Etiket: Kemal Tahir

Kemal Tahir – Yol Ayrimi

Murat, yemek dönüşü kravatı çözüp masanın üstüne atmış, kahveyi bitirince de kendisini çalışmaya zorlamak için gömleğin kollarını sıvayıp kâğıtları önüne çekmişti. Kâğıtlar: Başta birinci sayfanın planı… Sekiz tane boş sütun… Bunların şurasına burasına konulacak fotoğrafların yerlerini gösteren, küçüklü büyüklü birkaç dörtgen… İç haberleri gibi dış haberleri de incir çekirdeği doldurmaz, Anadolu Ajansı bültenleri… Çoğu telefonla […]

Kemal Tahir – Yedicinar Yaylasi

Evet, vaktin birinde, Çakır Kâhyalardan Halil efendinin Ömer oğlan, Başıbozuk paşası Dilâver ağayı, katiyen adam hesabına almayıp herifin kahpesini güpegündüz atına hoplatarak Yediçmar yaylasına çıkarmıştı da, dünyanın yüzüne «Yiğit -Erkek» diye nam salmıştı. Ömer oğlanın gösterdiği by hüner karşısında, Çorumlular çok laf ettiler ama, o kadar şaşmadılar: — Kan meselesidir, böyle olur. Delikanlı kısmı on […]

Kemal Tahir – Yedek Sevgili

“Beni mahvettin, Cafer, Allah belanızı versin!” İhsan böyle söyleyerek içeri girdi. Elindeki buruşuk gazeteyi masanın üstüne bırakıp beyaz, tombul eliyle bunun üzerine iki kere vurdu: “Resim de ne demek oluyor,” diye oturdu. “Siz lüzumsuz resimleri bu gazetelere neden basıp durursunuz kuzum?” “Hayrola! Çıplak kadın resimlerini mi?” “Tamam… Bir bu eksikti… Ben resim diyorum. Elbiseli resim. […]

Kemal Tahir – Sağırdere

Pelvan Vahit, sesini kısarak ikinci defa seslendi: – Mustafa dedim, namussuz … – Dur efendi … – Duru neymiş? .. Biraz da biz bakalım … – Hüst… -Kulaksızın Mustafa elini aşağıya dogru salladı-: Sen nasıl bakabilirmişsin yahu? Agam Murat’ın Feride oynamakta … – Hep mi Feride oynamakta bir saattir7 .. – Hııı .. . – […]

Kemal Tahir – Rahmet Yollari Kesti

“Yiğit bu dünyada nam için yaşar.” I Sarhoş gibi sarsak sarsak yürüyen kara sıpa, her nedense arada bir duruyor, kulaklarını dikip bir zaman arkasına baktıktan sonra koşarak anasına yetişiyordu. Bektaş Emmi: “Sıpa milletinin de huyu işte bu,” diye düşündü, “körpeyken oyuncu olur sıpa kısmı, lâkin kocayıp yükün altına girdi mi nodullamadan iki adım atmaz. Hele […]

Kemal Tahir – Namuscular, Malatya Cezaevi Notları

Mazmanoğlu Hacı Aptullah bir haftadan beri, yani on iki yıl ağır hapis cezasının üç ay kaldığını anladığı günden beri, yerinde duramıyordu. Mahpus damında mahpus milleti aklını sıçratıp sayı saymayı unutarak ayı günü birbirine karıştırmadıkça bin yıl cezası olsa kaçını yattığı, çıkmaya kaç gün kaldığını hüve hüvesine bilir, bilmekten başka apansız sorulsa, hiç duraklamadan aynen askeriye […]

Kemal Tahir – Merhaba Sam Krasmer

Boyu uzun, omuzlan genişti. Elleri reglan, pardesüsünün ceplerinde geniş geniş adımlarla yürümesi en vesveseli insanlara bile güven verirdi. Bahçe kapısının çıngırak sesine çıkan uşağa yaklaştı. Sağ elini cebinden çıkan polis rozetini gösterdi: — Müfettiş Asley, dedi, sayın Lord Kallebriç’ten özür dilerim. Kendileriyle derhal ve mutlaka görüşmek zorundayım. İhtiyar uşak: — Buyurun bay müfettiş, diye yol […]

Kemal Tahir – Lükres’in Günahları

1492 yılının Ağustos ayı. Dışarıda bunaltıcı bir sıcak var. Bu sıcak Vanozo di Katone’ye gebeliğinin verdiği sıkıntıyı bir kat daha arttırıyordu. Genç kadın üzerindeki ince örtüyü büsbütün attı. Gözlerini baygınlaştırarak tavanın muhteşem oymalarına daldı. Roma’da dillere destan olan bu şahane sarayı Lükres’i doğurduğu zaman kocası Kardinal Aleksandr Borjiya hediye etmişti. Vanozo kocasının ihtiraslı öpüşlerini özleyerek […]

