geçmişti, Biraz palazlanınca şunun […]
Orhan Kemal – Baba Evi
Ben doğduğum zaman, babam, Çanakkale’de, Darda-nos’ta bataryasının başında, kumral bıyıklı, enveriye’li bir topçu mülâzimisanistoymiş. Dedem benim doğduğumu babama benim imzamla şöyle tellemiş: Ben de dehr’in sitemin çekmeğe geldim dehr’e! Beş aylıkmışım. Dedem kundağımı avluya çıkarmış. Gökte on beşinde, yalap yalap bir ay varmış. Bakmış bakmış, «Cıss…» demişim. Evde hâdise olmuş bu: — Cıs dedi, cıs […]
Orhan Kemal – Avare Yıllar
Her sabah evden okula diye çıkardım. Koltuğumda kitaplarım, başımda sarı şeritli okul kasketim, ver elini Giritli kahvesi. Dörtyol ağzında Gazi’yle, Hasan Hüseyin’i beklerdim. Onlar daha önce gelmişlerse, bana geç kalışımın sebebini sorar, çıkışırlar, sonra güle söyleye, köpekleri taşlayarak asfaltın üzerinde yağ gibi kayan pırıl 6 pırıl taksilere hayran hayran bakarak, Giritli kahvesine —— gelirdik. Çok […]
Orhan Karaveli – Sakalli Celal
Bu eser kültür hayatımızda bir boşluğu dolduruyor” Bu kitapta yaşamöyküsü anlatılan; orijinal zekâsı, yaygın kültürü, serâzâd mizacı belirtilen “Sakallı Celâl Bey” ülkemizin son yüz yıllık kültür sürecinde, özellikle aydınlar çevresinde yaşamıyla, davranışlarıyla olduğu kadar etkin ve uyarıcı konuşmaları, renkli sohbetleriyle de ilgi çekmiş, iz bırakmıştır. Ne yazık ki bütün bunlar Celâl Bey’in yaşamıyla sınırlı kalmış; […]