Kemal Tahir – Köyün Kamburu

Aslına bakılırsa, Narlıca köyünün başına, bu Parpar belasını «Sürgün Kınını» yılında Çorum’un namlı tütün kaçakçısı Gavur Ali sarmıştır. Eski kitapların «Taun», köylü milletininse «Sürgün Kırımı» .dediği bu illet, buralara bir yaz ortasında hacılarla beraber geldi, çok ocaklar söndürdü, sofralarında yirmi – otuz kaşık çalışan nice konaklan yıktı. Köylünün can kaygısına düştüğü, ölü gömmekten yetim – […]

Kemal Tahir – Körduman

Vakit geceyarısını çoktan geçmişti. Hava bulutlu olduğundan birkaç adım ilerisini görmek mümkün değildi. Bu sebeple Topal İsmail büsbütün ağır yürüyor, sakat bacağını zedelememek için arada sırada elektrik fenerini yakarak taşları, çukurları kolluyordu. Görülmek istemediğinden köyün içinden geçmemiş, Aşağı mahalle harmanlarından dolaşmıştı. Selim’in avlu kapısında feneri kuşağının arasına soktu, omzundaki boş çuvalı okşadı, avucuna tükürüp avluya […]

Kemal Tahir – Kiran Kirana

Sol kolumu her hareket ettirişte Lüger’imin yokluğunu hissederek o Velda’ya küfürü basıyorum. Aynalara gözüm iliştikçe suratım asılıyor. Son moda smokin giymek benim neyime? Biz maskara olursak bu kız ne kazanacak bilmem ki … Smokini benden habersiz ısmarlamış. Askerlik arkadaşlarımdan genç avukat Dav Spenser, genç avukatlar namına verilen baloya beni ısrarla davet edince fırsatı kaçırmak istemedi. […]

Kemal Tahir – Kemal Tahir’den Fatma İrfan’a Mektuplar

K em al Tahir’in 1933 – 1938 y ıllan arasında Fatm a İrfan ’a yazdığı m ektuplardan oluşan bu derlemenin ünlü yazarım ızın edebi gelişim ine ve kendi kuşağındaki Türk aydınlarının yaşam serü ­ venine ışık tutacak nitelikte olduğu kanısındayız. K em al Tahir’in 25 yaşlarındayken el yazısıyla ve eski harflerle kalem e aldığı bu […]

Kemal Tahir – Kelleci Memet

— Canın sıkkın senin bugün Kelleci… «— Sıkkın Hatip Emmi, sıkkın biraz… «— Sevin köpoğlusu!’.. Mahpus damında canın sıkkını gevşeğinden iyidir, hoplayıp çıkmaz!» I Kelleci Memet, iri elleriyle pencere demirlerini tutmuş, kırmızı dilini, ağzının sağ yanından dışarı çıkarmıştı. Bu duruşuyla kendini asmış bir adama benziyor, biraz kısık gözleri, biraz bükük boynu, bu benzerliği büsbütün artırıyordu. […]

Kemal Tahir – Hür Şehrin İnsanları

Garson lhsan, Felek Kıraathanesi’nin hela musluğunda elini yıkayan Murat’a sabun yetiştirdi: – Buyrun Murat Bey! – Teşekkür ederim. – Siz mi kazandınız? – Evet. – Kaç parti? – lki parti. Kırk kuruş aldım. Allah bereket versin … – Onlar Cimdallı’da sizi yenemezler. Burada, sizi Cimdallı’da yenecek yok … – Kağıt meselesi. – Kağıt başka … […]

Kemal Tahir – Halk Pilajı

Türkiye’nin yayıncılık hayatında, gazeteler, yayınevleri ve yazarlar arasındaki edebi ve ekonomik ilişkilerin belki biraz daha amatörce yürütüldüğü yıllarda, Kemal Tahir gerek kendi ismiyle, gerek müstear isimle, son derece zor koşullar altında, inanılması güç bir eforla büyük küçük sayısız esere imza atmıştı. Bu yoğun mesainin izleriyle dolu olan mektuplarından herhangi birine bakmak, “yazarlık mesleği” hakkında bir […]

Kemal Tahir – Gol Insanlari

Hamdi uyuyan arkadaşlarını uyandırmamağa çalışarak pantolonunu giydi. Paçalarını diz kapaklarına kadar sıvadı. Ceketini omuzuna alıp kulübeden dışarı çıktı. Dışarda «Kırklar köyü harabesi» yamrı yumru duvarların gölgesi altında karmakarışık ve tembel görünüyordu. Mezarlığın yanından kısa bir dua okuyarak geçip üstü sazlarla örtülü ahırın kapısını açtı. Eşekler birbirinin omuzuna dayanmışlar gibi yanyana duruyorlardı. Kapının açılmasına, içeriye birinin […]